Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / SEKTÖRÜN DURGUNLUKTAN ÇIKIŞINA YOĞUN SABİT VARLIKLARA SAHİP LOJİSTİK OPERATÖRLERİ Mİ ÖNCÜLÜK EDECEK?

SEKTÖRÜN DURGUNLUKTAN ÇIKIŞINA YOĞUN SABİT VARLIKLARA SAHİP LOJİSTİK OPERATÖRLERİ Mİ ÖNCÜLÜK EDECEK?

SEKTÖRÜN DURGUNLUKTAN ÇIKIŞINA YOĞUN SABİT VARLIKLARA SAHİP LOJİSTİK OPERATÖRLERİ Mİ ÖNCÜLÜK EDECEK?24.03.2010

Toparlanmanın derecesi tartışılmaya devam etse de, küresel ekonominin toparlanma evresine girdiğine kuşku yok. Çin ve ABD canlı bir çıkış sergilerken, Avrupa ülkelerinin beklentileri konusunda açıklamalar daha sönük kalmakta.2009 yılını tanımlayan belirsizlik  gerçektende işlerin düzeleceği yönündeki bir güven duygusuna yerini bırakmış durumdadır.

Toparlanma yaşanırken, küresel lojistik sektörünün hangi parçalarının bundan en fazla yarar sağlayacağı tartışılmaktadır. Bütünleşmiş çok modlu taşımanın egemen olduğu günümüz dünyasında, sektörü mod bazında irdelemenin giderek güçleştiği göz önünde bulundurularak, daha ziyade sektörde varlık yoğunluğuna odaklanacak şekilde yapılacak bir performans analizin daha derinliğine bilgi edinimine katkısı olacağı düşünülebilir.

Bunun nedeni, ekonomideki döngüsel iniş ve çıkışların, firmalarına kendi sabit varlıklarına sahip olmaları ya da faaliyetlerini taşeronlaştırma durumlarına göre firmalar üzerinde farklı etkiler yaratmaktadır. Her ne kadar ilk bakışta tüm firmalar benzer bir görünüm sergilese de, ekonomik döngünün farklı dönemlerindeki piyasa koşulları işletme yapılarına bağlı olarak bunların ciro ve karlılıkların farklı bir şekilde etkilemektedir.

Örneğin piyasadaki talebin ve iş hacminin yüksek olduğu dönemlerde kendi araçlarına sahip olan nakliye firmaları bundan kazanç sağlar. Buna karşın sabit varlık yönüyle zayıf olan işletmeler ( büyük çapta dışarıdan kendi aracına sahip taşeron kullananlar ) arz/talep dengesinden ötürü artan maliyetler altında ezilmektedir.

Talebin zayıf arzın yüksek olduğu zamanlarda, sabit varlık yoğunluğu yüksek olan operatörler sabit maliyet yükü altında ve müşterilerinden fiyat kırmaları yönündeki baskılara maruz kalıp, geriye düşmektedir. Oysa sabit varlıkları düşük olan rakiplerin, kapasitelerini piyasadaki talebe göre ayarlama ve piyasa belirgin bir alıcı olarak hizmete sağlayıcılarına fiyat düşürmeleri bakımından baskı yapma esnekliğine sahiptir.

Piyasa analizcilerinin karşılaştığı sorun, doğal olarak ekonomik döngünün tam olarak neresinde bulunduğumuzu ve durgunluk yüzünde piyasadan hangi kapasitelerin çekildiğini saptamaktır. Örneğin deniz veya hava taşımacılığı gibi konsolide bir sektörde arz ve talep dengesindeki oynamaları tespit etmek nispeten kolaydır. Kara taşımacılığı gibi büyük ölçüde parçalı bir piyasada bunu tespit etmek çok daha büyük güçlük yaratmaktadır.Özellikle finans analizcileri, kazançlarını maksimize etmek için yatırımlarını hangi noktada yoğun sabit varlıklara sahip firmalardan düşük sabit varlıklı firmalara kanalize etmeleri gerekeceğini kestirebilme konusuna özel bir önem vermektedir. Birçok Avrupa firmasının esasen bizzat kendilerini etkin bir güvencede tutmalarına olanak sağlamakta olan aynı zamanda hem yoğun hem de düşük sabit varlıklı firmalara sahip gruplar olduğu düşünülürse, bu işi büsbütün güçleştirmektedir.Burada kolaylıkla ayırt edilip karşılaştırılabilenler ise, bu iki gruptan bir tanesine kesin çizgilerle dahil olan ABD’deki oyunculardır.

Her ne kadar veriler kesin olmasa da, 2010’un ilk çeyreğinde şirketlerin batması ve filoların tasfiyesi nedeniyle Avrupa ve ABD karayolu taşıma pazarından büyük ölçüde kapasitenin çekildiği vurgulanmaktadır. Piyasanın yukarı bir hareketinde yoğun sabit varlıklı firmaların ciro ve karlarının artışına belirgin etkisi olacaktır. Bu modele göre, bu aynı zamanda, piyasadaki arzın düşmesi ve maliyet girdi tabanın büyümelerinden ötürü düşük yoğunlukta sabit varlığa sahip firmaların karlarının düşeceği anlamına gelmektedir.

Kaynak: Transport Intelligence