Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Denizyolu / İZMİR LİMANI YILAN HİKAYESİ OLDU

İZMİR LİMANI YILAN HİKAYESİ OLDU

İZMİR LİMANI YILAN HİKAYESİ OLDU31.03.2010

Sektörlerin, firmaların veya seçim döneminde siyasilerin yapmaktan çok hoşlandığı ve çok istediği bir şey var. Kamuoyu nezdinde sıklıkla gündeme gelmek, dolayısıyla lobi oluşturmak, bunu da basının, ünlü yazarların desteğini de alarak sürdürmek…
Yaklaşık bir yıl önceydi. İMEAK DTO, krizden çıkış arayışları kapsamında meclis toplantısına bu kez de Güngör Uras çağrılmıştı. Uras, ekonomiye yönelik genel bir değerlendirme yaptı.

Ancak, bu değerlendirme denizcileri tatmin etmemiş olmalı ki, ondan zaman zaman sektörün sorunlarını köşesine taşıması, sektöre ilişkin gözlemlerini daha sık dile getirmesi biraz da nazik olmayan bir dille, açıkçası emri vaki ile talep edildi.

O tarihten sonra Güngör Uras’ın yazılarını bu anlamda da takip ettik. O talebi karşılayan tek bir yazı yazmadı.
Uras’ın Milliyet'te bugünkü “İzmir Limanı yılan hikâyesi oldu” başlıklı köşe yazısının da yine o talebi karşılamak için değil, yazılması gerektiği için ele alındığını düşünüyoruz…

 
Milliyet
29.03.2010  
  İzmir Limanı yılan hikâyesi oldu
Güngör Uras/Olayların içinden/Milliyet 29 Mart 2010

İzmir limansız kaldı. Yük gemileri körfezin çamurundan limana ulaşamıyor. Cruise gemilerinin yanaşacağı rıhtım yok.
Halbuki İzmir için liman çok çok önemli. Türkiye’nin ihracatının yüzde 15’e yakın kısmı İzmir Limanı’ndan yapılıyor. İzmir Limanı’nın konteyner ile yapılan ihracattaki payı yüzde 55’i buluyor.
Körfez çamurla dolduğu için denizin derinliği 8-9 metreye kadar düştü. Halbuki günümüzün yük gemilerinin limana yanaşabilmesi için derinliğin en az 13 metreye çıkarılması gerekiyor.
Bunun için denizin altı taranacak. Tarama kolay da çıkan çamur nereye dökülecek? Günümüzde çevreye duyarlı kesimin direnişi ile bu çamuru bir yerlere dökebilmek çok mu çok zor?
Arkas grubu, İzmir’de körfezin ağzına, yerleşim bölgelerinden 15 km. uzağa bir liman yapmaya kalktı. Bu liman Tuzla’dan hem karayoluna hem demiryoluna bağlanacaktı. Çevreciler o bölgede ‘göçmen kuşların konaklama
alanlarının bulunduğunu’ söyleyerek projeyi durdurdu.

Liman var ama yetersiz
İzmir’in içindeki limanın halen 3 km. uzunlukta rıhtımı 250 dönüm konteyner stoklama alanı var. Yılda 11 milyon ton yükü yükleyip-boşaltabilecek büyük bir liman.
Hükümet bu limanın da özelleştirilmesine karar verdi. 2007 yılı başında yapılan ihaleyi 49 yıllık kira dönemi için 1 milyar 275 milyon dolar ödemeyi kabul eden Global liderliğinde, Ege İhracatçı Birlikleri ile yabancı katılımcılardan oluşan bir konsorsiyum kazandı. Sendika Danıştay’a başvurdu. İki yıl dava sürdü. Dava bittiğinde  konsorsiyum lideri Global, 15 milyon dolar teminatı yakarak işten sıyrıldı.
İhaleyi alanın ihale bedelinin en az yarısını peşin, kalan yarısını 2 yıl içinde
2 taksitte ödemesi isteniyor. Taksitlendirilen ödemeye yüzde 9 faiz işletilecek. İhaleyi alan ayrıca 7 yılda en az 300 milyon dolar yatırım yaparak denizi temizleyecek, limanın donatımlarını yenileyecek, rıhtımı uzatacak.
Global liderliğindeki konsorsiyum teminatı yakıp işi bırakınca, ihalede
1 milyar 270 milyon dolar teklif eden, ikinci sıradaki firma Çelebi Holding’e
teklif yapıldı. Çelebi Holding’in de teminatı yakarak çekilmesi bekleniyor.

Zamanla çok şey değişti
2007 yılından bu yana çok şey değişti. Taşıma ücretleri düştü. Gemi trafiği azaldı. Limanın işletmeci için cazibesi azaldı. Fakat limanın İzmir için önemi azalmadı. Limansız İzmir tıkanır. Sadece ihracat için değil, turizm için de liman önemli.
İzmir’in turist çekmesi için kuruz gemilerinin yanaşacağı limana ihtiyacı var. Akdeniz ve Ege’de çok sayıda kuruz gemisi dolaşıyor. Bu gemilerin beşi, altısı aynı günde bir limana yolcu indiriyor, limandan yolcu bindiriyor. Gemilerin boyları ve yolcu sayıları giderek artıyor.
Cruise gemileri için limanın derinliği şimdilik önemli değil ama rıhtım ve rıhtım üzerinde tesis yok.
İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş ile Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar’ın İzmir Limanı için yeni bir model önerileri var. Diyorlar ki, özelleştirme yerine yap-işlet- devret modeline geçilsin. İzmir’deki meslek kuruluşlarının oluşturacağı konsorsiyuma 300 milyon dolarlık yatırımı gerçekleştirme şartıyla işletme hakkı belli bir süre için verilsin... Bu yapılmazsa özelleştirmede yeni ihaleler açılacak. Eski rakamların altına düşülemeyecek. Sonuç çıkmayacak. İzmir limansız kalmaya devam edecek.
Yılan hikâyesinin bir yerde bitmesi şart. Sadece İzmir değil, Türk
ekonomisi de kaybediyor.
Kaynak: LH

Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr