Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / İHRACATÇILARIN İTHALATÇI BİRLİKLERİ

İHRACATÇILARIN İTHALATÇI BİRLİKLERİ

İHRACATÇILARIN İTHALATÇI BİRLİKLERİ31.03.2010Bu nasıl başlık diyenleriniz olabilir.
Eeee, ihracatçılar, ithalat işlerini takip, kontrol ve terbiye etmek gibi abuk bir işe soyunuyorlarsa elbette ben de böylesi abuk bir başlık kullanırım.
Peki ters giden nedir?
"Neresi doğru ki" diyeyim ve hemen detaya gireyim.
Bu günlerde seçim heyecanı içinde gündemde olan ihracatçı birliklerinin yeni İhracatçı Birlikleri ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Yasası nedeniyle birçok sorun ve yan tesir yaşamakta oldukları bir vakıa. Yeni İhracatçı Birlikleri ve TİM Yasası, 18 Haziran 2009'dan bu yana bazı yanlış ve eksikleriyle sahnede.
İlk aksaklık daha ilk seçimde, ‘fason üyeler' konusunda yaşandı ve bu konu yasanın yumuşak karnını açığa çıkardı. Birlik seçimlerinde oy kullanabilmek için o birlik ile alakası olmayan farklı sektörlerdeki firmaların çok komik bedellerle ihracat yapmış gibi görünüp, o birliğe üye olarak en az 1 milyon dolar ihracat yapmış firmaları yönetime seçerlerken seçilenlerin firmalarında en az 1 yıl öncesinden temsil ve ilzam yetkisi aranması gibi çok yerinde bir kararla ters düşüldü.
Tek tek 60 ihracatçı birliği başkanı ile konuşursanız, ‘bir dokun bin ah işit kâse-i fağfurdan' misali, yeni yasayla yıllarca kullandıkları haklarının ellerinden alındığını, ‘Davulun onların boynuna takıldığını ama tokmağın TİM'in elinde olduğundan' şikâyet edeceklerdir.
Diğer şikâyetleri de DTM ve TİM'e ödenen katılım paylarının gelirlerinin yüzde 8'ine, İGEME'ye ödenen katılım payının yüzde 3.5'e çıkarılması. Bir başka şikâyet de ihracat karşılığında alınan nispi ödemenin binde yarım ila binde 5 aralığından on binde 2'ye indirilmesi ve yüzde 30 ihracat kaybı sonrasında bu ödemeleri ve diğer ödemeleri yerine getirmekte zorlanmaları olacaktır.
Diğer bir şikâyet de personel giderlerinin, bütçe gelirlerinin yüzde 40'tan fazla olamayacağı kuralı ve bu kuralın getirdiği sorunlardır. Politik baskılar bir yana, gelirleri devamlı inen çıkan bir seyirde giden birçok ihracatçı birliğinin bu sıkıntıları sonrasında birçok çalışanını işten çıkardığı veya emekliye sevk ettiği, bu konunun personeli huzursuz etmesi ve verimi düşürmesinin yanı sıra mahkemelerde davaların açıldığı bilinen bir gerçek artık. Bu seyirde devam etmesi halinde yıl içinde kapanan ihracatçı birliği adı duymamız muhtemel.
TİM Yasası'nda çok önemli gördüğüm aksayan, daha doğrusu eksik bir yanı daha var.
TİM ve 60 ihracatçı birliği adı üzerinde sadece ‘ihracat' fiilini temsil etmekte, yönetim ve personel konularında bu duruma göre teşkilatlanmaktadırlar.
Ancak, dış ticaretin diğer ayağı olan ve geçen yıl 140 milyar dolar olarak gerçekleşen, bu yıl da 160 milyar dolar olması beklenen ‘ithalat' fiilini temsil eden bir kurum yoktur.
Bu noktada, "İhracatçılar aynı zamanda ithalat da yapmaktadırlar" diyenler olabilir. Dilin kemiği yok, tabii ağzı olan konuşacaktır. Konuşacaktır ama bu görüşün o kadar çok tartışılı yanı vardır ki.
İthalat fiiline ihracatçı gözü, algısı, gözlemi ve düşüncesiyle bakılırsa büyük yanılgılara düşülür. İhracatçı, ithalat fiiline daima kendi menfaati bağlamında yaklaşacak, o algıda tedbirler alacaktır.
Nitekim, şu anda mevcut yeni İhracatçı Birlikleri ve TİM Yasası ile yapılan budur.
Günümüzde korumacılık düşüncesi giderek yayılmakta ve bu bağlamda bazı tedbirler alınmaktadır.
Gelin görün ki, bu tedbirler birçok sektörde milli sanayici, ihracatçı, ithalatçı anlamında kavram karmaşası yaratmakta ve karşılıklı yanlışlar, haksızlıklar, ithamlar ve suçlamalarla dolu bir ortamda üst kurum niteliğindeki DTM ve TİM zor durumda kalmaktadır.
Hele hele ithalat işlemleri için komik bir şekilde ihracatçı birliklerinden ithal onayı alınıyor olması ve bu onay için ihracatçılar birliğine belli bir ödeme yapılması ve bu ödemenin birliklerin kasasına girmesi çok ciddi bir haksızlık olmalıdır.
Yanlış anlaşılmaya neden olmamak için bir konuya açıklık getirmeliyim:
Benim burada ‘ithalatçı' olarak bahsettiğim, işi sadece ithalat olan ve sayıları ihracatçılardan çok daha fazla olan; onlara makine, hammadde ve yan ürünler temin eden profesyonel ithalatçılardır.
Üretimlerinde ve ihracatlarında kullanmak üzere makine veya hammadde ithal edenler değil.
Yıllar önce, ‘ithalatçı birlikleri' oluşturulmaya kalkışıldığında ilk karşı çıkan ben olmuştum.
Karşı çıkma nedenim, bugünkü TİM Yasası'nın adının o tarihlerde ‘Dış Ticaret Birlikleri Kanunu' olmasıydı. ‘Dış Ticaret Birlikleri' adı çok doğru bir addı ve aynı çatı altında hem ihracatı hem de ithalatı temsil edecek şekilde teşkilatlanacağından ayrı bir ithalatçı birliği gereksiz olacaktı.
Gelin görün ki çeşitli baskılar sonucunda ihracatçı birliklerine ve TİM'e tepkiler artıp, panik başlayınca ‘Dış Ticaret Birlikleri' düşüncesinin adı değişti ve yasa ‘İhracatçı Birlikleri ve TİM Yasası' adı altında yangından mal kaçırılırcasına çıkarıldı ve beraberinde çok sayıda ciddi eksik ve yanlış getirdi.
Kısaca demem o ki, nisan ayında yapılacak ihracatçı birlikleri seçimlerinde seçilecek yönetim kurullarının belli sayıdaki üyeleri, aynı zamanda profesyonel ithalatçılar olmalıdır.
Seçimlere sayılı günler kala belki biraz geç ama bu aşamada aklıma gelen çözüm bu.
Bu hakkaniyet sağlanabilirse, ‘dış ticaret' fiili o zaman bir anlam ifade edecek, ihracatçı birlikleri de TİM de ‘Dış Ticaret Müsteşarlığı' da ‘Dış Ticaretten Sorumlu Sayın Bakan da o zaman dış ticareti tam manasıyla temsil edeceklerdir.
 
Kaynak: referans