Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Karayolu / DÖRDÜNCÜ KÖPRÜ ŞART

DÖRDÜNCÜ KÖPRÜ ŞART

DÖRDÜNCÜ KÖPRÜ ŞART 06.07.2012

Bu devlet Hakkari'yi, Sivas'ı, Edirne'yi, Hatay'ı, Trabzon'u düşünüyorsa İstanbul'un ulaşım yatırımlarına öncelik vermek durumunda. Çünkü Türkiye'deki tüm kentlerin dayanıklı tüketim mallarından tekstiline, cam eşyasından gıda maddesine kadar birçok ürün İstanbul ve çevresinde üretiliyor. Diğer kentlerde üretilen malların en büyük tüketicisi de İstanbul'da yaşıyor. İstanbul köprüleri sadece, Türkiye'nin değil Asya ile Avrupa arasındaki kara geçişlerinde tek seçenek durumunda. - İstanbul Boğazı'na dördüncü köprü şart! - Senin başka işin gücün yok mu? Bu dergi tüm lojistik sektörüne mi, sadece İstanbul şirketlerine mi hitap ediyor? - İstanbul hem Türk ekonomisinin hem de Türk lojistik sektörünün amiral gemisi. İstanbul'da yaşanacak bir darboğaz tüm Türk ekonomisini baltalar. Şimdi bu darboğaz, dar İstanbul boğaz geçişlerinde yaşanıyor. - Daha üçüncü köprünün ihalesi yeni yapılmış iken dördüncü köprü de nereden çıktı? - Bugünden fikri hazırlık yapılması için söylüyorum.

Hükümetimizin bugünden topluma bu projeyi benimsetmesi lazım. - Üçüncü köprü bittikten sonra bu proje hazırlansa daha iyi olmaz mı? - Çok geç kalınır. İstanbul'da köprü geçişlerinin ne kadar önemli olduğunu anlamak için haziran ayında Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde yapılan bakım-onarım çalışmaları sırasında sadece iki şeridin kapatılmasından sonra yaşanan trafik tıkanıklıklarını hatırlayın. Tüm okullar kapalı olduğu halde şehir felç oldu. - Durum o kadar mı kötü? - Bak, Karayolları Genel Müdürü Cahit Turhan, "Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün kapasitesi günlük 250 bin araç. İki köprüden her gün 550 bin araç geçiyor. 10 dakikalık yolculuklar 90 dakika sürüyor. Yüzde 300'lük işletme kaybı var. Boğaz trafiği S.O.S vermeye başladı. Köprüler kapasitesinin yüzde 100'ünden fazla trafik taşıyor" diyor. - Öyleyse belli günler özel araçlar trafiğe çıkmasın. - Böyle polisiye önlemlerle sorun çözülse idi, diğer gelişmiş ülkelerdeki metropolitanlarda da aynı kısıtlamalara gidilirdi. Eğer, serbest piyasa ekonomisi, rekabetçi piyasa, girişim serbestisi gibi kavramlara önem veriyorsan taşıt araçlarının hareketlerini kısıtlayamazsın. İstanbul'daki üretimin önemli bir kısmı fason üretim. Her biri ayrı bir atölyede üretilen parçalar son işlemin yapıldığı ünitede toplanıyor. Yani kent içi lojistik hareket çok yüksek. - Peki bu ihtiyacı Hükümet göremiyor mu? - Böyle bir şey söylemiyorum. Ancak bakanlar, bürokratlar İstanbul'da eskort eşliğinde veya güvenlik şeritlerinde hızlı hareket ettiklerinden, sıkıntının gerçek boyutlarını tespitte güçlük çekiyor olabilir. Bakın, bugün "billboard"larda gördüğüm bir havayolu şirketinin reklam afişinde şu slogana yer verilmişti: "Köprüyü geçmeden 24 ülkede 51 şehre" - Ne demek istiyorlar? - "Üç saatte sizi Kurtköy'den Beylikdüzü'ne götüremeyiz ama İstanbul'dan Londra'ya uçurabiliriz. Bizden köprü geçişi isteme de hangi ülkeye gitmek istiyorsan iste, hemen yerine getiririz" demek istiyorlar. Bu reklam bile İstanbul trafiğinin ne kadar içinden çıkılmaz duruma geldiğini anlatmaya yetiyor. İstanbul'da yaşayan için Londra'ya, Paris'e Şahgay'a, New York'a uçmak değil, Atatürk Havalimanı'na ulaşmak büyük bir kâbusa dönüştü. - Böyle bir kent "finans merkezi" olabilir mi? - Kesinlikle olamaz. İstanbul'un bölgesel çekim gücü son yıllarda o kadar arttı ki, altyapı yatırımları artan talebe cevap veremez oldu. Kent içi trafiğin içinden çıkılmaz hale geldiği bir yer nasıl uluslararası finans merkezi olsun? Yapılacak olan şey gün geçirmeksizin dördüncü köprünün projesini hazırlamak ve gerektiğinde üçüncü köprüyle eş zamanlı olarak inşa etmektir. - Söylemesi kolay. Üçüncü köprüde bile "yap-işlet-devret" modeli için zor teklif alındı. Finansman sağlanmadan dördüncüsü nasıl inşa edilecek? - Bu devlet Hakkari'yi, Sivas'ı, Edirne'yi, Hatay'ı, Trabzon'u düşünüyorsa İstanbul'un ulaşım yatırımlarına öncelik vermek durumunda.

Çünkü Türkiye'deki tüm kentlerin dayanıklı tüketim mallarından tekstiline, cam eşyasından gıda maddesine kadar birçok ürün İstanbul ve çevresinde üretiliyor. Diğer kentlerde üretilen malların en büyük tüketicisi de İstanbul'da yaşıyor. İstanbul köprüleri sadece, Türkiye'nin değil Asya ile Avrupa arasındaki kara geçişlerinde tek seçenek durumunda. Buradaki tıkanıklık Kafkas, Orta Doğu ve Avrupa ülkeleri arasındaki taşımaları da olumsuz etkiliyor. Bu kenti zaman geçirmeksizin yaşanılır bir kent haline getirmek zorundayız. Aksi takdirde, kısa süre içinde yurtiçinden veya yurtdışından kimsenin bu kenti turist olarak ziyaret etmeye cesaret edemeyeceği günlere geleceğiz. - Bu sadece ekonomik bir zorunluluk mu? - Hayır. Bugün İstanbul'da yaşayan insanların önemli bir kısmı sinir hastası olmuş durumda. Sabah yol yorgunluğu iş verimini düşürüyor. Akşam yol yorgunluğu karı â€" koca kavgalarını artırıyor. Birbirine çok yakın akrabalar veya yakın dostlar bile bir iki aydan önce birbirlerini ziyaret edemez hale geldi. Tüm bu unsurları bir arada değerlendirdiğimizde, İstanbul'da dördüncü köprüyü bugünden projelendirerek inşa etmek kaçınılmaz görünüyor. "İstanbul'a dördüncü köprü" lüks değil, acil ihtiyaç ve şart.

Cahit Soysal/Transport

Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr