Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Ekonomi / İş Dünyası / BU KURLARLA BU KADAR ARKADAŞ

BU KURLARLA BU KADAR ARKADAŞ

BU KURLARLA BU KADAR ARKADAŞ13.07.2010

Altı aylık ihracat verilerinin ardından bir grup ihracatçı ile beraberim.

Koyu bir sohbetle muhabbetin dibine vuruyoruz.

Farklı sektörlerdeki yaklaşık 20 ihracatçı dostum zaman zaman yaptığımız muhabbetlerde bugüne kadar hiç görmediğim bir şekilde dertli.
Konu dönüp dolaşıp, 1 Temmuz günü yazdığım ‘İhracatımızın 6 Aylık Karnesi İyi Değil' başlıklı yazıma geliyor ve o yazıda değindiğim ihracatımızın artmaması nedenleri üzerine yoğunlaşıyor.

Neredeyse tamamı, "Yazdığın 15 nedenin hepsi geçerli ama iki konu var ki yüzde olarak o konular bugün için daha ağırlıklı" diyorlar.
"Nedir" diye soruyorum.
"Dolar/euro paritesindeki ani ve agresif değişim ve kurlardaki istikrarsızlık" cevabını alıyorum.
İçlerinde, hammaddesini Türk Lirası ve dolar ile alıp, ürününü euro ile satan da var, Türk Lirası ve euro ile alıp dolar ile satan da var.

Gelin görün ki ne biri ne de diğeri yaptıkları ihracattan memnun.

"Gelen ihracat bedelimizi bozdurmaktan korkuyoruz, borçlarımızı ödemek için gidip TL kredi alıyoruz ki belki o kredi vadesinde kurlar yükselir de zarar etmeyiz diye umut ediyoruz" diyenler çoğunlukta. "Talep var, fiyat veremiyoruz" diyenlerse daha da çok.

Bu memnuniyetsizliklerini "Çapraz ateş altında kaldık, çok zarar ettik" şeklinde açıklıyorlar ve "Bu kurlarla bu kadar arkadaş" diyorlar.
 
"Bu kurlarla bu kadar arkadaş!"

Sanırım bugünlerde ihracatımızın gidişatını en iyi anlatan cümle bu.

Muhabbet zaten derin ama ben kur konusuna odaklanarak daha da derinlere inmek istiyorum.

Türk ihracatçısının önünde ‘kontrolünde olmayan nedenler' yığını vardır. Bir ihracat dehası dahi olsanız kontrolünüzde olmayan, tamamen iradeniz dışında gelişen olaylar sizi günlük ihracat gailesi içerisinde bir o tarafa, bir bu tarafa savurur durur.

Kontrollerinde olmayan onlarca nedenin başında ise ‘kurlar' gelir.

Talep, maliyet, fiyat ve kâr dörtlemesinde tek söz sahibi kurdur.

İhracatçı, bu dörtlüyü harman ederek satış becerisini gösterebilmek için mevcut dalgalı kur sistemi içinde dalgalara kapılmadan kurlarla ilgili 8 faktörü iyi değerlendirerek ortak bir yol bulmak zorundadır.

Nedir bu 8 faktör?

- Müşteri ile satış görüşmesi yaptığı andaki kur.
- Hammadde alımı sırasındaki kur.
- Üretim aşamasındaki kur
- Yükleme sırasındaki kur
- Mal bedelinin geldiği andaki kur.
- Mal bedelini TL'ye çevireceği andaki kur
- Bu aşamalardaki dolar/euro paritesindeki değişimler.

Veeeee...

Yukarıdaki 7 faktörü bir araya getirerek 8'inci faktör olan hem kârlı hem de rekabetçi fiyatı yapacağı kur.

Bir de dokuzuncu faktör var ki, o da dünyadaki ve içerideki siyasi ve ekonomik olayların yukarıda değerlendirdiğim 8 ana faktörün küllisini anında şaşırtacağı ve dağıtacağı bir ortamı her an yaratabilir. Dokuzuncu faktör dediğim bu faktör de ihracatçıların iradeleri dışındadır şüphesiz.

İhracatçı işadamının bu 8 veya 9 faktörü olumlu anlamda bir araya getirebilmesi sayın bakanın dediği gibi hem sihirbaz becerisi hem de bir kumarbaz şansı gerektirir.

Oysa ihracatçı her ikisi de değildir.
 
Her millet parasının güçlü olmasını ister.

Gelin görün ki, bu güç ihracatı engellerken, ithalatı azdırmak gibi bir nedene de gebe ise şartlar değişir, kur daha da önemli bir hale gelir.

Bu durumda ihracatta rekabetçi fiyatı yakalayabilmenin yolu, milli sanayi üretimini bir kenara koyarak hammadde ve yardımcı malzeme ihtiyaçlarının ithalat ile karşılanmasından geçer. Düşen ihracata paralel, ithalat artınca dış ticaret açığı gündeme gelir, milli sanayi durur, firmalar batar, istihdam düşer.

Güçlü Türk Lirası –düşük kur–azalan ihracat-artan ithalat ve dış ticaret açığı.

İşte bu başlıklar zinciri dalgalı kur sistemini tartışılır hale getiriyor.

8 yıldır iktidarda olan ve bu sürede dalgalı kur politikasında ısrar eden hükümetin iki bakanı kurlar konusunda birbirlerine ters düşüyorlar.

Dış Ticaretten Sorumlu Bakan Zafer Çağlayan ‘düşük kur ve güçlü Türk Lirası'nın ihracatı düşürdüğünden' şikâyet ederken, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ise "Kısa vadeli dalgalanmalar nedeniyle panik yapmayın, yeni kur politikası arayışına girmenin manası yok" derken, ihracatçılar Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ı ‘kura müdahale etmemekle' suçluyorlar. İktisatçılar ise "Dalgalı kur sistemini bırakmak intihardır, dalgalı kurun alternatifi yok, kuru kontrol etmek ekonomik dinamiklere aykırı bir hareket, müdahaleci kur sistemi enflasyon ile mücadelede başarısızlık getirir ama ‘ucundan azıcık' bir müdahale de gerekir" diyorlar.

Bu deyiş ve yorumların açık meali şudur:

"Dalgalı kur politikası mevcut ekonomi politikamızın vazgeçilemez bir sistemidir. İhracatçılar, dalgalı kur dalgaları üzerinde ya usta bir sörfçü klasında sörf yapmayı öğrenecekler ya da yok olup gideceklerdir!"

Kim ne derse desin, ne yorum yaparsa yapsın, benim 20 ihracatçı dostum ile kurlar üzerine yaptığım derin muhabbetten kulağımda kalan sadece bir cümle var.

"Bu kurlarla bu kadar arkadaş!"

Kaynak: Referans
Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr