Köklü bir tarihe sahip olan Türkiye-Çin ilişkilerinin aramızdaki coğrafi uzaklığa rağmen son dönemde bir ivme kazandığı muhakkaktır. Malumunuz olduğu üzere, Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah GÜL’ün 24-29 Haziran 2009 tarihlerinde Çin Halk Cumhuriyeti’ne gerçekleştirdiği ziyaret Türkiye-Çin ilişkileri açısından bir dönüm noktası olmuştur. Çin müteahhitlik firmaları ve ulaştırma yetkilileri tarafından son dönemde ülkemize gerçekleşen ziyaretleri göz önünde bulundurduğumuzda, Sayın Cumhurbaşkanımızın ziyaretinin ulaştırma alanına yansımalarının yadsınamaz olduğunu söyleyebiliriz.
Son olarak Çin Demiryolları Bakanı Sayın Liu ZHIJUN 21-23 Mayıs tarihleri arasında ülkemizi ve Bakanlığımızı ziyaret etmiştir. Ben de Haziran ayı içerisinde Çin Ulaştırma Bakanı Sayın Li SHENGLIN’in davetine icabetle kalabalık bir ulaştırma ve haberleşme heyeti ile birlikte Çin’i ziyaret etmeyi öngörmekteyim.
2010 yılı milat olacak
2010’un ilk yarısını tamamlamak üzere olduğumuz bugünlerde 2010 yılının Türkiye-Çin ilişkilerinde milat olacağını söylemenin abartı olmayacağını düşünüyorum. Bakanlığım yetki alanına giren konularda demiryollarından haberleşmeye, karayolları altyapı yatırımlarından denizcilik alanına kadar Çin ile ilişkilerimizi güçlendirmemiz gerektiğine inanıyorum.
Bilindiği üzere, İstanbul-Ankara hızlı tren projesinin Eskişehir-İstanbul ayağında gerçekleştirdiğimiz işbirliği ikili ilişkilerimizdeki en güzel örneklerden birisi olmuştur. Türkiye açısından büyük öneme haiz bir diğer proje olan Ankara-Sivas Demiryolu Projesi’nin Yerköy-Yozgat-Sivas hattının Altyapı İnşaatı Yapım işi Çinli “China Major Bridge Engineering” şirketinin de içinde bulunduğu konsorsiyuma verilmiş olup bu hatta da çalışmalar devam etmektedir.
Ayrıca, “Yeni İpek Yolu Projesi” çerçevesinde Türkiye ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında demiryolu taşımacılığının başlatılması noktasında Asya ile Avrupa arasındaki demiryolu koridorlarının gelişimine yön vermesi açısından İstanbul-Almatı konteynır treninin Urumçi’ye uzatılması konusuna çok önem veriyoruz. Çin Halk Cumhuriyeti ve Orta Asya menşeli yüklerin Akdeniz’e iletilmesi noktasında en kısa yol Mersin üzerindendir. Bu bağlamda, EİT çerçevesinde sürdürdüğümüz çalışmalara Çin’in de dâhil olması bizler için
önemlidir.
İpek Yolu dünya sahnesine tekrar çıkıyor
Çin’den başlayarak Anadolu ve Akdeniz üzerinden Avrupa’ya kadar uzanan dünyaca ünlü İpek Yolu’nun canlanması ile Türkiye ve Çin’in birbirine daha sıkı bağlanacağını düşünüyorum. 17.yüzyılın başından itibaren önemini yitiren ve İstanbul’dan Çin’in eski başkenti Şian’a uzanan İpek Yolu ulaşım ve enerji alanındaki yeni projeler ile dünya sahnesine tekrar çıkıyor diyebiliriz.
Demiryolu alanında son olarak, Mekke-Medine arasına yapılacak 450 km’lik hızlı tren hattında gerçekleştireceğimiz işbirliğinin Türkiye-Çin ilişkileri açısından hayırlı olacağına inanıyorum. Sadece demiryolları alanında değil önümüzdeki dönem gerçekleştirmeyi öngördüğümüz otoyol projelerinde de Çinli yatırımcılarla işbirliği yapabileceğimizi düşünüyorum.
3. köprü inşası ihalesine Çinli firmaları bekliyoruz
Bakanlık olarak 2023 vizyonu çerçevesinde karayolları alanında 12 otoyol projesinin tamamlanmasını planlıyoruz. Bu projelerden bir tanesi olan Kuzey Marmara Otoyolu kapsamında 3. Boğaz Köprüsünü inşa etmeyi öngörmekteyiz. Bu projeye Çinli firmaların alakası konusunda haberdarız. Yakında açacağımız ihaleye Çin’den birkaç firmanın katılmasını bekliyoruz.
Sadece ulaştırma altyapı yatırımları alanında değil haberleşme alanında da Çin ile ilişkilerimizdeki artan ivme gözle görülür boyuttadır. Yeni nesil telekomünikasyon hizmetleri sunan ve Çin’in dev firmalarından olan Huawai benim de katıldığım bir törenle Türkiye Ar-Ge merkezini bu senenin başında açtı. Bu yatırımın sadece sağlayacağı istihdam açısından değil gelecek nesil Telekom teknolojileri alanındaki deneyim ve uzmanlığın ülkemize aktarılması açısından da çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Çin’e kayıtsız kalamayız
Çin ile Türkiye arasındaki çok eski zamanlara dayanan dostluk, 2000 yıl önce İpek Yolu aracılığıyla gerçekleşen kültürel ve ticari ilişkilerle başlamıştı. Bugün ülkelerimiz arasındaki karayolu ve demiryolu bağlantısını güçlendirerek İpek Yolu’nu yeniden canlandırabileceğimizi düşünüyorum. Dünyanın ikinci büyük ekonomik gücü konumuna yükselen Çin’e karşı kayıtsız kalamayız ve Ulaştırma Bakanlığı olarak ilişkilerimizi derinleştirme çabalarımızı sürdüreceğiz.
Kaynak: UTA