Krizin simgesi haline gelen Denizli, krizi Türkiye'den hızlı atlatmaya başladı. İhracat rakamları 2008 yılı seviyesinin üstüne çıktı.
Türkiye, küresel krizi 2009 yılının ilk yarısında yüzde 11 küçülerek karşıladığında, kriz 'dedikosu' en çok Denizli'yi yıprattı.
Üst üste gelen işadamı intiharlarının 'kriz' odaklı olduğunun söylenmesi de kentin Türkiye çapında 'güvenirliliği'ni etkiledi. Şimdi Denizli'de rakamlar umut veriyor. 2002 yılında 108 bin 382'lerde olan kayıtlı istihdam rakamı bu yılın Ağustos ayında 146 bin 328'e yükseldi.
Kentin ana iş kolu tekstilde ise istihdam verileri verimliliğin arttığına işaret etti. 2008 yılında 140 bin 560 bin kişilik istihdamın 42 bin 784'ünü tekstil sektörü karşılıyordu. Yani kentte çalışan her üç kişiden biri tekstil sektöründe istihdam ediliyordu. Bu yıl ise her dört çalışandan ancak bir tanesi tekstil sektöründe istihdam ediliyor. Buna karşın tekstil ihracatında 2010 Ekim ayı bir önceki yılın Ekim ayına oranla yüzde 11.55 arttı. Denizli'nin toplam ihracatı ise geçen yılın ilk 10 ayına göre yüzde 24.89 artış göstermiş durumda. Yani 2010'da 2009 yılı rakamları aşıldı. Denizli ihracatını yüzde 24.89 oranında artırırken, Türkiye'nin aynı dönemdeki performansı yüzde 8.84 oldu.
Organize Sanayi Bölgesi'nde de tablo umut verici. Elektrik tüketim oranları artan bir grafikle üretimin canlandığına işaret ediyor. Ekim 2010'da 30 bin 915 Mwh elektrik tüketilen OSB'de 2008 rakamlarına ulaşılmak üzere. Denizli iş dünyası tüm dünyayı sarsan küresel krizde felaket senaryolarıyla yıpratılan kentte, istihdamın artması, bankalardan kullanılan nakdi kredilerin yüzde 70'lere yükselmesi ve sorunlu kredilerin azalmasının ekonomideki iyileşmenin en açık göstergesi olduğunu vurguluyor. İş çevreleri, yeni dönemde çevre illere de yatırım yaptıklarını, Ortadoğu ve Afrika pazarlarına yöneldiklerinin de altını çiziyorlar.
Denizli'nin umut veren rakamları Türkiye İş Bankası ile DÜNYA Gazetesi'nin geleneksel olarak düzenlediği İş'le Buluşmalar toplantısında ortaya konuldu. Moderatörlüğünü DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ'ın yaptığı Denizli Anemon Otel Çatı Restorant'taki toplantı İş Bankası ile Denizli Sanayi Odası ve Denizli Ticaret Odası arasında imzalanan protokolle başladı. Toplantı kapsamında "Yeni Dönem, Yeni Fırsatlar" paneli kapsamanda Bahçeşehir Üniversitesi İİBF Dekanı Prof. Dr. Taner Berksoy, Türkiye Kalite Derneği (Kal-Der) Yönetim Kurulu Başkanı A.Hamdi Doğan, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Denim Village Genel Müdürü Hadi Karasu ve DÜNYAGazetesi yazarı Dr. Rüştü Bozkurt birer sunum yaptı.
Keçeci: Dedikodular Denizli'yi yıprattı
Denizli Sanayi Odası (DSO) Başkanı Müjdat Keçeci, Denizli sanayisinin son zamanlarda basının dedikodularıyla bir yerden bir yere götürüldüğünün savunarak, "Kriz döneminde Türkiye'de Gaziantep'te, Kayseri'de ne varsa Denizli'de de aynısı var. Niye Denizli'yi bu noktaya getiriyoruz. Denizli diğer illerden farklı değil. Denizlili iş dünyası için krediler çok önemli. Bankalara bunu anlattım.
Denizli bugün kullanmakta olduğu elektrik miktarı 2008 yılından önceki dönemin aynısı. İstihdamımız kriz öncesine geldi. Bu yılın son ayı itibariyle son istihdam rakamımız 150 bin'dir. 4 yıl önce en kötü aylık 212 milyon dolar ihracatımız vardı. Geçen ay 209 milyon dolar ihracat yaptık"diye konuştu.
Denizli yatırım yapmıyor artık diye konuşulmaya başlandığını ifade eden Keçeci, "Evet Denizli'ye ciddi anlamda yatırımlar yapılmıyor olabilir fakat Denizlili sanayicilerimizin Uşak'a, Afyon'a yaptıkları yatırımlarını kimse görmüyor. Denizli'de ise yeni bir yatırım yoktur belki fakat Denizlili sanayicilerimiz var olan yatırımlarda rasyonel bir kendi işini geliştirme işine girmiştir. Denizli'ye kendisine benzeyen iller gibi destekler gerekiyor.
DSO olarak biz her sene özellikle ilimiz geleceği ile ilgili nelerin daha fazla yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Üyelerimizin satış sorununu çözebilmek, pazarını genişletebilmek için çalışıyoruz. Güney Afrika gibi ülkelerde araştırmalar yapıyoruz. O bölgedeki herkes ihtiyacını Günay Afrika'dan karşılıyor. Aynı zamanda Irak da bizim için önemli bir pazar. Petrolüyle, zenginliğiyle ve bize olan yakınlığıyla çalışmamız gereken bir ülke. Güney Afrika'daki birçok yeri ziyaret ettik" şeklinde konuştu.
Özer: KOBİ borsası kurulmalı
Denizli Ticaret Odası Başkanı Necdet Özer, "Yerli üretimde girdi ve ara malı yerine ithal malların kullanılması bizlerde gelecek endişesi yaratmaktadır" diyerek, çözümün finans ve reel sektör birlikteliğinde olduğunu ve en kısa zamanda KOBİ Borsası'nın kurulması gerektiğini söyledi.
Kriz öncesinde Denizli'de hemen hemen tüm bankaların şube açarak kredi dağıttığını ancak en küçük sıkıntıda tavırlarını değiştirdiklerini vurgulayan Özer, "Günümüzde bankaların ticari kredileri ile yatırım yapman›n yürek ister hale geldiğini görmekteyiz. Şimdi ise krizi geride bıraktık. Farklı farklı proje ve yatırımlarla reel sektör güçlenerek hayatını devam ettirmektedir. Oysa kriz döneminde de finans kesimi reel sektöre güven duyabilmiş olsaydı, hem yılların birikimi olan firmalarımız ayakta kalacak, hem de ekonomik anlamda dünyada bu günkü yerimizden daha iyi bir yerde olabilecektik" dedi.
Berksoy: Sermaye akışından en çok etkilenen ülke Türkiye
Panelde konuşan Bahçeşehir Üniversitesi İİBF Dekanı Prof. Dr. Taner Berksoy, "Kriz döneminde Denizli'den feryat figan haberleri gördüğümde ben de üzülüyordum. Eski dostlarımın olduğu yer. Sonra birden ses seda kesildi. Şimdi gayet iyi şeyler olduğunu mutlulukla öğreniyorum" dedi. Berksoy, "Kriz sonsuza kadar devam edecekmiş gibi bir hava var" dedi. Berksoy, "Türkiye ekonomisi bu krizden düzgün çıkan ekonomilerden birisi sıcak para akışından payımızı alıyoruz. En fazla hisse senedi türünde sermaye sağlayan ülkeyiz. Hızlanan sermaye akışından en yoğun etkilenen ülkelerden birisi de Türkiye" diye konuştu.
Doğan: Denizli yenilikçilikte 8'inci sırada
Türkiye Kalite Derneği (KalDer) Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan "Fırsatlar ve modeller" başlıklı sunumu ile rekabetin yoğunlaştığı günümüzde sorunlar kadar fırsatlar da olduğunun vurgulayarak Mükemmellik Modeli'nin fırsatları yaratan, küresel rekabete hazırlayan bütünsel bir iş modeli olduğunu belirtti.
İller arasındaki rekabette Denizli'nin genel endeksteki sırasının 15, markalaşma becerisi ve yenilikçilik endeksinin 8 olduğunu kaydeden Doğan, ticaret potansiyeli endeksinde ise 17 ile son yıllardaki yerini koruduğunu söyledi. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Denim Village Genel Müdürü Hadi Karasu, Türkiye hazır giyim rakamları paralelinde sanayi stratejisinden bahsederek değişim ve bölüşümde devletin ve sektörün alması gereken rollerden bahsetti.
Saldanlı: Bereket'in 13 santralı var
Panelde başarı hikayesini anlatan Bereket Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Ceyhan Saldanlı, "Elektrik eğitimi aldık kendi eğitimimize yatırım yaptık ve Elsan'ı kurduk" diyerek "Biz bildiğimiz şeyi yapmaya gayret ettik, yaptığımız işi daha iyi yapmaya gayret ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Saldanlı, "Elektrik sektörü deyince, rahmetli babamla nehirlerden elektrik üretmek için araştırmalar yaptık. Babam, 'bunu senden başka yapan var mı' dedi, 'devlet yapıyor' dedim. İşe girmedi. İyi de oldu, sonra başkalarına yatırımlar yaptık. Bugün biliyorsunuz Bereket Enerji'nin 13 santrali var, inovasyon budur diye düşünüyorum" dedi.
Bali: 1.2 milyar TL'lik krediye ödeme kolaylığı sağlandı
Panel sonrası genel değerlendirmede bulunan Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Adnan Bali ise İş Bankası'nın Türkiye genelinde olduğu gibi en çok şubeye sahip özel banka olma vasfını Denizli'de de sağlıyor olmaktan memnun olduklarını, İş Bankası olarak müşteri odaklı, iş odaklı biçimde istikrarlı tavırlarını koruyarak şube açmaya devam ettiklerini belirterek Denizli'de İş Bankası'nın ticari ihtisas şubesinin de bulunduğunu söyledi.
Bali, kredilendirme süreçlerinde kriz koşullarından kaynaklanan kısıtları mümkün olabildiği kadar müşterilere yansıtmamaya gayret sarfettiklerini, ödemelerinde sorun bulunan ve işi bozulan 12 bin'e yakın ticari müşterinin 1,2 milyar TL'yi aşkın kredisinin ödeme kolaylığı sağlamak veya taksitlendirmek suretiyle mümkün olduğunca sisteme kazandırıldığını ve yüzde 75'i aşkın bölümünün öngörüldüğü şekilde geri ödendiğini belirterek bu konuda alınan inisiyatifin isabetli olduğunu ifade etti. Bali, yeni dönemin bir sektör ya da bir iş hakkında baştan strateji belirlenebilecek bir dönemin ötesinde olduğunu, bu dönemde doğru sanılan işlerde yanlış örneklemeler ya da yanlış sanılan işlerde doğruları ıskalama riskiyle karşı karşıya olunduğunu, önemli olanın iyi iş - iyi sektör değil, iyi yapılan iş - sektörde iyi yapılan işlerin değerlendirilmesi olduğunu belirtti. Bali, yeni dönemde olumlu görünen işlerden olumsuz, olumsuz görünen işlerden olumluyu ayıklama yeteneği olanların kazandığını söyledi.
İş Bankası'nın zor koşullarda nasıl bir tavır sergilediğini defalarca gösterdiklerini ve bunları yaparken de hesaplı kitaplı bir geri dönüşüm beklemeden, refleks olarak yaptıklarını söyledi. Bu tutumlarının da ödüllendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. İş Bankası olarak krizden doğal olarak etkilendiklerini, ancak krizi olumsuz manada etkilemediklerini vurgulayan Bali, ülke genelinde yaygın rolü olan büyük oyuncuların bu tür bir sorumluluk anlayışı ile hareket etmesi gerektiğini ifade etti.
Denizli'de 13 şube ile özel bankalar arasında birinciyiz
Ersin Özince / Türkiye İş Bankası Genel Müdürü
İş Bankası krizlerde istikrarlı bir duruş sergilemeye çalıştı. Krizde tüm bankalar şube kapatıp personel çıkartırken biz şube sayımızı artırdık ve istihdam yarattık. Bunu ülkenin geleceğine inandığımız için yaptık. Şube sayımızı bin 135'e çıkardık. Bankalar çalışan çıkarırken 2010 yılının ilk 10 ayında bin 900 kişi, 2009 yılında 2 bin 500 kişiye iş imkanı sağladık. Korkmadık memleketimizin geleceğine ve sizlerin işlerine inandığımız için korkmadık. Çünkü bir Cumhuriyet kuruluşu olarak ülkemizin geleceğine inanıyoruz. 2.2 milyar krediyi yapılandırmak zorunda kaldık. İş Bankası olarak rekabetçi ortamda iyi bir alternatif olmaya özen göstereceğiz. Denizlili müteşebbisleri desteklemek yatırımlarını büyütmek ve geliştirmek için buradayız.
Denizli'de yılın ilk 9 ayında nakti krediler yüzde 70 artmış. İş Bankası‘nın oranı yüzde 126. Bunun anlamı Denizli ekonomisinde bir canlılık yaşanıyor ya da yaşanacaksa payımız büyük demektir. İş Bankası‘nın Denizli'den aldığı mevduat 526 milyon lira, dağıttığı 600 milyon lira. Kentte en geniş teşkilatı olan özel bankayız. Toplam 13 şubemiz var ancak bir çok alanda lider değiliz. Arkadaşlarımız en kısa zamanda bu konuda çalışma yapacak. Mevduat, ticari krediler, ihracat ithalat iş bankasının denizli faaliyetleri açısından tatmin edici değil. İş Bankası birinci sırada olmalı. Denizli gerek tarihi, gerek ticari gerekse sanayiciliği ile Türk müteşebbis birikiminin en önemli paralellerinden biri. Özelikle üniversite sanayi işbirliği ile çok ciddi noktaya geldi. Krizin etkilerini hissediyorsak ta bu olumlu geleceğe engel olmadı. Bu kapsamda Denizli Valiliği'nin odalarla birlikte tüm dünyaya Denizli'yi tanıtması ve ortak akıl stratejileri büyük önem arz ediyor.
Denizli, umut veren algılama
İZLENİMLER / Rüştü Bozkurt
Bir topluluk ya da toplumun hayatı adlandırması, kavramlaştırması, düşünce üretmesi, davranış geliştirmesi ve zenginlik üreterek refahı yaratmasının nicelik ve niteliğini anlamanın etkin araçlarından biri de "algılama biçimini" kavramaktır.
İŞ'TE BULUŞMALAR, Türkiye İş Bankası ile Dünya Gazetesi'nin ortaklaşa düzenledikleri toplantılar. Denizli'de 21'incisi yapıldı; toplantı öncesinde Ticaret Odası ve Sanayi Odası yetkilileri ile görüşüldü.
Doğaltaş üreticileri ile de özel bir görüşmeler yaptık.
İş insanları ile yapılan söyleşilerde kentin ekonomik etkinliklerindeki gelişmeleri gözlemeye çalıştık.
Denizli'de umut veren bir "gelecek inşa etme algılamasına" tanıklık ettik.Bu algılamayı ve beklentileri beş başlık altında paylaşmak istiyoruz:
1.Geleneksel tekstil ve hazır giyim üretimi toparlanıyor.
2.Metal sektörü toparlanırken yeni yatırımlarla küme oluşturuluyor.
3.Gıda-tarım ve hayvancılık alanında yatırımlar hızlanıyor.
4.Kriz aşamasında iş süreçlerini gözden geçiren işyerlerinde "verimlilik artırıcı' önlemler artıyor.
5.Ekonomide en önemli etken olan " endüstri-devlet ilişkilerinde bilinçlenmenin" arttığı gözleniyor.
Eğilimi beslemeliyiz
Denizli'de saptadığımız gelişmelerin ayrıntılarını zaman içinde ele alabiliriz.Bu kısa değerlendirmede, anılan 5 eğilime değinmelerle yetinmek zorundayız.
Birincisi, kriz geleneksel tekstil ve hazır giyimde toparlanmanın sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması gerekiyor.Kriz aşamasında 108 bin kişi olan sigortalı işgücü istihdamı, son dönemde yükselişe geçerek 2008'deki 146 bin kişi düzeyini de aşarak 150 bin kişiye ulaşmış.Bu başarı hem tam kapasiteye ulaşma,hem iş süreçlerini geliştirerek verimlilik artırma, sipariş,teslim süresi ve kalitede güvenilir üretici imajı yaratma, küçük ölçekte de olsa "marka hareketlenmesi" altına imza atma, pazar çeşitlendirme yeni yaşam alanları arama vb. arayışlarının sonucunda sağlanmış. Özellikle pazarlama ve satış konusunun "kritik süreç" olduğunun çok net bir biçimde anlaşılmış…
Denizli'nin ikinci önemli üretim alanı olan metal sektörü, tekstil ve hazır giyim yanında çeşitlilik sağlarken, kendi alanında yeni yatırımlarla kümelenerek ölçeğini büyütmesi de kent açısından çok önemli bir gelişme…Metal sektörünün başta lojistik olmak üzere, ulaşabilirlik ve erişebilirlik engellerini kaldıracak, sorunlarını minimize edecek alternatif çözüm arayışı da pozitif algılamanın bir diğer yönü…
Endüstri-devlet ilişkileri önemli
Denizli de gelecek inşa etmeye yönelik algılamada, gıda-tarım, hayvancılık alanında hareketlenmenin doğru yönetilmesi gerekiyor. Yeni yatırım alanlarında, belirleyici bir "ulusal politika" eksikliği, dünya, yakın çevremiz ve ülke koşullarını yeterince dikkate almadan yatırım yapılması tehlikesi de özenle ele alınması gereken hususlardan sadece biri…
Verimlilik artırıcı önlemler, tesisleri tam kapasite çalıştırma, iş süreçlerini gözden geçirerek iş akışlarını hızlandırma, tedarik sistemini etkinleştirme, lojistik konusunda alternatifler arama vb. alanda ciddi bir bilinç yaratmış. Rekabet-odaklı bu temel algılamanın daha da güçlendirilmesi gerekiyor.
Endüstri-devlet ilişkilerinde, özellikle teşvik mekanizmalarında da, desteklerin serbest ve adil piyasada "şans eşitliği" yaratan ve "eşdeğerliliği" koruyan, "haksız rekabeti" önleyen "verimlilikleri" artıran bir yapıda olması talebi öne çıkıyor. Teşviklerin kentler arasında farklılık yaratmaması, liman ihtiyacı, demiryolu sisteminin işler hale getirilmesi vb. yapılara dayandırılması da önemle vurgulanan sorunlar.
Denizli'nin sorunlarını, günlük çıkarların, yüzeysel bakışların, başkalarına hoş görünen popülistliğinin tuzağından uzaklaştırarak, temel dinamikleri öne çıkaran bir yaklaşımla ele almak gerekiyor. O zaman, umut veren algılamalar kaynakları hızla zenginliğe dönüştürebilir.
Kaynak: Dünya