Asya’nın Akdenize bir at başı gibi uzandığı güzel ülkemiz. Deniz kıyılarımızın uzunluğu 8.300 km ‘den fazla. Bu uzunluk kara sınırlarımızın uzunluğundan 2 kat daha fazla. Deniz kıyılarımızın uzunluğu 10.000 km’yi yeni aşmış, demir yollarımızın uzunluğundan biraz daha az. Bu kadar uzun kıyımızda yurt içi deniz taşıması nerdeyse yapmıyoruz. 250 den fazla iskele, rıhtım, liman olmasına rağmen denizlerimiz üzerinde programlı taşıma sistemini henüz kuramadık. Yurt içi yük taşımamızın ton-km olarak hala % 92 sine yakın oranı kara yollarımızda taşınıyor. Demir yollarımız ise atağa geçti ancak başlangıç tonajları o kadar küçükki; olması gereken tonajlara ulaşması için mucizeler gerekmekte.
Demiryolu alt yapımız iyileştiriliyor. Yeni elektrikli hatlar, hızlı trenler, yeni sinyalizasyon çalışmaları, biraz daha TBMM’inde beklerse yeniliği kalmayacak olan “Yeni Demiryolu Taşıması Kanunumuz”, TCDD tarafından projelendirilen; birkaç tanesi tamamlanan lojistik köyler veya doğru tanımı ile demiryolu aktarma merkezleri. Yurt içinde arzu ettiğimiz potansiyele zaman içinde ulaşacağız. Bu günlerde % 3 civarında olan demiryolu taşıma kapasitemiz, gelecek 15 yıl içinde % 10’lara çıkabilecektir. Bu vizyon demiryolu taşıma kapasitesinin yaklaşık 10 kat artması demektir.
Demiryolu taşıması sadece ulusal taşıma ağımızda değil; uluslararası taşımamızda, hatta ülkemizden transit geçen uluslararası taşımada da önemli bir taşıma şekli olmaktadır. Bundan dolayı Karadeniz’i Akdeniz’ üzerinden Dünya’ya bağlayacak olan taşıma koridorunun artık devreye girmesi şarttır. 27 Mayıs Perşembe günü Samsun’da Ticaret ve Sanayi Odası ile Avrupa İşletmeler Ağı - Karadeniz Konsorsiyumu tarafından düzenlenen “Samsun Lojistik Kongresine” katıldım. 4 Yıldır heyecanla ama ağır hızda, istekle ama plansız, yöneticilerin çok istediği ancak kamu oyunun haberi olmayan “Samsun Lojistik Üs Olacaktır” projesinde Dünyada, AB’de, Ülkemizde lojistik stratejileri anlattım ve Samsun’da da yapılması gerekenlerden bahsettim.
Seviniyorum katılım az sayıda da olsa katılanların ilgisi büyüktü. Bir ateş yanmış durumda henüz etrafını aydınlatmasa da ateşi körükleyecek kişiler var artık. İlave yakıt da geliyor. Daha önceki yıllarda düzenlenen konferanslarda tanıdığım Samsun Valimiz Sayın Hasan Güzeloğlu’nun Mersinde görev yapacağını ve 3 yıldır emek verdiğimiz Mersin Lojistik Köyü projemizin devamını sağlayacağını görüyorum. Konuyu bilen bir üst yöneticinin Mersin projesine büyük katkısı olacaktır. Bunun dışında Samsun’un şansı, ateşin yakıtı, 3 yıldır şahsen tanıma mutluluğuna erdiğim, birlikte çalıştığım Mersin Valisi Sayın Hüseyin Aksoy’un da Samsun’a atanmasıdır. Mersinde yaratılan mucizenin Samsun’da da tekrarlanması değişimidir bu karar. Doğrudur. Her iki sayın valimiz de yeni illerine hoş geldiler.
Mersin Samsun kombine taşıma hattını, Samsun’daki demiryolu bağlantısıyla, Samsun Lojistik Köyü ile, Samsun Demiryolu Aktarma İstasyonu ile yeni özelleşen ve devri yapılan Samsun limanı ile başlatmaya hazırız artık. Mersin ayağı hazırlanıyor zaten. Karadeniz’i Dünya’ya bağlayacak, Dünyayı Karadeniz’e taşıyacak hattın taşları yerine oturuyor. Tek beklentimiz hızlı olması. Komşularımızın başka projeleri ile geride kalınmaması. Bu bir yarış artık. Su ilk bulduğu kanaldan akacaktır.
Kaynak: Dünya