Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Ekonomi / İş Dünyası / İHRACATIN 5 LOKOMOTİF SEKTÖRÜNDEN ÇAĞRI: TİCARETİN ÖNÜNDEKİ LOJİSTİK ENGELLER KALDIRILMALI

İHRACATIN 5 LOKOMOTİF SEKTÖRÜNDEN ÇAĞRI: TİCARETİN ÖNÜNDEKİ LOJİSTİK ENGELLER KALDIRILMALI

İHRACATIN 5 LOKOMOTİF SEKTÖRÜNDEN ÇAĞRI: TİCARETİN ÖNÜNDEKİ LOJİSTİK ENGELLER KALDIRILMALI21.04.2011

Türkiye tüm sektörleriyle 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefine odaklanırken, başta Rusya olmak üzere BDT ülkeleri bu hedefe ulaşmada ‘kilit rol’ oynayacak. Küresel krizin ardından Türk ihracatçısının ilk durakları olarak da dikkat çeken bu bölge, her geçen gün büyüyen ekonomileri ile iştah kabartıyor. Yanıbaşındaki bu dinamizmi fark ederek vakit kaybetmeden pastadan pay kapma yarışına giren Türk ihracatçıları en önemli sorunları ise lojistik süreçlerde yaşanıyor. Özellikle Rusya’da gümrük engeline takılan, limanlardaki yoğunlukla zaman kaybeden ihracatçılar, rekabette en önemli kozları olacak hızlı ve uygun maliyetli lojistik çözümlere başvurabilmek için taşımacılığın önündeki engellerin kaldırılmasını istiyor.  Türkiye’nin ihracattaki beş lokomotif sektörü olan otomotiv, kimya, yaş meyve-sebze, tekstil-hazırgiyim ve inşaat sektörünün temsilcileri BDT ülkelerindeki ihracat performanslarını, hedeflerini ve lojistik süreçler konusundaki beklentilerini UTA Lojistik Dergisi’ne değerlendirdi.

BDT’DE GAZA BASAN OTOMOTİVCİLERE ‘SOCHI’ FRENİ 

Başta Rusya olmak üzere BDT ülkeleri Türk otomotiv ve yan sanayinin en büyük pazarlarından biri konumunda bulunuyor.  Son dönemde Rusya’nın Türk otomotiv sektörü açısından Avrupa Birliği ülkelerinin ardından en önemli pazar haline geldiğini söyleyen Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Başkanı Orhan Sabuncu, 2010 yılında Rusya’nın otomotivde en fazla ihracat yapılan 6. ülke konumuna ulaştığına dikkat çekiyor. Sabuncu; “Rusya’ya yönelik otomotiv ihracatımız 2010 yılında 2009’a göre %139 artarak 676 milyon USD’ye yükselirken, Rusya’nın otomotiv ihracatımızdaki payı %4 oldu. Rusya’ya ihracatımızda en önemli kalem 349 milyon USD ile binek otomobiller olurken, onu 111 milyon USD ile otomotiv yan sanayi, 75 milyon USD ile eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ve 40 milyon USD ile otobüs-midibüs-minibüsler takip etti” diye konuşuyor. BDT ülkelerindeki diğer önemli pazarların Ukrayna, Kazakistan ve Türkmenistan olduğunu vurgulayan Sabuncu; otomotiv ihracatının 2010’da Ukrayna’da %53 artarak 86 milyon USD’ye, Kazakistan’da %18 artarak 25 milyon USD’ye, Türkmenistan’da ise %8 artarak 29 milyon USD’ye yükseldiğini anlatıyor.
Sektörün tüm BDT ülkelerine yönelik ihracat hacminin 2010’da 1 milyar USD’ye yaklaştığını ancak yine de söz konusu pazarlardan yeterli payın alınamadığını ifade eden Sabuncu; “Bu ülkelerin çoğunun henüz DTÖ üyesi olmaması yüksek gümrük vergileri ve serbest gümrük uygulamalarına yol açıyor ve ihracatımızı olumsuz etkiliyor. Rusya’nın DTÖ üyeliği ve Rusya-Kazakistan-Belarus arasındaki Gümrük Birliği’nin diğer bölge ülkelerini da kapsayacak şekilde genişlemesi hem ticari engellerin ortadan kaldırılması hem de bölgenin refahının artmasında olumlu rol oynayacaktır” diye konuşuyor.
BDT ülkelerine yönelik yapılan ihracatta karşılaşılan lojistik sorunlara da değinen Sabuncu; Rusya Federasyonu’na yapılan ihracatın ağırlıkla ülkenin güney limanlarından giriş yaptığını, ancak bu limanlarda yaşanan yoğunluğun şirketlere zaman ve maliyet açısından olumsuz yansıdığını söylüyor. Sabuncu, halihazırdaki yoğunluğa, 2014 Kış Olimpiyatları nedeniyle Sochi Limanı’nın yük trafiğine kapatılması da eklenince Rusya’ya yapılan ihracatta lojistik sıkıntıların artacağına dikkat çekiyor. Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın yürüttüğü Güney Rusya’da Lojistik Merkezi kurulması çalışmalarının bu noktada daha da önem kazandığının altını çizen Sabuncu; “Bu projenin hayata geçirilmesiyle şu anda farklı limanlara, dağınık bir şekilde yürütülen Rusya’ya yönelik ihracatımız tek bir merkezde toplanacak, ihracatçılarımızın Rusya limanlarında bekleme süreleri azalacak, ihraç ürünlerimiz Rusya pazarına çok daha kısa sürede ve daha az maliyetle giriş yapabilecektir” değerlendirmesini yapıyor.
‘VİZESİZ DÖNEM’ KİMYACILARA RAHAT NEFES ALDIRACAK
Son yıllarda ihracatta yakaladığı yükseliş grafiğini sürdüren Türk kimya sektörü için başta Rusya olmak üzere BDT ülkelerinin önemini değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz sektörün 2010’da BDT bölgesine 1.9 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdiğini kaydediyor. “Bu rakam sektörümüzün bir önceki yıla göre bu bölgeye ihracatını yüzde 15 oranında artırdığını gösteriyor. Bu ihracatımızın 532 milyon doları ise Rusya Federasyonu’na yapılan ihracat oluşturuyor” diyen Akyüz, bölgeye yönelik yapılan ihracatta ağırlığın akaryakıt, plastik ve kozmetik ürünleri ile sabunlar ve kauçuk ürünlerinde olduğunu aktarıyor.
Akyüz, BDT ülkelerinin kriz sonrasındaki alternatif pazar yaklaşımında önemli bir yer teşkil ettiğini, bunun 2011 ihracat rakamlarına da yansıdığını vurguluyor. “BDT’ye ilk çeyrekte gerçekleştirilen ihracat yaklaşık 500 milyon dolar ve bu bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 12,5 artışı ifade ediyor” diyen Akyüz bölge ülkeleriyle ihracatta gümrük ve nakliye sorunlarıyla karşılaştıklarını iletiyor. Rusya’nın yabancı firmaları üretime teşvik eden bir dış ticaret politikası izlediğini, özellikle gümrükle ilgili sıkıntıları da bu açıdan okumak gerektiğini düşünen Akyüz şöyle konuşuyor: “Gümrük kontrolleri ve prosedürleri firmalarımızın ihracatlarına bir nevi engel teşkil ediyor. Nakliye ücretleri yüklü meblağlara ulaşmış durumda. Sorunların çözümü için çok üst düzey girişimlerde bulunuldu ama maalesef gümrüklerde yaşanan sıkıntılar azalarak da olsa devam ediyor. Vizelerin kalkmasının sorunların çözümünde önemli adım olabileceğini umut ediyorum. Öte yandan lojistik merkezi projesinin de çok isabetli bir girişim olacağına inanıyorum.”

TÜRK LOJİSTİK MERKEZİ YAŞ MEYVE-SEBZENİN PAZARINI BÜYÜTECEK

Dünyada üretilen yaş meyve sebzenin % 2,20’sini (45 milyon ton) üreten Türkiye’nin en büyük ihracat pazarları arasında BDT ülkeleri başı çekiyor. 2010 yılında söz konusu ülkelere yapılan ihracat bir önceki yıla göre % 24 artışla 2.1 milyar doları aşarken, tüm yaş meyve-sebze ihracatı içerisinde BDT ülkelerinin payı da  %48’e ulaştı.
Ülke bazında değerlendirildiğinde Rusya’nın sektör ihracatında ilk sırada yer aldığını aktaran Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kavak; “2010 yılında sektörümüz, Rusya Federasyonu’na miktarda toplam 989 bin 810 ton, değerde ise 789 milyon doları aşkın ihracat gerçekleştirdi. Bu rakamlar bir önceki yıla göre miktarda %19, değerde %26 artışa karşılık geliyor” diye konuşuyor.
Rusya’ya olan ihracatta narenciye ürünlerinin ilk sırada yer aldığını belirten Kavak sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu hususu dikkate alarak, Türk narenciyesini tüm dünyaya tanıtmaya çalışan Narenciye Tanıtım Grubu olarak 2009 yılı Eylül ayında Rusya Federasyonu’nda Tarkan’la bir reklam kampanyası yapmaya başladık. Söz konusu kampanyanın başarılı olması sebebiyle kampanya Rusya Federasyonu’nda uzatıldı ve ayrıca Ukrayna ve Azerbaycan’da da benzer tanıtımlar yapıldı.”
Türk yaş meyve-sebze sektörünün en önemli ihraç pazarları olan BDT ülkelerindeki atılımlarını devam ettireceğinin altını çizen Kavak, bu noktada ihracatın önündeki lojistik engellerin kaldırılmasının da önemine işaret ediyor. Kavak, uzun vadede lojistik maliyetlerin azaltılması açısından deniz ve demiryollarının etkinliklerinin artırılması gerektiğini, AKİB olarak özellikle Rusya pazarında denizyolu taşımacılığının artması için girişimlerinin bulunduğunu iletiyor. Kavak, yerel sebeplerden ötürü hizmet vermeyi bir süre önce bırakan Soçi Limanı yerine, Müsteşarlık bazında görüşmelerle alternatif liman olan Adler’in kullanılması için girişimlerde bulunduklarını söylüyor. Deniz taşımacılığı açısından lojistik merkezlerin de çok önemli olduğunu ifade eden Kavak; “Karadeniz için yapılacak bir lojistik merkezi Rusya pazarı için avantajımızı önemli ölçüde artırabilir” diye konuşuyor. 

TEKSTİLCİ RUSYA’DA GÜMRÜK DUVARINI YIKMAKTA KARARLI 

Başta Rusya olmak üzere diğer BDT ülkelerinin enerji kaynaklarının varlığıyla yakaladığı yüksek büyüme potansiyeli Türk tekstilcisinin de iştahını kabartıyor. İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, 2010 yılında BDT ülkelerine yapılan ihracatın %31,8 artışla 534,4 milyon dolara ulaştığına dikkat çekiyor. BDT ülkeleri içinde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülkenin Rusya olduğunun altını çizen Tanrıverdi; Rusya’ya gerçekleştirilen ihracatın geçen yıl  %53,8 artışla 280 milyon dolar olduğunu aktarıyor. “Rusya 10. büyük pazarımız durumundadır. BDT ülkelerinden Kazakistan ise son yıllarda en fazla atılım yapılan pazarlarımız arasında yerini aldı” diyen Tanrıverdi, BDT ülkelerine resmi rakamlara yansıyanın ötesinde Laleli-Osmanbey bölgesinden kargo ihracatı yoluyla dış satım yapıldığını ve bu yolla gerçekleştirilen ihracatın mevcut resmi rakamların birkaç katı olduğunu iletiyor.
Sektör ihracatçılarının Rusya’da Temmuz 2008 itibariyle başlayan ve yaklaşık iki yıl boyunca devam eden gümrük sorunlarıyla boğuştuğunu ileten Tanrıverdi sözlerini şöyle sürdürüyor: “Konuya yönelik girişimlerimiz sonrasında Basitleştirilmiş Gümrük Hattı uygulaması ortaya çıktı. Şimdilik sadece havayolu taşımacılığında kullanılan bu alternatif neticesinde bir miktar da olsa çözüm yolunda ilerledik. Bu sorunların temelinde Rusya gümrüklerinde ihracatçılarımızın karşılaştıkları keyfi uygulamalar yatıyor. Bu bağlamda Rusya tarafından uygulanmakta olan yüksek referans fiyatlar, neredeyse tarife dışı engeller kapsamına girebilecek aşırı kontroller ve keyfi uygulamalar pazarda faaliyet göstermeye çalışan ihracatçılarımızın önüne çıkan engellerdir. Bir diğer sorunumuz son dönemlerde Rusya tarafından bavul ticaretine getirilen engellerdir. Özellikle Laleli, Merter ve Osmanbey’de faaliyet gösteren ihracatçılarımızın yoğun bir şekilde kullandıkları bu ticaret biçimi son dönemde Rusya tarafından getirilen çeşitli kısıtlamalar, limitlerin azaltılması, taşımacılıkta kullanılan kargo şirketlerinin ortaya çıkarttıkları yüksek navlun bedelleri ihracatçılarımızı zor durumda bırakmaktadır.”
Karşılaşılan sıkıntılar sonucunda ortaya çıkan yüksek lojistik maliyetlerin bölgeye ihracat yapan firmaları zorladığını vurgulayan Tanrıverdi, öncelikle gümrüklerde aşırıya kaçan kontrollerin global seviyelere indirilmesi gerektiğini düşünüyor. Tanrıverdi, Moskova yakınlarında kurulacak Türk Lojistik Merkezi’nin de ihracatçıların gümrükleme ve lojistik sorunlarına çözüm olacağını ifade ediyor.

TÜRK MÜTEAHHİTLERİN RUSYA’YA DÖNÜŞ SEFERİ BAŞLADI

Türk müteahhitlik şirketleri, 2008'e kadar en çok iş yaptığı Rusya'nın küresel krizden etkilenmesiyle yöneldikleri Kuzey Afrika pazarında bu sene yaşanan siyasi karışıklıklar nedeniyle rotayı yeniden Rusya'ya çevirdi. Libya'da yaşanan olaylar nedeniyle 1.2 milyar dolarlık kayıp yaşayan Türk müteahhitlik şirketleri buradaki kayıplarını Rusya'da telafi edecek.
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Erdal Eren, Rusya'nın 2014 Soçi Olimpiyatları, 2018 Dünya Futbol Şampiyonası ve 2013'te Kazan Üniversite Olimpiyatları'nı alması nedeniyle 400 milyar dolarlık proje açıkladığını söyleyerek Türk müteahhitlerin Rus pazarına geri dönüş yapacaklarına dikkat çekiyor.
Eren’in verdiği bilgilere göre Rusya ile Türkiye arasındaki ticarette en önemli noktayı müteahhitlik hizmetleri oluşturuyor. Türk müteahhitlik firmaları Rusya’da şimdiye kadar 33,8 milyar dolar değerinde bin 252 proje üstlendi. 2009 yılında 1,3 milyar dolarlık 25 proje, 2010 yılında ise 1,7 milyar dolar değerinde 57 proje alındı.
Eren, Rusya açılımlarda rekabet gücünü zorlamayacak hızlı ve uygun fiyatlı lojistik hizmetlere ihtiyaç olduğunu, bunu sağlamanın yolunun da iki ülke arasındaki taşımacılık engellerini kaldırmaktan geçtiğini ifade ediyor.

Kaynak: Uta Lojisitk

Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr