Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Ekonomi / İş Dünyası / DÖVİZ DÜŞERKEN DE, YÜKSELİRKEN DE İHRACATÇIYA ZARAR VERİYOR

DÖVİZ DÜŞERKEN DE, YÜKSELİRKEN DE İHRACATÇIYA ZARAR VERİYOR

DÖVİZ DÜŞERKEN DE, YÜKSELİRKEN DE İHRACATÇIYA ZARAR VERİYOR23.03.2010Döviz hareketlerinin ivme kazandığı ve doların da euronun da yükseldiği günlerdeyiz.
Görülüyor ki bir süre, benzer bir trafikte seyredecek.
İlk bakışta ihracatçıyı sevindirir görünen bu durum, aslında bir tehlikeyi de beraberinde getirmekte.
İhracatçılar artan kurların verdiği imkânla para kazanacaklarını düşlerken, müşterileri de böyle durumları bekler ve her daim indirim baskısı kurarlar.
İhracat yapımız genelde fiyat endeksli rekabete dayalı olduğundan, sen fiyat indirmezsen, rakibin indireceğinden, müşterileri de bu zafiyetlerini çok iyi bildiklerinden, pazar kaybetme korkusuyla teslimiyet kaçınılmaz olur.
Sonuçta, fiyatlar indirilir.
Hani her şey fiyat indirmekle kalsa neyse...
Artan kurlar paralelinde dövizli borçlarının maliyetlerinin de hammadde fiyatlarının da arttığını düşünürsek, ihracatçı çapraz ateş altında kalmıştır.
Bu nedenlerle dövizlerin yükseldiği aylarda ihracatçılarımız fiyat vermekte zorlanırlar. Ani yükselmeler ani düşüşler getirebileceğinden, hammadde alımları, genel gider yükleri, maliyetlerin hesaplanması sırasında yükselen kur, fiyat yapmayı zora sokar. Üretim sırasındaki artışlar bir yana, malın sevk edildiği andaki kurlar, mal bedelinin geldiği gündeki kurlar ve döviz alım bordrosunun bozdurulacağı gündeki kurlar tamamen bir tahmine dayandığından, ortadaki risk, şans ve kader kısmet olgusuyla eşdeğer olur.
Ani kur düşmelerinin hezeyanı da heyecanı da bir başkadır.
"Hangi sürede, ne kadar yükselecek?" hezeyanı, "Hangi sürede, ne kadar düşecek?" heyecanına dönüşmüştür artık. Düşme eğilimindeki kurdan kurtulmanın tek yolu "zam" yapabilmektir.
Gelin görün ki "fiyat endeksli bir rekabet" ortamında işi ancak fiyat indirerek alabiliyorlarsa, zam şansları "yok" derecesindedir. Kurların yükseldiği durumlarda "fiyat indir" baskısı kuran müşteriye, korku içerisinde "Kurlar çok düştü, biraz zam..." diyecek olsalar, alacakları cevap "O sizin sorununuz" olacaktır.
Üstelik, yükselen kurlar sırasında, yükselen oranlarda artan hammadde fiyatları, kur düşmeleri sırasında aynı oranda düşmeyecek ve bir tortu bırakacaktır. Maliyetler, fiyat yapmanın zorluğu, müşteri kaybetme endişesi, hepsi tekmili birden ihracatçının karşısındadır ve vücut kimyaları bozulma öncesindedir. İhracatçı, kurların düşme eğiliminde de çapraz ateş altında kalmıştır.
Daha önce yüksek kurla gönderdiği malın bedeli gelmek üzeredir. Düşük kurlarla o döviz alım bordrosunu nasıl bozduracak, borçlarını nasıl ödeyecektir? Kâr beklerken, zarara düşmüş ve attığı zar yek gelmiştir. Risk yönetimi bir kere daha şans, kader, kısmet olgusu ile karşı karşıyadır.
Kurlar yükselirken de düşerken de ciddi riskler içeriyorsa ve ihracatçılar bu riskler karşısında savunmasız kalıyorlarsa, "kur" daima gündemlerinde olmak zorundadır.
Oysa, ihracatçı kumarbaz değil, işadamıdır.
Bu nedenlerle sorunları, kurlardaki yükselme beklentisi değil, istikrardır. İstikrar göstererek devamlılık arz eden kurlara hiçbir ihracatçının diyeceği bir şey yoktur. "Budur" der, ona göre tavır alır işlerine bakarlar.
Yıllardır, anlatamadıkları da budur.
Ammmaaaa, kafalarından cin fikirler geçen birtakım siyasi veya siyasi olmayan kimlikli kişiler ortaya çıkıp da günlerdir dengeli giden piyasalara çomak sokup dalgalı kur ortamını tsunamiye dönüştürüyorlarsa; "IMF'ye ne gerek var, kriz bizi teğet geçti, anlaşmaya gerek yok" diyerek uyuttuktan sonra, bir anda ortalığa çıkıp "IMF ile anlaşmak üzereyiz, stand-by anlaşmasının eli kulağında" türünde beyanatlar verip kurları dibe vurdurur, borsayı uçururlarsa; ardından, IMF "Kimse bizimle temasa geçmedi" diyerek malum kişileri yalanlıyorsa; malum kişiler de "IMF güçlük çıkarıyor, işin içine siyaset sokuyorlar" türünde manipülasyon yapıyorlarsa; palavralarının yalan olduğu ortaya çıktığında ise savaş kazanmış kumandan edasında "IMF'yi kovaladık" gibi garip beyanatlar verip ardından gündem değiştirerek, darbe hezeyanı içerisinde demokrasi sosu ile soslanmış "Demokrasi elden gidiyor" vaveylasında askerin de hukuk düzeninin de piyasaların da içine fil girmiş züccaciye dükkânından beter edip kurları oynatıyorlarsa...
İhracatçı ne yapsın?
Amenna.
Ekonomi politikamız içerisinde kurlar dalgalı bir şekilde seyrediyor, seyredecek.
İhracatçılarımız da buna göre pozisyon almaya çalışıyorlar.
Tek beklentileri, "istikrar."
Ama hayır, rahat birilerine batıyor.
Türlü uyduruk nedenler ve suni gündemlerle ülkeyi geriyorlar, piyasaları altüst ediyorlarsa...
Döviz bir tavan yapıyor, bir dibe vuruyorsa...
Böyle bir ortamda ihracatçıya...
Ya dalgalı kur fırtınalarında usta bir sörfçü olmak kalıyor.
Ya da usta bir kumarbaz!
Gelin görün ki sanayici, ihracatçı ikisi de değil, işadamı.
Sorun da burada değil mi?
Kaynak: Referans
Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr