Arkas Holding 650 milyon Euro değerinde olduğu tahmin edilen filosuyla Türkiye'nin en büyük dünyanın da ilk 50'sinde yer alan bir filoya sahip.
Arkas Holding 650 milyon Euro değerinde olduğu tahmin edilen filosuyla Türkiye'nin en büyük dünyanın da ilk 50'sinde yer alan bir filoya sahip.
Bernard Arkas, "Her zaman liman için fırsatlara bakarız. Yeter ki sağlıklı olsun." dedi. Bugüne kadar İskenderun Limanı, İzmir Limanı gibi ihalelerde adı geçen Arkas'ın bir özelliği de tüm bu ihalelerde aradığını bulamamış olması. İzmir liman ihalesine soyunup devletin "ben yapacağım" demesiyle durmak zorunda kalan, İskenderun'daki liman ihalesinde de girip kazanmış olmasına rağmen ihalenin iptaliyle vazgeçme yoluna giden Arkas'ın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bernard Arkas, "Galataport'a talip olur musunuz?" sorusuna
"Bugüne kadar hiçbir ihaleden bir hayır görmedik. Ne olduysa sıfırdan kendi yarattığımız şeylerden oldu" diye cevap verdi.
Son olarak İzmir'deki liman ihalesi için uğraştıklarını anlatan Bernard Arkas şöyle devam etti:
"İzmir Limanı için uğraştık ama o konuda kitap yazacak kadar şey yazıldı. Fırsat çıkınca liman yatırımı yaparız. Ama limanın hem stratejik önemi olması hem de ağımızda bir boşluğu doldurması lazım. Daha önce de 'İskenderun'da liman iyi olur' diye düşündük. Zaten ihaleye de girdik. Biz kazandık. Sonra iptal oldu. Her zaman liman için fırsatlara bakarız. Ama yeter ki sağlıklı olsun." Arkas Ailesi'nin Ambarlı'da kurduğu Uman ise tam bir başarı hikâyesi.
Bernard Bey kendi girişimleri olan bu limanın hikâyesini şöyle anlattı:
"Bir yılbaşıydı. Ailece evdeydik. Birlikte iş yaptığımız MSC'nin sahibi aradı. Babama '7 gündür gemimiz Haydarpaşa'da bekliyor. Ya bir çözüm bul ya başka liman bul ya da ben Türkiye'ye gemi falan göndermiyorum" dedi. Babam çalışma arkadaşlarıyla bindi arabaya, kıyı kıyı giderken Ambarlı bölgesinde Kumcular kooperatifinin denizden topladığı kumu yıkadığı yeri buldu. Bu yatırım ufak bir maceradan sonra Türkiye'nin en büyük limanı oldu. Şu an o liman olmasaydı o kadar mal nereden gidecekti bilmiyorum." İzmir limanını devletin yapma kararını "Yapacaklar, yapıyorlar da ama aynı şey değil" diye nitelendiren Bernard Arkas, "İşin içine özel sektör girdiği zaman devletle aynı hız ve kurallar olmaz. Yazık" diyor.
Türk Bayrağında Israrlıyım
Şu an filosunda 3 tanesi petrol tankeri olmak üzere 31 gemi barındıran Arkas, gemilerinde Türk bayrağından asla vazgeçmiyor. Bunun için yılda 6 milyon liralık masrafı da sineye çekiyor. Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas da "Ben Türk bayrağında ısrarlıyım" diyor. Babasını çok hırpalamadan 75 yaşına kadar şirkette tutmak istediğini ifade eden Bernard Arkas, "Mümkün olduğu kadar onu tutma taraftarıyız. Ne kadar koruyabilirsek o kadar tutarız. Bir sorumluluk devralacağız. Ama ben o sorumluluğu tek başıma almam. İleride onun yerine geçebilirim. Ama kızkardeşim ve diğer kızkardeşimin eşiyle beraber çalışacağız. Ben ne kadar ortaksam, onlar da o kadar ortak" diyor.
İkinci Jenerasyonum
Lucien Arkas, kökleri 1902 yılında dedesinin başlattığı ithalat ihracat işine dayanan Arkas Holding için milat niteliği taşıyor. 1945'te denizciliğe ve acenteliğe başlayan şirket Lucien Arkas'ın devraldığı dönemde denizcilik, ithalat ihracat, sigorta ve turizm sektöründe de faaliyet gösteriyordu. Sonra Lucien Arkas, hepsini bırakıp denizciliği tuttu ve ona konsantre oldu. Henüz 20 yaşındayken aldığı bu kararda "Hangisi daha çok hoşuma gidiyor ve hangisinde daha çok gelecek var" sorularına verdiği "kruvaziyer" cevabı etkili oldu. Kriz yılı olan 2009'da yüzde 30'luk düşüş yaşasa da bu yıl ilk çeyrekte 2008 yılını yakalamayı başaran Arkas Holding'de yetki bugün 3'e bölünmüş durumda. Şirketin "kara tarafına" bakan Bernard Arkas, "Bu şirketin büyümesi denizciliktense, ben ikinci jenerasyonum" diyor. Limanda bile çalıştım, forklift kullanırken bal içinde kaldım Her yaz 1 ay çalıştığı dönemleri saymazsak Bernard Arkas, şirkette çalışmaya 22 yaşında başlamış. Klasik bir 'Burnu sürtsün' eğitimi almış. 18 senedir şirkette olduğunu ifade eden Arkas, İngiltere'de ve İsviçre'de yatılı okula gitmiş...
Dönünce dokümantasyondan limana kadar birçok farklı görevde bulunduğunu dile getiren
Arkas şöyle devam etti:
"Gümrükleme yaptım. Tırcıların yanında kaldım. Her seviyeden geçtim. Çekirdekten öğrendim. O sırada asgari ücret alıyordum." Bernard Arkas, o yıllarda yaşadığı ilginç bir deneyimi de şöyle anlattı: "Limanda her şeyi yaptırdılar bana. ilk forklift kullandığımda çok heyecanlandım. Bir konteyner doldurmam lazımdı.Ama bal fıçısını deldim. Üstüm bal içinde kaldı. Soyadınız aynı olunca patronun oğlu oluyorsunuz, idare ettiler beni. Sabahlayacakları zaman beni azat ediyorlardı mesela. Ama iyi ki çalışmışım. Fransa'da dedikleri gibi 'Galonlarımızı yavaş yavaş kazandık'." Forbes'tayız ama memur gibiyiz sabah işe gidip akşam döneriz Lucien Arkas ve ailesi uzun zamandır İzmir'in vergi rekortmeni ve son Forbes listesine göre Türkiye'nin 90'ıncı zengini unvanını taşıyor...
Tersane Yatırımına Hayır
Biz 5 sene önce girmemeye karar verdik. Şimdi bakın tersaneciler ne durumda. Kalkavanlar bunu tercih etti. Ama bu bir tercih meselesi. Bizim yapmak istemememizin nedeni gibi sabah işe gidip akşam eve dönüyoruz. Çok yorgunsak da öyle yapıyoruz. Yoğun bir iş temposunda para bizim paramız işte. Ama keyfimiz, her şeyimiz iş... Her an iş konuşuruz. İyi bir gemi inşa etmeye kalkarsak, bir model gemi inşa edeceğiz. Sonra da kullanan müşteri olarak o gemiye mahkûm olacağız. Ama biraz daha büyük biraz daha küçük ihtiyacı olabilir. Çok iyi yapacağımızdan da emin değiliz. Biz hizmet sektöründen gelme bir şirketiz. Gemi safkan üretimdir. Böyle bir tecrübemiz de yok.
Akdeniz ve Karadeniz Bizim Denizimiz
Bütün Akdeniz ve Karadeniz'i çerçeveledik. Gemiler de istanbul'dan kalkıp gidip geliyorlar. Bütün Akdeniz'i kapattık. Onlar bizim denizimiz. Hem kara kısmını hem de denizi bağladık. Lojistik yatırımlarla denizden içeri doğru gitmek bizim hedefimiz.
Kaynak: Yeni Asır