MISIRA GİDEN GİDENE

MISIRA GİDEN GİDENE13.09.2010

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ile Türk-Mısır Sanayi Odası'nın kurulması amacıyla yapılan ön protokol imza töreninde konuşan Mısır Sanayi Bakanı Rachid Mohamad Rachid'in açıklamasına göre;

Son 5 yılda, Türkiye'den Mısır'a 60 kurulu tesis taşınmış,
45 yatırım ise henüz inşaat aşamasındaymış,
Araştırma safhasında onlarca tesis var, 200'den fazla Türk şirketi Mısır'a iş yapar haldeymiş,
Bu yatırımlar Mısır'a 40 bin istihdam sağlamış,
Taşınan ve inşaat aşamasında olan yatırımların toplamı 2 milyar dolara ulaşmış,
Önce tekstilcilerimiz gitmiş. Tekstili, otomotiv ve kimya sektörü takip etmiş,
Sonra enerji sektörü ön plana çıkmış, ardından mobilya sektörü Mısır'daki imkânları
Türkiye'ye tercih etmiş. Paşabahçe 2 tesis kurmuş, üçüncü tesis kurulum aşamasındaymış,
Koç grubu birkaç proje üzerine çalışıyormuş.
Sonuç: "Türkiye'den çıkalım, Mısır'a gidelim" düşüncesinin hâkim olduğu bir durum.
 
Hatırlayacaksınız, 3.5 yıl önce zamanın dış ticaretten sorumlu bakanı ve TİM Başkanı, Mısır'daki yatırım imkânlarını değerlendirmişler, bir anlamda Mısır'ın reklamını yaparak Türk yatırımcılarını o ülkeye yatırım yapmaya özendirmişlerdi. Hatta zamanın TİM Başkanı bizzat yatırım yapmıştı.

O sıralar bu konuda çok sayıda yazı yazılmış, ihracatımızdan birinci derecede sorumlu bu iki kişi hayli eleştirilmişti. Eleştirenlerden birisi de bendim.
Görülüyor ki bizim eleştirilerimiz bir işe yaramamış ve Türk girişimciler 3.5 yıl içinde Mısır ekonomisini ihya etmişler.
Öyle ya, iktidardaki hükümet bu yatırımların Mısır'da değil de Türkiye'de yapılma imkânlarını sağlayabilseydi, 40 bin kişilik istihdam emeklerinin karşılığını Türk ekonomisinden alacaklardı.

2 milyar dolar değerindeki sermaye milli sermaye olarak ekonomimize katkı sağlayacaktı.
Üretilen ürünlerin ihraç meblağları Türk ihracat rakamları hanesine yazılacak ve ihracatımız o oranda artacaktı.

Yıllardır alın teri, el emeği, göz nuruyla elde edilen kıymetli know-how ve ileri teknoloji bilgilerimiz, üstün tecrübe birikimimiz bir başka ülkeyle bedavadan paylaşılmayacak ve pazarlarımızda potansiyel rakip kazandırılmayacaktı.
Mısır Sanayi Bakanı'nın verdiği bilgilere bakılırsa, bunların hiçbirisini yapamamış ve son 5 yılda Mısır ekonomisine çalışmışız.
 
Peki Türk girişimcisini Mısır'a götüren nedenler nelerdir?
Bu nedenlerin bir kısmı Mısır kaynaklı, bir kısmı ise bizden kaynaklı nedenlerdir.
Gelin önce Mısır kaynaklı olanlara değineyim.
Türkiye ile Mısır arasında 5 yıldır Serbest Ticaret Anlaşması (STA) var. Belli ki bu anlaşmanın verdiği bazı hakları çok iyi kullanmışlar.
Mısır, ABD ile Nitelikli Sanayi Bölgesi (NSB) anlaşması imzalamış, biz imzalayamamışız. Böylece Mısır, ABD'nin kota ve yüksek gümrük vergisi oranlarından etkilenmemiş ve o pazara kolayca mal ihraç edebilme imkânı yakalayabilmiş.
Biz mevcut serbest bölgeleri giderek çalışamaz hale getirirken Mısır, neredeyse tüm ülkeyi serbest bölge haline getirmiş. Serbest bölge içinde olmayan fabrika sahasının etrafını kapatarak dışarısıyla irtibatını kestiğinde dahi serbest bölgelerdeki tüm hakları kullanabiliyorlar.
Bizde işçilik 1000 doların üzerinde, Mısır'da 150-200 dolar. Enerji girdileri neredeyse bedava.
Afrika gibi devasa bir pazarın giriş kapısı. Süveyş Kanalı gibi çok önemli bir ticari yola hâkim. Arap ülkeleriyle yaptığı ticaret anlaşmalarıyla o pazarda ciddi avantajlara sahip.

İsrail ile barışık tek Arap ülkesi.
Diyeceksiniz ki daha ne olsun "Bundan iyisi Şam'da kayısı".

Ben demiyorum, onca yatırımcımız böyle demiş ve gitmiş, Mısır'a yatırım yapmış.
 
Gelelim bizden kaynaklanan nedenlere.
Mısır'ın sağladığı ve yukarıda detaylarıyla yazdığım imkânların neredeyse hiçbiri bizde yok.
Ne hikmetse önceden verilenler dahi yürürlükten kaldırılmış.
ABD'nin kaprisleri aşılamamış, NSB kurulmasına ikna edilememiş.
Sanayici üzerindeki sosyal yükler arttırıldıkça arttırılmış, işçilik yükseldikçe yükselmiş.
Serbest bölgelerin faaliyetleri daraltılmış, katılımcı sayısı azalmış.
Enerji ücretleri ‘yüksek' diye şikâyet edildikçe arttırılmış.
Kurlardaki istikrarsızlık yıllardır ihracatçıyı canından bezdirmiş.
Rüşvet engellenememiş, kayıt dışılık ve kayıt dışılığın yarattığı haksız rekabet önlenememiş.
Terör, gündemin önüne geçmiş,
Kısaca, zor oyunu bozmuş ve zorun oyunu bozduğu noktada yatırımcı arayışlara girmiş.
İş hayatının can noktası olan kâr etmek ve devamlılık ihtiyaçları onları dış ülkelere yönlendirmiş. Onlar da Mısır'daki imkânları değerlendirmişler.
Türkiye deki şartlar giderek daha çok risk taşımaya başlayınca, riski dağıtma çabasına girmişler. Çıkış noktasını dış kanallarda bulacaklarını düşünmüşler, Mısır onlara cazip gelmiş.
Eski ve atıl teknolojilerini, iç pazarda satış imkânı bulamadıkları üretimlerini değerlendirecek ülkeler aramaya başlamışlar. Hemen yakınlarındaki Mısır'ı bulmuşlar.

Bazıları küresel düşünmüşler. Türkiye'de işleri iyiyken kendilerine güvenleri gelmiş. "Artık ayaklarımın üzerinde durabiliyorum, kabıma sığamıyorum, küresel pazarlara açılmalıyım, dışarıya yatırım yapmalıyım" düşüncesinden hareketle Mısır'daki imkânları daha değerli bulmuşlar, oraya gitmişler.
 
Görüldüğü gibi Mısır'daki şartlar "Durma gel" derken, Türkiye'deki şartlar "Durma git" demiş.
Şartlar böyle olunca kimseye "Neden gittin arkadaş" diye soracak halimiz yok.

Son 4 yıldaki yatırımcı gelişmesi aleyhimize çalışırken, Mısır'la olan dış ticaret verilerimiz Türkiye lehine çalışmış.
2007 yılında Mısır'a 903 milyon dolar ihracat yaparken, Mısır'dan 670 milyon dolarlık ithalat yapmışız.
2009 yılı daha da iyi. 2.6 milyar dolarlık ihracatımıza karşılık, 642 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirmişiz.
Kısaca 3 yılda ihracatta 3 kat artış sağlarken ithalatta 28 milyon dolar azalma sağlamışız.
2010 yılı ilk 7 ayında ise 1.5 milyar dolar ihracat, 549 milyon dolarlık ithalat yapmışız.
Bu veriler de bizim iyilerimiz.
Bu iyi verilerde muhakkak orada yatırım yapan firmalarımızın yatırım malzemesi ve hammadde alımlarındaki katkıları büyük.

Yatırımcılarımızı Mısır'a kaptırırken, ihracatımızı arttırmayı, ithalatımızı düşürmeyi becerebilmişiz.
İyi mi etmişiz, kötü mü varın siz karar verin.
(Okurlarımın bayramı kutlar, referandum sonuçlarının daha çok demokrasi getirmesini dilerim.)
 
Kaynak: Referans
Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr