Bu haftanın en ilginç toplantılarından birisi II.İzmir Küresel Havacılık, Uzay ve Offset Konferansı idi. Konferansın düzenlendiği Ege Serbest Bölge A.Ş (ESBAŞ) Teknoloji Merkezi Konferans Salonu iğne atılsa yere düşmeyecek haldeydi. Yaklaşık 250 katılımcının büyük bölümü ise yabancı işadamı ve yöneticilerdi. Boeing, Lockheed, United Technologies, Sikorsky akla gelebilecek dünya devi havacılık firmalarının hemen hepsi başkan veya başkan yardımcıları gibi en üst düzeyde konferansa katıldılar.
Dünya devlerini bu kadar geniş katılımla İzmir'e çeken en önemli neden ise tahmin edilebileceği gibi Türkiye'deki pazarın cazibesiydi. Türkiye ile yapılan Offset anlaşmalarından kaynaklanan ve ilk başta 5 milyar dolar olarak belirlenen bu pazarın büyüklüğünün şimdiden 10 milyar dolara kadar ulaştığını belirtiliyor.
Offset anlaşmalarını dengeleme anlaşmaları olarak tarif edebiliriz. Bu anlaşmalar öncelikle savunma sanayinde başladı. Malum uçak, helikopter, silah gibi savunma amaçlı yatırımların geri dönüşü yok. Silahı alıp korunma amaçlı bir yere koyuyorsunuz. Bu nedenle alıcı ülkeler böyle yüksek maliyetli yatırımlarının bir bölümünü ürünlerini satın aldıkları satıcı firmalara yüklemeye çalışıyor.
Teknoloji transferi ve yatırım
Bunun için de ülkelerinde yatırıma zorluyor. "Satacağın uçağın parçalarının bir bölümü yerli firmaların ortaklığıyla Türkiye'de üretilecek. Ancak o şartla uçağı alırım. Buraya teknoloji transferini ve yatırım yapacaksın" diyor. Üretici ülkeler ya da firmalar da satış yaptıkları ülkelerin alım güçlerine katkıda bulunmak ve tabii ki daha ucuz olan işgücünden de yararlanabilmek anlaşmalara giriyor. Aslında Türkiye'de uzun yıllar havacılık sektörüne yönelik yeterli alt yapı bulamayan yabancı firmalar taahhütlerini yerine getirmemiş. Bunun yerine ceza ödemeyi tercih etmiş.
Örneğin 100 milyon dolarlık bir yatırım yapma yerine beş-on milyon dolar ceza ödeyip işlerine bakmışlar. Hatta Ankara'daki Sheraton otelinin bile Türkiye'nin offset alacaklarını karşılanması amacıyla yaptırıldığı belirtiliyor. Bugün bir havacılık devi haline gelen TAİ de offset anlaşmalarının bir eseri.
Son yıllarda ise Türkiye artık offset anlaşmalarından kaynaklanan haklarını kullanmada son derece titiz davranıyor. Ceza verip turtulma dönemi bitti. Artık Türkiye'de yatırım yapmak zorunlu. Halen offset anlaşmalarından kaynaklanan yabancı firmaların birikmiş taahüdü 5 milyar dolar olarak. Önümüzdeki dönemdeki yeni projelerle birlikte bu rakamın 10 milyar dolara kadar çıkacağı hesap ediliyor. İşte dünya havacılık devlerinin İzmir'deki konferansa akın etmesinin nedeni bu. Türkiye'ye taahhüdü bulunan ya da yeni projelerde yeni taahhütler altına girebilecek firmaların temsilcileri burada hem yerli ortak hem de yatırım olanaklarını araştırıyor.
Gürültüsü yüzde 50 azalan uçak motoru
Havacılık sektörünün önde gelen isimleri bir araya toplanınca sohbetlerde en son teknolojiler, gelecek yılların eğilimleri hakkında da çok şey öğreniliyor. Örneğin dünyada en ileri teknolojiye sahip olan F-35 uçaklarının motorlarını üreten Pratt&Whitney'in ana grubu United Technologies temsilcisi ve bu toplantı için ABD'den İzmir'e gelen Kenneth Kearl 2014 yılında kullanılmaya başlanacak yeni motorlarında sesi yüzde 50 azaltmayı başardıklarını söyledi. Böylece havacılıkta en büyük sıkıntılardan biri olan uçak gürültüsü yarı yarıya azalmış olacak. Bu gelişme ile gürültü nedeniyle genellikle deniz üzerinde uçmaya zorlanan bu nedenle de rotaları çok uzayan uçakların yolları kısalmış olacak. Bu ise yakıtta yüzde 15 tasarruf anlamına geliyor.
Kale Havacılık Genel Müdürü İlhan Özaydın'ın verdiği bilgiye göre ise daha önce aluminyumla kaplanan uçakların yüzeyleri artık kompozit adlı çok hafif bir madde ile kaplanmaya başlaması uçakları çok hafifletiyor. Uçaklar hafifledikçe kullandıkları yakıt miktarı da azaldığından kompozit kullanımı yakıtta yüzde 25 tasarruf sağlayacak.
Hamburg'daki Hanse Havacılık Kümelenmesi başkanı Uwe Gröning Almanya'da pek çok havacılık yan sanayinde faaliyet gösteren kendilerine bağlı 160 civarında küçük ve orta büyüklükte şirket bulunduğunu ve buralarda 67 bin kişi çalıştığını söylüyor. Gelecek havalarda diyen Gröning Alman şirketlerinin Türk şirketleriyle işbirliği yapabileceğini otomotiv yan sanayi gibi havacılık sektörüne kolay geçiş yapabilecek Türk şirketlerinin mutlaka bu alanda araştırma yapmasını öneriyor.
Bir uçak, bir fabrikaya eşit
Ve gelelim bazı rakamlara. Airbus'un araştırmasına göre hava trafiği gelecek 15 yılda ikiye katlanacak. Halen kullanımda olan yolcu ve kargo uçağı sayısı 15.750, bu sayı 2028 yılında 32.000'e çıkacak. Her yıl ortalama 1.248 yeni uçak üretilecek. Talebin en yüksek olduğu uçak türlerinden Boeing 737'nin satış fiyatının tipine göre 50 ile 90 milyon dolar olduğu düşünülürse her uçağı bir fabrika gibi düşünmek mümkün. Dünyada havacılık sektöründe 2009 ile 2028 yılları arasındaki toplam iş hacmi 3.1 trilyon dolara ulaşacak.
İstikbal gerçekten de göklerde.
Kaynak: Referans