Karadeniz’in en doğu ucunda, Gürcistan sınırına 16 km mesafede bir limanımız var. 1962 yılında projelendirilen, 1972 yılında inşaatı tamamlanan ve Türkiye Denizcilik İşletmeleri tarafından işletilen Hopa limanı. Bu liman 1997 yılında 30 yıllık bir işletim süresi ile Park
Denizcilik ve Hopa Liman İşletmeciliği A.Ş.’ye devredildi.
İran transit taşımacılığında aktif olan liman, bu kapının zayıflaması ile kendi kabuğuna çekilmiş ve iş potansiyelinin bir kısmını daha sonra özelleştirilen ve yeni yönetimin başarılı çalışması altında çalışan, Trabzon Limanı’na kaybetmiştir.
Hopa Limanı, yeni koyulan adıyla HopaPort, 2010 yılı sonunda yeni bir yönetim anlayışı ve yeni bir yöneticiyle, yeniden yapılanma, iş geliştirme, pazar yaratma, altyapı iyileştirilmesi, yeni yükler bulunması, yeni kanallar oluşturulması çalışmalarına başlamıştır. 2011 yılında 2010 yılına göre elleçleme miktarını 1,5 katına çıkartan liman, 2012 yılında, 2010 yılındaki ton olarak elleçleme miktarını iki katına çıkartacak.
HopaPort limandaki iş potansiyelinin ve elleçlenen yükün artması Hopa halkına, taşımacısına, hizmet sağlayıcısına, esnafına, otelcisine, restoranına yeni bir ekonomik güç getirmiştir.
Karadeniz limanlarımızın artık Trabzon’da sona ermediğini, sınıra daha da yaklaştığımızın bir işaretidir HopaPort. Değişimi dışarıdan bakan bir göz olarak görmenin gururunu taşıyorum. Yöneticisinden, çalışanlarına kadar herkesi kutluyorum.
TCCD’den devir alınan limanlarımız hariç olmak üzere; tüm özel limanlarımızın isteği olan demiryolu bağlantısı Orta ve Doğu Karadeniz’de sadece Samsun limanlarında mevcuttur.
Karadeniz sahil yolu inşa edilirken ortada tek şerit bile olsa bir demiryolu hattının yapılmamasını her zaman eleştirmişimdir. Uzun vadede de bu demiryolu hayalim bekleyecek gibi görünmekte. Her şeye rağmen HopaPort limanı’nın demiryolu bağlantısının kurulabileceğini görmekteyim. Hem de kolayca. Böylece Karadeniz’in en uç noktasındaki ekonomik potansiyelin ortaya çıkabileceğine ve HopaPort’ta mevcut bulunan potansiyelin 10 milyon tonluk bir iş kapasitesine ulaşabileceğini görüyorum artık.
Bunu THY yolları hava taşımacılığında başarılı bir şekilde gerçekleştiriyor. Yolcuları iç hat seferi şeklinde Batum Havaalanına taşıyor, Havaş servislerine bindiriyor, Kolayca gümrüklerden geçerek HopaPort içinde yer alan THY Hopa terminalinde taşıyor. Dönüşü de aynı yolla elbette.
Karayolu taşımamız da gümrüklerin revizyonu ve yenilenmesi ile başarılı bir şekilde sağlandı. Denize engel yok, denizden her ürünü küçük teknelerle bile Gürcistan’a taşıyoruz. Demiryolu için de elbette Samsun Hopa Demiryolu hattının inşaatını beklemeyeceğiz.
Çözümü Batum’u Hopa’ya bir demiryolu hattıyla bağlamak olarak görüyorum. Çılgın bir proje değil bu, bölgenin istediği, benim hayal ettiğim, hem Gürcistan’a, hem de Türkiye’ye büyük katkısı olacak, Karadeniz’i Orta Asya Cumhuriyetleri’ne, İran’a, hatta yakında Doğu Anadolu’ya bağlayacak bir proje. Yaklaşık 20 km lik, Gürcistan ray ölçülerinde, tek hatlı bir demiryolu HopaPort’a, Hopa’ya bölge ihracatçısına, tüccarına, sanayicisine katkıda bulunacak bir proje olacaktır. Gümrüklü bir hat üzerinde Havaş’ın yaptığı gibi yolcular değil, bu kez yükler taşınacaktır. Altyapının belki Gürcistan ile ortak, belki AB fonlarıyla, belki de yerel desteklerle yapılabileceği bir çalışmanın ülkemizin Karadeniz’deki en Doğu limanını canlandıracağı ve TRASECA koridorunda Hopa’nın da yer almasını sağlayacağına inanıyorum.Her proje bir hayalle başlar. Doğru hayallerin ortakları ve destekçileri olmaya hazır olalım.
Atilla Yıldıztekin/Perşembe Rotası