DHL Supply Chain, müşteri portföyünü artırmanın yanında teknolojiye ve yeni depo alanlarına yaptığı yatırımlarla büyümeye devam ediyor. 2010'u yüzde 30 büyüme ile kapatan DHL Supply Chain Türkiye, 2011 sonunda yüzde 35'lik bir büyüme gerçekleştirmeyi hedefliyor. Dünyada 60'tan fazla ülkede, 2 bin 400 noktada, 120 bin çalışanı ve 23 milyon metrekare depolama alanında hizmet sunan DHL Supply Chain, Türkiye'de, toplam bin 600 çalışanı ve 315 bin metrekare depolama alanı ile otomotiv, kimya, tüketici, tekstil, sağlık, endüstri, perakende ve teknoloji sektörlerine hizmet veriyor. DHL Supply Chain Türkiye'nin sunduğu hizmetler, tedarik zinciri analizi ve tasarımı, lider lojistik tedarikçisi (LLP), tedarik hizmetleri, hammadde depolama, hammadde taşımacılığı, uluslararası tedarik zinciri yönetimi, endüstriyel proje taşımacılığı, üretime mal kabul, tesis içi lojistik, sözleşmeli üretim, bir araya getirme ve paketleme, mamul malların depolanması, taşımacılık ve dağıtım hizmetleri yönetimi, eve teslimat, e-tedarik, mağaza içi lojistik, yedek parça lojistiği, iade lojistiği ve çevresel uyum başlıklarında toplanıyor. Taşımalarda hem öz mal araç hem de DHL'e hizmet veren tedarikçilerin araçları kullanılırken ihtiyaca göre piyasadan kiraladığı araçlarla hizmet veren DHL Supply Chain Türkiye, kendi araç filosunu özellikli dağıtımlarda kullanıyor. Eve teslimat ve montaj işlemleri ile dondurulmuş, soğuk ve ısı kontrollü gıda taşımalarını sahip olduğu yaklaşık 160 aracıyla gerçekleştiren DHL Supply Chain Türkiye'nin aylık TIR hareketi yaklaşık 7 bin.
HER SEKTÖR AYRI BİR BİRİM TARAFINDAN YÖNETİLİYOR
DHL'nin bağlı olduğu üst grup olan Deutsche Post DHL Grubu'nun, yatırım öncelikli 6 ülke arasına Türkiye'yi de dahil ettiğin söyleyen DHL Supply Chain Türkiye Genel Müdürü Hakan Kırımlı, bu kararın Türkiye'yi planlanan projelerin bir parçası haline getirdiğini söyledi. Ayrıca Türkiye'deki yatırım kararlarının grup tarafından daha hızlı onaylanıp desteklenir hale geldiğini söyleyen Kırımlı, Türkiye'nin ülke olarak sahip olduğu potansiyelin de yatırım öncelikli ülkeler arasında yer almasını sağladığını belirtti. Depo alanlarını artırma, depolama teknolojisi ve IT altyapı yatırımları yapma planlarını gerçekleştirdiklerini söyleyen Kırımlı, bu yılsonunda 315 bin metrekarelik alandan 350 bin metrekarelik alana ulaşacaklarını 2012 sonunda da 500 bin metrekareye ulaşma hedefinde olduklarını söyledi. 2012 yılında yeni işe alımlarla çalışan sayısını 250 kişi daha artıracaklarını açıklayan Kırımlı, "Şirketimiz farklı sektörlere aynı anda hizmet verebilecek şekilde yapılandırılmış durumda. Her sektör şirketimizde ayrı bir birim tarafından yönetiliyor. Biz onları iş birimleri olarak adlandırıyoruz. Bu iş birimleri ayrı bir müdürlük gibi kendi içinde o sektörün ihtiyaçlarına göre oluşturulmuş birimler. Tüketici, perakende, tekstil, otomotiv, teknoloji, sağlık, endüstri ve kimya sektörleri hizmet verdiğimiz sektörler. Devlet ve özel havayolu şirketlerinin verdikleri kabin içi hizmetlere yönelik lojistik destek vereceğimiz çalışmaları önümüzdeki dönemde planlıyoruz" dedi.
TÜRKİYE'YE ÖZEL INOVASYON EKİBİ
DHL Supply Chain Türkiye, teknolojiye çok önem veriyor. Depolarında depo yönetim sistemi, RF el ve forklift terminalleri ve PC terminaller ile işlemleri yöneten ve raporlayan DHL Supply Chain Türkiye, araç takipte kullanılan GPS teknolojisi ile dağıtım araçlarının bulunduğu yeri, hızını, yakıt tüketimini ve taşıma sırasındaki ısı kontrolünü de takip ediyor. Yeni yatırım döneminde yeni depolama teknolojisi ve IT altyapısına yatırım yaptıklarını söyleyen Hakan Kırımlı, ayrıca iş yönetimi alanında teknolojiyi farklı uygulamalarla her koldan takip ettiklerinden söz etti. Türkiye'de diğer DHL organizasyonu içerisinde farklı tecrübe, bilgi birikimi ve eğitim düzeylerine sahip inovasyon ekibi kurduklarını anlatan Kırımlı, "Bu uygulama DHL'i rekabette bir adım önde tutmak için neler yapılması gerektiği konusunda yenilikçi teknoloji uygulamaları dahil olacak şekilde Ar-Ge ile uğraşıyor. Biz bu yöntemle iyi yaptığımız işimizi daha iyi nasıl yaparız onu bulmaya çalışıyoruz" diye konuştu.
TÜRKİYE'DE DOĞUP DÜNYAYA YAYILAN UYGULAMALAR
DHL Supply Chain Türkiye'nin sağlıklı büyümesinin DHL'in dikkatini çektiğini ve Türkiye'deki bazı uygulamaların DHL'in bulunduğu başka ülkelerde de kullanılmaya başladığını anlatan Kırımlı, bu uygulamalara ev teslimatı, hastane lojistiği, gıda lojistiği, arşiv yönetimi ve Lider Lojistik Sağlayıcısı (LLS) gibi alanları örnek gösterdi. Kırımlı, diğer DHL ülkelerinin örnek aldığı uygulamaları da şöyle sıraladı, "Kendi bünyemizdeki terzilerimiz aracılığıyla bir dikim hizmeti verebiliyoruz. Ustalarımız ve marangozlarımız aracılığıyla montaj hizmeti veriyoruz. Parke ve seramik döşeme hizmeti veriyoruz. Anahtar teslim mimari uygulamalar gerçekleştiriyoruz. Mutfak montajı yapıyoruz."
DHL SUPPLY CHAIN E-TİCARETE HAZIR
Lojistik sektörünün son dönemlerdeki gündem maddelerinin başında e-ticaret lojistiği geliyor. E-ticaret giderek yaygınlaşıyor ve önümüzdeki dönemde de hızlıca gelişecek bir alan olarak değerlendiriliyor. E-ticaret firmalarına hizmet veren lojistik firmasının çok ciddi bir dağıtım ağına sahip olması gerektiğinin altını çizen Hakan Kırımlı, bu dağıtım ağının da küçük ürünlerin dağıtımına uygun olması gerektiğine dikkat çekiyor. DHL olarak e-ticaret ile ilgili çalışmaları tamamladıklarını söyleyen Kırımlı, "Biz e-ticaretle uğraşan firmaların kendi işlerine odaklanması, ara hizmetlerin ve dağıtım hizmetlerinin DHL gibi kuruluşlardan alınması gerektiğini vurguluyoruz. E-ticaret kapsamındaki ürünlerin dağıtım öncesi birçok elleçleme ihtiyaçları oluyor. Hediye paketinden tutun karma koli hazırlanmasına kadar hizmetleri de kendi tesislerimizde yapıp nihai kullanıcıya kadar teslimatı gerçekleştirmek istiyoruz" şeklinde konuştu.
SAĞLIKLI ve SÜRDÜREBİLİR BİR GELECEK İÇİN ÇEVRE DOSTU PROJELER
Küresel anlamda "Go Green" insiyatifi kapsamında karbondioksit salımını 2012 yılında yüzde 16, 2020 yılında yüzde 30 oranında azaltmayı amaçladıklarından bahseden Hakan Kırımlı, bu doğrultuda Türkiye'de öncelikle depolarında elektrik tüketimini azaltmak için Smart Lightning sistemine geçtiklerini ayrıca karbon salımını azaltmak için "Hybrid" araç kullanımına geçiş sürecinde olduklarını belirtti. Hybrid araca dönüştürme planı çerçevesinde 5 araçla test gerçekleştirdiklerini ifade eden Kırımlı şunları söyledi, "Araçlarımızın tamamını yoksa bir kısmını mı Hybrid araca çevireceğiz bu testin sonunda elde edeceğimiz veriler göre buna karar vereceğiz. Diğer Smart Lightning uygulaması yüzde 18'lik bir elektrik tasarrufu sağladık. Ofislerimizde mümkün olduğunca gün ışığından yararlanmaya çalışıyor, geri dönüşümlü kağıtlar kullanıyoruz. Sağlıklı ve sürdürebilir bir gelecek için çevre dostu projeler önemli."
ÇALIŞAN ve MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ HER ŞEYDEN ÖNEMLİ
DHL Supply Chain Türkiye, müşteri ve çalışan memnuniyeti ile iş ve işçi güvenliği için de çalışmalar gerçekleştiriyor. Müşteri ve çalışan memnuniyetini artırmak amacıyla 2008'den bu yana yürütülen First Choice (İlk Tercih) programı kapsamında DHL Supply Chain Türkiye, 80'i aşkın operasyonda performans yönetimi, verimlilik artışı gibi konulardaki iyileştirme projeleri ile 4 milyon avroyu aşan tasarruf sağladı. DHL Supply Chain Türkiye Genel Müdürü Hakan Kırımlı, çalışan memnuniyeti ile iş ve işçi güvenliği hakkında şunları söyledi, "Her yıl tüm dünyadaki 470 bin civarında Deutsche Post DHL çalışanına Employee Opinion Survey (EOS) / Çalışan Görüş Anketi (ÇGA) çalışmasıyla çalışan memnuniyetini ölçüyoruz. DHL Supply Chain Türkiye bağlı bulunduğu Doğu Avrupa bölgesinde 2008'den bu yana yapılan EOS anketinde, her yıl en yüksek katılım ve en yüksek çalışan bağlılığı sonuçlarını elde ederek tüm DHL Grubu içinde dikkat çekiyor. Türkiye'de çok verimli çalışan bir ekibimiz var. Çalışanlarımız, kendileri bir iş yerine sahip olsa orada çalışacağı performansta DHL'de çalışıyor. İş ve işçi güvenliği konusunda bilinçlendirme, eğitim ve hatırlatma hayatımızın bir parçası. Ayrıca iş sağlığı konusunda DHL'in olmazsa olmaz kuralları var. Geçen yıl başlattığımız Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü etkinliklerinin ikincisini de bu yıl gerçekleştirdik. Yapılan bilgilendirme çalışmaları sonrası yaralanma nedeniyle oluşan kayıp iş zamanlarının telafisinde büyük bir aşama kaydedildi. Kayıp iş zamanlarında genel olarak yüzde 49 oranında iyileşme sağlandı."
Kaynak: Transport