Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / TÜRKİYE, YÜKSELEN PAZARLARIN İHRACAT VE TAŞIMACILIKTA PARLAYAN YILDIZI

TÜRKİYE, YÜKSELEN PAZARLARIN İHRACAT VE TAŞIMACILIKTA PARLAYAN YILDIZI

TÜRKİYE, YÜKSELEN PAZARLARIN İHRACAT VE TAŞIMACILIKTA PARLAYAN YILDIZI01.02.2011

2009 yılında dünyanın 16. ve Avrupa'nın 6. en büyük ekonomisi olan Türkiye, 2010 yılının ilk dokuz ayında ortalama yüzde 9 oranında büyüme kaydetmiştir. Ekonomik veriler, 2010 yılı için orta vadeli programda resmi hedef olan yüzde 6,8'in üzerinde bir büyümeyi yakalayacağımızı göstermektedir. Resmi rakamlar, 2011 yılının Mart ayı sonunda açıklanacak olmakla birlikte, Orta Vadeli Programa göre 2010 yılı için 730 milyar dolar olan GSYİH hedefinin de aşılması ve 2010 yılında GSYİH'nın psikolojik bir eşik olan 1 trilyon TL'nin üzerinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Öte yandan, yine Orta Vadeli Programa göre 2010 yılı için 111,7 milyar dolar olan ihracat hedefi de aşılmış ve 2010 yılı ihracatımız 113 milyar 686 milyon dolara ulaşmıştır.

Bilindiği üzere, ülkemizin ihracat pazarları da, strateji ve hedeflerimize uygun bir şekilde ve küresel gelişmelere paralel olarak çeşitlenmektedir.  Tüm Türkiye’ye yayılan ihracat seferberliği ile ülke ve ürün çeşitlemesinin yanı sıra ihracatçı illerimiz de çeşitlenmiş ve ihracatın sağladığı refah tüm illerimizde hissedilmeye başlanmıştır.  Bugün ihracat yapmayan tek bir ilimiz bile   kalmamıştır.

İHRACATTA 104 ŞİRKET 100 MİLYON DOLAR SINIRINI AŞTI
2002 yılında 1 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştiren illerimiz 5 adet iken, bugün bu sayı 14'e, bu dönem içerisinde 100 milyon doların üzerinde ihracat yapan il sayımız da 21'den 44'e yükselmiştir. Yine, 2002 yılında ihracatçı firma sayımız 31 bin 719 iken, bugün bu sayı 48 bin 694'e çıkmıştır. 2010 yılında 1.415 firmamız 1 milyon doların üzerinde ihracat yaparak; ayrıca 104 firmamız ihracatlarını 100 milyon doların üzerine çıkararak önemli başarılara imza atmışlardır. 2002 yılında 1 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştiren sadece 1 ihracatçımız bulunuyor iken, 2010 yılına geldiğimizde bu rakam 8'e çıkmıştır.

Bu değerlendirmeler, KOBİ niteliğindeki ihracatçılarımızın yanı sıra ülkemizin yurtdışındaki yüzü olan, marka ürün ihraç eden büyük ihracatçılarımızın sayısının ve değer bazında ihracatlarının artmış olduğunu göstermektedir. Sağlanan bu ivmenin, önümüzdeki yıllarda da artarak sürdürüleceğinden şüphe duymuyorum.

500 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT YÜKÜ NASIL TAŞINACAK?
Öte yandan, 2023 yılında ulaşmayı planladığımız 500 milyar dolar tutarındaki ihracat hedefi aklımıza “Bu önemli tutardaki ihraç malını nasıl ve hangi maliyetle taşıyacağız?”, diğer bir deyişle; “Yaklaşık 50 bin civarındaki küçük ve orta ölçekli ihracatçı ile lojistik sektörü arasındaki bağları nasıl güçlendirecek; nasıl bir kümelenme politikası izleyecek ve nasıl ölçeği büyüterek maliyetleri azaltacağız?” sorusunu getirmektedir.

Bildiğiniz gibi, Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın dış ticareti geliştirmeye yönelik çalışmaları içerisinde lojistik sektörü önemli bir yer tutmaktadır.
Zira, günümüzde lojistik kavramı, üretim öncesi tedarik zinciri ile üretim sonrası dağıtım zincirinin tamamını kapsayan bir yapıya girmiş, küreselleşmenin hızla tüm dünyaya hakim olduğu çağımızda taşıma imkanları ve fiyatları dış ticarette her zamankinden daha fazla belirleyici bir unsur olmaya başlamıştır.
Nitekim, Avrupa Lojistik Derneği'nin araştırmalarına göre ürün satış bedelinin içerisinde lojistik maliyetlerinin payı ortalama %22 civarında gerçekleşmekte, bu oran gıda ürünlerinde %35'e, metal ürünlerinde %26'ya kadar çıkarken, otomotiv ve tekstil sektörü ürünlerinde %15 civarında gerçekleşmektedir.

Bu itibarla, taşımacılıktan lojistik yönetimine geçişi sağlayan ülkeler dünya ticaretinden daha fazla pay alabilmekte ve hatta küresel ticaretin önemli geçiş noktalarından biri olmayı başarabilmektedirler. Ülkeler ana ulaşım koridorlarında yer almaya çalışmakta ve taşımayı rekabet avantajları olduğu taşıma modlarına yönlendirmek adına uluslararası kuruluşlar da dahil olmak üzere birçok platformda büyük bir rekabet içerisine girmektedirler.

Doğu Avrupa, Batı Asya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine olan coğrafi yakınlığımız ve bu ülkelerin oluşturduğu geniş pazarı hedefleyen uluslararası sermayenin ilgisi Doğu-Batı ve Kuzey-Güney eksenlerinde doğal bir köprü niteliğini taşıyan Türkiye'yi ikili ticarette olduğu kadar, uluslararası transit taşımacılık alanında da ön plana çıkarmaktadır.

Ancak, bu avantajdan yeterince yararlandığımızı söylemek ne yazık ki bugün için mümkün değildir. Zira, Dünya Bankası Lojistik Performans Endeksine göre Türkiye lojistik performansında ancak 39. sırada yer alabilmiş, uluslararası taşımacılıkta ise 44. sıraya kadar gerilemiştir.

DIŞ TİCARETTE LOJİSTİK  HİZMETLERİ BİRİMİ KURULDU
Gerek ülkemiz dış ticaretinde lojistik imkânlarının etkin bir şekilde kullanılması suretiyle ihracat ve hatta ithalat maliyetlerimizin düşürülmesi, gerekse stratejik coğrafi konumumuzun sağladığı avantajdan yararlanılarak ülkemizin bir transit ticaret merkezi konumuna getirilmesi öncelikli hedeflerimiz arasında yer almaktadır.

Bu ihtiyaçtan hareketle ve dış ticarette rekabet gücü açısından lojistik kabiliyetlerin belirleyiciliğini dikkate alarak, Dış Ticaret Müsteşarlığı'nda “Dış Ticarette Lojistik Hizmetleri      Birimi”ni ihdas ettik.
Amacımız, ihracat sürecinde yer alan kamu ve özel sektör aktörleri arasındaki koordinasyonu etkin bir şekilde sağlamak, dış ticaretimiz içerisinde oransal olarak artan lojistik maliyetlerinin azaltılması ve teslimat sürelerinin hızlandırılması suretiyle rekabet gücümüzü artırmak ve ülkemizin bölgesel lojistik merkezi olma      potansiyelini hayata geçirmektir.
LOJİSTİK MERKEZ YATIRIMLARI...
Küresel rekabetin sınır tanımadığı günümüz dünyasında artık bir ihraç ürününü alıcıya ulaştırmak yeterli olmamakta, dış pazarlarda kalıcı olabilmek için bu ülkelerin iç dağıtım ve tedarik zincirlerine de nüfuz etmek    gerekmektedir.

Bu kapsamda, uluslararası seviyede kaliteli lojistik hizmet sunulabilecek nitelikte lojistik merkezlerinin kurulmasını teşvik etmek üzere, Avrupa'daki en iyi lojistik merkezlerini içeren “Kıyaslama” çalışmaları sürdürülmüş, Almanya (Dortmund, Bremen, Hannover), Belçika (Anvers) ve İspanya’daki (Madrid, Barselona, Zaragoza) büyük çaplı lojistik merkezleri incelenerek, ülkemiz koşullarına uygun, uluslararası seviyede de etkin ve verimli çalışabilecek bir modelin oluşturulması için ilgili kurum ve kuruluşlarımız ile koordineli bir çalışma başlatılmıştır.

Başta İstanbul, Bursa, Kocaeli, İzmir, Mersin, Gaziantep, Samsun, Zonguldak ve Trabzon gibi ticaret ve taşımacılığın yoğunlaştığı merkezler olmak üzere, sadece günümüzün ihtiyaçlarını değil, katlanarak artan dış ticaret hacmimizi de dikkate alarak önümüzdeki en az 30-40 yıllık ihtiyaçlara cevap verebilecek büyüklükte Lojistik Merkezlerinin oluşturulması büyük önem taşımaktadır.

Bu kapsamda, Mersin'de kurulması öngörülen Uluslararası Lojistik Merkezi’ne ilişkin profesyonel çalışmalar Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın desteği ile başlatılmış ve sürdürülmektedir. Bu çalışmadan elde edilen deneyim, diğer il ve bölgelerimizin benzer çalışmalarına örnek teşkil edecektir.

Öte yandan, lojistik merkezlerin sadece yurtiçinde değil, ülkemiz ihracatı açısından stratejik önemi haiz yurtdışı yakın bölgelerde de kurulması hedeflenmektedir. Bu çerçevede, Güney Rusya'da bir lojistik merkezi kurulmasına yönelik çalışmalar ilgili kamu ve özel sektör kuruluşlarımızın da katılımıyla devam etmektedir. Yine aynı şekilde, Suriye/Halep'te de Ortadoğu bölgesine yönelik ihracatımızın artırılmasına hizmet edecek bir lojistik merkezinin kurulması yönündeki çalışmalar kapsamında, Suriye        makamları ile temaslar sürdürülmektedir. Öte yandan, ihtiyaç-talep        analizlerine göre diğer ülkelerde     benzer çalışmalar başlatılacaktır.

İHRACATTAKİ 'LOJİSTİK ENGELLER' KALDIRILIYOR

İhraç taşımalarımızda yoğun olarak yararlanılan mevcut hatlara ilave olarak, yeni kara ve/veya deniz hatlarının Türkiye ile bölge ülkeleri arasındaki ticarete ivme kazandıracağı düşüncesiyle, Mersin-İskenderiye Ro-Ro Hattı, Pekin-Mersin Demiryolu hattı, Samsun-Kavkaz tren feri hattı ve Kars-Tiflis-Bakü demiryolu hattı projelerinin hayata geçirilmesi ve ihracatımızda etkin kullanımına yönelik çalışmalar da doğrudan yürütülmekte veya sözkonusu çalışmaların koordinasyon süreci içerisinde aktif olarak yer alınmaktadır.

Diğer taraftan, ihracatımızın yarıya yakın bölümünün gerçekleştirildiği Avrupa Birliği ülkelerinin uyguladıkları karayolu geçiş belgesi kotalarının ortaya çıkardığı sorunların bertaraf edilmesi amacıyla Avrupa Birliği ve Dünya Ticaret Örgütü (Doha Müzakereleri-Ticaretin Kolaylaştırılması) başta olmak üzere ikili ve çok taraflı platformlarda sorunun çözümüne yönelik teknik çalışmalar yürütülmekte ve özel sektör tarafından yürütülen “Kotasız Avrupa Girişimi”ne destek sağlanmaktadır.

Ayrıca, başta komşu ülkelere (Yunanistan, Bulgaristan, İran, Irak, Suriye, Azerbaycan, Gürcistan, Rusya Federasyonu, Ukrayna, Romanya) yönelik ihraç taşımalarında karşılaşılan sorunlar olmak üzere, tüm sorunların çözümüne katkıda bulunulmaya devam edilmekte ve büyük ölçüde başarı sağlanmaktadır.

Kısacası, dış ticarette lojistik alanında bugüne kadar Dış Ticaret Müsteşarlığı ile Ulaştırma Bakanlığı ve bağlı kuruluşları, Denizcilik Müsteşarlığı, Gümrük Müsteşarlığı, sektör çatı kuruluşları ve özel sektör firmaları arasında yoğun ve etkin bir işbirliği yürütülmüş, ayrıca, dış ticarette lojistik maliyetlerinin düşürülmesine ve transit ticaret ülkesi olma hedefine yönelik çalışmalarda yabancı sermayenin ülkemize çekilmesi amacıyla Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı ile işbirliği sürdürülmüştür. Bu işbirliği faaliyetleri, 2011 yılında ve önümüzdeki yıllarda da artarak devam ettirilecektir.

TİM bünyesinde bir Lojistik Konseyi kurularak, ihracatçılarımız, lojistik hizmet sağlayanlar, ilgili kamu kurumları ve özel sektör çatı kuruluşlarının aynı platformda yer almaları ve ortak hareket planları hazırlanması amaçlanmıştır.

ETKİN VE VERİMLİ BİR  LOJİSTİK ALTYAPISI İÇİN...
Özet olarak, 2023 yılı için      belirlemiş olduğumuz 500 milyar dolarlık ihracat hedefimize ulaşabilmek amacıyla, ülkemizin bölgenin lojistik üssü haline getirilmesi, Türkiye'nin tarihi İpekyolu güzergâhı ve Afrika pazarında etkin olması hedeflenmekte, intermodal  taşımacılığa ağırlık verilerek, ihraç ürünlerimizin tüketildiği son noktaya kadar olan hareketinin etkili ve verimli bir şekilde sağlanması   planlanmaktadır.

Şüphesiz ki, dış ticaret hacmi, ekonomik gücü ve nitelikli insan kaynakları ile bölgedeki lider ülke konumunda olan Türkiye, lojistik ve uluslararası ticaret ile ilgili hedeflerini birarada planlayarak, kamu ve özel sektör işbirliği ile coğrafi özelliklerine uygun altyapı ve yasal düzenlemeleri tamamladığında, bugünkü ekonomik potansiyelini hayata geçirerek 2023 yılında dünyanın yeni bir güç merkezi olacaktır.
 
Kaynak: UTA
Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr