Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / NÜKLEERDE EN BÜYÜK SORUN ATIK LOJİSTİĞİ

NÜKLEERDE EN BÜYÜK SORUN ATIK LOJİSTİĞİ

NÜKLEERDE EN BÜYÜK SORUN ATIK LOJİSTİĞİ18.05.2010

Nükleer enerji üretimiyle ortaya çıkan atıkların depolanması maliyetli... Atıkları güvenli olarak ortadan kaldırmanın yıllık faturası, 38 milyon Euro’yu buluyor. Yoksa ciddi sorunlara yol açıyor

Türkiye – Rusya arasındaki yakınlaşmayla konuşulan gelen nükleer enerji tesislerinin inşası ve yönetimi konusu, nükleer atıkların bertarafı sorununu da gündeme taşıdı.

Nükleer enerji santralleri birçok ülkenin gündeminde... Santraller, enerji üretimi sırasında yıllarca denetim altında tutulması gereken binlerce ton tehlikeli radyoaktif atık üretirken, ülkeler bu sorunla başa çıkmaya çalışıyor. Bu konuda en başarılı örneği İsveç oluşturuyor.
Atıkların depolanması çok maliyetli
Birçok ülke enerji darboğazını aşmak için yeniden nükleer reaktörlere yönelme kararı alıyor. Nükleer santraller üretim yaparken, ortaya yüzyıllarca denetim altında tutulması gereken binlerce ton radyoaktif atık çıkıyor.

Bir nükleer santralde ortaya çıkan radyoaktif atık yılda ortalama 60 metreküp. Bu atıkları güvenli olarak ortadan kaldırmanın yıllık faturası, 38 milyon Euro’yu buluyor.

Türkiye’de Ulusoy Lojistik…
Dolayısıyla nükleer atık lojistik servisine ihtiyaç duyuluyor. Nükleer atıkların giderilmesi için gerekli lojistik servisleri ve altyapı yatırımları çok maliyetli olduğu için genelde hükümetler tarafından yerine getiriliyor.

Diğer yandan büyük ölçekli lojistik servis sunucularının farklı arayışları arasında nükleer atıkların yönetimi de bulunuyor.

Türkiye’de Ulusoy Lojistik bunlardan birisi… Ulusoy Lojistik’in bu yöndeki servis altyapısı ve yönetimini geliştirmeye çalıştığı biliniyor.


Ancak, bu konuda başarılı örnekler de yok değil.

Dünya’da en başarılı örnek İsveç

Ülkeler ucuz ve temiz enerji kaynağı olarak seçtikleri nükleer santrallerin yol açtığı tehlikeli atıklarla uğraşıyor. Bu konuda en başarılı örnek İsveç…
Elektrik enerjisinin yarısı nükleer kaynaktan sağlanan İsveç’te nükleer enerjiye dönüş kararı üzerine atık depoları genişletilip iyileştiriliyor. En ileri teknolojik sistemlerle donatılan Forsmark deposu halen dünyadaki radyoaktif atık yok etme alanlarının en iyisi olarak niteleniyor.

Yeraltı depolarına konuyor

Radyoaktif atıklar çevreden tecrit edilmek için çok özel kaplara yerleştiriliyor ve yüzyıllarca saklanacakları jeolojik açıdan çok korunaklı yeraltındaki özel depolara konuyor.
Birçok ülke yayılan radyasyonun ölümcül olması ve atıkların yüzyıllarca toprak altında büyük bir dikkatle saklanması gerektiği için kendi topraklarında nükleer atık depolamak istemiyor.
 
Başka ülkelere taşıyanlar da var

Bu ülkelerden Fransa, radyoaktif atıklarının bir bölümünü Rusya’nın Sibirya bölgesine gönderiyor. Çevre örgütlerine göre, zehirli atıkların binlerce kilometre uzağa taşınması ve uygun olmayan şekilde depolanması, insan sağlığı için ciddi bir tehdit.

Avrupa’nın nükleer atıkları, İtalya açıklarında mafyanın atık taşıyan gemileri batırdığı iddiasıyla gündeme geliyor.

Nükleer enerjiye dönmeyi gözden geçiren Almanya’da da yıllardır depolanan radyoaktif atıklar sorun kaynağı.

Aşağı Saksonya’daki eski bir tuz madeninin boşalan galerilerine yığılan atıklar, depoları Avrupa’nın en sorunlu ve tehlikeli nükleer alanlarından biri haline getirdi.

En az 300 yıl denetim gerektiren bu atıkların toprağa ve suya karışarak insan sağlığını olumsuz etkilemesinden endişe ediliyor.

Avrupa’da 12 bin ton atık toprak altında

Avrupa’daki 150 dolayında nükleer santralden çıkan radyoaktif atıklardan 12 bin tonunun toprak altında bulunduğu bildiriliyor.
Kaynak: LH