Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Üye Şirketlerden / EKOL 5 YIL İÇİNDE AVRUPANIN EN İYİ LOJİSTİKÇİLERİNDEN OLACAK

EKOL 5 YIL İÇİNDE AVRUPANIN EN İYİ LOJİSTİKÇİLERİNDEN OLACAK

EKOL 5 YIL İÇİNDE AVRUPANIN EN İYİ LOJİSTİKÇİLERİNDEN OLACAK 09.04.2012

Ekol Lojistik'in yurtiçinde ve yurtdışında yaptığı faaliyetler ve yatırımlar dikkat çekiyor. Geçtiğimiz yıl 18 milyon avro yatırım yapan firma bu yıl da toplam 11 milyon avro yatırım yapmayı hedefliyor.

 
Ekol Lojistik Türkiye'nin ve Avrupa'nın entegre lojistik hizmet sağlayıcıları arasında yer alıyor.
 
 
Yurtiçinde 23 farklı noktada sahip olduğu dağıtım merkezlerinin yanı sıra yurtdışında da geniş ve güçlü acente ağı bulunuyor. Almanya, İtalya ve Romanya'daki şirketleri ve Avrupa'nın önemli lojistik noktalarında yer alan ofisleri ile operasyonel çalışmalarını yürüten Ekol Lojistik, 2011'de Güney Avrupa ile olan işlem hacmini artırmak için İtalya'nın Modena kentinde yeni bir tesis açtı. İtalya'da yaptığı bu yatırım ile Avrupa pazarının güneyinde de liderliği hedefliyor.
 
 
İtalya'daki işlem hacmini yüzde 100 büyütmeyi hedefliyen Ekol öte yandan uluslararası arenada hizmet verdiği forwarding hizmetleri ile de dünyanın birçok noktasında bulunuyor.
 
 
Ekol ayrıca, 1998 yılında İngiltere'de kurulmuş olan ve dünya çapında 42 üyesi bulunan Uluslararası Tank Konteyner Organizasyonu'nun (ITCO) Türkiye'deki 3 temsilcisinden biri.
 
 
ITCO'ya 2010 yılından beri üye bulunan Ekol, bu üyeliği sayesinde tank konteyner çalışmaları yapıyor. Tüm bunların yanı sıra Ekol, 2012 Ocak IATA verilerine göre 2011 yılındaki sıralamasını 28'den 22'ye yükseltti. İşte tüm bu faaliyetleri, büyüme stratejisini ve başarısını, yapılan yatırımları, gelecekle ilgili hedefleri Ekol Lojistik Genel Müdür Yardımcısı Okyay Öztuğran dergimiz Transport'a anlattı.

Türkiye lojistik sektöründe "büyüme başarısı" konusunda Ekol Lojistik örnek gösterilen firmalar arasında yer alıyor. Lojistik alanında Ekol gibi büyüme başarısı göstermek isteyen firmalara neler tavsiye ediyorsunuz?

Ülkemizde lojistik sektöründe hizmet veren şirketlerin lokal bazda düşünmeyi bırakıp uluslararası yaklaşımlar getirmeleri gerektiği görüşündeyim. Bunu başarabilirsek, Avrupa'nın ve dünyanın önde gelen kuruluşları lojistik operasyonlarında Türk lojistikçileri tercih edeceğini düşünüyorum. Böylelikle de ülke olarak sektörümüzde daha güçlü bir konum elde etme olanağına sahip oluruz.

LOJİSTİKTEKİ GELİŞİM OLMADAN 2023 HEDEFLERİNE ULAŞMAK ZOR

 
Son dönemde Avrupa'da yaşanan ekonomik sıkıntı Türkiye'deki lojistik sektörüne ne gibi avantajlar sunuyor? Örneğin Avrupalı lojistik firmalarını satın alarak Avrupa ve dünya lojistik pazarında marka bir lojistik firması olunabilir mi? Ekol'ün şirket satın alma ve şirket evlilikleri konusuna yönelik bakış nedir?
 
Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesinde en önemli rolü oynayacak sektörlerden biri lojistik olacak. 2023 hedeflerine giden yolda lojistik altyapı sağlayıcı ve bu hedeflere lojistik sektöründeki gelişim olmadan ulaşılması mümkün değil. Sektörün beklenilen hacmi karşılaması ancak gerçekten güçlü şirketlerle mümkün olabilir. Sektör ihtiyaç duyduğu verimliliklere yüksek hacimler ile oluşturulacak ölçek ekonomilerinin sağlanması ile ulaşabilir. Uzun vadeli çözümler ve altyapı yatırımları ancak güçlü şirketlerle gerçekleştirilebilinir. Bu da çok oyuncusu olan sektörün hızla konsolidasyonunu gerektiriyor. Bu anlamda doğru satın alma ve birleşmelerle güçlenen şirketler, Türkiye'nin hedeflerine ulaşmasını sağlayacak.

EKOL ALMANYA, EKOL İTALYA ve EKOL ROMANYA İLE ULUSLARARASI DÜZEYDE HİZMET VERİYORUZ

 
Avrupa'daki ekonomik sıkıntı sizi alternatif pazarlara yöneltti mi?
 
Türkiye, jeopolitik konumu itibarıyla oldukça önemli bir noktada yer alıyor. Avrupa ve Asya arası bağlantı noktası olması ve sahip olduğu limanlar ve önemli bağlantı noktaları ile önemli bir lojistik üssün en temel artılarına sahip. Ülke olarak sahip olduğumuz bu artıları Ekol bünyesinde en iyi şekilde değerlendirerek yatırımlarımıza yön veriyor ve büyümemizi sürdürüyoruz. Türkiye'nin en iyi lojistik firması olmamızın yanı sıra; 5 yıl içerisinde Avrupa'nın en iyi lojistik sağlayıcıları arasında yerimizi almayı hedefliyoruz. Bu kapsamda Orta Avrupa'daki süregelen mevcut hakimiyetimize 2011 yılı itibarıyla gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla Güney ve Doğu Avrupa'yı da dahil etmiş olduk. Bu yatırımlarımız dahilinde Türkiye merkez olmak üzere Ekol Almanya, Ekol İtalya ve Ekol Romanya ile uluslararası düzeyde hizmet veriyoruz.

2008'de başlayan 2009'da devam eden ve sonra Avrupa hariç etkisini giderek kaybeden küresel ekonomik krizde Ekol Lojistik nasıl bir çalışma yürüttü?

Türkiye son dönemde istikrarlı bir ekonomik çizelge ortaya koysa da, global düzende var olmaya çalışan her dışa açık ekonomi gibi biz de dünyadaki gelişmelerden etkileniyoruz. Bu anlamda Avrupa'da sıkıntıda olduğunu bildiğimiz ülkelerin yaşaması muhtemel krizlerini; bu konuda yürütülen çalışmaları, dünya piyasalarındaki anlık gelişmeleri çok iyi takip etmemiz gerekiyor. Türkiye, dünyanın en hızlı büyüyen ilk üç ekonomisi arasında yer alıyor. Dolayısı ile şu an için kötümser bir tablo görmüyoruz; ancak ilerleyen günlerde aynı başarıyı yakalayabilmemiz için çok dikkatli olmamız gerekiyor.

ÖNCÜ ENTEGRE HİZMET SAĞLAYICISI

Ekol Lojistik açısından 2011 yılı nasıl bir yıldı?

2011 yılında pek çok sektörde pazar payımızı artırdık ve özellikle otomotiv, sağlık ve e-ticaret alanlarında yüzde 40'a yakın önemli bir büyüme kaydettik. 400 bin m2 kapalı alana sahip dağıtım merkezlerimiz, 3 bin 800 çalışanımız ile Türkiye'nin ve Avrupa'nın öncü entegre lojistik hizmet sağlayıcıları arasında yer alıyoruz. Yurtiçinde 23 farklı noktada sahip olduğumuz dağıtım merkezleri ve İstanbul, Ankara, Bursa, Denizli, Adana, Mersin, İzmir'deki ofislerimizle hizmet veriyoruz. Yurtdışında ise sahip olduğumuz geniş ve güçlü acente ağımızın yanı sıra Ekol Almanya, Ekol İtalya ve Ekol Romanya ile hizmetlerimizi sürdürüyoruz.

2011 yılı içinde 18 milyon avro yatırım yaparak intermodal araç sayımıza 509 yeni araç ilave ettik ve bu çevreci intermodal çözümümüz ile ayda 165 bin ağaç kurtarıyoruz. Yine 2011 yılında dünyanın herhangi bir noktasından diğerine taşıma operasyonları gerçekleştirmemizi sağlayan forwarding departmanımız kapsamında proje taşımacılığı operasyonları gerçekleştirmeye başladık. Bu operasyonlarımıza İzmir Limanı'ndan Singapur'a gerçekleştirdiğimiz helikopter taşımasını ve başarıyla tamamladığımız Mersin-St. Maarten Limanları arası petrol silosu taşımacılığını da örnek verebiliriz. Müşteri memnuniyetine verdiğimiz önem ve değerin çok önemli bir karşılığı olarak 2011 yılında bir önemli ödüle de layık görüldük. İtalya'da yaptığımız yatırım ile Avrupa pazarının güneyinde de liderliği hedefliyoruz. İtalya'daki işlem hacmimizi yüzde 100 büyümeyi planlıyoruz. Yine 2011 yılının sonlarında Romanya'da da bir şirket alımı gerçekleştirdik. Avrupa'nın en önemli lojistik hizmet sağlayıcılarından Yunanistan merkezli Omega şirketinin Romanya ayağı olan Omega Ro'yu satın aldık. Son yatırımımızla Avrupa'da sahip olduğumuz depolama alanını 10 bin m2'nin üzerine çıkarttık ve önümüzdeki 5 yıl içerisinde Romanya'da 10 milyon avroluk daha yatırım yapmayı planlıyoruz.

SPEEDY İLE AZ HACİMLİ ve ACİL SEVKIYATLARI ÇOK HIZLI ÇÖZÜMLER SUNUYORUZ

Ekol için 2012 yılı nasıl başladı? Bu yılı nasıl kapatmayı hedefliyorsunuz?

11 milyon avro yatırım hedefiyle yola çıktığımız 2012 yılına büyük bir araç yatırımı ile başladık. Yapmış olduğumuz 100 araçlık çekici yatırımı ile tamamı Euro 5 araçlardan oluşan çevreci filomuz 2 bine ulaştı. Diğer taraftan 2012 yılında büyük bölümü çok uluslu markalardan oluşan müşteri portföyümüze, yenilerini katarak büyümemizi sürdüreceğiz. Ekol Almanya, Ekol İtalya ve son olarak da Romanya'da satın aldığımız şirketle birlikte Ekol Romanya'nında kurulması ardından Avrupa'nın farklı ülkelerinde açılmasını planladığımız ofis projelerimiz mevcut. 2011 yılında yakaladığımız büyüme hızının 2012 yılında da kesintisiz devam etmesini ve yeni yatırımlarla birlikte süreklilik arz etmesini hedefliyoruz. Avrupa'daki yatırımlarımızı sürdürürken bir yandan da hizmetlerimize yenilerini dahil ederek daima kendimizi geliştirmeye ve müşterilerimizin beklentilerine en iyi şekilde cevap vermeye gayret ediyoruz. 2012 yılındaki yeni hizmetimiz "Speedy" ile az hacimli ve acil sevkıyatları olan müşterileri için çok hızlı çözümler sunuyoruz. Özellikle hava taşımacılığına alternatif olarak tercih edilecek olan bu hizmet sayesinde müşterilerin kapıdan kapıya daha ucuz ve izlenebilir hizmet alması zamandan tasarruf etmesi sağlanıyor. Yeni "Speedy" servisi ile projenin Türkiye â€" Almanya arası teslimat süresi varış yerine göre değişmekle beraber ortalama 36 saat olarak gerçekleşiyor. Müşterilerimize özel yüklemeleri için özel teslimat süresi uygulayarak, aracı komple kiralamak zorunda kalmadan yaklaşık 30 m3/3.5 ton kapasite ile daha hızlı ve daha ucuz hizmet veriyoruz. Böylece müşteriler, uçak sevkıyatında yaşadığı avantajları Ekol'ün "Speedy" hizmeti ile de yakalamış oluyor. İki şoförle gerçekleşen her bir "Speedy" servisinde 7.5 ton altı araçlar kullanıldığı için hafta sonu veya bayramlarda uygulanan yol yasaklarına maruz kalınmıyor. Serviste, farklı güzergâhlar kullanılarak en kısa sürede hedefe ulaşılıyor.

Bunların yanı sıra; Ekol forwarding hizmetleri kapsamında 2006 yılından beri HTFN Global Logistics Partner'in network üyeliğini sürdürürken, 2011 yılı içerisinde dünyanın en büyük acente ağından biri olan "Conqueror Freight Network"den üyelik elde ederek Türkiye'deki tek temsilcisi olduk. Ankara, Bursa, Denizli, İstanbul, İzmir ve Mersin'de bulunan Ekol ofislerinin tamamı da bu ağa dahil edildi. ITCO'ya 2010 yılından beri üye bulunan Ekol, bu üyeliği sayesinde tank konteyner çalışmaları yapabiliyor. Bu taşımacılık sistemi sayesinde sıvı maddelerin lojistik operasyonlarının da çok daha hızlı, güvenli, çevreye duyarlı şekilde gerçekleştirilmesi sağlanıyor. 2012 yılına hızlı bir giriş yapan "Likit Taşımacılığı Departmanı" ocak ayında bir ilk olarak Petroyağ'ın Antwerpâ€"Köseköy, Kocaeli karayolu tanker taşımasını da başarıyla gerçekleştirdi.

 
YAKIN VADEDE BORSA PLANI YOK

Şirketlerde yatırım için mali kaynak çok önemli yer tutuyor. Bu mali kaynağı artırmak için Borsa'ya açılmayı düşünüyor musunuz?

 
Yakın vadede böyle bir planımız bulunmuyor ancak gelişen ve büyüyen ekonomi ile birlikte uzun vadeli planlar arasında yerini alabilir görüşündeyim.


TÜRKİYE LOJİSTİĞİNİN 5 BÜYÜK SIKINTISI

Türkiye lojistik sektörünün sizce en büyük 5 sıkıntısı nedir?

Birincisi gümrüklerde yaşanan sıkıntılar. Lojistik sektörünün önündeki en önemli engellerden biri gümrüklerdeki operasyonel sıkıntılardan doğan zaman kaybı ve maliyet olarak göze çarpıyor. Bildiğiniz gibi gümrük mevzuatlarında yapılan yeni düzenlemeler ışığında araçlarımız gümrüklerde 1 gün kadar bekliyor. Hafta sonu işlemler fazla olduğunda 2 gün olabiliyor.
 
 
Gelişmiş ülkelerde ihracatı desteklemek için basitleştirilmiş gümrük prosedürleri bulunuyor.
 
 
Beyan usulü, sonradan yapılan denetimlerle araçlar fiziksel muayeneye tabi tutulmadan yola çıkabiliyor. Örneğin Almanya her yıl Dünya İhracat Şampiyonu. Varış noktalarına araçlar ortalama olarak 1 gün geç varıyor. Özellikle üretime gönderilen yüklerde, alıcı tarafında transit sürelerin gecikmesi, üretimlerinde duruşlar ve müşteri memnuniyetsizliği oluşturuyor.

İkincisi bürokratik sorunlar. Lojistik merkezlerinin yük trafiğinin geçtiği yerlerde, o bölgenin dış ticaret ve iç tüketim ihtiyacına paralel olarak hava, kara, demiryolu, liman bağlantıları ve içerisinde gümrük idaresinin olduğu bütünleşik ulusal ve uluslararası bir strateji. En yoğun üretim ve ticaret potansiyeli olan bölgelerin 'lojistik merkez ihtiyaç analizi' yapılmalı. Gereksiz yatırımlardan kaçınılmalı. Üniversite ve meslek okulları katılımı sağlanmalı. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) gibi dernekler master plan çalışmalarında ve kurulumlarında aktif rol almalı. İhracatı teşvik edici uygulamalar olan yurtdışı fuar, Ar-Ge destekleri ve benzeri faaliyetler kapsamına lojistik sektörü de alınmalı.

Üçüncüsü uluslararası belgeler ile ilgili sorunlar. Özellikle İtalya ve Macaristan operasyonlarında belge sorunları yaşıyoruz. İtalya'da yaşanan dozvala sorunu önemli bir maliyet kaybı yaşanmasına neden oluyor. İtalya'da dozvala sıkıntısı yaşandığında oraya götürdüğünüz aracı İtalyan çekici taşıyor ve bu noktada da yine maliyet kayıpları ile karşılaşıyoruz. Gümrük Birliği ile kota sorunu aşılmış gözükse de belgelerde kota ve sayı sınırlaması olması bu sorunun kalıcı olmasına neden oluyor.

Dördüncüsü işgücü ve teknik altyapının geliştirilmesi. Tüm iyileştirme alanlarındaki sorunları ortadan kaldırsak bile en önemli gelişim noktası her zaman teknolojik altyapı ve kalifiye iş gücünü yeterliliği konusu olacak. Artan ihracat kapasitesi ile birlikte hem şirketler hem de devlet kurum ve kuruluşları nezdinde artan bir personel ihtiyacı bulunuyor. Bu personel yabancı dili kuvvetli; sektör deneyimi olan ve teknolojiyi efektif kullanabilen insan gücünden oluşmalı. Bu ihtiyaca cevap verebilmek için son dönemlerde lojistik yüksekokulları, fakülteler ve eğitimlerine ağırlık verilse de mevcut durumda ihtiyaca cevap vermek için yeterli olduğunu düşünmüyorum. Aynı şekilde lojistik hizmet sağlayıcı şirketlerin de müşterilerine daha iyi hizmet verebilmesi için teknolojiyi daha fazla kullanmaları ve teknolojik altyapı yatırımlarına ağırlık vermeleri gerekiyor. Müşteri beklentileri, EDI bağlantıları, Track Trace, web tabanlı takipler, sipariş yönetimi, real time bilgi gereksinimi gibi.

Beşincisi altyapı iyileştirme çalışmaları. Öncelikle kara, hava, deniz ve demiryolu lojistik altyapıları detaylı olarak masaya yatırılmalı. Türkiye'nin coğrafik konumunda Doğu-Batı ekseninde stratejik geçiş yollarını birleştiren bir altyapıya kavuşması dünya ticaretinde söz sahibi olabilmesi için çok önemli olacak. Kurulacak lojistik merkezler vasıtası ile yalnızca taşıma modları arasında geçiş imkanı ve depolama gibi hizmetler değil, müşteriye daha fazla fayda sağlayacak tüm katma değerli hizmetler de verilmeli. Demiryolu mutlaka kurulacak bu lojistik köy/merkez projelerinin içine dahil edilmeli. Kurulacak tüm lojistik merkezleri dahilinde gümrük operayonları da alınmalı ve bu merkezler stratejik bağlantı noktalarına kurulmalı.

Özellikle 3'üncü köprü yapımı sırasında bu konular çok detaylı bir şekilde irdelenmeli ve altyapı bu şekilde oluşturulmalı. Bölgesel olarak yapılacak detaylı planlamalar ve bölgesel altyapıların geliştirilmesi sayesinde farklı coğrafyalar nezdinde paralel büyüme imkanı doğacak. Avrupa'da bildiğimiz kadarı ile 60'ın üzerinde lojistik köy yapılanması mevcut. Bizim de Türkiye olarak bu seviyelere en kısa zamanda ulaşarak rekabet gücümüzü artırmamız gerekiyor.

LOKAL DEĞİL ULUSLARARASI BAZDA YAKLAŞIM

Türkiye'nin lojistik alanındaki en büyük hedefi "Lojistik Üs" olmak. Sizce Türkiye lojistik üs olabilir mi? Türkiye'nin avantajları neler, bu hedefe ulaşmak için neler yapmalı?

Türkiye, jeopolitik konumu itibarıyla lojistik sektörü için oldukça büyük bir önem taşıyor.
 
 
Özellikle Avrupa ve Ortadoğu arasındaki lojistik üs olma ihtimali oldukça güçlü. Günümüzde çalışmalarımızı bu amaca ulaşmak için devam ettirsek de bu hayalin gerçekleşmesi ancak lojistik sağlayıcıların kalite standartlarını artırması, devlet teşvikleri, yeni ticari limanları inşası, lojistik süreçler de göz önünde bulundurularak şehir planlaması gibi bir dizi çalışma yapılarak mümkün olabilir. Yani bu alanda devlet ve lojistik sağlayıcılar ortak çalışmalar yürütmeli. Eğer bu çalışmaları gerçekleştiremezsek, süreçler yine maliyet ve süre avantajları anlamında en uygun rotayı çizer ama biz bunun dışarısında kalırız.

Deniz taşımacılığı açısından henüz olmamız gereken seviyeye ulaşamamış durumda. Bu amaçla yeni limanların açılmasıyla İspanya, İtalya gibi ülkelerle yarışabilecek konuma gelinebilecek.

 
Ülkemizde lojistik sektöründe hizmet veren şirketlerin lokal bazda düşünmeyi bırakıp uluslararası yaklaşımlar getirmeleri gerekiyor. Bunu başarabilirsek, Avrupa'nın ve dünyanın önde gelen kuruluşları lojistik operasyonlarında Türk lojistikçileri tercih eder. Ve böylelikle ülke olarak sektörümüzde daha güçlü bir konum elde etme olanağına sahip olunacak. 

Kaynak:Transport

Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr