Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, yeni teşvik sistemini önümüzdeki aylarda gündeme alarak görüşeceklerini belirtti.
Çağlayan, "İsterse AB karşı çıksın, Türkiye'nin en gelişmiş ilinde iyi bir sektörüm varsa, istihdam sağlıyorsa, ihracat sağlıyorsa ben ona destek veririm" dedi. Bolu ve Gerede'ye ziyarette bulunan Zafer Çağlayan, Gerede'de deri sanayicileriyle bir araya geldi. Gerede'nin deri sanayinde çok önemli bir yeri olduğunu ifade eden Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, ulaştığı seviye ile Türkiye'nin dünyada söz sahibi olduğu sektörlerden birisi olduğunu ifade etti. Eylül ayının ilk 5 gününü geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırınca ihracatta yüzde 26,3'lük bir artış olduğunu dile getiren Çağlayan, "8 ay 5 günlük ihracatta yüzde 19,6'lık bir artış var. Türkiye'nin genel ihracat artışı ortalama yüzde 17,4 sektörünüzün ihracatı Türkiye ortalamasının üzerinde" dedi.
Gerede deride marka olmalı
Türkiye'nin iki derisinden 1'inin Gerede malı olduğunu dile getiren Çağlayan, Gerede'nin bu konuda bir marka olması gerektiğinin altını çizerek, Tarım Bakanlığı‘nın hayvancılığa verdiği destekten yararlanmaları gerektiğini belirtti. Demokrasi ile ekonominin atbaşı gitmesi gerektiğini vurgulayan Çağlayan, pazar günü gerçekleşecek olan referandumun ekonomi açısından da çok önemli olduğunun altını çizdi. Havalanalarında iş adamlarının pasaportlarına el konulduğunu hatırlatan Çağlayan, toplumun her ferdinin düzenlemelerde kendinden bir parça gördüğünü belirtti. Çağlayan, "Türkiye için demokrasi sınavı olarak başarılı bir sınav olacaktır. İş adamlarının duyarlılığı konusunda endişe etmiyorum" dedi. Sanayicilerle sohbet eden Çağlayan, teşvik konusunda istenilen düzeyde teşvik göremediklerini dile getiren sanayicilere, önümüzdeki aylarda yeni teşvik sistemini görüşeceklerini belirtti.
Gerede Belediyesini de ziyaret eden Çağlayan, teşvik sistemine yönelik açıklamalarda bulundu. Çağlayan, "Türkiye'nin en gelişmiş ilinde iyi bir sektörüm varsa, istihdam sağlıyorsa, ihracat sağlıyorsa ben ona destek veririm. İstediği kadar AB buna karşı çıksın. Çünkü onların da destek mekanizmalarını ben çok iyi biliyorum. Onlar da karşı çıkarken masa altından işi götürüyorlar" dedi.
"Merkez Bankası'nın yanlış politikalarını eleştirmeye devam edeceğiz"
Öte yandan Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) tarafından Almira Otel'de düzenlenen iftar yemeğinde konuşan Çağlayan Merkez Bankası'nın yanlış politikalarını eleştirdiklerini, eleştirmeye de devam edeceklerini belirterek, "Arkadaşlar bağımsızlığına falan karışmıyorum ya. Bağımsız, bağımsız da nereye kadar bağımsız? Merkez Bankası'nın ekonomiden, istihdamdan, üretimden, ihracattan bağımsız olma hakkı ve lüksü yoktur" dedi.
Bu ihracat kaybının 21 milyar dolarının Avrupa pazarlarına yapılan ihracatın daralmasından kaynaklandığını vurgulayan Çağlayan, "Eğer, Türkiye ihracatına yeni pazarlar katmasaydı, bizim ihracatımız 2009'da 90 milyar doların altına düşecekti" diye konuştu.
Çağlayan, ihracatın azalmasının nedeninin ihracatçıların beceriksizliği olmadığını dile getirerek, şunları söyledi:
"Şimdi gelmiş olduğumuz noktada görüyoruz ki önümüzde 3 problem, büyük düşman var. 3 büyük düşmana rağmen şükürler olsun ihracatımızı bu sene koymuş olduğumuz hedefin üzerine çıkarmak için yoğun gayret sarfediyoruz. Derdimiz bu. Ama bu çerçevede karşımızda bir düşman üçlüsü var. Bir üçlü ateş var. Bunun bir tanesi Euro-dolar paritesi. Yapacak bir şey yok. Bir diğeri Euronun değer kaybetmesi, bu son derece önemli. Bir diğer faktör de bizim en fazla ihracat yapmış olduğumuz Avrupa pazarlarının kemer sıkma politikasıyla talep daralması. Buna rağmen, son 12 ay itibariyle baktığımız zaman ihracatımız şu anda 110,5 milyar dolar ve yine 1 Ocak-5 Eylül itibariyle ihracatımıza baktığımız zaman, yapılan ihracat yaklaşık 75 milyar dolardır..."
Kaynak: Dünya