Lojistik adını son 12 yıldır kullanmaya başladık. Son 8 yıldır da bu sektördeki gelişmeleri izliyoruz. Özel sektör yatırımcı, girişimci, risk alıcı vizyonuyla lojistik sektörü için ciddi yatırımlar yaptı ve kat kat büyüdüğünü gördük. Devlet de bu dönem içinde ciddi projeler yarattı. Demiryollarının unutulan yük taşıma görevini geliştirdi. On üç adet demiryolu aktarma terminali projesi hazırlandı ve bunlardan bir kısmı devreye girdi. Hızlı trenlerin yeni demiryolu hatlarında hareketi, mevcut demiryollarının yüke ayrılmasına olanak verdi. Özel vagon işletmeciliği teşvik edildi. Yeni bağlantılarla demiryoluna ulaşım kolaylaştırıldı. Tülomsaş makul fiyatlı vagonlar üretti. Demiryolu kanunumuz henüz kabul edilmemesine rağmen bir umut olarak beklemekte. Limanların özelleştirilmesinde de hızlı adımlar atıldı. Özelleştirme ihalelerini alan kuruluşlar limanlarımızı daha verimli kullanmaya başladılar ve yük kapasitesini arttıran yatırımlar yaptılar. Kabotaj konteyner taşımacılığı başladı. Liman hizmetlerinde indirimler verilerek deniz taşımacılığı ucuzlatıldı. Akaryakıttaki ÖTV’nin kaldırılması ile deniz taşıması öne çıkartıldı. Hava alanlarımız da bu gelişmeden nasibini aldı. Yeni terminaller inşa edildi, Özel sektöre hava kargo terminali kurma izinleri verildi. Yeni hava kargo şirketleri devreye alındı. THY yeni kargo uçaklarına sahip oldu. Karayolları kanunumuz 5 yıl önce uygulanmaya başlandı ve kara taşımacılığımız kayıt altına alındı sektöre giriş kurallara bağlandı. Duble yollar inşa edildi ve kara taşımacılığımızın hızı arttırıldı, kazalar azaltıldı.
Gerekli ama yetmeyen bir çaba içinde özel sektör ve devlet taşımacılığın gelişmesinde el ele ilerlemekte. Tüm bunlar yapılırken lojistik hizmetlere gereken önem hala verilmemiş durumda. Lojistiğin sadece taşımacılık olmadığı bir süreç yönetimi olduğu gündeme bir türlü gelmedi. Lojistik hizmet veren şirketlere özel teşvikler verilemedi. Depolarımız desteklenmedi, lojisitk köyler kurulamadı. Bunda TBMM’de lojistik konusunda önayak olacak temsilcilerimizin olmamasının da büyük etkisi oldu. Lojistik sektörünün talepleri, çözülmesi gereken sorunlar lojistikten sorumlu bir kurumumuz olmadığı için de ihmal edildi.
Hep beklediğimiz, bizleri TBMM’nde temsil edecek milletvekillerimizin mecliste yer alması zamanı gelmişti. Bu konuda lojistiği bilen, taşımacılıkla lojistik hizmetleri birleştirerek katma değer yaratacak, ürün maliyetlerinde indirim yaratacak, uluslararası taşıma koridorlarında yer alıp da bundan yeteri kadar yararlanamayan ülkemizde artık yeni isimler meclisimize girecekler. İlk adayımız Samsun bölgesinde sevilen ve tanınan Sayın Fuat Köktaş olmuştur. AKP’den milletvekili adayı olmak için, aday adaylığını 12 Mayıs 2011 tarihinde Samsun’da yaptığı kalabalık bir toplantıda açıklayan Sayın Fuat Köktaş’ın, seçilerek TBMM’nde bizlerin temsilcisi olmasını bekliyoruz. Sorunlarımızda kapısını çalabileceğimiz ve bizleri her zaman açık kapısıyla karşılayacak olan Köktaşlar Grubu Yönetim Kurulu başkanından gelecek çalışma döneminde kanunların hazırlanmasında, uygulamaların gündeme getirilmesinde, sektörün gelişmesinde bizlerin gözü, kulağı, eli ve dili olması beklentisi içindeyiz. Ülkemizin gelişmesinde, sektörün desteklenmesinde önümüzde, yanımda ve arkamızda olacağına inanıyoruz.
Seçim döneminde sektör olarak yanında olacağız ve bizleri temsili konusunda kendisine destek vereceğiz. Kendisi ile birlikte lojistik sektörüne sahip çıkacak hangi partiden olursa olsun tüm adayların destekçisiyiz. Yıların ihmalinin yeni dönemde giderileceğine inanıyoruz.
Sayın Fuat Köktaş ile birlikte lojistik sektörünün gelişmesinde desteği olacak, sektörün sahibi olacak tüm adaylara başarılar diliyorum.
Kaynak: Dünya