Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Denizyolu / YILDIRIM: DENİZ TİCARETİMİZ VE GEMİ İNŞA SANAYİMİZ YİNE ESKİ GÜZEL GÜNLERİNE GELECEK

YILDIRIM: DENİZ TİCARETİMİZ VE GEMİ İNŞA SANAYİMİZ YİNE ESKİ GÜZEL GÜNLERİNE GELECEK

YILDIRIM: DENİZ TİCARETİMİZ VE GEMİ İNŞA SANAYİMİZ YİNE ESKİ GÜZEL GÜNLERİNE GELECEK14.10.2010

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, bugün Türkiye'nin içinde bulunduğu sorunların aşılması için elbirliğiyle gayret gösterileceğini belirterek, ''Ama şunu da bilmeniz lazım; bizi 2000-2001 krizine taşıyan ekonomik politikaları uygulamamızı kimse bizden beklemesin. Öyle bir şey yapmayacağımızı baştan söyledik'' dedi.

Yıldırım, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından düzenlenen ''Gemi İnşa Sanayii: Dünyadaki Eğilimler ve Türkiye'' konulu toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin son dönemlerde kaydettiği büyüme oranlarına değinerek, ülkede özel sektör yatırımlarının 70 milyar doları aştığını, kamu yatırımlarının 20 milyar dolar olduğunu, dolayısıyla Türkiye'nin özel sektör eliyle büyüdüğünü söyledi.

Yatırımlarda gittikçe kamunun yatırım payının azalacağını belirten Yıldırım, bunun herkesin endişesi olan cari açığın azalması için çok ciddi katkı sağlayacağını vurguladı.

Kamunun payı azalırken, yatırım miktarının artacağına dikkati çeken Yıldırım, bunun özel sektörün yatırım yapmaya devam etmesi ve kamunun başka metotlar kullanmasıyla mümkün olacağını söyledi.

''Bir İki Günlük Değişimlerle Moralleri Bozmayalım''

İstanbul-İzmir otoyolunun 6,5 milyar dolarlık bir yatırım olduğunu ve bunu yap-işlet-devlet yöntemiyle gerçekleştireceklerini anımsatan Yıldırım, bütçe imkanlarına bağlı şekilde 2023'e kadar altyapıya 100 milyar dolarlık yatırım yapacaklarını vurguladı.

Kendisinin hiçbir zaman kötümser olmadığını, Türk ekonomisinin her alanda gelişeceğini, gemi inşa sanayi ve denizcilik sektörlerinin çok uzun soluklu işler olduğunu dile getiren Yıldırım, şunları kaydetti:

''Bir iki günlük değişimleri, kötüleşmeyi veri alıp, moralleri bozmamak lazım. Kaybetmek, kazanmanın kardeşidir. Bazen kazanırız, bazen kaybederiz. Ama uzun vadeli bakarsak sürekli kazanırız. Onun için bugün içinde bulunduğumuz sorunların aşılması için elbirliğiyle gayret göstereceğiz. Ama şunu da bilmeniz lazım; bizi 2000-2001 krizine taşıyan ekonomik politikaları uygulamamızı kimse bizden beklemesin. Öyle bir şey yapmayacağımızı baştan söyledik. Düzelmenin genel ekonomik kuralların içinde olması gerektiğini hep ifade ettik.

Denizciliğimizin mutlaka gelecek dönem için stratejik alan olarak seçilmesi ve buna yatırım yapılmasının, hem istihdam oluşturması hem stratejik özelliği olması bakımından vazgeçilmez olduğunu düşünüyoruz. Bundan sonra daha temkinli olacağız. İlerde bir gün kriz olabileceğini de büyüme planlarında dikkate alacağız. Sektörde biz de yaptığımız bütün çalışmalarda kriz olabileceğini hiç öngörmedik. Eğer öngörseydik öyle çok agresif büyüme yapmayabilirdik ve krizin etkilerini de bu kadar derinden hissetmeyebilirdik. 2012-2013'e doğru deniz ticaretimiz ve gemi inşa sanayimiz yine eski güzel günlerine gelecek. Ağlayıp sızlanmak, dertlenmekle hiçbir şey çözemeyiz. Yapmamız gereken zorluklara göğüs germektir.''

''Kriz Sonrasında Deniz Ticareti Göçmüş''

Konuşmasında, gemi inşa sanayi sektörünün gelişimini de anlatan Yıldırım, Türkiye'nin 2009 itibariyle 15 milyon 228 bin DWT'lik filoya sahip olduğunu, krizin taşımacılık sektörünü, özellikle de deniz ticaretini çok ciddi etkilediğini söyledi.

Gemi inşada dünyada Çin'in ilk sırada yer aldığını, bu ülkeyi Güney Kore ve Japonya'nın izlediğini belirten Yıldırım, Türkiye'nin ise bu alanda 8. sırada, gemi sayısı açısından da 6. sırada bulunduğunu hatırlattı.

Yük navlunlarının değişimini gösteren diyagrama işaret eden Yıldırım, bu konudaki endeksin kriz öncesinde tarihi bir rekora ulaştığını, kriz sonrasında ise ciddi oranda düşerek eksi 660'lar seviyesine indiğini kaydederek, ''Bundan ne anlayacağız? Deniz ticareti azalmış değil, göçmüş. Mesela 2008'de 150 bin DWT ve üzeri gemilerin günlük kiraları 300 bin dolara kadar çıkmıştı. Sonra bunlar çok kısa sürede 1.500 dolara kadar düştü. Şimdi biraz toparlanma var'' şeklinde konuştu.

''Rusya, Koster Filosu Liderliğini Elimizden Alabilir''

Binali Yıldırım, gemi inşa ve bakım onarımı aktif büyüklüğünün 2006'da 2,5 milyar liradan 2008'de 5,1 milyar liraya yükseldiğini, ihracatın 2008'de tavan yaptığını ve 2,6 milyar doların üzerine çıktığını, 2009'un ise ihracatta krize rağmen kötü olmayan bir rakamla kapatıldığını söyledi.

Türk koster filosunun güçlendirilmesi için çalışmalar yaptıklarını, Türkiye'nin uzun yıllardan beri koster filosunda Akdeniz'de lider olduğunu vurgulayan Yıldırım, ''Eğer çalışma yapılmazsa bu liderliği bir süre sonra sona erecek. Rusya bu liderliği elimizden alabilir. Koster filosu için acilen iş yapmamız, proje geliştirmemiz lazım'' dedi.

Krizde kamudan 2 milyar liranın üzerinde 65 parça gemiden oluşan sipariş aktarıldığına işaret eden Yıldırım, bunun bir anlamda çok kötü bir zamanda sektöre ''can suyu'' özelliği taşıdığını vurguladı.

Sektörü Destekleyen Çalışmalar...

Ulaştırma Bakanı Yıldırım, sektörü destekleyici yöndeki çalışmalara değinirken, gemi inşa kredilerinin ötelenebilmesi için çalışmalar yapıldığını, bankacılık kesiminin sorun yaşamasının önlenmesi için tedbirler alındığını, finansal sorunları çözmeye yönelik Kredi Garanti Fonu sürecinin söz konusu olduğunu anlattı.

Bankacılık kesimlerinin sorun yaşamasının önlenmesi için çalışmaların günümüz koşullarına uygun olarak güncellendiğini ve bankacılık sektörünün direncinin artırıldığını ifade eden Yıldırım, ''Ama bankacılık sektörünün genel yaklaşımını hepimiz biliyoruz. Sadece denizciliğe mahsus değil. Genel anlamda 2001 kriz sonra bankacılık sektörü maalesef kredilendirme konusunda istediğimiz, cesur davranışı yapamıyor. Bu, biraz onların anlattığına göre BDDK'nın katı kuralları nedeniyle böyle oluyor. Bu anlamda onları cesaretlendirmek, sektörü daha fazla tanıtmak bizim yapmamız gereken çalışmaların başında geliyor'' şeklinde konuştu.

Binali Yıldırım, bir kamu bankasında denizcilik bölümünün kurulması konusunun da bu kapsamda değerlendirilmesinin yerinde olacağını vurguladı.
''Uzlaşma Olmayınca Kanunları Çıkarmak Zaman Alıyor''

Krizden çıkış sonrasında özellikle Türkiye'nin de içinde yer aldığı gelişmekte olan ekonomilerde büyümenin daha da artarak devam edeceğini vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:

''Yapısal değişim ve dönüşümü Türkiye'de herhalde istemeyen kimse yok. Herkes istiyor. Ama bazı şeyler istemekle olmuyor. Türkiye'nin gerçeklerini de göz önüne almamız lazım. Nedir o gerçekler? İş yapma süreçlerimizin demokrasilerde istediğimiz hızda olmamasıdır. Yapısal düzenlemeler bakımından parlamento Borçlar Kanununu, Ticaret Kanununu 3 dönemdir çıkaramadı. Neden? Uzlaşma olmuyor. Uzlaşma olmayınca da bin maddeden fazla olan bu kanunları çıkarmak oldukça zaman alıyor. O bakımdan parlamentomuzda uzlaşma kültürünün biraz daha gelişmesine ihtiyacımız var. İnşallah bu dönemde ve önümüzdeki dönemde oluşacak parlamentoda bu uzlaşmayı daha daha kolay, daha rahat sağlayabiliriz.''

''Göstergelerle Sağlıklı Büyüme Olmaz, Üreteceğiz''

Ekonomik göstergelerle, uluslararası göstergelerle, borsa göstergeleriyle, faiz değerleriyle bir ülkenin sağlıklı büyümesi, rekabeti sürdürebilir hale getirmesinin mümkün olmadığının altını çizen Yıldırım, şöyle devam etti:

''En basit kural, üreteceğiz. Çok fazla ölçekli üretim yapacağız, ulusal rekabet gücümüzü artıracağız, üretim maliyetlerini azaltacağız. Belki stratejik birkaç sektör belirleyip onun üzerine yoğunlaşarak gideceğiz. Seçmemiz gereken uzun vadeli yok budur. Yoksa 'Reuters'ın göstergeleriyle ekonomimiz iyi gidiyor' diye kendimizi avutmamız bir şey ifade etmez. Bunlar günübirlik değişimlerdir. Portföy yatırımları için, sıcak para için bunlara tabii ki ihtiyaç vardır. Ama uzun vadede ülkenin sürdürülebilirliği önem ifade etmektedir.''

Uzun Vadeli Yatırımlar...

Bu konuda bir yandan geçmiş yıllarda bozulan dengeleri düzeltirken, diğer yandan Türkiye'nin kalıcı, uzun vadeli yatırımlarına devam etmesi için adımlar attıklarını dile getiren Yıldırım, ''Bu adımlar nedir? Türkiye ekonomisi eğer 2023'te dünyanın ilk 10 ekonomisi içine girecekse bunu karşılayacak altyapısı olması lazım. Yol, liman, demiryolu altyapısı olması lazım, denizcilikle ilgili altyapısını hazır hale getirmesi lazım. 1,8 milyar tonun üzerinde bir yük hareketi öngörüyorsak, onu taşıyacak altyapının hazır hale gelmesi lazım. Onun için biz hazırız, biz çalışmalarımızı yapıyoruz, programlarımızı bu yönde belirledik'' şeklinde konuştu.
Bu arada, toplantı sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yıldırım, Orta Vadeli Programa ilişkin, ''Bizim görevimiz Orta Vadeli Programın kritiğini yapmak değil, gereğini yapmaktır. Hükümet olarak da bunun gereğini yapacağız'' dedi.

Ubak

Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr