Yabancı e-ticaret sitelerinden yapılan 150 Euro’dan ucuz alışverişlerde, gümrük vergisi alınmıyor. Bunu bilen bazı siteler, siparişlerini ikiye bölerek Türkiye’ye ulaştırıyor. Bu yüzden hem devlet vergi kaybediyor, hem de firmalar haksız rekabet yaşıyor. Gümrükler, risk analizi projesi ile soruna kalıcı çözüm arayışında.
DÜZENLEME YAPILMASI ŞART
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın Google’ın milyonlarca dolarlık reklam kazancına karşın Türkiye’de vergi ödememesine verdiği sert tepki ile başlayan tartışma, internette diğer haksız rekabet sorunlarını da gündeme getirdi. İnternet ticarette de yaygınlık kazanırken, yapılan bu ve benzeri haksız fiiller firmalar arasında haksız rekabete neden olurken, devlete de yüksek miktarlarda vergi kayıplarına yol açabiliyor.
SİPARİŞİ BÖLEREK GETİRİYORLAR
Kozmetik sektöründe faaliyet gösteren İTO Meclis Üyesi Murat Erkul’un Haziran ayı meclis toplantısında verdiği örnek, birçok sektörü etkileyen sorunu gözler önüne serdi. Şöyle ki; yurtdışı merkezli alışveriş sitelerinden yapılan 150 Euro’nun altındaki hediye alışverişlerinde, bazı istisnai durumlar dışında gümrük vergisi alınmıyor. Bunu bilen bazı siteler kârlarını maksimize etmek amacıyla, siparişlerini ikiye bölerek Türkiye’ye getiriyorlar.
TÜM SEKTÖRLERİ ETKİLİYOR
Bu sitelerin bununla yetinmeyip mevcut faturaları da olması gerekenin 10’da 1’ine düşürdükleri yönünde çok sayıda iddia bulunuyor. Örneğin piyasa değeri 1000 dolar civarında olan bir bilgisayar, faturada 97 dolar olarak gösterilebiliyor. Mevzuattaki boşluklardan yararlanan bazı firmalar kozmetikteki yüzde 18 KDV ve yüzde 20 ÖTV’yi de ödemiyorlar. Sadece kozmetik değil, ilaç, tekstil sektörleri de bu sıkıntıyı yaşıyor.
FEDAİ YILDIRIM
Gümrükler: Risk analizine geçilecek
İstanbul Gümrükler Başmüdürlüğü yetkilileri, nihai tüketicileri bu yöntemi kullanan kişileri Alo 136 Gümrük Muhafaza Kaçak İhbar Hattı’na bildirmeye çağırdı. İnternetten hızlı gönderilerde yapılan bu kaçakçılık yöntemiyle ilgili mücadelelerinin sürdüğünü belirten gümrük yetkilileri, şu bilgiyi verdi: “Bu tür yöntemlerle mücadele için yoğun bir çalışmamız ve önemli tespitlerimiz var. Gerekli tüm adli işlemler de yapılmaktadır. Risk analizi uygulamasına geçildiğinde, engelleme yönünde başarı şansı şüphesiz artacaktır. Çünkü şu anda ya kolilerin tümünü açmamız gerekiyor ya da yine sondaj usulü kontrol yapıp, gelen ihbarları değerlendirmek durumundayız. Risk analizinde ister eşya grupları, ister gönderici, isterse de ülke ve tüketici bazında inceleme yapılacak. Çünkü bir kişi 15 sipariş verebiliyor. Manuel kontrol yerine bilgisayar ortamında takip, denetimin etkisini artıracaktır. Ama şu anda tüm ürünlerin kutusunu açarsak, oluşacak gecikme, hem hızlı gönderiye aykırı olur, hem de bir ürünün girişini engelleyelim derken, bir üretimin tesisini de durdurmuş olabiliriz.”
Ürünün alıcıları ve satıcıları bir nevi kaçakçılık yapıyor
İstanbul Ticaret Odası (İTO) 41 No’lu Kozmetik Meslek Komitesi ve Meclis Üyesi Murat Erkul, haksız rekabet ve vergi kaybı iddialarını şöyle anlattı:
“Kozmetik sektörüne mensup olduğum için kendi sektörümden örnek vermek istiyorum. Sadece bizim sektörümüzle ilgili değil tabi, tüm sektörleri ilgilendiren bir konu aslında. Türkiye’ye, sadece kozmetik sektöründe yılda 100 milyon dolar civarında ürün girişi gerçekleşiyor. Bu ürünlerden ülkeye girişte yüzde 40 gümrük vergisi alınması gerekirken, faturada küçük bir değişiklik yapılıyor ve devletin gümrük vergisi alması engelleniyor. Zaten kozmetik ve ilaç satın alırken, ürünler Sağlık Bakanlığı onaylı olmalı. Yurtdışından bu ürünleri getiriyorsanız Bakanlığın denetiminden geçmeli ama internet üzerinden yapılan satışlar Bakanlığın denetimine tabi tutulamıyor. Yurtdışından getirilen bir ürün eğer 150 Euro’nun üzerinde ise yüzde 18’i KDV, yüzde 20’si de ÖTV olmak üzere yaklaşık yüzde 40’lık bir vergiye tabi tutulması gerekiyor. Ancak, alışverişlerde ürünün faturası 150 Euro’nun altında gösterildiği için gümrükte herhangi bir vergiye tabi tutulamıyor. Bu tamamen bilinçli yapılıyor. Devlet de faturanın 150 Euro’nun altında gösterilmesi nedeniyle milyonlarca dolar vergi kaybına uğrayabiliyor. Ayrıca, ürünün alıcıları ve satıcıları da bir nevi kaçakçılık yapmış oluyor. Şu an internet üzerinden istediğiniz tüm ürünleri adresinize teslim satın alabiliyorsunuz. Yeter ki, faturayı düşük gösterin. Yine çok yakından tanık olduğum bir alışverişte piyasa değeri bin 500 dolar olan bir ürün faturada 86 dolar olarak gösteriliyor.”
Gümrük müşavirleri ne diyor?
İTO Gümrük Müşavirleri Meslek Komitesi Meclis Üyeleri Esen Yağcı ve Bülent Onaran, yetki kapsamında ve dışında kalan gönderilerin mevzuata uygun olarak ülkeye girişinin sağlanmasında azami dikkatin gösterilmesi gerektiğini belirtti. Yağcı ve Onaran, şunları söyledi: “Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı’nın 28 Ocak 2010 tarihli Gümrük Genel Tebliği ile hızlı kargo taşımacılığı yapan şirketlere Gümrük Kanunu’nun 225. maddesinde dolaylı temsil yetkisi tanınıyor. Böylelikle gümrük beyanı dahil tüm gümrük işlemlerinin, hızlı kargo acenteleri tarafından dolaylı temsil yoluyla takip edilip sonuçlandırılmasına imkan sağlandı. Bu tebliğle yürürlüğe giren yeni uygulamalarla hızlı kargo taşımacılığı yapan firmaların taşıdığı gönderiler 4 şekilde tasnif ediliyor. Dokümanlar, bir kişiden diğer bir kişiye gönderilen kişisel yazılı mesaj, kartpostal ile herhangi bir ticari değer taşımayan basılı materyal, 2009/15481 sayılı kararın 45. maddesinde yer alan, değeri 150 Euro’yu geçmeyen ticari mahiyet arz etmeyen eşyalar, yetki kapsamında beyan edilecek eşya, bir kişiden diğer bir kişiye gönderilen içerisinde ticari veya gayri ticari nitelikte eşya bulunan paket, koli, poşet vb. yetki kapsamı dışında kalan gönderiler.
Yetki kapsamında ve dışında kalan gönderilerin gümrük ve dış ticaret mevzuatına uygun olarak ülkeye girişinin sağlanmasında azami dikkatin gösterilmesi gerekiyor.
Çünkü ulusal mevzuatımız, kıymet ve menşe bilgilerinin doğruluğu üzerine kurulu. Ayrıca uluslararası anlaşmalarla da ülkemize bu konuda çok fazla sorumluluk ve yaptırım yüklenmiştir. Zaman zaman hızlı kargo gönderlerinin içerisinde, ticari nitelikteki eşyaların da bulunduğu müşahede edilmektedir. Bu tür eşyaların ülkeye girişi ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak tüm gerekli izin, onay ve belgelerin (Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı kontrol belgeleri, Türk Telekom izin belgeleri, TSE onay belgesi gibi) bir araya getirilmesiyle mümkün olduğundan hızlı kargo gönderilerinde bu hususların dikkate alınması çok yararlı olur.
Yeni düzenlemeyle hızlı kargo acenteliği yapan firmaların, hızlı kargo gönderilerinin tasnif ve beyanlarını yaparken azami dikkati göstermeleri zorunluluk halini almıştır. Mesleki açıdan değerlendirdiğimizde, bu operatörlerin yetkilerini kullanırken ve beyanda bulunurken ilgili gümrük idarelerine vekaletname ibraz etmemeleri çelişki yaratmaktadır. Bu da 100 yıllık meslek grubu olan gümrük müşavirleri açısından haksız rekabet yaratmaktadır.”
1 Ocak 2011’de yeni uygulama başlıyor
İTO Taşımacılık ve Lojistik Hizmetler Meslek Komitesi Meclis Üyesi Kamil Turgut Erkeskin, emniyet ve güvenlik önlemlerine yönelik yapılan yeniliklerin, özellikle lojistik hizmet üreticileri için bir takım yeni uygulamalar getirdiğini söyledi. Erkeskin, 1 Ocak 2011’de başlaması beklenen uygulama ile tüm taşıma tiplerinde, malların Türk gümrüklerine varmasından önce beyanının sözkonusu olacağını ve risk analizine tabi tutulacağını söyledi. Erkeskin, “Özellikle denizyolu ile yapılacak konteyner taşımalarında mallar, yurt dışı yükleme limanında gemiye yüklenmeden en az 24 saat önce Türk gümrüğüne bildirimde bulunulacak ve ancak alınacak onaydan sonra yükleme yapılabilecek. Bu bildirimler de, taşıma işini üstlenen taşımacılık firmaları tarafından yapılacak. Bu yeni uygulamanın başarı ile yürütülebilmesi için, ilgili gümrük birimleri ile çalışmalar yapılıyor” dedi. Kamil Turgut Erkeskin, şunları söyledi: “4458 sayılı gümrük kanunu, 18 Haziran 2009 tarihli ve 5911 sayılı kanun ile değişikliğe uğradı. 5911 sayılı kanun ile gümrük kanununa 10 yeni madde eklendi, 23 madde yeniden yazıldı ve yaklaşık 120 maddede değişiklikler yapıldı. Bu değişikliklerle; gümrük idaresinin muhataplarının işlemlerinin kolaylaştırılması, hızlandırılması, maliyetlerinin düşürülmesi; ekonomimizin rekabet gücünün artırılması; uygulama problemlerinin düzeltilmesi amaçlanıyor. Kanundaki değişikliklerle uyumlu olarak yönetmelikte de bir takım yenilikler yapıldı.
AB tarafından uygulamaya konulan gümrük güvenlik programı kapsamında 648/2005 sayılı konsey tüzüğü kabul edildi ve 4 Mayıs 2005 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Bu tüzük ile yapılan değişiklikler üç önemli başlık altında toplanıyor. Güvenilir ticaret erbabına bir dizi kolaylık sağlayan yetkilendirilmiş yükümlü uygulaması, topluluk üyesi tüm ülkeler için yeknesak hale getirilmiş bilgisayar tabanlı risk analizi sistemi, varış ve kalkış öncesi beyan zorunluluğu.”
Cezalar artırılmalı
Bilgisayar, Yazılım ve Büro Makinaları Meslek Komitesi Meclis Üyesi Zafer İpekçi, yabancı sitelerden yapılan alışverişlerde vergi sorunuyla ilgili yaptığı açıklamada şöyle konuştu: “Genel olarak Türkiye’deki kurallar ile bu kuralların uygulanmamasından kaynaklı cezalar, çok yüksek olmalı. Bir ürünün yurtdışından alınabileceği en düşük fiyat bellidir zaten, 450 dolardır mesela. Herhangi bir firma, bu fiyatların rayiç fiyatların altında ithal ediyorsa, ciddi bir ceza almalı. Özellikle bilişim sektöründe ürünler çok hızlı değişiyor. Bununla ilgili bir kontrol mekanizması kurulması mümkün değil. Sürekli ürünler kontrol edilmeli ve güncellenmeli. Tek çözüm, cezaların artırılması. O zaman düşük fiyatlı fatura gösterilemez. Bilişim sektöründe ÖTV yok, bu olmamasına rağmen neden düşük fiyatla yurtiçine sokuyorlar, anlayamıyorum. Sanırım KDV ödememek için olabilir. Bir mantık da yok bence.”
Bu, tüccarımızın ve gençlerimizin yapacağı ticareti, emeği kaçırmaktır
Kozmetik Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi Turhan Şahinoğlu ise internette yurtdışından Türkiye’ye yapılan satışların, tüm sektörleri ilgilendirdiğini söyledi. Şahinoğlu, “Acilen tüm yetkililerin önlem alması gerekiyor. Çünkü milyonlarca dolar her gün internet üzerinden yurtdışından bu siteler aracılığıyla kaçırılıyor; yani vergi, döviz kaçırılıyor. Bu tüccarımızın ve gençlerimizin yapacağı ticareti, emeği kaçırmaktır. Artık buna karşı bir mücadele başlatılmalı” dedi. Bugün pek çok kişinin kozmetik ürünlerini internetten aldığını belirten Şahinoğlu, “Haksız bir rekabet de doğuyor. Yüzde 40 vergi ödemeyen bir e ticaret sitesi ile şirketlerin rekabet edebilmesi mümkün değil. Bazı sitelerin kapanmasında acil önlem alan ilgililer, bu konu hakkında da çok daha acil önlem almalı. Gerekli müracaatları yaptık ama yeterli düzeyde feryadımızı duymuyor” dedi. Turhan Şahinoğlu şunları söyledi: “Türkiye’de yasal yollarda ticaret yapana lafımız yok. Ancak yurtdışında herhangi bir şekilde kurulup, çok daha avantajlarla kapınıza kadar gönderilen satış söz konusuysa tüccarın anlamı kalmıyor. Bu siteler, ahlaki değerleri için denetlenen siteler kadar önemli bir sorundur. Vahşice, ezerek büyüyen bir yapı söz konusu. Asıl önemli olan konu; maalesef biz bu tarzdaki internet sitelerinin varolan ticari hacimlerini ölçemiyoruz. Ama tahminimize göre kendi sektörümüzde yıllık 100 milyon dolar ticaret söz konusu."
Kaynak: İTO