Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Ekonomi / İş Dünyası / BAKAN ÇAĞLAYAN: DEĞERLİ TL, İHRACATI ÇOK OLUMSUZ ETKİLİYOR

BAKAN ÇAĞLAYAN: DEĞERLİ TL, İHRACATI ÇOK OLUMSUZ ETKİLİYOR

BAKAN ÇAĞLAYAN: DEĞERLİ TL, İHRACATI ÇOK OLUMSUZ ETKİLİYOR08.07.2010

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, değerli Türk Lirasının ihracatı çok olumsuz etkilediğini belirterek, konuyu bir kaç gün içinde Ekonomi Koordinasyon Kurulu'na (EKK) getireceğini söyledi. Çare yollarının, tedbirlerin EKK'da tartışılması gerektiğini belirten Çağlayan, "Çeşitli görüşler var; bir kısmı dalgalı kur sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ifade ediyor, bir kısmı ihracatta dövizde bir sigorta sistemi, ihracat fonu oluşturulmasını ifade ediyor, bizim sektörler bazında neler yapabileceğimiz konusunda çalışmalarımız var. Bunların hepsinin oturulup tartışılması gerekiyor" şeklinde konuştu. Çağlayan, soru üzerine, konunun Ekonomi Koordinasyon Kurulu'na taşınmasının hükümetin ortak bir tavır belirlemesi açısından da önem taşıdığına işaret etti.

Çağlayan, değerli TL ve euro/dolar paritesindeki düşüşün ihracata etkisini değerlendirirken, bu konuda çalışma yürüttüklerini söyledi ve konuyu önümüzdeki bir kaç gün içinde EKK gündemine taşıyacağını ifade etti. Çağlayan, şunları kaydetti:

"Bu çerçevede biz yapmış olduğumuz çalışmada tek tek sektörleri ele aldık, euro/dolar paritesindeki gelişmelerin nereye götüreceğini tek tek inceledik. Yapmış olduğumuz çalışmayı, Ekonomi Koordinasyon Kuruluna, birkaç gün içinde getireceğim. Hazırlamış olduğumuz sunumu yapacağız, bunun gizlilik içeren bir çok boyutu da var; özellikle sektörlerimiz açısından. Şu anda bahsettiğim şeylerdeki sinyalleri almaya başladık. Bakın otomotiv ihracatı bu sene çok daha iyi rakamlara çıkabilecekken yerinde saymaya, patinaj yapmaya başladı. Benim işim gücüm ihracatçılarla beraber, Dış Ticaret Bakanlığı yapıyorum ve benim yapmış olduğum tespitler, elde etmiş olduğum bulgular, bana gelmiş olan rakamlar, bu konuda dış ticaret açığında artışın da olabileceği noktasında gözüküyor."
EKK'da ele alınacak çalışmanın detayları hakkında bilgi vermek istemediğini belirten Çağlayan, "Temel olarak paritenin ve değerli TL'nin yaratabileceği sorunları ortaya koyup, çözüm önerisi mi geliştirmek istiyorsunuz" sorusuna karşılık, şöyle konuştu:
"Evet, biz oturup, bu duruma nasıl bir çare bulacağımızı, onunla ilgili almamız gereken tedbirlerin ne olacağını orada tartışmalıyız. Çeşitli görüşler var; bir kısmı dalgalı kur sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ifade ediyor, bir kısmı ihracatta dövizde bir sigorta sistemi, ihracat fonu oluşturulmasını ifade ediyor, bizim sektörler bazında neler yapabileceğimiz konusunda çalışmalarımız var. Bunların hepsinin oturulup tartışılması gerekiyor."

Çağlayan, başka bir soru üzerine "Ben nereye gittiğimizi görüyorum, EKK'daki arkadaşlarla beraber görelim, en azından bu konuda bir fikir birliği yapalım. Çünkü zaman zaman farklı beyanatlar olabiliyor, farklı şeyler söz konusu olabiliyor ama bu işin mutfağında biri olarak ben bunları konuşuyorum. Bu iş dış ticaret benim işim, ithalat-ihracat benim işim. Bana verilen görev bu, bunlara baktığım zaman da ben ne olduğunu, ne olacağını aşağı yukarı kestirebiliyorum. Haziran ayında yapmış olduğumuz Avro bazındaki ihracatı, Ocak paritesi ile yapmış olsaydık, ihracatımız 769 milyon dolar daha fazla çıkacaktı. 769 milyon dolar sadece pariteden dolayı ihracatımız eksik gözüküyor" şeklinde konuştu. Çağlayan, başka bir soruyu yanıtlarken de EKK'da Devlet Bakanı Ali Babacan'a, konunun, Merkez Bankası, TİM gibi tüm taraflarla tartışılması gerektiği yönündeki görüşünü ileteceğini söyledi.
        
"Dış ticaret benim işim"
"Siz uzun süredir değerli TL konusunda eleştirilerinizi dile getiriyorsunuz. Ancak kabinedeki farklı bakanların bu konuda farklı görüşleri de gündeme geliyor. EKK gündemine getirmenizde hükümetin ortak bir tavır takınmasını mı amaçlıyorsunuz?" sorusuna karşılık, şu yanıtını verdi:

"Evet, yani şöyle söyleyeyim; farklı farklı beyanatlar söz konusu oluyor. Aramızda sanki böyle gazetelere bakıyorum çatışma varmış gibi gözüküyor. Tabii bu konuda tekrar söylüyorum, bu iş benim işim, dış ticaret işi benim işim. Ben bu konuda EKK'daki sunumu yaptıktan sonra diğer bakan arkadaşlarımın düşüncelerini orada kendilerinden duyma imkanına sahip olacağım. Yoksa ben oradan buradan duyma haberlerle, bilgilerle hareket etmem. Doğrusu da zaten biraya geldiğimizde konuşmaktır. Bunun da yolunu birlikte tespit etmektir. Dış ticaret Sayın Babacan'ı ilgilendirir mesuliyetinden dolayı, Sanayi Bakanını, Maliye Bakanını, DPT'den sorumlu devlet bakanımızı ilgilendirir ve Çalışma Bakanlığı başta olmak üzere bir çok bakanlığı ilgilendirir. Ben Türkiye'nin lokomotifi, büyümenin motoru olan bir sistemden bahsediyorum. Onun için istiyorum ki bunları EKK'da oturalım, konuşalım. Aramızda bir böyle fikir ayrılığı varmış gibi görüntü olmaması gerekiyor. Onun için bu konuda oturup EKK'da, elimizdeki verilerle, gelmiş olduğumuz noktalarla beraber değerlendirip, orada beraber konuşalım ve ona göre doğru adım neyse, yapmamız gereken neyse bu konuda doğrusunu yapalım."

Çağlayan, euro/dolar paritesindeki durumun küresel ekonomik konjonktürden kaynaklandığını, kendilerinin yapabileceği bir şey bulunmadığına vurgu yaparak, gerçekleştirebilecekleri çalışmalara ilişkin şunları söyledi:

"Bizim birincisi TL'nin değerlenmesi konusunda almamız gereken tedbirler var, ihracata ve yeni pazarlara ihracat desteklerinin daha fazla artırılması gereken bir dönemdeyiz. EKK'ya bunu da getireceğiz. Şu anda yeni ihracatçılar, yeni KOBİ'ler, pazarlara açılmalar, bunların hepsinin tabii belli bir maliyeti var. Bu konuda ihracata verilen devlet desteklerinin daha fazla artırılması söz konusu. Bir de hangi sektörlerimizde sıkıntılar var, sektörel bazda bu sıkıntıları nasıl aşabiliriz. Bunları palyatif değil, bir aspirin tedavisi şeklinde değil, evet kısa vadede bu olacaktır, ama orta ve uzun vadede önümüze bir yol haritası koyarak ne yapmamız gerektiğimizi ortaya koyacağız. Biz devlet desteklerini de mu minval üzerine kurmak mecburiyetindeyiz."

Değerli TL ve euro/dolar paritesi nedeniyle en fazla sıkıntı yaşanabilecek sektörlerin sorulması üzerine de Çağlayan, otomotiv, beyaz eşya, tekstil-hazır giyim sektörlerinde sıkıntı görülebileceğini kaydetti. Çağlayan, "Bunlarda yaşanacak olan sıkıntı şu; olması gereken rakamları yakalayamayacaklar, gerçek performansı ortaya koyamayacaklar. Bu sektörlerde çok ciddi sıkıntılar yaşanacak asla söylemiyorum, buna rağmen ihracat hedefimizin artacak olması, bunun göstergesi" dedi.
        
İhracat, 53,5 değil, 55 milyar doları buldu
Çağlayan, yılın ilk yarısına ilişkin ihracat rakamlarını değerlendirirken de TİM'in verilerine altın, mücevherat, uçak ve gemilere verilen akaryakıt, kumanya gibi alanların dahil edilmediğini, bu nedenle rakamın 53,5 milyar dolarda kaldığını söyledi. TÜİK'in takip eden ay net ihracat rakamını açıkladığını, buna göre TÜİK'in 5 aylık net ihracat rakamı ve TİM'in Haziran verisi toplandığında ihracatın 54,7 milyar doları bulduğunu anlatan Çağlayan, her türlü olumsuzluğa  rağmen ihracatın artığını, Orta Vadeli Program'da yer alan 107,5 milyar dolarlık yıl sonu hedefinin "rahatlıkla aşılacağının" görüldüğünü söyledi.
"Çok taze bir şeydir, Temmuz'da 2 günlük ihracatımızda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30'luk bir artış var" diyen Çağlayan, 2009'daki düşüşün yol açtığı baz etkisine dikkat çekildiğinde, "Mutlaka. Ama baz etkisinden arındırdığımız zaman dahi ihracatımızda ciddi bir artış olduğu görülüyor ve bu, son derece önemli. Sanayi ihracatımız 1 ocak-2 Temmuz döneminde yüzde 20,3 arttı" şeklinde konuştu.

Dolardaki yükseliş ve avrodaki düşüşün, avro-dolar paritesini aşağıya çektiğini, bunun da ihracat rakamlarını düşük gösterdiğini anlatan Çağlayan, Kasım 2009'da 1,49 olan paritenin, Mayıs'ta 1,31, Haziran başında da 1,19'a kadar düştüğüne işaret etti. Çağlayan, şunları kaydetti:

"Dış ticaret verilerinin dolar bazında açıklanıyor. Biz yılbaşında 1 milyar euro ihracatımız karşılığında, 1 milyar 490 milyon dolar yazıyorduk. Haziran'da ise aynı 1 milyar euro ihracatımız karşılığında 1 milyar 190 milyon dolar ihracat karşılığı yazıyoruz. Bu, rakamlarda suni bir düşüşe işaret ediyor. Türkiye, Haziran 2010'daki ihracatı, Ocak'taki pariteyle yapmış olsaydı Türkiye'nin ihracatı, TİM kayıtlarına göre, 9 milyar 175 milyon dolar değil, 10 milyar dolar olacaktı."

2009'da ihracatın yüzde 48'inin euro, yüzde 46'sının dolar ve ithalatın yüzde 35'i avro, yüzde 60'ının dolar cinsinden yapıldığını belirterek, doların ithalattaki ağırlığına dikkati çekti. Otomotiv, beyaz eşya, hazır giyim gibi Avrupa'ya ihracat yapan sektörlerin, üretim için gereken "ara malı"nı büyük ölçüde ithal ettiğini, dolardaki yükselişle de bu noktada maliyetin arttığını anlatan Çağlayan, "Hammadeyi dolar cinsinden ithal ederken, ihracatını büyük ölçüde Avrupa'ya  euro olarak yapıyor. İthalatını dolar ile yapıyor maliyeti pahalı, ihracatını euro ile yapıyor getirisi düşük. Bu durum, söz konusu sektörlere ciddi sıkıntı getiriyor" dedi.

Euro'nun değerindeki düşüşün de Avrupalı üreticinin işine yarayacağını, mallarını daha rahat satabileceklerini kaydeden Çağlayan, euro bazında ihracat azalırken, ithalatta artış meydana geleceğini söyledi. Bunun dış ticaret açığını artıracağına da dikkati çeken Çağlayan, "Bu konuda ABD'nin yıllardır, Çin'in ihracatının azalması, ithalatının artması için yuanın değerlenmesi konusunda yapmış olduğu baskıyı, biz kendi kendimize yaptık ve Türk Lirasının bu kadar aşırı değerlenmesi, dolar karşısında 8 yıldır devam ediyor, euro karşısında da son 6 aydır özellikle başladı. Bir taraftan ihracatımız azalırken bir taraftan ithalatımız artacak" şeklinde konuştu.
Kaynak: Referans
Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr