Avrupa ülkelerinde yaşanan ekonomik darboğaz ve aşırı TL nedeniyle sıkıntılı bir süreçten geçen ihracat, mayıs ayında yüzde 24,8'lik artışın ardından 2010 yılında ilk kez tek haneli büyüdü. Haziran ayında yüzde 13,2 olan ihracattaki artış hızı temmuzda yüzde 5,9'a kadar geriledi. İhracatta yaşanan gerilemede, Avrupa'ya mal satmakta zorlanan otomotiv sektöründeki yüzde 6,09 ve elektrik-elektronik sektöründeki yüzde 4,87'lik düşüş etkili oldu. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, "Bize hep ‘Niye Merkez Bankası ve kur diyorsunuz' diyenler var. Kârlılık için konu, dönüp dolaşıp kurların rekabetçi düzeyde olmasına geliyor. İhracatçılar olarak Merkez Bankası'nın döviz alımlarını ve faizleri artırmasını bekliyoruz" dedi.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, temmuz ayına ilişkin ihracat rakamlarını dün Petkim'in Aliağa Tesisleri'nde açıkladı. TİM verilerine göre temmuz ayında ihracat, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5,97 artışla 9 milyar 417 milyon dolara yükseldi. Yılın ilk yedi ayındaki ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,14 artışla 64 milyar 239 milyon dolara yükselirken son bir yıllık ihracat ise 109 milyar 596 milyon oldu.
Otomotivde yüzde 6 daralma
Temmuz ayında en fazla ihracatı 1 milyar 382 milyon dolar ile otomotiv gerçekleştirirken otomotiv ihracatında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,09 gerileme oldu. Otomotivi, 1 milyar 377 milyon dolar ile hazırgiyim ve konfeksiyon ve 1 milyar 90 milyon dolar ihracat ile kimyevi maddeler ve mamulleri sektörleri gerçekleştirdi.
Tarım sektörü temmuz ayında 1 milyar 105 milyon dolar ihracatla toplam içinde yüzde 11,73 pay alırken sanayi sektörlerinin payı 7 milyar 971 milyon dolar ihracat ile yüzde 84,65, madencilik ürünlerinin payı ise 341 milyon dolar ile yüzde 3,62 oldu. Temmuz ayında en fazla ihracat artışını yüzde 43,59 ile fındık ve mamulleri, yüzde 38,35 ile tütün ve mamulleri ve yüzde 32,06 ile madencilik sektörleri yakaladı. Aylık ihracat artış hızının paritedeki büyük soruna rağmen pozitif olmasını olumlu bulduklarını belirten Büyükekşi, "Eğer paritedeki sorun, kurların genel düzeyindeki gerileme olmasaydı, iki haneli artışlarımız devam edecekti. Yıl sonuna kadar aylık ortalama yüzde 10 artış bekliyoruz ama parite nedeniyle yüzde 5 gibi farklar olabilir" diye konuştu.
Merkez Bankası dolar almalı
Aşırı değerli TL, rekabetçiliği olumsuz etkilerken ihracatçılara "Türkiye'ye döviz giriyor, yapacak bir şey yok, verimliliğinizi artırın" demenin gerçeği yansıtmadığını öne süren Büyükekşi, "Bize hep ‘Niye Merkez Bankası ve kur diyorsunuz' diyenler var. Kârlılık için konu dönüp dolaşıp kurların rekabetçi düzeyde olmasına geliyor. Kurların istikrarı için en büyük görev Merkez Bankamıza düşüyor. Merkez Bankası'nın yabancı para karşılık oranlarını yarım puan artırarak yüzde 10'a çıkarmasını takdirle karşılıyoruz. Ancak, ihracatçılar olarak bu adımın yeterli olmadığını söylüyoruz ve döviz kurlarında istikrar için daha fazlasını bekliyoruz" diye konuştu.
Merkez Bankası'nın günlük alımları 50 milyon dolar ve 50 milyon euroya çıkarması gerektiğini vurgulayan Büyükekşi, "Bundan sonra daha fazla yabancı para girişi olacak, TL değerlenmeye devam edecek, şeklinde yapılan değerlendirmeleri hayretle izliyoruz. Önlem alınmasını istiyoruz. Madem geleceği görüyoruz, o halde önlem alalım. Döviz arzında sorun olacağı şeklindeki değerlendirmelere katılmıyoruz. Tam tersine Türkiye'ye yönelik sıcak para hareketleri hızlanarak devam etmektedir. İki günde 2 milyar dolarlık sıcak paranın girdiği bir ortamda 50 milyon dolar ve 50 milyon euro almak sorun olmayacaktır" dedi. Büyükekşi, ‘merkez'in faizleri de 50 baz puan indirmesi gerektiğini kaydetti.
Manipülasyona seyirci kalınıyor
İhracatçılar olarak rekabetçi kur derken ihracatı teşvik edecek, ithalatı da dengeleyecek bir kur seviyesini talep ettiklerini dile getiren Büyükekşi, "TL'nin sürekli değerlendiği bir ortamda ihracatçı fiyat tutturamazken ithalat her gün daha da büyüyor. Çok ciddi bir cari işlemler açığı veriyoruz" dedi. Mevcut ortamın Türk vatandaşını döviz spekülatörü konumuna getirdiğini ve piyasaların günübirlik gelen yabancıların rahatlıkla at oynattığı bir hale geldiğini belirten Büyükekşi, "Bazen çok küçük kâr oranları için piyasalarda yaratılan dalgalanma sebebiyle reel sektör ve ihracatçılar, büyük zararlara uğramaktadır. Bir gün veya bir hafta içinde aynı para cinsinden defalarca para manipülasyonu yapılmaktadır. Para otoritesi bu duruma seyirci kalmaktadır" şeklinde konuştu. Büyükekşi, portföy ya da spekülatif amaçlı döviz alım satımlarında, her işlem için yüzde 1 oranında ‘kur istikrar fonu'na bir kesinti yapılmasını talep etti.
İZMİR LİMANI'NDA YARGI İHRACATÇIYI VURDU
Mehmet Büyükekşi, İzmir Limanı'nın özelleştirilmesi konusunda da eleştiriler yöneltti. İhracatçının elini taşın altına soktuğunu, ancak yargı kararlarının kendilerini engellediğini söyledi. TİM'in Ege İhracatçılar Birliği'nin LİMAŞ isimli şirketiyle konsorsiyuma katıldığını ve ihaleyi kazandığını hatırlatan Büyükekşi, şöyle konuştu: "Özel sektör eliyle bu bölge için çok büyük bir yatırım yapılacaktı. Süreç en başından kendi haline bırakılsaydı özel sektör çözümü devlete maliyet yüklemeden kendisi bulacaktı. Danıştay'dan bir kararın çıkması niye 30 ay sürüyor, bunun zararını kim karşılayacak?"
İZMİR'İN İHRACATTAKİ PAYI HER YIL GERİLİYOR
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, İzmir'in Ege'nin ve tüm Türkiye'nin incisi olduğunu ve Türkiye'nin en fazla ihracat yapan dördüncü ili konumunda bulunduğunu belirterek "Ancak, İzmir'in tüm Türkiye ihracatından aldığı pay ne yazık ki her yıl geriliyor. 2001 yılında İzmir, tüm Türkiye ihracatından yüzde 8,8 pay alırken bu oran 2009 yılında yüzde 6'ya, 2010'da yüzde 5,6'ya kadar geriledi. İzmir'in ihracatını artırabilmek için daha fazla çaba sarf etmemiz gerekiyor. Çünkü İzmir'in ihracatımız açısından ne kadar stratejik bir yer olduğunu görüyoruz" diye konuştu.
PETKİM RAFİNERİ VE LİMAN İNŞA EDECEK
Türkiye'nin petrokimya üretiminde dünyada 33. sırada yer aldığını dile getiren Petkim Genel Müdürü Hayati Öztürk, "Türkiye, bu alanda hak ettiği noktanın çok gerisinde. Bu yüzden Petkim olarak kendi bölgemizde büyük bir yatırıma imza atarak, Türkiye'ye yıllık 5 milyar dolarlık katma değer sağlamak için düğmeye bastık" dedi. Petkim'in Aliağa tesislerinde 2018 yılına kadar yeni bir rafineri ve konteyner limanı inşa edeceklerini ifade eden Öztürk, "2023 yılında 10-15 milyon ton rafine ürün, 1 milyon TEU kapasiteli konteyner limanı ve yan sanayi ile 10 bin çalışana sahip olacağız" diye konuştu.
Kaynak: Referans