Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / ANADOLUYA NAKLİYEYİ UCUZ HALE GETİRECEĞİM

ANADOLUYA NAKLİYEYİ UCUZ HALE GETİRECEĞİM

ANADOLUYA NAKLİYEYİ UCUZ HALE GETİRECEĞİM27.09.2010

Türkiye denizcilik sektörünün en büyük oyuncusu Lucien Arkas, bu alanda bir ilke daha imza attı. Arkas, bugüne kadar Türkiye sınırları içinde kamyon ve TIR'larla taşınan malları gemiyle taşımaya başladı. Kabotaj Bavramı'nın kutlandığı 1 Temmuz'da başlayan haftalık konteyner gemi servisi şimdiden büyük ilgi görüyor. Lucien Arkas, İstanbul-Gemlik-İzmir-Mersin rotasındaki seferler için "Gemiler güneye dolu gidiyor, dönüşte o ölçüde dolu olmuyor, ama o da olacak" diyor.

Arkas Denizcilik tarafından başlatılan bu hizmet, kamyoncuların şikayetine neden oldu. Lucien Arkas, bu şikayetler karşısında, "Kamyon, TIR filomuzla, en büyüklerden biri de biziz. Ama Anadolu'ya daha düşük maliyetle mal taşımamız, lojistik giderlerini düşürmemiz gerekivor" diye savunuyor kendisini. Lucien Arkas ile 1 Temmuz'da başlayan Kabotaj uygulamasını konuştuk.

Ekonomist: 1 Temmuz tarihinden itibaren başlattığınız iç limanlara yük taşınmasıyla neyi hedefliyorsunuz?
Lucien Arkas: Ben kaç yıldır Anadolu Anadolu diye söyleniyorum. Diyorum ki bu memleketin geleceği Anadolu'da... Benim yapmaya çalıştığım Anadolu için daha ucuz bir nakliye şekli yaratabilmek. Şimdi nasıl gidecek mallar mesela İstanbul'dan Gaziantep'e.
Şimdiki haliyle kamyonla gidiyor tabi. 1 Temmuz da aslında gecikmiş bir tarih. Ancak başlayabildik diyorsunuz.
Arkas: Gümrüktü, diğer kısımlardı, nasıl olur, nasıl yapabiliriz derken bu süreç beş yılımızı aldı.
Sizi bu radikal kararı almaya hangi gerekçeler yöneltti?
Arkas: Bugün Kocaeli'nden, Gaziantep. Şanlıurfa'ya ürün göndermenin tek yolu, kamyon. Bu da ciddi bir maliyet. Benzer şekilde Gaziantep'te, Şanlıurfa'da üretilen bir ürünü, İstanbul'a getirmenin de çok büyük bir maliyeti yar. Bu maliyeti düşürmemiz gerekivor. Belirli bir mesafeden sonra malların kamyonla değil, demir yoluyla taşınması gerekiyor. Demiryolu yok, kanal yok. Avrupa, nehir ve kanallarla dolu. Demiryoluyla insan taşımak için yeni yatırımlar yapılıyor ama yük taşımaya henüz sıra gelmedi. Demiryolu yasasının çıkmasını 2008’den beri bekliyoruz. Madem konumuz Anadolu, ki Anadolu sürekli büyüvor, zenginleşiyor. Biz de Anadolu'ya hizmet vermek istiyoruz. Havayollarındaki değişimin bir örneğini demiryollarında da tekrarlayabiliriz. İnsanlar, haya yoluyla istediği yere gidivor, iş bağlantısı yapıyor ama mallar sadece kamyonla gidebiliyor.

Bu uygulamanızı hayata geçirme noktasında hangi sıkıntıları yaşıyorsunuz?
Arkas: Vagon ithal edemiyoruz, 1 Türkiye’de yaptır deniyor ama konulan standartlarda üretilemiyor. Ne ithal edebiliyorum ne de burada ürettirebiliyorum. Kaldım ortada. Halbuki Anadolu girişimcisini desteklemek için bu yasanın çıkması gerektiğini düşünüyorum. Bu yasa çıkarsa, Anadolu'daki büyümeye çok olumlu katkı yapacağına inanıyorum.
Bu yasa çıkmadığı için mi lojistik köy projeniz bekliyor?
Arkas: Lojistik köyü yatırımları durdu denilebilir, arazileri aldık öyle duruyor.
Bu yasa çıkarsa devam edecek mi?
Arkas: Tabii. Çünkü benim eğer kendi lokomotifim varsa bu yatırıma girmemin bir anlamı oluyor. Kendi uçağımı, gemimi işletiyorum ama lokomotif işletemiyorum. Kuralları var. Tamam kuralları koyulsun, uyalım, çalışalım diye bekliyoruz.
Bu sefer ben de "Anadolu'ya denizden gideyim" dedim.
Temmuzun üzerinden nerdeyse 2,5 ay geçti. İlgiyi performansı nasıl buluyorsunuz?
Arkas: Yukardan aşağı inerken mamul madde olduğu için gemiler daha dolu gidiyor, (Güneyden kuzeye gelen yük daha çok dökme yük. Mısır ya da o tür ürünler. Müşteriyi inandırmak için biraz daha uğraşmamız lazım. Onu da kıpacağız.
Size en çok hangi sektörler ilgi gösterdi bu konuda.
Arkas: İnerken, ağır mallar taşıyoruz. Su, hammadde vs Bir de Kıbrıs'ı ilave ettik. Magosa'ya
gidiyoruz. Normalde kamyon Gemlik'ten gidiyor Mersin'e kadar bin 100 kilometre gidiyordu. Ondan soma feribotla Kıbrıs'a geçiyordu. .Şimdi tek gemiyle mal taşıyoruz. Birde şöyle bir istek geldi. Bazı şirketler, kok kömürünü konteynerle taşımak için bize başvurdu. Çünkü. kamyonla taşımanın firesi hem vüzde 20 gibi yüksek, hem de maliyetli. Şimdi. İskenderun'dan alıp, Karadeniz'e taşımak için çalışmalar yapıyoruz.
İhracatı 500 milyar dolara ulaştırma hedefinden bahsediyoruz. Bu altyapıyla mümkün mü?
Arkas: Bu söylediğiniz çok ciddi bir problem. Peki hangi lojistik altyapı üzerinden yapılacak bu dış ticaret? Mallar nasıl taşınacak? Eğer demiryollarını dahil etmezseniz mümkün değil.
Şimdiki hatlara yeni hatlar ekleyeceğinizi de söylediniz. Hangi hatlardan bahsediyoruz?
Arkas: Şimdi Antalya'ya düşünüyoruz. Orası biliyorsunuz büyük bir tarım üretimi var. Ürünler de kamyonlarla İstanbul'a taşınıyor. Bunun verine biz soğutulmuş konteynerle sebze, meyveleri taşımak istiyoruz. Antalya, İstanbul'a uzak, tren de yok. Ama bunun için Antalya'dakileri ikna etmemiz gerekiyor. Ayrıca, Antalya limanına da kabotaj yükleri için ayrı bir ver yapılması gerekiyor.

Ya İskenderun Limanı?
Arkas: İskenderun Limanı ihalesine girdik, teklif verdik. Alabilir miyiz bilemiyorum ama almaya çalışacağız.
İç piyasaya mal taşımanın arkasında ne gelecek?
Arkas; Benim Anadolu'ya bir lojistik ağı kurma planım var. Bu da onun bir parçası. Belki iki yıla kadar kanun da çıkarsa, TCDD'nın yanında kendi trenimizi de işletebiliriz. İskenderun Limanı'na talip olduk. Benim işim limancılık, denizcilik. Eğer alırsak, Marport'ta yaptığımız gibi güzel bir yatırım yaparız. İhaleyi alamazsak bile bizim iskenderun'a ilgimiz kaybolmaz. Bu limanı aldığımızda burada bir konteyner bile yoktu. Şimdi Türkiye konteyner trafiğinin yüzde 27'si buradan taşınıyor.
Dünya ticaret ve üretim endeksi, 2008 dönemini yakaladı. Sizin göstergelerde deniz taşımacılığı aynı şeyi ifade ediyor mu?
Arkas: 2008 değil de, 2007've yaklaştık gibi görünüvor. Hatta, hacim ve hareketlilik olarak bazı göstergeler 2006, bazıları da 2007 seviyesinde diyebiliriz. Dünya ticaretinin gidişatını kimse kestiremiyor. Taşlar henüz oturmadı. "Herşey bitti, normali- dönüyoruz" demek için biraz erken. Bence 1-2 yıl daha beklememiz gerekiyor.
Ifezi taramaları lazım. Çin'den Uzakdoğu'dan gelen büyük gemileri,
İzmir’in Kurtuluşu
İzmir’in kurtuluşu tek. O da körfezi taramaları lazım. Çin’den uzakdoğudan gelen büyük gemileri, Marporfa getirebiliyoruz ama İzmir’e getiremiyoruz. Çünkü, Körfez derin değil. Taranır, büyük tonajlı gemiler yanaşırsa, İzmir'in çehresi değişir. Sonrası çorap söküğü gibi gelir... Eğer İzmir körfezi taranır, büyük gemiler yanaşabilirse, Anadolu'ya da çok büyük bir katkı yapar. Aliağa'daki iskeleler küçük, İzmir’e alternatif olamıyor. Alternatif olabilmesi için iskelelerin birleşip büyük bir limana dönüşmesi gerekiyor. Bu da zor iş.
 
Kaynak: Economist
Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr