TGSD Başkanı Cem Negrin, tekstilde piyasaya bu kez alıcı olarak giren Çin'in, Türkiye'ye ikinci İtalya olma kapısını açtığını söyledi.
Kur baskısıyla mücadele ederken artan pamuk fiyatlarından darbe alan Türk tekstil sektörü için umut kapısı doğdu. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Cem Negrin, tekstilde dünyada dengelerin bir kez daha değişmeye başladığını, Çin'in bu kez alıcı olarak sektörü yeniden dönüştürmeye hazırlandığını söyledi. TGSD yönetimi DÜNYA Gazetesi'ni ziyaret etti. Burada sektöre ilişkin önemli öngörülerini paylaşan Negrin, Çin gibi büyük bir ihracatçının ithalata başladığını anlatarak, Türk tekstilcisini umutlandıracak bir tablo çizdi:
"Giderek büyüyen ve zenginleşen Çin, çevresindeki ülkelerden tekstil ithal etmeye başlıyor. Bu dev pazar kısa süre içinde Avrupa'ya rakip bir alıcı olacak. Çevresindeki Vietnam Bangladeş gibi Avrupa'ya ucuz mal ihraç eden ülkelerden mal çekmeye başlayacak. Uzakdoğulu üreticiler bu süreçte Avrupa'ya şimdiki kadar ucuz ürün vermemeye başlayacak. Süreç Türkiye'nin leyhine gelişecek.
Tekstilcinin şansı artacak, önümüzdeki 5 yılda siparişler yeniden Türkiye'ye kayacak. Büyük alıcılar değil ama daha küçük çaplı Avrupalı alıcılar Uzakdoğu'dan Türkiye'ye dönecek."
Cem Negrin, bunun bir örneğini bizzat kendisinin birkaç gün önce yaşadığını anlattı. Negrin, "Birkaç gün önce 10 yıldır kapımı çalmayan Avrupalı bir firmadan yeni bir sipariş aldım. Türkiye ikinci bir İtalya olacak" diye konuştu.
Pamukta dışa bağımlılık risk yaratıyor
Cem Negrin artan pamuk fiyatları ile ilgili olarak ise dönem dönem her üründe spekülatif artışlar olduğunu söyledi. Negrin pamuktaki aşırı fiyat artışının ardından son günlerde gelen düşüşün biraz daha devam edeceğini ancak eski seviyeye dönmesinin beklenmediğini belirtti. TGSD Başkanı, bu sorunun çözümünün Türkiye'de pamuk üretimini artırmaktan geçtiğini vurguladı.
Negrin, "Artık her yıl belirli bir emtianın fiyatı rekor kırıyor. Bu senenin şampiyonu pamuk. Pamukta panik yapmaya gerek yok. Ancak Türkiye'nin pamuk üretimi 1 milyon ton seviyesinden 300 bin tonlara gerilemiş durumda. Türkiye'nin en büyük ihracat kalemi olan tekstilin ham maddesinin Türkiye'de üretilmesinde fayda var. Zaten petrolde, gazda dışa bağımlıyız ama pamukta dışa bağımlı olmamızın bir gereği yok. Aksi halde "Koca Türkiye elimize düştü" diye sevinenler oluyor. Pamuğu ağırlıklı olarak ABD ve Çin'den alıyoruz. Canları sıkılır da bize pamuk vermezlerse koskoca bir sektör sallanır. Bu noktada dışa bağımlılığın düşürülmesi, pamuğun stratejik ürün olarak kabul edilmesi gerekiyor" dedi.
Tekstilcinin kârlılığı geriledi
TGSD, tekstil sektörünün fotoğrafını çekebilmek için bir endeks hazırlıyor. Hazır Giyim Faaliyet Endeksi üretim, iç satışlar, ihracat, ithalat, istihdam ve finansman alt endekslerinden oluşuyor. Endeks sektörün karlılık sorununu da net bir biçimde ortaya koyuyor. Endeks sonuçlarına bakıldığında 2007'de 100 olan karlılığın 78'e gerilediği görülüyor. 33 aylık eğilime bakıldığında ithalattaki artış çok dikkat çekici. Faaliyet endeksi Temmuz ayında 118 iken Eylül'de yüzde 10'luk artışla 129'a yükselmiş.
Endeks rakamları incelendiğinde burada itici gücün ithalat olduğu görülüyor. 2007 Aralık'ında 100 olan ithalat endeksi Eylül ayında 279'a yükselmiş durumda. Endeks rakamlarına göre birleşik üretim 100'den 87'ye gerilemiş. İhracat 89, istihdam ise 76 seviyesinde.
"Pamukta fiyat baskısı zorluyor çıkmaz sokağa girmiş durumdayız"
Artan pamuk fiyatları sonrası bazı Avrupalı büyük mağaza zincirlerinin siparişlerini Türkiye'ye kaydırdığını söyleyen Kardem Genel Müdürü Zeki Erdoğan, ancak Türk tekstilcisinin ciddi bir fiyatlandırma krizi içinde olduğunu söyledi. "Türkiye adet bağımsız üretim yapıyor, bu tip krizlerde bu büyük avantaj" diyen Erdoğan yaşanan gelişmeleri şöyle anlattı:
"Pamuk krizi sonrası 500 ila 4 bin mağazalı Avrupalı perakende zincirleri Türkiye'ye döndü. Hızlı moda mallarını yakın coğrafyadan almayı tercih etmeye başladılar. Ancak satış fiyatının içindeki katmadeğer payı olağanüstü düşmüş durumda. Anormal bir mücadele veriliyor. Verilen fiyatlar çok düşük ancak Türk tekstilcisi bu fiyatı reddederse satışının düşmesinden korkuyor. Çıkmaz sokağa girmiş durumdayız." Pamuk fiyatlarının özellikle t-shirt gibi "basic" denilen temel ürünlerde çok etkili olduğunu anlatan Erdoğan, kontratları tek tek görüştüklerini ancak fiyat artışının karşılanacak seviyede olmadığını belirtti. Erdoğan gelinen noktayı şu sözlerle anlattı:
"Büyük global zincirler tüketicileri belirli ürünlerde belirli fiyatlara alıştırdılar. Bu noktadan geri dönmemek için kanlarınn son damlasına kadar savaşacaklardır. Maliyetlerin yükselmesine rağmen fiyat artışlarını kabul etmek istemeyeceklerdir. Türk üreticileri bu açıdan zorlu bir dönem bekliyor."
"Fas'ta bana plaket verdiler hem sevindim hem üzüldüm"
TGSD Yönetim Kurulu Üyesi ve Erba Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Ergüder, Türkiye'nin teskstilde bir stratejisinin olmamasının sektörü olumsuz etkilediğini söyledi. Erba, Türkiye'de büyük çaplı üretim yaptırarak ABD'ye ihracat yapan önemli firmalardan biriyken bir süre önce maliyet baskısıyla üretimini Fas'a kaydırmış. Ergüder özellikle ABD'nin yüksek gümrük vergileri söz konusu olduğunda Türkiye'den ihracatın artık çok zor olduğunu anlattı.
Ergüder şöyle konuştu: "Bangladeş‘in bakanları, yanlarında tekstilci heyetleriyle İspanya'ya gidip Zara'yı ziyaret ediyor, şirket yöneticileri ile görüşüyorlar. Bizim böyle bir motivasyonumuz yok. Avrupa'ya fiziksel ve zihinsel yakınlığımız olmasa şu anda yaptığımız işin 10'da birini yapamayız. Rekabet ettiğimiz ülkeler tekstili bir devlet politikası şeklinde destekliyor. Fas'ta şirketler büyük kredi destekleriyle inanılmaz bir tekstil altyapısı kurdu. Fas Kralı‘nın bizzat desteğini alarak hızla büyüyorlar." Ergüder, Fas'ta kendisini "hem üzen hem de sevindiren" bir olayı da anlattı: "Fas, ABD ile serbest ticaret anlaşması yaptıktan sonra ilk yükleme yapan firma bizdik. Bir gün telefon geldi, "Size plaket vereceğiz" dediler. Türkiye'den milyonlarca dolarlık ihracat yaptık, böyle bir şey görmedik. Bu takdir motivasyonu artırıyor. O plaketi alırken hem sevinmiş, hem de üzülmüştüm."
Bu yılki konferansta 2 bin randevu ayarlanacak
TGSD, Moda, Tekstil ve Hazır Giyim Konferansı‘nın dördüncüsünü bu yıl 5-6 Mayıs 2011'de düzenliyor. İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenecek organizasyonun sektörü renkli konuşmacılarla bir araya getireceğini söyleyen TGSD Genel Sekreteri Mehmet Kumbaracı, "Çok ünlü birçok işadamını Türkiye'ye getirerek ses getirecek bir Konferans düzenleyeceğiz.
B2B denilen organizasyonlarla Türk tekstilcisini dünyanın önemli alıcıları ile biraraya getireceğiz" dedi. Kumbaracı, geçen yılki konferansta işadamlarına 1100 iş randevusu ayarlandığını hatırlatarak, bunun büyük bir başarı olduğunu, bu yılki hedeflerinin ise 2 binin üzerinde iş randevusuna aracılık etmek olduğunu anlattı. Kumbaracı, "Online olarak randevu sistemi ile hemen sonuca, işe dönüşecek görüşmeler yapılacak" dedi.
Kumaşçılar ve örmeciler güçlenecek
- Türk kumaşçısı için olumlu bir dönem başladı. Kumaşçılar zaman içinde avantaj yaşayacak. İhracat rakamları da bunu destekliyor.
- Tekstil sektöründe en önemli güç örmecilerde olacak. Örmeciler fiyat rekabetinden etkilenmediği ve giderek kalitesini artırdığı için güçlenerek ayakta kalmaya devam edecek.
- Türk tekstilcileri için global tedarik zinciri yönetimi giderek önem kazanacak. Akdeniz çanağında Mısır, Fas, Tunus gibi ülkeler kullanılarak çok önemli fırsatlar yakalanabilir.
- Artan pamuk fiyatları işletme sermayelerinin erimesini beraberinde getirdi. Sektörün önümüzdeki dönemde işletme sermayesi açısından da sorun yaşaması bekleniyor.
Kaynak: Dünya