“Gemilerde Bayrak Tercihi” paneli düzenleyen BADER, bu kez “ Türk bayrağı beyaz listede nasıl kalır?” panelinde bu sorunun cevabını aradı.
Geçen Mart ayında “Gemilerde Bayrak Tercihi” paneli düzenleyen BADER, bu kez “ Türk bayrağı beyaz listede nasıl kalır?” paneli düzenleyerek bu sorunun cevabını aradı.
BADER Başkanı Ali Şeyhun’un yönettiği panele Denizcilik Müsteşarlığı Deniz Ulaştırma Genel Müdürü Dr. Özkan Poyraz, Gemi Mühendisleri Odası Başkanı Osman Kolay ve Arkas Line Hamit Naci katıldı.
Panelistlerin konuyla ilgili görüşlerini aktardığı panelde, gerek davetliler gerekse panelistler Türk bayrağının beyaz listede kalması için ana unsurun iyi bir denizcilik eğitimi olduğu konusunda fikir birliğine vardı.
Bunun üzerine BADER Başkanı Ali Şeyhun da bir dahaki panelin eğitim konusu üzerine olabileceğinin sinyallerini verdi.
Denetimlerin Bağımsızlığı
Panelde ilk sözü alan Dr. Özkan Poyraz denetimlerin bağımsız ve asla bir baskı altında kalınmadan yapılmasına özen gösterdiklerini, denetimler sırasında da risk odaklı yönetim yolunu seçtiklerini belirtti.
Beyaz bayrağa geçişin tek sebebinin idare olmadığını ifade eden Poyraz, bunda donatanlarında, Denizcilik Müsteşarlığı’ndaki denizci personel sayısının yüzde 4’ten yüzde 24’lere çıkarılmasının da katkısının bulunduğunu dile getirdi.
Türkiye’nin beyaz listeye geçiş sürecinden bahseden Dr. Özkan Poyraz, “Denetimde temel amaç denetlenen birimlerde hata avcılığı yapmak ve sorumluları cezalandırmak olmayıp; gemi işletmeciliği organizasyonuna yönelik işlevselliğin ve hizmetin kalitesinin arttırılmasıdır.”dedi.
Bu adımları atarken geliştirdikleri stratejilere de değinen Deniz Ulaştırması Genel Müdürü Poyraz bunları Denetim ve Eğitim Seferberliği, Mayıs 2004 tarihinden itibaren 23 ana limanda Önsörvey Uygulaması, Program dışı Sörvey Uygulaması, Elektronik Hedefleme Sistemi, Elektronik Sertifika Programı, Ulusal Veri Tabanı, Klas Kuruluşlarının Yetkilendirilmeleri / %10 Denetim, ISM Kod Uygulaması olarak sıraladı.
Türkiye’nin Akdeniz Liman Devleti Kontrolü Memorandumu ve Karadeniz Liman Devleti Memorandumu’na taraf olduğunu hatırlatan Poyraz, 2011 yılından itibaren AB ve Paris MOU tarafından uygulanmaya başlanacak olan yeni denetimlere de değindi. Poyraz, yeni rejim ile “Hedefleme Sistemi değiştirilmiştir, Üye devletlerin gemi seçiminde daha az esneklik bırakılmıştır,Limanlara giriş yasağının kapsamı genişletilmiştir,Bayrak, Klas Kuruluşu ve Şirketler derecelendirilecektir,Demirleme sahaları da denetim kapsamına alınmıştır.”dedi.
Poyraz son olarak denetim yaptıkları gemileri birer kadavra olarak değil, kendilerini bu gemilere müdahalede bulunan koruyucu hekim olarak gördüklerini sözlerine ekledi.
“Sektör Birlikte Hareket Etmeli”
Arkas Denizcilik Eğitim Departmanı Yönetici Kaptan Hamit Naci Özyazıcı da “Türkiyenin bulunduğu Tarihsel, Coğrafi, Stratejik ve Ekonomik konumu dolayısı ile Türk Denizciliğinin Dünya denizlerinde ve Dünya Denizciliği ölçeğinde mutlaka var olmasına ve söz sahibi olmasına inandığını” söyledi.
Denizcilik sektörünün her kolunun bir araya gelerek sorunlara çözüm aramasının faydalı olacağına inandığını kaydeden Özyazıcı, bunun gerçekleştirilmesi halinde “Türk Bayrağı’ nın Beyaz listede kalması ve bu durumunu sürdürmesi kaçınılmaz bir hedef ve doğal bir sonuç olarak ortaya çıkacaktır” dedi.
Kaptan Özyazıcı sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Türk Denizcilik sektörünün bütün birimleri de bunun ekonomik getirisinden yararlanacak, Ülke Ulusal Denizciliği daha karlı ve rekabet edebilir bir şekilde Dünya Denizciliği ile yarışabilecek, Dünya Denizciliğine bugüne kadar ödemek zorunda kaldığı katkı payı ise, Türk Denizcilik sektörünün kendi cebine tasarruf ve kar payı olarak yansıyacaktır. Gemilerin Denetlenmesinin olumsuz sonuçlar, gecikmeler, tutuklanmalar, zaman kaybı getirmesi, şirket ve gemi personeli üzerindeki olumsuz etkileri, donatana ve işletene güç ve para kaybettirir, istenmeyen ve aşırı kayıplara ve harcamalara yol açar, dahası şirketi ve sadece o gemiyi değil diğer tüm işletilen gemileri de ve hatta o klas ve o bayrak altında bulunan gemileri potansiyel olarak hedef gemi haline getirir. Her gidilen limanda denetlenme baskısını yaratır ve işletme maliyetlerini belirsizliğe ve götürür ve yükseltir.
PSC’lerin Önemi
Gemi Mühendisleri Odası Başkanı Osman Kolay da panellerde konuşulan konuların en iyi şekilde sonuçlanması için armatörlerin ya da yüksek düzeydeki şirket temsilcilerinin bu tür toplantılara katılmaları gerektiğini ifade etti.
Osman Kolay, “PSC-lerden başarılı geçerek, yeni/genç gemilerin bayrağımız altına alınması için çaba sarf ederek, genç ve büyük filosu olan firmaların, dolayısıyla daha fazla sayıda iyi nitelikli insan kaynağını bünyesinde bulundurma çansı daha fazla olan, gemilerini bayrağımız altına almasıyla Türk bayrağının beyaz listedeki yerini sağlamlaştırabiliriz” dedi.
PSC’lerin başarılı geçilmesinin ne gibi faydaları olacağının da altını çizen Kolay, bunları bayrağımızın beyaz listedeki yerini muhafaza etmesi, işletme giderlerinin azalması; daha verimli/fazla sefer; dolayısıyla daha fazla gelir, personelin (gemive kara) işinde daha iyi motive olması ve özgüvenlerinin ve iş verimliliklerinin artması, gemide emniyet ve çevre kirliliği risklerinin azalması ve armatörün rahat uyuması olarak sıraladı.
Panelin sonunda gerçekleştirilen soru cevap kısmında da panele katılanlar panelistlere soru sorarak merak ettikleri konular hakkında bilgi alma şansını yakaladılar.
Bora Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Kaptan Alev Tunç, soru-cevap kısmında söz alarak, idarenin ani tutulmalar yerine başka bir uygulama yapmasının daha faydalı olabileceğini belirtti. Tunç, tutulan gemilerin çoğunluğunun 11,000 DWT altında olmasının Türk koster filosunun yenilenmesi konusundaki gerekliliği bir kez daha gözler önüne serdiğini söyledi.
Açıklamalarına devam eden Tunç şu ifadeleri kullandı: "Kosterlere yönelik ISM kitabının(temel)hazırlanmalı ve en geç 01.01.2010 tarihinde kullanılmaya başlanmalı. Bunu Müsteşarlığımız, Türk Loydu ve Armatörlerimiz birlikte hazırlamalı. İşletme şirketleri sertifikalanmalı ve işletecek en az 5 gemisi olmayan işletme şirketi faaliyetine başlayamamalı. DPA'ler sertifika verilmeli ve sertifikasız DPA sı olan işletme yapamamalı. Bu kriterler IMO'ya da iletilip kurallaştırılmalı. Koster filomuzu da birleşerek yenileyelim. Beyaz Bayrağın en üstüne de böyle çıkabiliriz."
Kaynak: DENİZHABER.COM