Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Ekonomi / İş Dünyası / RUSYA İLE SERBEST TİCARET ANLAŞMASI OLUR MU?

RUSYA İLE SERBEST TİCARET ANLAŞMASI OLUR MU?

RUSYA İLE SERBEST TİCARET ANLAŞMASI OLUR MU?25.05.2010

Açıkçası yıllardır ‘yapılmalı' dediğimiz işlerin şimdi gerçekleşmesinden mutluluk duyuyoruz. Türkiye ile Rusya ticari ve ekonomik işbirliği alanında önemli bir aşama kaydetti. Bakalım arkası gelecek mi?

Türkiye 1995 yılında Avrupa Birliği (AB) ile gümrük birliğini tamamlayınca dış ticaretinde kendine bir yol çizmiş oldu. O günden bu yana, yani 15 yıldır, dış ticaret politikamızı biz belirleyemiyoruz. Çünkü gümrük birliğinin esası, gümrük birliğine üye ülkeler arasında hiçbir ticaret engeli olmaması (aynı serbest ticaret anlaşmalarında olduğu gibi) ama bir de üçüncü ülkelere karşı (yani gümrük birliğinde olmayan ülkelere karşı) aynı ticaret politikasının uygulanmasıdır.
Türkiye, AB ile gümrük birliğini yaparken bu üçüncü ülke konusunu göz ardı etti ya da ihmal etti. Önemsemedi. "İstimi arkasından gelir; gümrük birliğine girmek çok daha önemlidir.
 
Üçüncü ülke konusunu zamanla hallederiz" diye düşündü.
O gün için haklıydı da!
Çünkü daha 1970'lerin başında tasarlanan ve 1990'ların başında da son hali verilen gümrük birliğinin bu kadar uzun sürmeyeceği, Türkiye'nin AB'ye tam üye olabileceği düşünülüyordu.
Olmadı.
15 yıl sonra bırakın tam üyeliğe kabulü, artık ‘ayrıcalıklı üyelik' konuşulmaktadır. Ama bu durum Türkiye'nin dış ticaret ilişkilerine çok olumsuz yansımaktadır. Biz AB'nin karar mekanizmasında olmadığımız için fakat AB'nin dış ticaret konusunda aldığı kararlara uymamız gerektiğinden, bu sıkıntıları yaşıyoruz.
Şimdi Rusya ile yeni bir dönem başlamak üzere. Yeni ekonomik ve ticari işbirliği anlaşmaları imzalandı. En önemlisi iki ülke arasındaki kısa dönemli vize kalktı.
Açıkçası Türkler ve Rusların karşılıklı olarak birbirimizi çok sevdiğimizi söyleyemeyiz. Tarihte en çok savaştığımız ülke Rusya imiş! Pek şaşırmadım çünkü biz Türkler de Ruslar da bu bölgede ‘tek hâkim' ya da ‘asıl oğlan' olmak istiyoruz. Şimdi ise ekonomik çıkarlarımız bu husumetleri bir kenara bırakmayı gerektiriyor.
Yani örneğin Rusya bize gaz satacak ve nükleer santral inşa edecek; o nedenle hem bizim onlara hem de onların bize gereksinimi var.
Zaten AB'nin temeli de böyle atılmamış mıydı? Birbirini hiç sevmeyen (bence hâlâ da sevmiyorlar) Almanya ve Fransa ekonomik çıkarları (ve bir de o günkü SSCB korkusu) uğruna Avrupa bütünleşmesine yeşil ışık yakmamışlar mıydı?
Biz en başından beri Türkiye ile Rusya'nın mutlaka bir serbest ticaret anlaşması yapma yolları aramasını öne sürdük. Çünkü bu iki ülke, ekonomik açıdan gerçekten birbirini tamamlayan iki ekonomiydi. Bizde olan onlarda yoktu; onlarda olan bizde yoktu. Bir ekonomik ve ticari birliktelik çok anlamlı olurdu.
Ama önce bizim AB'ye karşı olan gümrük birliği yükümlülüklerimiz; sonra da iki ülkenin politik çekememezlikleri buna engel oldu.
Acaba şimdi bu sorunlar aşıldı mı?
Para her sorunu çözer… Biz ticarette ve iş yaşamında buna inanırız. Acaba politikada da bu kural geçerli olur mu? Bizce olur. Zenginliği elde eden uluslar kolay kolay bu zenginliği tehlikeye atacak adımları atmazlar. Sorunları daha dostane yöntemlerle çözmeyi düşünürler.
Rusya ile yapılan anlaşmalar bu açıdan bir dönüm noktasıdır, çok önemlidir. Umarız arkası da gelir. Yani ticari işbirliği artarak gelişir ve hatta bir serbest ticaret anlaşmasına kadar gider.
Bu arada Rusya ile geliştirilen ticaret ve ekonomik ilişkiler, bizim için Rusya kadar önemli kuzey komşumuz Ukrayna'nın unutulmasına ya da ihmal edilmesine de neden olmamalıdır.

Kaynak: Referans