Ekonomi Bakanı Çağlayan Singapur ziyareti sırasında önemli açıklamalarda bulundu.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye'nin ciddi bir rafineri kapasitesi olduğunu belirterek, "Rafineri kapasitemizi en etkin şekilde kullanmak, cari açığı azaltmak için stratejik yatırımlarda yüzde 40 katma değer şartını rafineri sisteminde aramayacağız" dedi.
Singapur Limanı ve Jurong Adası'nı ziyaretinin ardından gazetecelere açıklamalarda bulunan Çağlayan, Türkiye'nin ticari kapasitesi ve ürünleriyle Singapur pazarında görücüye çıktığını söyledi. Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşması için lojistik ve uygun enerji altyapısının hazırlanması gerektiğine dikkati çeken Çağlayan, "2023'e giden hedefte bunların hepsi stratejik hedefler ve eylemler olarak var" dedi.
Yüksek Hızlı Tren'de Türkiye'nin hızlı bir gelişme kaydettiğini belirten Çağlayan, hükümet olarak gelecek 10 yılda 10 bin kilometre hızlı tren yolu, 5 bin kilometreye yakın da yeni demiryolu ağı yapacaklarına kaydetti.
Çağlayan, deniz yolu taşımacılığını da teşvik kapsamında 5. bölge destekleriyle destekleyeceklerini bildirdi.
Bu şekilde dünyanın önemli konteyner limanlarını inşa edeceklerini belirten Çağlayan, "Bizim 1 trilyon 150 milyar dolarlık dış ticaret hacmini karşılayacak limanlara ihtiyacımız var. Bu kadar malı sirküle edecek limanlara ihtiyacımız var. Bu anlamda mevcut limanlarımız kesinlikle yetersiz kalacak" diye konuştu.
Bu limanlardan bir tanesinin Mersin, diğerinin de İzmir-Çandarlı limanları olduğunu bildiren Çağlayan, 2023 hedeflerinin karşılanabilmesi için Mersin ve İzmir'de her biri için 10 milyon TEU'luk konteyner limanlarının inşa edilmesi gerektiğini söyledi.
Çağlayan, "Mersin'i ve İzmir'i dünyanın en büyük aktarma merkezlerinden biri yapacağız. Çandarlı ve Mersin'in Singapur'dan ne farkı var- Hiçbir farkı yok. Biz Akdeniz'in en önemli aktarma merkezi olabilecek duruma sahibiz" dedi.
-Singapur'a lojistik merkez-
Türkiye'nin ihtiyacı olan liman ve lojistik konularının mutlaka çözülmesi gerektiğini ifade eden Çağlayan, mesafenin uzak olmasının Türkiye'nin Uzakdoğu'ya olan ihracatının az olmasında etkili olduğunu dile getirdi.
Bu sorunun çözümünün, söz konusu bölgelere lojistik merkez kurmak olduğunu anlatan Çağlayan, "Burası Malezya'ya çok yakın, Endonezya'ya çok yakın. Dış ticaret açığımız Asya-Pasifik ve Uzakdoğu'dan kaynaklanıyor. Şimdi bunları lojistik merkezler oluşturarak, Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) bu konuda yapacağı çalışmayla karar vereceğiz. Ümit ediyorum ki lojistik meselemizi çözme imkanımıza kavuşacağız" ifadelerini kullandı.
-Teşvik dünyaya duyurulacak-
Çağlayan, yeni teşvik sisteminin dünyanın her yerinde ilgi uyandırdığını belirterek, bu durumu Japonya ziyareti sırasında da gördüklerini söyledi.
Hazırladıkları "iddialı ve cömert" teşvik sistemini Singapur'da da tanıtacaklarını ve bu görevi büyükelçiliğin ve ticaret müşavirliğinin devam ettireceğini dile getiren Çağlayan, "Biz de artık teşvik sistemimizi dünyada, büyük televizyonlarda tanıtacağız. Teşvik sistemimizi en etkili şekilde dünyaya duyuracağız. Çünkü bu teşvik sisteminden haberdar olanlar ilgilerini ciddi şekilde gösteriyorlar" dedi.
Çağlayan, teşvik sistemi tanıtıldığı takdirde Türkiye'ye öngörülen yatırımın yapılacağı konusunda endişeleri olmadığını kaydetti. Tanıtımlarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın rol alıp almayacağına ilişkin soruya da Çağlayan, "Düşünmedik ama niye olmasın" yanıtını verdi. Çağlayan, tanıtımlara bu yıl başlayacaklarını dile getirerek, tanıtım bütçesini bir şekilde ayarlayacaklarını söyledi.
-Demiryolu işletmeciliği özelleştirilecek-
Çağlayan, bugün görüştüğü PSA International ile Akfen Holding ortaklığında işletilen Mersin Limanı'ndaki taşıma maliyetlerinin yüksek olmasından bazı iş adamlarının şikayet ettiğini belirterek, bu konunun toplantıda gündeme gelip gelmediğine ilişkin bir soru üzerine Türkiye içindeki taşıma maliyetlerini azaltma konusunda yoğun faaliyetleri olduklarını dile getirdi.
Bunun için demiryolu işletmeciliğini özelleştireceklerini kaydeden Çağlayan, kanun tasarısının Bakanlar Kurulu'nda imzaya açıldığını söyledi. Çağlayan, "Aynen havayolu şirketlerinde olduğu gibi demiryolunda da taşımacılık özelleştirilecek" dedi.
-Rafineri yatırımlarına teşvik-
Oteller, yiyecek, içecek imkanları ve daha birçok sosyal imkanın bulunduğu Santosa Adası'nın özel ekonomik bölgesi sayılan Jurong Adası'nı daha cazip kılmak için tasarlandığını kaydeden Çağlayan, "Biz de bunun ilk örneğini Mersin'den başlatalım istiyoruz. Çünkü Mersin bununla ilgili önemli bir altyapıya sahip" dedi.
Jurong Adası'nda 100 petro-kimya tesisi bulunduğunu belirten Çağlayan, bu firmaların toplam yatırımının 40 milyar Singapur doları (34 milyar Amerikan doları) olduğunu dile getirdi.
Çağlayan, adada günlük petrol işleme kapasitesinin 1,3 milyon tona ulaştığını belirterek, adada 4 rafineri bulunduğunu söyledi. Bakanlık olarak kimya sektörüne ayrı bir önem verdiklerini anlatan Çağlayan, Jurong modelinin uygulanması halinde Türkiye'ye çok önemli petro-kimya yatırımları geleceğini belirtti.
Çağlayan, Türkiye'nin ciddi bir rafineri kapasitesi olduğuna dikkati çekerek, "Rafineri kapasitemizi en etkin şekilde kullanmak, cari açığı azaltmak için stratejik yatırımlarda yüzde 40 katma değer şartını rafineri sisteminde aramayacağız" diye konuştu.
Kaynak:Aktüel Deniz