Ülkeler arasındaki sınırların aşılarak ticaretin küresel bir boyuta ulaşması, lojistik hizmetinin önemini artırdı. Sanal ortamda dakikalar içerisinde milyon dolarların üzerine el sıkışıldığı günümüzde, lojistik ticaretin kalbi konumunda. Bu sebeple dünyada olduğu gibi ülkemizde de lojistik, en hızlı büyüyen sektörler arasında yer alıyor. Nitekim geçtiğimiz yıl Türkiye'de, sektörün toplam büyüklüğü, 258 milyar liraya ulaştı. Ancak bu gidişata karşın sektörde birtakım sorunlar da kendini göstermiyor değil. Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Turgut Erkeskin, sektöre yönelik merak edilenleri yanıtladı.
UTİKAD’ın ülke içerisinde ve uluslararasında gerçekleştirdiği faaliyetlerden bahseder misiniz?
1986 yılında kurulan UTİKAD, Türk lojistik sektörünün dünya standartlarında ve kalitesinde yapılanmasını sağlamak amacıyla faaliyetlerini sürdürüyor. Tüm taşıma türlerinde faaliyet gösteren üyelerden oluşan kuruluşumuz, sektörümüzde yaşanan sorunların çözümüne yönelik olarak ilgiliplatform ve kurumlarda gerekli girişimleri yapıyor. UTİKAD, Türk lojistik sektörünü yurt içinde temsil etmenin yanı sıra, lojistik sektörünün en büyük çatı kurumu olan FIATA ve CLECAT‘ı temsil ediyor. Ayrıca ECOLPAF’ da da kurucu üye olarak yer alıyoruz. Bunların yanı sıra TRACECA gibi uluslararası platformlarda da, Türk lojistik sektörünü başarıyla temsil ediyoruz.
UTİKAD bünyesinde sektörel çalışma grupları da oluşturuyoruz ve her çalışma grubu, yaptıkları işlerde sektörümüzü yakından ilgilendiren önemli konularda başarılı sonuçlara imza atıyor. Çalışma grupları, sektörümüzün yerel sorunlarını belirleyip çalışmanın ötesinde uluslararası platformlarda da sektörümüzü daha iyi noktalara getirebilmek için projeler üretiyor. Bu amaçla yapılan önemli bir çalışma da, Dünya Bankası tarafından hazırlanan ‘Lojistik Performans Endeksi’nde ülkemizin konumunun daha iyiye götürülmesi. Bu çerçevede söz konusu endeksin temel bileşenlerinin ve performans kriterlerinin neler olduğu, puanlamanın nasıl yapıldığı tespit edildi ve yine Dünya Bankası ile yapılan çalışmalarla Türkiye’nin gerçek durumunun bu endekse yansıması temin edildi. Bilindiği üzere 2011’de yayınlanandeğerlendirmeye göre 39. sırada yer alan Türkiye, 2012’de bu sıralamada 27. sıraya yükseldi. Hedefimiz önümüzdeki yıllarda ilk 10’ a doğru ilerlemektir. Ayrıca UTİKAD, üyelerine “Mali Mesuliyet Sigortası” hizmeti de sunuyor. FIATA tarafından tüm dünyada uygulamaya konan yeni düzenlemeler, FIATA FBL ve FCR dokümanlarını kullanan taşıma işleri organizatörü firmaların Mali Mesuliyet Sigortası'na sahip olmaları şartını getiriyor. Sektörümüz adına bu gereksinimi karşılamak üzere yola çıkan UTİKAD; hava, kara, demir ve denizyolu taşımalarında oluşan hukuki sorumlulukları; kapıdan kapıya taşımaları ve hata ile ihmalleri de içermek suretiyle sigorta kapsamına alabilme olanağı sunan bir ürünü sektöre kazandırdı.
Türkiye'nin kara, deniz, hava ve demir taşımacılığını yeterli buluyor musunuz? Ulaşımın gelişimi için sizce neler yapılması gerekir?
2011 yılında yaklaşık 135 milyar dolar olan ihracatımızın 73,6 milyar doları de¬nizyoluyla, 50,2 milyar doları karayoluyla, 8,6 milyar doları havayoluyla, 1,2 milyar doları ise demiryoluyla gerçekleşti. Bu rakamlardan da görülebileceği gibi dış ticarette, taşıma türlerinin kullanımı açısından çok ciddi dengesizlikler var. Özellikle kullanım oranı yüzde 1 dolayında olan demiryollarının serbestleştirilmesi, altyapı eksiklerimizin tamamlanması yurtiçi ve uluslararası taşımacılığımızın gelişmesine yönelik önemli adım olacaktır. Uluslararası taşımalarda denizyolu taşımacılığı, yurtiçi taşımalarda ise karayolu taşımacılığı daha fazla kullanılıyor.
Lojistik sektörünün Türkiye’deki gelişiminden bahseder misiniz? Sektör, son yıllarda ne kadar büyüme kaydetti? Türkiye ve dünya genelinin karşılaştırmasını yapar mısınız?
Lojistikte, sektörün büyüklüğüne ilişkin kesin ve net bilgiler olmamakla beraber, pazar büyüklüğümüzün TÜİK verilerine göre, 2008’de yaklaşık 135 milyar lira, 2009 yılında yaklaşık 127 milyar lira olarak ifade edildiğini söyleyebilirim. 2011 yılının ortalarında yayınlanan Türkiye Lojistik Sektörü Araştırması sonuçlarında ise; Türk Lojistik Sektörü'nün toplam büyüklüğü 258 milyar liraya ulaştığı belirtiliyor. 2012 yılında ise, sektörümüzün yüzde 18 büyümesini bekliyoruz. Türkiye, Dünya Bankası tarafından açıklanan 2010 Lojistik Performans Endeksi'nde ise 5 tam değerlendirme notu üzerinden 3,22 puanla 39’uncu sırada yer almıştı. 2012 değerlendirmesinde ise 3,51 puanla 27. sırada yer aldık. Yakaladığımız bu pozitif ivmenin önümüzdeki yıllarda da devam etmesini istiyoruz ve 2023 yılında bu endekste ilk 10’ a girmeyi hedefliyoruz.
Türkiye’de şehir olarak baktığımızda lojistikte hangi şehirlerimiz öne çıkıyor? Lojistik firmalarının büyümek için öncelikli olarak izlemesi gereken adımlar neler sizce?
Lojistik firmalarının büyük çoğunluğu İstanbul’da konumlanmış olup, bunun dışında Kocaeli, Bursa, İzmir, Mersin, Adana ve Ankara'nın öne çıktığını görüyoruz. Sektörde faaliyet gösteren firmaların geleceğe yönelik olarak kalifiye personel ve bilişim altyapısına yatırım yapmaları yerinde olacaktır. Global rekabet koşulları da bunu gerektiriyor.
"ÜLKEMİZDE LOJİSTİK SEKTÖRÜNDE YAŞANAN SORUNLARDAN BİRİ DE, DIŞ TİCARETTE TAŞIMA TÜRLERİNİN KULLANIMINDA DENGESİZLİKLERİN YAŞANIYOR OLMASI. ZİRA COĞRAFİ KONUMU UYGUN OLMASINA KARŞIN, ÜLKEMİZDE ULUSLAR ARASI TAŞIMACILIKTA DEMİRYOLLARININ KULLANIM ORANI YÜZDE 1 DOLAYINDA.
Türkiye’nin, bölgesel konumu itibarıyla lojistik üssü olabileceği düşüncesine katılıyor musunuz? Türkiye, bu avantajına neleri eklerse lojistik üssü olabilir?
Türkiye'nin bölgesindeki en büyük ve dinamik ekonomiye sahip olmasının sağladığı avantajların, bölgesel bir lojistik üs olma hedefine kanalize edilmesi gerekir. Ancak bu hedefin gerçekleştirilmesi için öncelikle altyapı eksikliklerimizin giderilmesi, intermodal taşımacılığın geliştirilmesi, yeni uluslararası taşıma koridorları oluşturulması ve uluslararası taşımacılığaentegre edilmesi ile gümrüklerin modernize edilmesi ve 7/24 çalışma esasına göre yapılandırılması gerekiyor.
Yabancı ülkelerin, Hollanda gibi Türkiye'de lojistik yatırımları var mı, varsa bunlar nelerdir?
Yabancı firmalar, Türkiye’de lojistik yatırımlarını her geçen yıl arttırıyor. Türk lojistik pazarı, hem gelişme hem de satın alma olanakları açısından küresel yatırımcılar için çekici bir pazar haline geldi. Özellikle demiryolunda ve karayolunda yapılan projelerde yabancı firma yatırımlarının ön plana çıktığını görüyoruz.
Türkiye'de, lojistik merkezlerinin kurulmasını gerekli görüyor musunuz? Ülkemizde lojistik eğitimleri veriliyor mu?
Ülkenin kaynaklarının verimsiz bir şekilde boş yere harcanmaması için lojistik merkezler kurulmadan önce mutlaka ülkenin lojistik master planının hazırlanması ve devlet iradesi tarafından kabul edilmesi gerekiyor. Çünkü lojistik merkezlerin kurulması, lojistik sektörü haricinde pek çok kamu kurumunun koordinasyon içinde olmasını şart koşmaktadır. Bu nedenle önce lojistik master planının hazırlanması, kamu iradesi tarafından bunun kabulü ve sonrasında mevzuatının hazırlanması gerekiyor. Bu amaçla, Türkiye İhracatçılar Meclisi bünyesinde; devletin ilgili birimlerinden ve UTİKAD’ın da dahil olduğu sivil toplum kuruluşlarından oluşan lojistik konseyde, Türkiye Lojistik Master Planı’nın hazırlanması hedefi doğrultusunda bir Strateji Belgesi çalışması gerçekleştirilmiş ve bakanlığa arz edilmiştir.
Kaynak: İhracat Dergisi