Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Ekonomi / İş Dünyası / TÜRKİYE DÜNYANIN 10 BÜYÜK EKONOMİSİNDEN BİRİSİ OLACAK

TÜRKİYE DÜNYANIN 10 BÜYÜK EKONOMİSİNDEN BİRİSİ OLACAK

TÜRKİYE DÜNYANIN 10 BÜYÜK EKONOMİSİNDEN BİRİSİ OLACAK03.07.2012

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Rize Ticaret Borsası Toplantı Salonu'nda Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından gerçekleştirilen ''Haziran ayı Türkiye ihracat rakamları'' toplantısında konuştu.

 
Ülke olarak 2023 hedeflerine doğru sağlam ve güçlü adımlarla ilerlerken, dünya ticaretindeki değişimleri, kavşak noktalarını ve akış yönünü doğru değerlendirmeleri gerektiğini söyleyen Yazıcı, Türkiye'nin 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat gerçekleştirmesi ve dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olması için hep birlikte tüm projeleri süratle gerçekleştirdiklerini bildirdi.
 
 
Küreselleşme süreciyle ülkeler arasındaki ticarette kota, miktar kısıtlaması gibi engellerin azaldığını, ekonomik entegrasyonların güçlendiği ve ticaretin serbestleştiğinin görüldüğünü vurgulayan Yazıcı, şunları kaydetti: ''Ulusal piyasalar birbirlerine entegre olarak tek bir dünya piyasası olma yolunda ilerliyor. Ulusal ekonomilerin birbirlerine olan bağımlılığı artmakta, malların ve üretim faktörlerinin dolaşımı her geçen gün daha çok serbestleşmekte. Bu gelişmelerin sonucu olarak dünya toplam Gayrisafi Yurtiçi Hasıla değeri 1960'da cari fiyatlarla 1,35 trilyon dolar iken, 2010 yılına kadar uzanan süreçte 63,3 trilyon dolara ulaştı. Dünya nüfusunda kişi başına Gayrisafi Yurtiçi Hasıla değeri 1960'da cari fiyatlarla 447 dolar iken, 21 kat artarak 2010'da 9 bin 175 dolara çıktı. 2010 yılında dünya mal ihracatı yüzde 22 artış gösterdi. Aynı yıl ticari hizmetler ihracatı da yüzde 9 oranında arttı. Bu artışın en önemli kaynağı, Asya'nın hizmetler ticaretinin hem ihracat hem de ithalat için yüksek büyüme göstermesi. Asya'nın dış ticaret büyüme oranlarına baktığımızda dünya ortalamasının iki katına ulaştığını görüyoruz. Bu dönemde, Asya'nın imalat ürün ihracatı yüzde 30 artış gösterdi. Ticari hizmetlerde 2010'da Avrupa ihracatı yüzde 3 büyürken, Asya kıtasının ihracatı yüzde 22 büyüdü.''
 
 
Ticaret akışının halen bölgeler arası olmaktan çok bölgesel ekonomiler içinde gerçekleştiğini vurgulayan Bakan Yazıcı, Avrupa'nın mal ihracatının yüzde 65'i yine Avrupa ülkelerine, Kuzey Amerika ihracatının neredeyse yarısı, yine Kuzey Amerika Serbest Ticaret Antlaşması'na taraf ülkelere yaptığını söyledi.
 
 
Dünya ihracatına bölgesel olarak bakıldığında, 2007-2009 yılları arasında yüzde 35'lik paya sahip olan Asya'nın 2010 yılında yüzde 39 paya ulaştığına dikkati çeken Yazıcı, ''Avrupa'nın payı ise yüzde 44'ten 39'a düşmüştür. Söz konusu dönemde Afrika'nın payı yüzde 3 ve Amerika'nın payı yüzde 17 seviyesinde sabit kalmıştır. Bu durum dünya ihracat pazarında dengelerin Avrupa'dan Asya'ya doğru kaydığını göstermektedir. İthalat rakamlarına bakarsak, Asya'nın payı ihracatta olduğu gibi artış eğilimindedir. 2007 yılında yüzde 30 civarında olan Asya'nın dünya ithalatındaki payı, 2010'da yüzde 35'e ulaşmıştır. Aynı dönemde Avrupa'nın ithalatı yüzde 43'ten 39'a düşmüştür. Amerika ve Afrika'nın ithalat payları ise sabit kalmıştır.
 
 
 
Asya ülkelerinin 2010 dönemindeki ithalat değeri 5 trilyon, Amerika ülkelerinin 3 trilyon, Avrupa ülkelerinin yaklaşık 6 trilyon, Afrika ülkelerinin ise yarım trilyon civarında'' dedi.
 
-Türkiye'nin dış ticaret hacmi-
 
Bakan Yazıcı, Türkiye'nin 2002'de ihracatının 36 milyar dolar olduğunu belirterek, ''Bu yıldan itibaren, yaşanan küresel ekonomik krize rağmen ülkemizin ihracatı yaklaşık 4 kat artarak 2011 yılında 135 milyar dolara ulaştı. 2011'de Türkiye'nin ihracatında, AB ülkeleri yüzde 46'lık pay ile birinci, yakın ve Ortadoğu ülkeleri yüzde 21 ile ikinci, diğer Avrupa ülkeleri yüzde 10 ile üçüncü, Afrika ülkeleri yüzde 8 ile dördüncü, Asya ülkeleri yüzde 8 ile beşinci, Amerika ülkeleri yüzde 6 ile altıncı sırada. 2011 yılında sayılan tüm bölgelere yapılan ihracat mutlak olarak artsa da ihracattaki payı artan tek ülke grubu yakın ve Ortadoğu ülkeleri oldu'' diye konuştu.
 
 
İhracatın Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'daki payının 1995-2001 döneminde ortalama yüzde 10 olduğunu vurgulayan Yazıcı, şöyle devam etti: ''2002-2011 döneminde yüzde 16-18 aralığına yükselmiştir. 2012 Ocak-Mayıs döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre Türkiye ihracatı yüzde 12 artarak 61 milyar dolar, ithalatı yüzde 2 azalarak 96,7 milyar dolar, dış ticaret açığı yüzde 17 azalarak 35,5 milyar dolar, ihracatın ithalatı karşılama oranı 8 puan artarak yüzde 63 olarak gerçekleşmiştir. IMF tahminlerine göre 2012 yılında en iyi büyüme performansı Asya ülkelerinden gelecek. Beklenen büyüme oranı yüzde 8'dir. Sahra altı Afrika ve Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri de önemli bir büyüme gerçekleştirecek. Avrupa Birliği büyümesinin ise 2012 yılında azalması ve ilerleyen yıllarda sınırlı artması bekleniyor. Bu durumda bizim ihracat hedefimizde Asya, Afrika ve Ortadoğu ülkelerine özel bir önem göstermemiz gerektiği açık. Bu noktada AB ülkeleri ile hemen hemen aynı ithalat potansiyeline sahip Asya ülkelerin ihracatımız, AB ülkelerine ihracatımızın yüzde 16'sını oluşturuyor. Yine AB ülkelerine yaklaşan bir ithalat potansiyeline sahip Amerika ülkelerine ihracatımızın AB ülkelerine ihracatımızın yüzde 11'i kadar olması, AB ülkeleri haricindeki pazar fırsatlarını yeterince değerlendiremediğimiz anlamına geliyor. Bu nedenle ihracatçılarımızın, piyasa çeşitlendirmesinden çok giriş yaptıkları piyasalarda derinleşmelerini, marka ve güvenin sembolü olmalarını bekliyoruz.''
 
 
Yazıcı, 2011'de serbest bölgeler de dahil olmak üzere ihracat yapılan 236 ülke olduğunu ifade ederek, ''2011 yılında 1 milyar dolar ve üzerinde ihracat yapılan 30 ülke, 300 milyon dolar üzerinde ihracat yapılan 62 ülke var. Bu ihracatçımızın pek çok ülkeye erişme kabiliyetinde olduğunu ancak ihracatın önemli bir kısmının çok az sayıda ülke ile bağlı kılındığını gösteriyor'' dedi.
 
 
-İhracatı artırmak için uygulanan politikalar-
 
Türkiye'nin ihracat kapasitesini arttırmaya hükümetin özel önem verdiğini belirten Bakan Yazıcı, şöyle konuştu: ''Ülkemizin 2023'te 500 milyar dolar ihracat gerçekleştirmesi ve dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olması için hep birlikte tüm projelerimizi süratle gerçekleştiriyoruz. Bu ay içinde yayınlanan '2023 Türkiye ihracat stratejisi ve eylem planı' ile ihracatımızda yapısal dönüşümü sağlamak için bir yol haritası çizildi.''
 
 
Bakan Yazıcı, 2012-2023 yılları arasında ihracatın yıllık ortalama yüzde 11,7 artması ve dünya ihracatında Türkiye'nin yaklaşık yüzde 0,8 olan payını 2013'de yüzde 0,9, 2018 yılında yüzde 1,18, 2023 yılında ise yüzde 1,46'ya yükseltme hedeflerinin ortaya konduğuna işaret ederek, diğer hedefleri şöyle sıraladı: ''Dünyada en fazla ithalat gerçekleştirilen ilk 40 ülkede 2011'de yüzde 0,6 olan pazar payını, 2023 yılı itibariyle 2 kat artırmak. 2011 yılı itibariyle 25 milyar dolar üzerinde ihracat yapan sektör bulunmazken 2023 yılında 7 ayrı sektörün ihracat kapasitesini geliştirerek 25 milyar doların üzerinde ihracat yapmasını sağlamak. 2011 yılında yalnızca 1 olan 10-26 milyar dolar ihracat yapılan ülke sayısı göstergesini, 2023 yılında 7'ye çıkarmak. İhracatımızda ilk 20'lerde yer alan ülkelerde 2011 yılında yüzde 0,94 olan pazar payımızı 2023 yılında yüzde 1,5'a çıkarmak. Ulusal marka sıralamasında ülkemizin 2011 yılında otuzuncu sıradan 2023 yılında 15. sıraya yükseltmek. Türkiye'nin 2012 yılında 27 olan Dünya Bankası lojistik performans sıralamasının 2023'de 15. sıraya yükselmesini sağlamak. İhracat yapan yabancı yatırımcı sayısında artış sağlanarak dünya toplam doğrudan yabancı yatırımlarında ülkemizin aldığı payın binde 73'ten yüzde 2'ye çıkarmayı hedefliyoruz.''
 
 
-Gümrük işlemlerinin azaltılması-
 
Gümrüklerde gerçekleştirdikleri yeni düzenlemelerle 2023 hedeflerine, değişime ve hıza uygun hale getirdiklerini ifade eden Yazıcı, ''İthalat ve ihracat işlemlerini kolaylaştırıyoruz. Bu konuda yapılan araştırmalar da gümrük işlemlerinin ticaret hacmini çok önemli biçimde etkilediğini ortaya koyuyor. Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın (APEC) 2006'da yaptığı bir araştırmaya göre eşya ticareti işlem maliyetlerindeki yüzde 5'lik azalma, Gayri Safi Hasılada yüzde 1'lik artış sağlıyor. Dünya ticaretinde maliyetlerin yaklaşık yüzde 15'ini gümrük işlemleri oluşturuyor. OECD tarafından yapılan bir araştırmaya göre bu orandaki yüzde 1'lik bir azalma dünya ekonomisine yaklaşık 40 milyar dolarlık bir katkı sağlıyor'' dedi.
 
 
Gümrüklerin ülkenin teşebbüs gücünü, rekabetini artıran yerler olduğunu belirten Yazıcı, ''Biz de bu noktadan hareketle dünyanın en iyi, en güvenli ve en hızlı gümrük idarelerini oluşturarak, müteşebbislerimizin rekabet gücünü artırmayı hedefliyoruz. Buna paralel olarak da işin ticaret kısmında da Türkiye'yi dünyanın en hızlı, kolay ve güvenilir ticaret merkezi haline getirmek üzere planlamalarımızı yapıyoruz'' diye konuştu.
 
 
-Türkiye'de gümrük uygulamaları-
 
 
Bakan Yazıcı, Bakanlık olarak yasal ticareti mümkün olduğu ölçüde kolaylaştırmak istediklerini vurgulayarak, ''Yasal ticaretin kolaylaştırılması, yasa dışı ticaretle daha etkin mücadele edilmesine, gümrük işlemlerinden kaynaklanan formalitelerin azaltılmasına, buna bağlı olarak da gümrük işlem maliyetlerinin minimum düzeye indirilmesine imkan sağlamakta. Dış ticaretin daha düşük bir maliyetle yapılabilmesi ise ülkemizin dış ticaret hacminin artmasına, ulusal rekabet gücünün daha üst seviyelere yükselmesine ve ekonomik büyümesinin desteklenmesine önemli katkılar sağlayacak'' dedi.
 
 
Gümrük ve ticaret politikalarının oluşturulması, uygulanması ile ilgili görüş bildirmek, bu konularda araştırma ve çalışmalar yapmak üzere danışma organı niteliğinde görev yapacak ''Gümrük ve Ticaret Konseyi''ni hayata geçireceklerini, ''Gümrük Antrepolarının Perakende Sektörüne Hizmet Veren Lojistik Dağıtım Merkezlerine Dönüşümü''nü sağladıklarını belirten Yazıcı, yerinde gümrükleme ile eşyanın gümrük sahasına gelmeden, işlemlerin doğrudan dış ticaret erbabının kendi depolarında veya antrepolarında yapılmasını sağlayan bir gümrükleme usulünü getirdiklerini söyledi.
 
-Rize'nin ihracata katkısı-
 
Bakan Yazıcı, Rize'nin 2011 yılında 390 milyon dolar seviyesinde gerçekleştirdiği ihracat ile ekonomiye katkıda bulunduğunu kaydederek, ''Bu miktar bir önceki yıla göre yüzde 12 oranında artarak gerçekleşti. 2011'de Rize'den yapılan çay ihracatı ise 8 milyon dolar civarında gerçekleşerek toplam ihracatının yüzde 2'sini oluşturdu. Rize'nin 10 yıllık dış ticaret performansına bakıldığında ihracatının yaklaşık 4,3 kat arttığı, ithalatının ise yaklaşık 1,83 kat arttığı görülüyor. Ayrıca, 2002 yılı itibariyle ilin ihracatının toplam ihracat içindeki payı yüzde 0,25 iken 2011 yılı itibariyle yüzde 0,29'a yükseldi. Son 10 yıllık döneme baktığımızda Rize'nin ihracatı hep ithalatından yüksek olmuştur. 2011 yılı itibariyle ihracatın ithalatı karşılama oranı 2002 yılına göre yaklaşık 2,5 katına çıkmıştır'' dedi.
 
 
Türkiye'nin ihracatında, dünyadaki durgunluğa rağmen önemli ölçüde artış olduğunu kaydeden Yazıcı, bir önceki ayın ihracat rakamlarının, bir sonraki ayın ilk günlerinde açıklanmasının geleneksel hale geldiğini belirtti.
 
 
Bütün bunların geçici rakamlar olduğunu ifade eden Bakan Yazıcı, ''Ay sonunda TÜİK resmi rakamları açıklar. TİM'in açıkladığı rakamlarla, Bakanlığımızın verilerini de dikkate aldığımızda farklılıklar oluyor. Ay sonunda TÜİK'in açıkladığı rakamlarla Bakanlığımızın verileri biraz birbirine yakın oluyor. Rakamlardaki farklılıkları izah etme imkanımız doğmuş olacak'' dedi.
 
 
TİM'in açıkladığı Haziran ayı ihracat rakamının 11 milyar 840 milyon dolar olduğunu bildiren Bakan Yazıcı, şöyle devam etti: ''Bu yüzde 4,3 oranında bir artış anlamına geliyor.
 
 
Bakanlığımızdaki Haziran ayı ihracat rakamlarımızı dikkate aldığımızda 13 milyar 516 milyon. Bu da yüzde 19,1 artışı gösteriyor. Bu nereden kaynaklanıyor? Bizim Bakanlığımızın rakamları içerisinde altın ve değerli taşlar ihracatı ile bizim karasularımızdan geçen yabancı ülke gemilerinin aldığı yakıt ve malzeme, TİM'inkine dahil değil. Farklılıklar bundan dolayı. Bu rakamları dikkate aldığımızda Ocak-Haziran dönemi toplam ihracatı 65 milyar 587 milyon. Az önce söylediğim rakamlar dikkate alındığında 74,5 milyar dolar ediyor. Sonuç itibarıyla her ne olursa olsun ihracatımızda, dünyadaki durgunluğa rağmen önemli ölçüde artış var. İyi olan taraflarından bir tanesi de ithalatımızda da önemli ölçüde düşüş var. Ekonomik olarak en önemli sorunlarımızdan biri olan cari açığın da azalmasına önemli katkı sağlıyor.''
 
 
Bakan Yazıcı, Haziran ayı içerisinde en çok ihracat getiren Gümrük İdarelerinin, 1 milyar 800 milyon dolarla Halkalı, 1 milyar 200 milyon dolarla Atatürk Havalimanı yolcu salonu, 960 milyon dolarla Ambarlı Gümrüğü, 900 milyon dolarla Aliağa, 831 milyon dolarla Erenköy, 824 milyon dolarla  Atatürk Havalimanı kargo gümrüğü, 822 milyon dolarla Gemlik Gümrüğü, 746 milyon dolarla İzmit Gümrüğü olarak sıralandığını da bildirdi.
 
-Yerinde gümrükleme uygulaması-
 
Bakan Yazıcı, bir katılımcının, ihracatı yapılacak malların şirket depolarında sayım yapılması işlemine ne zaman başlanacağını sorması üzerine şunları kaydetti: ''Çalışmalarımız devam ediyor. Sanırım bu senenin son yarısında pilot uygulamalara başlayacağız, ondan sonra yaygın hale getireceğiz. Kağıtsız gümrük işlemlerine geçen sene Ankara Kazan'da tır gümrüğünde başladık. Esenboğa'da deneme olarak uyguladık, İstanbul'da Karaköy'de. Şu anda Türkiye'nin her tarafında bütün gümrüklerde kağıtsız gümrük işlemleri yapılıyor. Altını çiziyorum, kimler yapıyor bunları, onaylanmış kişi statüsüne sahip tüccarlar. Yani yaptığı iş ve işlemler dolayısıyla kamunun, gümrüğün güvenini kazanmış, kendisine onaylanmış kişi statüsü verilen mükellefler. Bunların ihracatımızdaki, dış ticaretimizdeki payları aşağı yukarı yüzde 35'ler civarında, sayıları da 800 civarında enteresan bir şey. Sayıları az, etkileri fazla. Onlara VIP uygulamasını yapıyoruz. Bunu daha fazla yaygın hale getireceğiz. Yerinde gümrüklemeye de bu senenin son yarısında başlayacağız. İnşallah onu da yaygın hale getireceğiz.''
 
-Suriye'ye ihracat-
 
Bir gazetecinin Suriye ile yaşanan gerginlik dolayısıyla ihracatçıların durumunun ne olduğunu sorusuna ise Bakan Yazıcı, ''Bizim Suriye ile en uzun kara hudut kapımız var. 8 tane gümrük kapımız vardı. Şu anda bunlardan 5 tanesi açık, ama işlevleri de şöyle. Bu kapılardan Cilvegözü, Öncüpınar yük taşıması yapılan kapı, ticari faaliyetin devam ettiği iki kapımız kalmış. Diğer 5 kapıda yolcu taşınıyor. Akçakale'den eşya taşıması yok, yolcu taşımacılığı oluyor. Karkamış'tan eşya yok, fakat yolcu taşıması oluyor. Yayladağ'da yine yük taşıması yok, sadece insanlar araçlarla giriş çıkış yapıyor. İşte aktivite de bu. Nusaybin ise tamamen kapalı'' yanıtını verdi.
 
-Müteşebbisin önünü açmak için varız-
 
Müteşebbislerin önünü açmak için var olduklarını belirten Yazıcı, ''Siyaset tarzımız da, düzenleme yapma mentalitemizin ardında yatan temel düşünce de bu. Onun için herkes, 'daha fazla ne kadar mal satarım, ülkeye daha fazla ne kadar katkı sağlarım, işimi ne kadar büyütürüm, oluşturduğum pazarı ne kadar derinleştirebilirim' diyor. O yolda devam etsinler'' diye konuştu.
 
Bakan Yazıcı, bir gazetecinin 'Türkiye'nin 3,2 olarak açıklanan büyüme oranını nasıl değerlendiriyorsunuz' sorusu üzerine, şu yanıtı verdi: ''Dünyada yaşanan durgunluğu da dikkate aldığımızda, Türkiye çok önemli bir coğrafyada. Avrupa'da, batıda daha durgunluk var.
 
 
Doğu ekonomileri daha canlı, daha dinamik, büyümeye daha uygun. Benim verdiğim rakamlar da bunu gösteriyor. Türkiye'de böyle kesişme noktasındayız. Evet belki daha fazla olabilirdi ama dünyada yaşananları da dikkate aldığımızda, çoğu Avrupa ülkesinde sıfır ya da sıfırın altında seyretme eğilimi gösterirken, Türkiye'de bu orandaki bir büyüme çok fazla yüzümüzü güldürmese bile, ağlatacak durumda da değil. Bundan sonraki dönem için beklentimiz, daha yüksek olması yönünde. Dış ticaret verilerimizde onu sağlayacağımız görülüyor.''
 
-Tek Pencere Sistemi-
 
Bakan Yazıcı, gümrük işlemlerinin gümrük kapılarında değil, iç gümrüklerde yapıldığını belirterek, ''Niye? kapılarda birikmeyi önlemek için. Kapılarda bir günlük fazla bekleme, gümrükler dolayısıyla eşyaya yüklenecek maliyeti dörtte bir oranında artırıyor, onun için iç gümrüklerde yapıyoruz. Onun için tek pencere uygulamasını gümrük kapılarında değil, iç gümrüklerde yapacağız'' dedi.
 
Bu durumun ithalatçılar için söz konusu olduğunu ifade eden Yazıcı, ''Elbette ihracatçı da var, ama ithalatçı ürün ithal ederken ürünün niteliğine göre değişik kamu kuruluşları devreye giriyor. Örneğin, gıda ithalatı yapıyorsa Tarım Bakanlığı, sağlıkla alakalıysa Sağlık Bakanlığı var, makine gibi araç gereçle ilgisiyle Türk Standartları Enstitüsü veya Bilim Teknoloji Bakanlığı'ndan evrak getirmesi gerekiyor. O süreçler bekleme sürecini uzatıyor. Dolayısıyla gümrükte bir ithalat işlemi yapacak olan tüccar '10-12 günde, ancak yapabildim' derken, bunları bilmeyen insan sanıyor ki 10-12 günde Gümrük İdaresi yapıyor'' diye konuştu.
 
Bakan Yazıcı, uygulamanın, bekleme süresini aşağı yukarı 6 gün kısaltacağını ve maliyet açısından katkı sağlayacağını vurgulayarak, şunları kaydetti: ''Diğer kamu kuruluşlarının ithalatla ilgili görev ve yetkilerini elektronik ortamda gerçekleştirmek suretiyle, verilerin bir yerde toplandığı ve mükellefin de ticaret erbabının da gümrük işlem sonuçlarını tek yerden bitirmek suretiyle yoluna devam ettiği bir uygulamadır. Bunu iç gümrükte yapacağız. Gümrük kapılarında ise tek durak uygulamamız var. Tek durak uygulaması da şu, gümrük kapılarından giriş çıkış yaparken pasaport kontrolleri var, beyanname kaydı ve buna benzer işlemler var. Bunları değişik kurumlar yapıyor. Bunları tek yerde toplayacağız, tek noktada yapılacak.
 
 
Bunların amacı, hedefi, gümrükteki işlem süreçlerini kısaltmak, hızlandırmak. Ne kadar kısaltırsak maliyetleri o kadar azaltmış oluruz, hedefimiz bu.''
 
 
Uygulamanın bir anlaşma olmadığına dikkati çeken Bakan Yazıcı, ''Bunun dünyada uygulamaları var. Avrupa'da henüz geçmeyen ülkeler var. Bu uygulamanın hayata geçirilebilmesi için Gümrük ve Ticaret Bakanlığı koordinatör bakanlık, bununla ilgili Başbakanlık genelgesi yaklaşık 1,5 ay önce yayınlandı. Çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu yapının devreye girmesi, gümrükle ilgili işlem yapan kamu kuruluşlarının elektronik altyapılarını buna uyumlu sağlayacak düzeye getirmelerine bağlı. Entegrasyon çalışmalarını sürdürüyoruz. Bu nedenle takvim veremiyorum'' dedi.
 
Kaynak:Gümrük ve Ticaret Bakanlığı

Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr