Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / DEMİRYOLU YÜK TAŞIMACILIĞINDA UMUTLAR YEŞERİYOR

DEMİRYOLU YÜK TAŞIMACILIĞINDA UMUTLAR YEŞERİYOR

DEMİRYOLU YÜK TAŞIMACILIĞINDA UMUTLAR YEŞERİYOR23.01.2012

Değerli Dostlar,

Gelişmiş ve düzenli çalışan bir demiryolu ağı; ülke içinde ve dışında, gerek insanların mobilitesinde, gerekse taşımaya konu olan hammadde ve mamul maddelerin naklinde önemli bir yere sahip. Hatta demiryolu altyapısının gelişmişliği, çoğu kez ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin de bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Türkiye'de Osmanlı zamanında ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında ciddi ve önemli demiryolu yatırımları görüyoruz. Ancak otomotiv, ticaret ve endüstrinin gelişimiyle birlikte daha sonraki evrelerde ulaştırma yatırımlarında demiryollarına ayrılan pay ülke ihtiyaçlarının çok gerisinde kalmış. Son yıllarda demiryolu yatırımları tekrar artmaya başladı. Öncelik yolcu taşımasına verilmekle beraber, yük taşımacılığına yönelik de olumlu gelişmeler var.

Üç önemli demiryolu projesi yük taşımacılığımız için umut vadediyor: Tekirdağ-Derince-Feribot geçişi, Marmaray ve Kars-Tiflis-Bakü Hattı. Bu projeler tamamlandığında bir taraftan Avrupa'ya olan demiryolu bağlantımız daha verimli hale gelirken, diğer taraftan da Kafkaslar’a olan bağlantımız tesis edilmiş olacak. Tabii yıllardır çözümleyemediğimiz Van Geçişi de çözüme kavuşturulursa, özel önem verdiğimiz İslamabad ve hatta daha ileri destinasyonlara demiryolu ile ulaşımımız Asya bölgelerine olan ticaretimize destek verecek.
Dikkat edilirse, bunlar özellikle Doğu-Batı ve tersi istikamette projelendirilen demiryolu bağlantılarımız. Bununla beraber önemle üzerinde durmamız gereken bir husus da, Kuzey-Güney bağlantımızın tesis edilmesi. Nasıl boru hatları ile kuzeyden gelen petrol akışını Kuzey-Güney ekseninde Türkiye'nin güneyindeki limanlara ve oradan da tüm dünyaya taşınmasına olanak sağlıyorsak, aynı şekilde yük akışlarını da benzer mantıkla koordine edebilmeliyiz. Sadece Kafkaslar’dan ve Çin'den gelecek yükleri değil, Rusya, Ukrayna hatta Baltık Ülkeleri çıkışlı yükleri Türkiye'ye, Türkiye üzerinden de Akdeniz ve özellikle Kuzey Afrika ülkelerine aktarabilmeliyiz.

Bu durumda kuzeydeki en önemli limanımız olan Samsun'un, Mersin'e demiryoluyla direkt bağlantısı çok önemlidir. Samsun ve Mersin'deki lojistik merkez yapılanmaları, bu direkt hattaki nakliye akışına büyük destek verecek oluşumlardır.

Yukarıda Türkiye'deki üç önemli demiryolu projesinden bahsetmiştik. Bunlar daha ziyade yurtdışı ile bağlantımızı güçlendiren projeler. Bunun yanı sıra daha ziyade ülke içi ulaşıma katkı sağlayacak projelerimizi de gözardı edemeyiz.

Samsun-Sivas-Malatya-İskenderun hattı önemli bir yurtiçi akışını oluşturacak ve güçlendirecektir. Hatta bunun kuzeyimizdeki ülkeler ile güney komşularımız arası ticaretin akışını Türkiye'ye çekmesi de beklenebilir. Ancak bu hat tek başına akışı Türkiye üzerine çekmek için yeterli olmayacaktır. Daha düşük navlun maliyetli ve daha kısa sürede sevkiyatı temin edecek Samsun-Mersin bağlantısı mutlaka gereklidir.

Yine Bursa-Bilecik hattı da önemli bir demiryolu hattımızdır. Ancak bu hattan hemen yanı başındaki Gemlik Limanı'na mutlaka bağlantı yapılmalıdır.

Önümüzdeki yıllarda demiryolu yatırımlarımızı yük taşımacılığı eksenli geliştiriyor olmamız, sektörümüzün ve Türkiye'nin gelişmesi, kalkınması için umut vadediyor. Uzun zamandır beklenen ve büyük ihtiyaç olan demiryollarının serbestleşmesi mevzusu da artık Ulaştırma Bakanlığımızca ciddi bir şekilde ele alınıyor. Bunun en önemli göstergesi, Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü'nün bakanlığımız bünyesinde oluşturulmasıdır. Genel Müdürlüğün en önemli amacı, sektörün serbestleşmesi ve bununla birlikte alt yapının kullanımıyla ilgili kuralları ortaya koymak olarak belirlenmiştir. Bu yeni oluşum, 2012'de demiryollarımızda yük taşımacılığı eksenli büyük beklentiler vadediyor.

Kaynak: UTA Lojistik