Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / ATP KONVANSİYONU NEDEN ONAYLANAMAZ?

ATP KONVANSİYONU NEDEN ONAYLANAMAZ?

ATP KONVANSİYONU NEDEN ONAYLANAMAZ?07.10.2010

Diyebilirsiniz ki, "Biz anlaşmaya taraf olmuyoruz, çünkü bizim uluslararası gıda maddesi taşıyan nakliyecilerimiz için anlaşma birçok yükümlülük getiriyor." Oysa hepimiz çok iyi biliyoruz ki, ATP Konvansiyonuna uygun yük taşımayan araçlar Kapıkule'den öteye bir kilometre bile yol alamıyor. Bu konvansiyonun öngördüğü tüm teknik donanıma sahip Türk filosu vızır vızır Avrupa yollarında yük taşıyor

  
Türkiye ilginç bir ülkedir: Bazı şeylerin nedenini anlamakta güçlük çekersiniz. Uluslararası anlaşmaları hemen kabul etmez. On yıllarca bürokrasinin tozlu raflarında bekletir. Sorduğunuzda, "ülke ekonomisinin zarar görmemesi için" bu anlaşmaların bekletildiği söylenir. Oysa, ülke ekonomisi, köhne bürokrat kafaları çoktan aşmış, o anlaşmanın gereğini yerine getirmiş ve uluslararası arenada o anlaşmanın öngördüğü tüm yükümlülüklere uygun bir şekilde operasyonlarını yürütmeye başlamıştır.

Örneğin, tehlikeli malların uluslararası karayolu taşımacılığını düzenleyen ADR Anlaşması yıllar sonra Türkiye tarafından onaylanmış olmakla birlikte, bir türlü uygulama esasları belirlenmez. Ancak, uluslararası karayolu taşımacılığı yapanlar bu anlaşmanın tüm gereklerini yerine getirerek taşımacılığı realize ederler.

Kimsenin aklına, "yahu şu ülke bağımsızlığını kazanalı daha 20 yıl olmadı, şu ülkelerin bile taraf olduğu bu uluslararası anlaşmalara biz neden taraf olmuyoruz" diye sormak gelmez.

"ATP Konvansiyonu" da böyle bir anlaşma… Tam adı "Bozulabilir Gıda Maddelerinin Uluslararası Taşımacılığı ve Taşımalarında Özel Araçların Kullanımı Anlaşması" olan ATP Konvansiyonuna, anlaşmanın ilk imzalandığı 1971 yılından beri 41 ülke imza atmış. Bırakın büyük Avrupa ülkelerini, Özbekistan, Azerbaycan, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Fas, Makedonya gibi ülkeler bile anlaşmaya taraf ama, Türkiye değil…

Diyebilirsiniz ki, "Biz anlaşmaya taraf olmuyoruz, çünkü bizim uluslararası gıda maddesi taşıyan nakliyecilerimiz için anlaşma birçok yükümlülük getiriyor." Oysa hepimiz çok iyi biliyoruz ki, ATP Konvansiyonuna uygun yük taşımayan araçlar Kapıkule'den öteye bir kilometre bile yol alamıyor. Bu konvansiyonun öngördüğü tüm teknik donanıma sahip Türk filosu vızır vızır Avrupa yollarında yük taşıyor.

Öyleyse, nedir bu vurdumduymazlık? Türkiye'yi uluslararası arenada küçük düşürmeye kimin hakkı var? Haydi diyelim ki, iç taşımacılık yapan küçük nakliyecileri zor durumda bırakmak istemiyoruz; bu nedenle, iç piyasada üretilen ve Türkiye'deki tüketiciye ulaşmadan taşıma sırasında heba olan 400 bin ton gıda maddesinin bozulmasına da göz yumuyoruz. Peki uluslararası taşımacılığı düzenleyen, dolayısıyla iç taşımacılıkla ilgisi olmayan bu Anlaşmayı neden onaylamıyoruz? Gıda nakliyesi yapan bir firma Bulgaristan'a, Romanya'ya Almanya'ya İngiltere'ye ATP Konvansiyonuna uygun olmayan bir araçla yük taşıyabiliyor mu?

Bugün süt ve süt ürünlerinden beyaz ve kırmızı et ürünlerine kadar neredeyse tüm gıda ürünleri frigorifik römorklar aracılığı ile taşınmaktadır. Kendi ürününün heba olmasını istemeyen ve iç piyasaya ürün satan işletmeler de ATP Konvansiyonuna uygun araçlarla ürünlerini taşıtmaktadır. Buna karşın, kendine özgü birtakım özellikleri olan "gıda lojistiği" konusunda ülkemizde getirilmiş yasal bir düzenleme bulunmamaktadır.

Türkiye gıda sektörünün gelişimi için mükemmel bir coğrafyaya sahiptir. Seracılık sayesinde 12 aya yayılan bir üretim süresine erişilmiştir. Böyle bir süreçte elde edilen ürünlerin uzun süreler muhafaza edileceği soğuk hava tesisleri de her geçen gün artmaktadır. Üretilen tarım ürünleri ise Türkiye'deki iç piyasa taleplerinin çok çok üstündedir. Bu ürünlerin uluslararası taşımalarında genellikle (A) sınıfına giren RNA işaretli "normal yalıtımlı frigorifik araç", RRA işaretli "yoğun yalıtımlı frigorifik araç", FNA işaretli "normal yalıtımlı mekanik frigorifik araç" ve FRA işaretli "yoğun yalıtımlı mekanik frigorifik araç" gibi araçlar kullanılmaktadır. ATP Konvansiyonuna göre, örneğin, "tereyağı"nın 6 C'dan, "süt"ün 4 C'dan, "et"in 7 C'dan, "tavuk"un 4 C'dan, "dondurma"nın 20 C'dan, "derin dondurulmuş ürünler"in 18 C'dan, "dondurulmuş ürünlerin" 12 C'dan daha yüksek ısılarda taşınmaması gerekmektedir.

"Soğuk Lojistik Zinciri"nin gelişiminde INTERNATIONAL TRANSFRIGORUTE kurumunun çalışmalarını küçümsememek gerekir. Bugün "soğuk lojistik zinciri" sadece gıda maddelerinin değil, taze çiçek taşımacılığının da uluslararası taşımacılığına büyük katkılar sağlamıştır.

Uluslararası camianın seçkin bir üyesi olma iddiasındaki Türkiye'nin zaman geçirmeksizin ATP Konvansiyonu'na taraf olarak, kendi ürettiği frigorifik araçlar için başka ülkelerin kuruluşlarından akreditasyon arar konumdan kurtarılması elzemdir.
 
Kaynak: Transport 

Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr