Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türk milletinin yönünün son bin yıldır Batıya dönük olduğunu, ancak Batıya doğru ilerlerken doğu, kuzey ve güneyi ihmal etmek zorunda olmadığını söyledi.
Bağış, İktisadi Kalkınma Vakfı’nın (İKV) Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ekseninin kaydığını iddia edenlere rakamlarla cevap vermek gerektiğine inandığını söyledi. Türkiye’nin Orta Doğu ülkelerine son 8 yılda yaptığı toplam yatırımın 690 milyon dolar olduğunu belirten Bağış, ABD’nin aynı dönemde aynı ülkelere yaptığı yatırımın 30 milyar doları aştığını, bu ülkelerin son 8 yılda Türkiye’deki yatırımlarının yaklaşık 7 milyar dolar olduğunu, ABD’ye yaptıkları yatırımın ise neredeyse 20 milyar dolara yaklaştığını bildirdi. Bağış, aynı rakamların AB üyesi ülkeler için de geçerli olduğunu dile getirdi.
22 ÜLKEYLE VİZE KALKTI
Bakan Bağış, vizeler konusunda da son 8 yılda Türkiye’nin 22 ülkeyle vizeleri kaldırdığını anımsatarak, Türkiye’nin AB ülkeleriyle de vizeleri kaldırması gerektiğini kaydetti.
Bu konuda çok yoğun çaba içinde olduklarını anlatan Bağış, şunları söyledi: “Biz AB’nin bize sağlayacağı vize kolaylığını kabul etmiyoruz. Biz vize muafiyeti istiyoruz. İlk aşamada komisyon üye ülkelerden yetki almadan tamamen kendi iradesiyle vize kolaylığı sağlamak istiyorsa buyursun sağlasın. Ama biz komisyonunu üye ülkelerden herhangi bir konuda talimat alma yönüne gidecekse o vize muafiyeti müzakerelerini başlatmak için olmalıdır diyoruz.”
İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu da, AB müzakere sürecinde yaşanan tıkanıklığa işaret etti. Kabaalioğlu, Türkiye’de reform sürecinin yavaşladığından şikayet edildiğinde, gerekçe olarak AB’nin müzakere başlıklarını askıya alması gösterilirken, AB’nin de Türkiye’nin reformları yavaşlattığını vurguladığını belirtti. Kabaalioğlu, “Karşılıklı olarak ‘topu karşı sahaya atma’ eğilimi var. Müzakerelerdeki bu duraklamanın giderilmesini temenni etmekteyiz” dedi.
Kabaalioğlu, Türkiye’nin AB üyeliğinin, AB için önemine de dikkati çekerek, “Türkiyesiz bir AB hem çok önemli işbirliği imkanlarını kaybetmiş olacak hem de içine kapalı, çeşitliliği reddeden global dünyanın değişim ve yeniliklerine kuşkuyla bakan bir ülkeler grubu görüntüsü vererek olumsuz bir imaj çizecek” dedi.
Kaynak: İTO