Sengel Transport adıyla 1964 yılında kurulan OTS Taşımacılık’ın 2008 yılında Steinweg firması ile birleştiğini aktaran Steinweg-OTS Genel Müdürü Ogan Sengel, birleşmenin ardından baraj, havaalanı, metro, rafineri gibi projelere yaptıkları taşımacılık hizmetlerinin artarak devam ettiğini bildirdi.
Steinweg ile birleşmeden önce OTS Taşımacılık’ın olarak Keban Barajı Projesi, İzmir Belediyesi Kanalizasyon Sistemi Projesi ve Alcatel Denizaltı Kablo Projesi’nin taşıma işlerini gerçekleştirdiğini kaydeden Sengel, “Birleşme sonrasında ise 2009-2010 yılları arasında Ceyhan Barajı Projesi, İstanbul AHL Havaalanı Projesi, İstanbul Metro Projesi, Nynashamn İsveç Rafineri Projesi, Feke Barajı Projesi ve İzmir Metro Projesi’ni yürüttük. Halihazırda, 2010 haziran ayında başlamış olan Enerjisa Menge Barajları Projesi ve yine 2010’un mart ayında başlayan ve hâlâ devam eden Kadıköy-Kartal Metro Projesi de tarafımızca yürütülüyor” açıklamasını yaptı.
Kendilerine ait ve kontratlı antrepolarıyla depolama hizmeti verdiklerini ifade eden Sengel, İstanbul, Gemlik, İzmir ve Mersin ofisleriyle denizcilik, forwarding, chartering ve acentelik gibi kapsamlı lojistik faaliyetler sürdürdüklerini dile getirdi. Taşımalarında özmal araç kullanmadıklarını, üzerinde çalıştıkları projelere en uygun tedarikçileri bulduklarını vurgulayan Sengel, proje taşımacılığı kapsamında ağır ve gabari dışı malzemenin, lowbed, vinç gibi özel ekipman ve araçlar ile bir noktadan belirli bir noktaya taşınmasını organize ettiklerini aktardı.
“İki ayrı depo açtık”
2011 yılında Steinweg-OTS olarak Hadımköy ve Gebze’de iki ayrı antrepo açtıklarını söyleyen Ogan Sengel, gümrüklü ya da gümrüksüz antrepoculuğun, Türkiye’deki en önemli aktivitelerinden biri olduğunu bildirdi. Hadımköy’deki antreponun 5 bin metrekare kapalı, 4 bin 500 metrekare açık alandan oluştuğu bilgisini veren Sengel, Gebze’deki deponun ise 2 bin 650 metrekare kapalı ve 4 bin 500 metrekare açık alandan oluştuğunu bildirdi.
Her iki antreponun da liman bölgelerine yakın olduğuna dikkat çeken Sengel, “Londra Metal Borsası’na kayıtlı antrepolarımızda genel olarak, baz metaller, ikincil metaller, demir alaşımlı metaller depoluyoruz. Antrepolarımızda alüminyum, bakır, çinko, kurşun, nikel, kalay gibi metaller ve plastik, mineraller ve tüm tüketim ürünleri bulunabilir ve bu malzemelerin dağıtımını da sağlayabiliriz” dedi.
“Yatırımlar sektörü canlı tutuyor”
Bazı ülkelerde yaşanan krizlerin Türkiye üzerinde de sermaye girişi ve yabancı yatırım girişi anlamında çekimserlik yarattığına işaret eden Sengel, Ortadoğu’da yaşanan Arap baharı ve birçok ülkede gözlenen istikrarsızlığın ise Türkiye’yi yatırım anlamında cazip bir merkez haline getirdiğini bildirdi. Dünya ekonomisinin içinde bulunduğu durum ve belirsizlik yüzünden şu anda bir projeksiyon yapmanın zor olduğuna değinen Sengel, “Ancak Türkiye’de planlanan ve yürürlüğe sokulan rüzgâr enerjisi santralleri, hidroelektrik santraller, halihazırda yapılmakta olan barajlar, demiryolu toplu taşımacılık ağındaki yatırımlar, özel sektörün şantiye, üretim tesisi, fabrika, inşaat yatırımları bir taraftan sektörü canlı tutuyor” diye konuştu.
Türkiye’nin jeopolitik konumu itibariyle önemli bir transit merkez ve lojistik bir üs olduğunu vurgulayan Sengel şunları söyledi:
“Türkiye’nin sahip olduğu limanlar, kıtalar arası merkez olma özelliği gibi çeşitli teşvik edici unsurlar Türkiye’de lojistik sektörünü hızla geliştiriyor. Ayrıca, çalışan şirket sayısı, çalışan işgücü sayısı, sektörü besleyecek ve nitelikli işgücü yetiştiren eğitim kurumu sayısı gibi açılımlarla sektör büyüyor. Proje taşımacılığı da sektörün geneline paralel olarak ilerliyor, kullanılan ve satın alınan ekipman sayısı her geçen gün artıyor ve proje taşımacılığı yapan Türk şirketleri hem Türkiye’de hem de Türk cumhuriyetleri ve Ortadoğu’da başarılı şekilde faaliyet gösteriyor.”
Kaynak: Deniz Haber