Enerji sektörüne yönelik proje lojistiği hizmetlerinde başta Kuzey Afrika olmak üzere Rusya, Türki Cumhuriyetler ve Ortadoğu'da önemli başarılara imza atan Balnak, Türkiye'de üç HES yatırımının yanı sıra, Ege'deki bir rüzgar enerjisi santralının taşımalarını üstleniyor. Balnak Yönetim Kurulu Başkan Vekili KOSTA SANDALCI, RES yatırımlarındaki artışı fırsata dönüştürerek pazardaki paylarını büyüteceklerine dikkat çekiyor.
Proje lojistiği hizmetlerine yurtdışındaki yatırımları takip ederek başlayan Balnak, Türkiye'de de ağırlıklı enerji sektörü olmak üzere yer aldığı önemli projelerle tecrübesini artırıyor. Rusya'daki iki termik santral projesinin yanı sıra Türkiye'de üç HES'in aktif taşıyıcısı konumunda bulunan şirket, dünyaca ünlü bir rüzgar enerjisi üreticisinin Ege'de kurduğu santralların da taşımacılığını yapıyor.
Türkiye'nin rüzgar enerjisindeki potansiyeli ile Avrupalı yatırımcılar için büyük fırsatlar doğurduğuna dikkat çeken Balnak Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kosta Sandalcı, “Yabancı yatırımcılara genelde rüzgar türbinlerinin yedek parça ve ekipmanlarını taşıyarak hizmet veriyoruz. Yatırımlar arttıkça Balnak olarak bu taşımalardan daha fazla pay almayı hedefliyoruz. Çünkü gerek Avrupa'daki gerekse yurtiçindeki organizasyonumuz bu tarz ürünlerin taşınmasına çok müsait” diye belirtiyor.
Türkiye enerji sektörünün önde gelen temsilcilerinin son dönemde yurtdışında da önemli projeleri devreye almasını fırsat bilen Balnak, bu doğrultuda gelecek vaadeden ve aynı zamanda enerji bakımından fakir olan ülkeleri de kıskacına aldı. Rusya ve Türki Cumhuriyetler'in bu açıdan öne çıktığına işaret eden Sandalcı “Bu ülkelerdeki projeleri tek tek araştırıyor ve saha ziyaretleri gerçekleştirerek müşterilerimize çözümler sunuyoruz. Taşıyıcı firma olarak iş ortaklarımızla ciddi projelere imza atıyoruz” değerlendirmesini yapıyor.
Balnak'ın proje lojistiği hizmetlerine adım atış sürecini anlatır mısınız?
Proje taşımacılığına ilk olarak inşaat sektöründe yer alan firmalara hizmet vererek başladık. İlk başlarda Kuzey Afrika'da birkaç inşaat projesinin taşıma faaliyetlerini gerçekleştirdik. Ancak zaman ilerledikçe ve daha çok proje taşıması gerçekleştirdikçe tecrübemizi artırdık ve inşaat sektörünün yanında enerji sektöründe de faaliyet göstermeye başladık. Bugün başta Kuzey Afrika olmak üzere, Rusya, Turki Cumhuriyetler, Irak ve diğer Ortadoğu ülkelerinde önemli taşımalar gerçekleştiriyoruz.
Tabii ki Türkiye içinde de önemli inşaat ve enerji projelerinin taşımasını başarı ile yürütüyoruz. Gelişen iş hacmimize bağlı olarak da başta personel yatırımı olmak üzere bir takım yatırımlar içine girdik. Herhangi bir ekipman ya da araç yatırımından ziyade, hizmet odaklı bir firma olduğumuz için genelde hizmet kalitemizi artırmaya dönük yatırımlar yapıyoruz. Kuzey Afrika'da yer alan müşterilerimiz için önce Mısır ve ardından da Libya 'da temsilciliklerimizi açarak, orada yer alan inşaat firmalarının yanında yer alıyoruz. İlerleyen zamanda bu yatırımlarımız devam edecektir.
Balnak olarak Türkiye'de yerleşik olan ve uluslararası hava, deniz ve proje taşımacılığı yapan bir şirketi satın alarak inorganik büyümeyi hedeflediğinizi açıklamıştınız. Arayışınız halen sürüyor mu?
Bu konu bir fırsat meselesi, şu an için önümüzde doğru bir fırsat yok. Diğer taraftan denizyolu ve proje taşımacılığındaki işlerimiz her geçen gün biraz daha büyüyor. Libya ofisimiz dışarıya açılım konusundaki vizyonumuzu gösteriyor. Şimdi bu konuda biraz daha fazla mesai harcıyoruz, çünkü sonuçlarından oldukça memnunuz.
Proje taşımacılığı çözümlerinizde enerji sektörü nasıl bir öneme ve paya sahip? Bu alanda son dönemde hızla artan yatırımlar operasyonel etkinliğinize nasıl yansıdı?
Özellikle ülkemiz için enerji sektörü ve bu sektörle ilintili endüstriler gittikçe artan bir öneme sahip. Nedeni ülkemizin enerji kaynakları bakımından güçlü ama enerji üreten tesislerinin azlığı açısından çok bakir bir pazar olmasıdır. Son yıllarda başta hidroelektrik santralleri olmak üzere, rüzgar ve güneş enerjilerine dayalı bir çok projeler başlamakta ve gelişmektedir. Dolayısıyla bizim de proje taşımalarımız için bu sektör büyük fırsatlar barındırmakta ve dikkatimizi yavaş yavaş bu sektör lehinde artırmamıza neden olmaktadır.
Gerçekten ülkemiz kendi enerjisini üretebilen bir ülke konumuna gelmelidir. Bu alanda da özellikle enerji sektöründe faaliyet gösteren firmalarımız önemli yatırımlar yapmaktalar. Artan yatırımlar ve başlayan projeler ile birlikte, bu projelerin taşıma organizasyonları da önem kazanmaktadır. Dolayısıyla son zamanlarda operasyonel etkinliklerimiz de artan oranda bir gelişme kaydetmektedir.
Enerji şirketleri lojistik hizmetler açısından tercihini ağırlıklı olarak anahtar teslim çözümler sunan şirketler üzerinde yoğunlaştırıyor. Bu trendi nasıl değerlendiriyorsunuz? Balnak bu konuda müşterilerine nasıl alternatifler sunuyor?
Öncelikle bu tercihlerini çok doğru buluyorum ve gittiğimiz müşterilerimize de bunu bizzat biz sunuyoruz. Süresi ne kadar olursa olsun bize verilen doğru ya da doğruya yakın verilerle anahtar teslim fiyat ve hizmet sunmayı öneriyoruz. Bu sayede müşterilerimiz sürekli taşıma maliyeti hesaplamak durumundan kurtulmuş oluyor ve burada harcadığı zamandan tasarruf ederek başka işlerine konsantre oluyorlar. Biz bu teklifimizi tüm proje taşımalarımızda müşterilerimize sunuyoruz.
PROJE TAŞIMALARININ ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ MAKRO ÇÖZÜMLER KALDIRIR
Enerji sektörüne yönelik proje lojistiği hizmetlerinde coğrafi koşulların ve altyapı eksikliklerinin büyük engel teşkil ettiğinin altını çizen Kosta Sandalcı, çözümün Avrupa standartlarındaki makro çözümlerde olduğunu şu değerlendirmesiyle aktarıyor: “Enerji kaynakları iyi incelendiğinde bu kaynakların coğrafi olarak oldukça zor bölgelerde olduğunu görüyoruz. Örneğin; bir rüzgar enerjisi santrali için yüksek tepelerde yer almanız lazım. Hidroelektrik santrali kurmak için bir vadide, debisi yüksek bir nehir etrafında şantiye kurmanız gerekiyor. Dolayısıyla coğrafi konular bizim için en büyük problemi oluşturuyor. Bir başka önemli problem ise ülkemizdeki yolların, köprülerin ve üst geçitlerin şartları. Bunlar zamanında yapılırken ne yazık ki ülkemizde ilerleyen yıllarda önemli projelerin olabileceği ve çok ağır, çok yüksek ya da çok geniş ürünlerin taşınabileceği kestirilememiş. Bunların da zorluklarını yaşıyoruz. Bu noktada biz öncelikle ürün ile ilgili olarak hemen bir fizibilite çalışması yapıyoruz. Gabari dışı olan bir ürünün geçeceği güzergahları belirliyoruz, buradaki ekibimiz titizlikle geçeceği yollardaki köprü, tünel, üst geçit gibi yapıları önceden tespit ediyor ve ürün gelmeden gereken çalışmaları yapıyorlar. Tabii bunlar bizlerin hizmet anlamında buldukları çözümler ama makro anlamda çözüm üretilmesi lazım. Son yıllarda çok fazla yol yapıldı veya yenilendi. Bu yapım ve yenilenme çalışmalarının Avrupa standartlarında olması gerekiyor.”
Kaynak: Enerji