Karayolu Taşıma Kanunu reform niteliğinde
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, araç muayene istasyonlarına giren araçların ancak üçte birinin ilk muayenede geçebildiğini belirtti.
Bakan Yıldırım, İzmir programı kapsamında İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğine geçerek, çoğunluğu ulaştırma sektörüyle ilgili oda başkanlarıyla toplantı yaptı. Toplantıda konuşan Yıldırım, Karayolu Taşıma Kanunu'nun bir reform niteliğinde olduğunu, 70 yıldır hiçbir kuralı olmayan sektörle ilgili düzenlemeler yapıldığını ancak bu sürecin başında beklediklerinden daha zor gerçekleştiğini söyledi. Yeni bir uygulama olması nedeniyle yasa çıktıktan sonra 25'e yakın değişiklik yapılmak durumunda kalındığını ifade eden Bakan Yıldırım, şunları kaydetti: ''Kanun çıkardıktan sonra karşılaştığımız olaylardan, acaba hiç düzenleme yapmasamıydık diye düşündüğümüz de oldu. İşte görüyorsunuz belgeler, harfler havada uçuşuyor. K Belgesi, A Belgesi, alfabenin harfleri yetmiyor. Hiçbir belgesi olmayan işe sen getirip 39 belge ihdas edersen, bunlar olacak ama bunları biz, hepimiz istedik. Bir yandan AB üyeliğine soyunuyoruz, bir yandan taşımacılık sektörümüz hiçbir kuralı, belgesi olmadan gelişigüzel çalışmaya devam ediyor. Bu kanunla ilgili sektörle, paydaşlarımızla tam bir mutabakat içinde olduk. Bu kanun kadar parlamentodan rahat geçen bir kanun olmadı. Genel kurulda 10 dakika sürdü. Bu bir reform kanunudur. 70 yıllık, hiçbir kuralı olmayan sektörü düzenledik. Düşündüğümüzden çok daha zor olduğunu işin içine girince anladık. Uygulamalarda çok da değişiklik yaptık, 25'e yakın değişiklik oldu ama bir şeyi asla gözden kaçırmadık. Kanunun olmazsa olmaz üç şartı, mali ve mesleki yeterlilikle, mesleki itibar konularıdır. Bu üç esas, ne değişiklik yaparsak yapalım mutlaka korunmalıdır. Aksi halde yaptığımız işlerin hepsi boşa gider.''
Bakan Yıldırım, sektörden birçok kişinin, kanun çıkmadan önce ''Yahu nereden çıktı bu kanun, eskiden daha iyiydi'' şeklinde düşünürken artık ''Sayın bakan bu işi iyi yaptınız, taviz vermediniz ama denetimler yetersiz, bu da haksızlık yaratıyor'' dediklerini belirterek, eleştirilerin bu seviyeye gelmesinin kendisini sevindirdiğini dile getirdi.
Denetimde istenen noktaya gelmenin biraz zaman alacağını, bunun kolluk kuvvetlerini eğitimi ve imkanlarının iyileştirilmesiyle yakından ilgili olduğunu dile getiren Bakan Yıldırım, ağırlık ve boyut kontrolü konusunda hiç taviz vermediklerini, bu sene de 30 noktaya sabit, 100'den fazla da seyyar kantar kuracaklarını bildirdi. Araç muayene istasyonlarının, artık Avrupa'dan ileri bir seviyeye ulaştığını söyleyen Yıldırım, şunları kaydetti: ''Bu konuda da başlangıçta 'Siz yedek parçacılarla ortak mısınız, bunu nereden çıkardınız, ne güzel gidiyorduk ruhsatı veriyorduk, mühürü basıyorlardı, geçip gidiyorduk' dediler. Bu sorumsuzluğu biz devam ettiremezdik. Nihayetinde insan hayatı söz konusu. Burada da çağdaş bir uygulamayı getirdik. Modeli ne olursa olsun, Türkiye'de şu anda 14.3 milyon araç var. 5 yıl önce yarısından azdı, 7-8 milyondu. Şu anda muayeneye giren araçların ancak üçte biri geçiyor, üçte ikisi kalıyor. İkinci muayenede diğer üçte biri, üçüncüsünde tamamı geçebiliyor. Niye bu kadar çok kaza, niye bu kadar çok ölüm vardı. Bunların doğurduğu sonuçları hepimiz toplum olarak, ülke olarak çekiyoruz. Bu bir kültür olmalı. Zorlamayla, kanunla yapılmasını da abes buluyorum. 'Niye fazla yükledin, niye muayene yapmadın' diye vatandaşın peşine takılmayı kendime zul addediyorum. Keyfilik kural haline gelmişti. Şimdi bu iş oturdu, bunun dönüşü yok.''
Bakan Yıldırım, esnaf odalarının Ulaştırma Bakanlığı ile ilgili belgelerin onaylanması konusunda gerekenin yapılacağını, ayrıca esnaf birliklerinin il ve ilçe trafik komisyonlarında bulunmamasının da ciddi bir eksiklik olduğunu, bu konunun gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti.
Bakanlığı döneminde İzmir'e yapılan kara, hava ve deniz yolu bağlantıları yatırımları hakkında bilgi veren Yıldırım, İzmir'e bu dönemde yapılan 5 milyar liralık kamu yatırımının 4 milyar lirasını Ulaştırma Bakanlığının yaptığını söyledi. Aliağa-Menderes-Cumaovası arasındaki Ege Ray Projesi'ne belediye ve TCDD'nin birlikte başladığını, TCDD'nin üzerine düşeni yapmasına rağmen belediyenin yapamaması nedeniyle işin akamete uğradığını kaydeden Yıldırım, şunları kaydetti: ''Bırakacak halimiz yoktu. Belediye başkanına 'gel hizmette siyaset olmaz' dedik. İZBAN diye ortaklaşa bir şirket kurduk. Kredileri sağladık, araçlar sipariş edildi, ikisi geldi, şimdi Ankara'da testlerini yapıyorlar. Bu yıl içinde de projede maalesef yine gecikmeler yaşandı. Aslında bu projenin 2008 sonunda bitmesi gerekiyordu, uzadı. Tüneller elektrifikasyon, sinyal vesaire. Sayın belediye başkanına, 'Bu proje mutlaka bu sene bitecek, daha yolu yok, üç sefer uzatma verdik, bundan sonra katiyen uzatma veremeyiz' dedim. Şu anda günlük takip yapıyoruz. Bu sene proje ilk olarak güney, sonra kuzey kısmından devreye girecek. Proje için 29 Ekim 2010 son tarihtir. Burada ilan ediyorum. Herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirsin.''
Kemalpaşa-Turgutlu arasında yapılan 27 kilometrelik demir yolu hattının bu sene tamamlanacağını, Ankara-İzmir Yüksek Hızlı Tren Projesi'nin uygulama projelerinin hazır olduğunu, İzmir-İstanbul otoyolunun da iki uçtan birden başlayacağını dile getiren Yıldırım, Çandarlı Limanı projesinde de ilk mendireğin yapımına başladıklarını, proje bittiğinde Türkiye'nin en büyük limanı olacağını ifade etti.
İESOB Başkanı Zekeriya Mutlu, katkılarından dolayı Bakan Yıldırım'a plaket takdim etti.
Kaynak: www.UlasimOnline.Com