Geçtiğimiz 10 yıldır sürekli olarak lojistik konuşuyoruz. Gazetelerimizde lojistik sayfaları yarattık. Sayısı 10’u aşan, lojistik sektörüne hizmet veren dergi çıkıyor. Okullarımızda binlerce öğrenci lojistik okuyor artık. Lojistik bölümlerinin puanları yükselmekte. Seminerler, kongreler, konferanslar zirveler, fuarlar düzenliyoruz. Araçlarımız üzerinde “Lojistik veya Logistics” yazıyor,. Sadece özel sektör firmalarımızda değil; resmi kuruluşlarımızda da lojistik müdürlükleri açıldı. Kitaplar da yazdık lojistiği tanıtmak için. Üniversitelerde tezler hazırlanıyor. Büyük lojistik şirketleri kuruldu. Uluslar arası lojistik şirketler ülkemizde çalışıyor. Sektöre yeni oyuncular geliyor ve eski firmalar satılıyor, ölçekler büyüyor.
Intermodal taşımacılık, konteynerleşme, JIT, milk run çalışmaları şirketlerin gündeminde. Mersin’de, Samsun’da İskenderun’da, Trabzon’da, İzmir’de lojistik köyler projelendiriliyor. Duble yollar bu merkezleri birbirine bağlayacak. Demiryolları ile artık yolcu taşımak değil yük taşımasını da geliştiriyoruz. Yeni limanlar inşa ediliyor, yeni hava alanları yük taşıma kapasiteleri yüksek olarak planlanıyor.
Ortalık bu kadar hareketliyken, bazı bölgelerimizin bu hareketin dışında kalması hatta habersiz durması kabul edilemez bir durumdur. Tekirdağ’da bu bölgelerin başında gelmektedir. İstanbul’un gölgesinde kalıp bir türlü yeşermemiş olan Tekirdağ İlimizin çok büyük bir lojistik potansiyeline sahip olduğunu görmemiz gerekir. Bu potansiyelin bir plan ve yapılanma çalışması altında değerlendirilmemiş olmasını kayıp, gecikme, ihmal, hata olarak görüyorum.
İstanbul’un Batısındaki Ambarlı Liman kompleksi artık tıkanma noktasına gelmiştir. Batı ile Doğuyu birleştirecek AB taşıma koridorlarının Trakya üzerinden geçmesi kaçınılmazdır. Marmaray deniz altı tüneli demiryolu taşımasının önemini arttıracaktır. AB’nin doğuya açılan en uç noktası olan Türkiye’ye ürün girişi Trakya üzerinden gerçekleşecektir. Batı Anadolu’ya, Karadeniz’e, Orta Doğuya, Orta Asya ülkelerine gidecek olan ürünler Trakya’dan geçecektir. Çağımızın lojistik kavramı olan intermodal taşıma’da denizyolu, karayolu ve demiryolu birleşmesi için en uygun nokta; bir liman kenti olan Tekirdağ’dır. Tekirdağ Akport limanı yatırım gücü büyük olan Akkök grubunca özelleştirilmiş ve ciddi yatırımlar yapılmıştır. Limana demiryolu bağlantısı ve demiryolu için ferry iskelesi, Ro-Ro bağlantısı gerçekleştirilmiştir. Asya Port dahil olmak üzere iki yeni liman inşaatı da yürümektedir.
Bölgede inşa edilmesi planlanan lojistik köy projesi rafa kalkmış durumdadır. Trakya’da bulunan Organize Sanayi Bölgelerinin, Avrupa Serbest Bölgesinin, bölge sanayicisinin, tüccarının, esnafının, tüm yatırımcıların beklentisi artık bölgede lojistiğin öğrenilmesi ve bölge kalkınmasında bir unsur olarak değerlendirilmesidir. Geçtiğimiz ay Çerkezköy ve Edirne’de vermiş olduğum ABİGEM Destekli tedarik zinciri ve lojistik seminerlerine yüzlerce öğrenci katılmış, ancak duyuru yapıldığı halde iki elin parmakları kadar işadamı ve yönetici hazır bulunmuştur. Bölgede bulunan meslek yüksek okullarında, üniversitelerde lojistik öğrenen gençler okullarını bitirdiklerinde çalışacakları iş alanları sormaktadır. Bu öğrencileri yönetecek sanayiciler ve lojistik kuruluşları yöneticileri lojistiği öğrenmek, ilgi duymak zorundadır. Bu iş adamlarını bünyelerinde barındıran ticaret ve sanayi odaları da lojistiği tanıtmak ve öğretmek zorundadır.
Bölgelerin kalkınması ancak bölgeden geçen tedarik zincirlerinin yolunun açılması, alt yapılarının kurulması ile sağlanabilir. Limanınız olur, demiryolunuz, karayolunuzda olur ama bunu işletecek bilgi, istek ve bunları birleştirecek anlayış olmazsa ne uzar, ne kısalırız. Yatırımlarımızda boşa yapılır ve boş bekler. Tekirdağ’ı canlandıralım. İstanbul’un gölgesinden kurtaralım artık. Önümüzde başka bölgelerdeki başarılı çalışmalar var, yenisini yapamasak bile kopyalamak en iyi yoldur.
Kaynak: Dünya