Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / TÜRKİYENİN GELECEKTEKİ CEOLARI KONUŞTU

TÜRKİYENİN GELECEKTEKİ CEOLARI KONUŞTU

TÜRKİYENİN GELECEKTEKİ CEOLARI KONUŞTU17.03.2010

Türkiye'de 10 yılı aşkın süredir üniversitelerde 'ulaştırma ve lojistik' üzerine lisans ve önlisans eğitimi veriliyor. 'Ulaştırma ve lojistik' son yıllarda üniversitelerin en gözde bölümleri arasında yer alıyor. Peki sayıları hızla artan bu bölümlerde okuyan öğrenciler sektöre nasıl bir yön vermeye hazırlanıyor?

Türkiye'nin lojistikte dünyanın 39'uncu ülkesi olduğunu geçen ayki sayımızın 'kapak haberi'nde yer vermiştik. O haberde 'lojistik üs' olma hedefimizi hayalden daha öteye götürebilmemiz için daha çok çalışmamız gerektiği vurgusunu yapmıştık. Bu hedefi gerçeğe dönüştürebilmek için 3 önemli avantajınızın olması gerekir: Coğrafi konum, yeterli altyapı ve yetişmiş insan gücü. Türkiye'nin çok önemli bir coğrafi avantajının olduğu tartışılmaz bir konu. Altyapı konusunda ise yapılması gereken daha çok şey var. Bu üçlüden belki de en önemlisi yetişmiş insan gücü. Yani eğitimli insan. Bu ayki 'kapak konumuz'da; yetişmiş insan gücünün oluşturulması için olmazsa olmaz olan 'eğitim' konusunu ele aldık. Yani Türkiye'deki 'ulaştırma ve lojistik' eğitiminiâÂ�¦
Üniversitelerimizde 'ulaştırma ve lojistik' ile ilgili ilk bölüm 1999 yılında açıldı ve sonra sayıları giderek arttı. Bugün onlarca üniversitede 'lojistik ve ulaştırma' bölümü var. Sayıları da giderek artıyor. Birçok ulusal ve uluslararası raporda geleceği en parlak sektörlerden birinin 'lojistik ve ulaştırma' olacağı belirtiliyor. Her geçen yıl üniversitelerimizde daha fazla 'ulaştırma ve lojistik' üzerine eğitim veren bölümler açılıyor. Sektörle ilgili toplantılarda, seminerlerde, konuşmalarda üniversitelerin bu bölümlerinden mezun olanların 'iş sıkıntısı' çekmeyeceğinin altı çiziliyor. Gerçekten de durum böyle mi? Bu bölümlerde okuyan öğrenciler yeterli eğitimi alabiliyor mu? Türkiye'de tarihi 10 yıldan fazla olan bu bölümlerin akademik kadrosu yeterli mi? Her üniversitede verilen eğitimde müfredat ortak mı, yoksa farklı mı? Öğrenciler sektörün geleceğine nasıl bakıyor? Öğrenciler gelecekte kendilerini nasıl bir noktada hayal ediyorlar? Tüm bu sorulara cevaplar aradık.

6 FARKLI ÜNİVERSİTEDEN 7 ÖĞRENCİ
Türkiye'de üniversite düzeyinde 'ulaştırma ve lojistik' eğitiminin ilk verilmeye başlandığı İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu'nda 'ulaştırma ve lojistik' üzerine eğitim alan 6 farklı üniversiteden 7 öğrenci ile görüştük. Öğrenciler sektörle ilgili birçok parlak fikir öne sürdü. İşte İstanbul Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi, İstanbul Arel Üniversitesi, İstanbul Ticaret Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi'nde 'Lojistik Kulüp Başkanı veya Yardımcısı' olarak görev yapan ve 'lojistik ve ulaştırma' üzerine lisans ve önlisans eğitimi alan ,öğrencilerin sektöre bakışları ve görüşleriâÂ�¦

İstanbul Ticaret Üniversitesi Lojistik Meslek Yüksekokulu 2'nci Sınıf ve Lojistik Kulübü Başkanı Öğrencisi Umut Özsoy (20):
"Başlangıçta 800-900 TL maaşla yeterli değil"
"Babamın lojistik sektöründe yönetici olarak görev yapmasından dolayı lojistik hakkında bilgim vardı. Sektörün gerçekten de ilerlemeye açık olduğunu gördüm ve kendimi bu sektörde geliştirmeye karar verdim. Bu nedenle lojistik bölümünü tercih ettim. Bu bölüm istediğim bölümdü ve severek okuyorum. Edindiğim eğitimi basamak olarak kullanıp kariyerimde en yüksek yere gelip ileride kendi işimi yapmayı hedefliyorum. Kariyer hedefimde kendi firmamı kurma düşüncem var. Şu an aldığım eğitimi yurtdışında da alacağım eğitimle desteklemek istiyorum. İyi bir kariyer için yurtdışında da bir eğitim almanın şart olduğunu düşünüyorum. Ben kendimi denizyolunda geliştirmek istiyorum.

MEZUN OLAN MUTLAKA İŞ BULUR
İstanbul Ticaret Üniversitesi'ni Ticaret Odası yüzünden tercih ettim. Yeni değişimle birlikte Ticaret Üniversitesi basamakları üst üste atlıyor ve her zaman üzerine koyuyor. Ticaret Üniversitesi bu alanda son iki yıldır önemli bir gelişme kaydetti.
Lojistik okulları ile ilgili en büyük sıkıntı her üniversitenin farklı bir müfredatının olması ve farklı derslerin okutulması. Örneğin, bizim okulumuzda gördüğümüz bir ders başka bir üniversitenin lojistik bölümünde olmayabiliyor. Ya da tersi bir durum. Belki de benim almadığım ders kariyerim için bana lazım.
Üniversitelerde eğitim verenlerin akademisyen ağırlıklı olması gerekir ama pratikle ilgili eğitim alabilmek için de sektörden insanların olması gerektiğini düşünüyorum. Lojistik mesleğini öğrenebilmek için sahaya inmek ve birebir yaşamak gerekir.
Mezun olanlar sektörde mutlaka iş bulur. Herkesin olduğu gibi benim de iş kaygım oluyor tabii. Ama bunu kendimizi ön plana çıkartarak kapatmalıyız. Mezun olanların önemli bir kısmı iş buluyor. İş bulamama gibi belirgin bir sıkıntı yok. Zaten gelişmeye açık bir sektör.
Sektörde faaliyet gösteren yöneticiler lojistik bölümlerinde okuyan insanlarla iç içe olmalıdır. Öğrencilere daha çok imkân tanımaları lazım. Staj konusunda dahi sektörde eleman açığı varken açıkta kalanlar oluyor. Böyle bir duruma ben anlam veremiyorum. Sektörde bu kadar eleman açığı varken ve bizim bu alanda eğitim alıp mezun olmamızdan sonra başlangıçta 800-900 TL'lik maaşın verilmesini yeterli değil. Çünkü daha çok iş yapıyorsunuz.
Eğitimli insanların yani bizlerin sektöre farklılık getireceğine inanıyorum. Başka bölümlerden mezun olanların bu sektörde çalışmaya alışması için en az 1-1.5 yıl gerekir. Ama biz bu sektörle ilgili eğitimi alıyoruz ve bu sektöre adapte olmuş olarak işe başlıyoruz.

LOJİSTİK ZARAR GÖRÜYOR
Diğer ülkeler Türkiye ile arasındaki siyasi ilişkilerden dolayı kolay bir şekilde kota koyuyorlar ve böylece ulaştırma ve lojistik sektörüne zarar verebiliyorlar. Örneğin, Rusya ile önceki yıllarda siyasi sorunlarımız vardı hemen sebze ve meyve alımını durdurmuşlardı. Bu Türkiye'yi ekonomik açıdan da etkiledi. Bu nedenlerden dolayı Türkiye'nin lojistik sıralamada olması gereken noktanın altında yer aldığını düşünüyorum.
Öte yandan geçici antrepoların kaldırılması konusu var. Burada bir haksızlık var. Bir taraftan bir şeyi düzeltmek isterken diğer taraftan bozuyorlar. Türkiye'de bu geliştirme ve düzeltme işlemleri daha organize bir biçimde olması gerekir. Çünkü geçici antrepo konusunda yapılan düzenlemede antrepocular mağdur durumda kaldı. Bir şeyler ya geç yapılır ya erken yapılıyor."

İstanbul Arel Üniversitesi Lojistik Meslek Yüksekokulu 2'nci Sınıf Öğrencisi ve Lojistik Kulübü Başkanı Fahri Onur Yılmaz (23):
"Lojistik uluslararası bir meslek yabancı dil ağırlıklı olmalı"
"Liseden 2003 yılında mezun oldum ve aile şirketimizde çalışmaya başladım. Şirketimiz sektöre yönelik faaliyet gösteren bir firma olan Zafer Nakliyat. Zafer Nakliyat, kimyevi madde taşımacılığı yapıyor. 3-3.5 yıl kendi firmamızda çalıştıktan sonra bunun eğitimini almaya karar verdim. Yani üniversiteye gitmeye ve orada lojistik üzerine eğitim alma ihtiyacı duydum. Mezun olduktan sonra yurtdışında yabancı dil açığımı gidermek istiyorum. Sektörde yabancı dilin çok önemli olduğunun bilincindeyim. Lojistik uluslararası bir meslek. Bu bölümün bence İngilizce ağırlıklı olması gerekiyor. Ayrıca İngilizce'nin yanında da bir yabancı dil daha öğretilmeli.
Arel Üniversitesi'nde lojistik üzerine 2 yıllık da 4 yıllık da eğitim veriliyor. Eğitim müfredatında en büyük eksiklik İngilizce. İş konusunda kendi aile şirketimiz var ama Türkiye'de neyin ne olacağı belli olmuyor.

NE KADAR LOJİSTİK EĞİTİMİ ALAN OLURSA SEKTÖR O KADAR ÇOK GELİŞİR
Gelecekte ilk başta kendim için bir şeyler yapmak istiyorum. Benim yaşadığım sıkıntıları benden sonrakilerin yaşamaması adına öğrencilerle iç içe olacağım ve onlara her zaman destek olacağım. Özellikle de lojistik kulüplerine. Sektörde ne kadar çok eğitim almış kişi olursa sektör o kadar çok gelişir diye düşünüyorum. Türkiye dünyada bir numaralı coğrafi konuma sahip ama diğer ülkelerle ticaret konusunda hep eksi yöndeyiz. Bunu da inşallah gelecekte mesleği elimize aldığımız zaman bizler geliştireceğiz. Ben lojistiğin her alanında uzmanlaşmak istiyorum ama ilk olarak hedefim karayolunda kimyevi madde taşımacılığı alanında uzmanlaşmak."

İstanbul Aydın Üniversitesi Lojistik Meslek Yüksekokulu 2'nci Sınıf Öğrencisi ve Lojistik Kulübü Başkanı Uğur Micaz (22):
"Lojistikte en büyük eksikliğimiz yasal düzenlemeler"
"Ben lisedeki rehber öğretmenim sayesinde lojistik bölümünü seçtim. Rehber öğretmenim lojistiğin Türkiye'de gelişmekte olan bir sektör olduğunu söylemişti. Ben de lojistik ile ilgili araştırma yaptım ve lojistik üzerine eğitim almaya karar verdim. Lojistik üzerine eğitim aldığım için pişman değilim.
Türkiye'de lojistik konusundaki en büyük eksikliğin yasal düzenlemeler olduğunu düşünüyorum. Bürokrasi olduğunu düşünüyorum. Türkiye'de lojistik devlet politikası haline getirilmeli. Bunu yapamıyoruz. Türkiye'de 2050 yılında şu kadar kilometre demiryolu ve karayolu yapılacak, havada şu kadar etkin olacağız, şu an lojistikte dünyada şu sıradayız ama 2050'da şu noktada olacağız şeklinde bir hedefin konulduğunu ben hiç duymadım. Hükümetlerin lojistik ile ilgili hedefleri olsa da bir sonraki hükümet değişiminde hedeflerin de değiştiğini düşünüyorum. Bu hedefler sadece 5 yıllık, 7 yıllık 10'ar yıllık hükümet politikalarına bağlı kalıyor.

DENİZCİLİK BAKANLIĞI KURULMALI
Üç tarafımız denizlerle çevrili diyoruz ama bir Deniz Bakanlığı bile yok. Bir Deniz Bakanlığı'nın Türkiye'de mutlaka kurulması gerekiyor.
Şu anda sektörde eğitim verebilecek akademisyenlerin olduğunu düşünmüyorum. 2003 yılından beri üniversitemizde var olan lojistik bölümü var ama bunun 4 yıllığını bir türlü açamıyoruz. Ben bunun üniversitemizin sahibinin istemediğini düşünmüyorum, istiyor ama bunun için gerekli akademisyen yok. Bunun da ilk örneklerini şu anda bu bölümlerde okuyan bizlerin oluşturacağını düşünüyorum. Ben de ileride hem sektörde yer almak hem de okullarda dersler vermek istiyorum. Türkiye'de lojistik önemli yerlere gelecekse bu eğitimle olacak. Burada da en büyük işin bize düştüğünü düşünüyorum.

BÜTÜN ÜNİVERSİTELERİN DERS PROGRAMI AYNI HALE GETİRİLMELİ
Bakanlık ya da hükümet bazında bir komisyon oluşturup bütün üniversitelerin ders programlarını aynı hale getirilip temel bir eğitim programı Türkiye'de uygulanabilir. Eğitim bu şekilde olsaydı Türkiye şu an ilk 10'da yer alabilecek bir ülkeydi. Lojistik ile ilgili yatırımların mutlaka artırılması gerekiyor. Eğer yatırımlar artırılırsa lojistiğin Türkiye'de çok daha fazla gelişeceğini düşünüyorum.
Ben kendimi havayolunda geliştirmek istiyorum ama şu anda baktığımız zaman 2 yıllık eğitim alıyoruz ama iki yılda bize gösterilenler genel şeyler. Şöyle bir şey olursa bence çok mantıklı olur: Lojistik bölümleri 4 yıl olduğu taktirde iki yılın sonunda herkes kendisini geliştirmek istediği alana kayabilir. Lojistik dediğiniz zaman çok geniş alanda eğitim görüyorsunuz. Kaç kişi demiryolunda görev almak isteyip de görev alabiliyordur? Alamıyor."

İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksek Okulu 4'ncü Sınıf Öğrencisi ve Lojistik Kulübü Başkanı Samet Civan (23):
'Gözüm Ulaştırma Bakanlığında'
"2005 yılında bu bölümü seçerken lojistik alanında çok fazla eğitim veren üniversite yoktu. Eğitimi seçmemdeki amacım, gelecek 10-15 yıla damga vuracak meslek dalı olması ve iş olanaklarının fazla olmasıydı. Aynı zamanda eğitim aldıktan sonra uzmanlaşma olanağın fazla olacaktı. Bu yüzden lojistik eğitiminin içinde yer aldım. Şu anda bulunduğum yerden ve geldiğim noktadan çok memnunum.
KUSURSUZ EĞİTİM VERİLİYOR
Eğitimini aldığım üniversite lojistik anlamda eğitim veren ilk üniversite olma özelliğine sahip. Dolayısıyla akademik kadrosu ve eğitim veren öğretim görevlisi ve öğretim üyesi kadrosu ile bölümümüzde kusursuz bir eğitim veriliyor. Ben öyle görüyorum. Mutlaka bazı kırılma noktaları vardır ama ben kusursuz bir eğitim aldığımız düşünüyorum. Bu okulun 11 yıllık bir geçmişi ve tecrübesi var. Bu 11 yılda yetiştirmiş olduğu birçok insan var. Bundan sonra artık eğitim vermeye bu okuldan mezun olmuş insanlar başlayacak yani bizler başlayacağız.

BİTLİS'TE LOJİSTİK BÖLÜMÜ
1999 yılından itibaren bölüm sayısı hızla artıyor. 2005 yılında bölüm sayısı 4'ken bugün onlarca farklı üniversitede lojistik bölümü var. Bugün bir Bitlis'teki üniversitede lojistik bölümü veya Anadolu'nun bir köşesindeki üniversitede lojistik bölümü açılıyor. Tabii ki açılsın ama burada eğitim verecek insanların kalifiyesi çok önemli. Ben bu konuda yetersiz kalındığını düşünüyorum. İstanbul'da bu eğitimleri daha kolay. Neden? Sektör buraya daha yakın. Yetişmiş akademik insan olmasa bile sektörden insanlarla bunu takviye edebiliyorsunuz. Fakat Anadolu'nun ücra bir köşesinde bunu yapmanız şu aşamada söz konusu değil. Ben daha çok bölüm açılmasından ziyade mevcut olan bölümlerin akademik eğitim almış insanlarla zenginleştirilmesi taraftarıyım.

İŞ KAYGISI YERSİZ
Ben de iş kaygısı kesinlikle yok. Bu bölümde eğitim alanların iş kaygısının olmasını da çok yersiz buluyorum. Sektör zaten gelişmeye açık bir sektör. Bir de biz kendimizi bu sürecin başında yer aldığımız için şanslı görüyorum. Ben demiryolu sektöründe uzmanlaşmak istiyorum. Fakat kendimi sadece bu alanla da kısıtlamak istemiyorum. Ben ayrıca mezun olduktan sonra akademik kadroda da yer almak istiyorum. Uzun vadede gözüm Ulaştırma Bakanı'nın yerinde.
15-20 yıl sonra lojistik sektörümüzün çok daha iyi noktaya gideceğini düşünüyorum. Bu sektörün gelişmesi özel sektör kaynaklı değil, tamamen kamu sektörünün gelişmesi ile alakalı. Lojistik sektörü ile ilgili kamu bilincinin oluşturulması gerekiyor. Ya da var olan bilincinin geliştirilmesi gerekiyor. Lojistiğin geleceğinin biraz da bununla alakalı olduğunu düşünüyorum."

Yeditepe Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık Bölümü 3'üncü Sınıf Öğrencisi ve Lojistik Kulübü Başkan Yardımcısı Canberk Güder (23):
"Lojistikte başarılı olmak için fark yaratmak zorundasınız"
"Lise 2'deyken üniversitelerdeki bölümler tanıtılıyordu ve lojistik bölümü dikkatimi çekti ve bu bölüme o zaman girmeye karar verdim. Çevremden de bu tercihime destek geldi. Türkiye'de kariyer yapmak çok zor. En ufak işe bile girmek çok büyük marifet ama lojistik böyle değil. Ama her işte olduğu gibi bu işte de başarılı olabilmek için farklılık yaratmak zorundasınız. Bu da nasıl olur? Dil ile, aldığınız eğitim ile, katıldığınız aktiviteler ile.
Bizim okulun bana göre en büyük avantajı yabancı dile çok önem vermesi. Tüm derslerimizi İngilizce görüyoruz. Bunun yanında da bir yabancı dil daha alıyoruz. Bu benim açımdan çok önemli bir avantaj.
Okul kulüplerini çok önemsiyorum. Kulüplerin, bir öğrenciyi bir öğrenciden ayıran en büyük fark olduğuna inanıyorum. Yakın dönemde bir aktivitemiz olacak. O aktivite için ben bir dönemde 11 tane genel müdür ile görüştüm. Bu benim kulüp sayesinde farklılaştığımı gösterir.

HAVACILIK ALANINDA UZMANLAŞMAK İSTİYORUM
Ben havacılık alanında uzmanlaşmak istiyorum. Bütün amacım bu. Ben niye havacı olmak istiyorum. Benim okulum havacılıkta çok iyi dersler veriyor. Ama benim okulumda ben hiç demiryolu dersi almadım. Bu benim için çok büyük bir eksiklik.
Müfredatta çok eksik var. Konulmayan çok konu var. ADR Konvansiyonu, intermodal taşımacılık, proje lojistiği gibi... Bunlar yeni gelişen lojistik sistemler. Ben okulumdan memnunum ama eğitim biraz daha spesifik hale getirilmek zorunda.
Ben aldığım eğitimlerden dolayı iyi bir yerlere geleceğimi düşünüyorum. 15-20 yıl sonra lojistik alanında iyi bir noktada yönetici olmayı ve şu an bizim konumumuzda olan öğrencilere yardım etmek istiyorum. Sektördeki herkesin biz öğrencilere destek olması gerekir.

AKADEMİSYEN AÇIĞI VAR
Birçok üniversitede lojistik bölümleri açılıyor. Lojistik eğitimi veren belli başlı üniversiteler bile yeterince akademisyen bulamıyorken birçok yerde bu bölümlerin açılmasının bir anlamı olmaz. Çünkü akademisyen açığı var.
Lojistik köylerin Türkiye için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü bizden çok daha küçük ülkelerde bile 60 tane lojistik köy bulunurken bizde bir tane bile olmaması büyük bir sıkıntı. Eğer lojistikte dünyada 39'uncu sıralardan daha da iyi yerlere gelmek istiyorsak lojistik köylerinin kurulması lazım."

Bahçeşehir Üniversitesi Lojistik Meslek Yüksekokulu 2'nci Sınıf Öğrencisi ve Lojistik Kulübü Başkanı Atakan Akıner (20):
"Kendi firmamı kuracağım"
"Ben önceden lojistik bölümünü bilmiyordum. Ticaretle uğraşmak istiyordum. Çünkü ailem de ticaretle uğraşıyor. Sınavda Fen-2'yi kaydırdığımdan dolayı puanım düşük geldi. Bundan dolayı istediğim diğer bölümlere giremedim. Sonra ek kontenjandan Bahçeşehir Üniversitesi Lojistik Meslek Yüksekokulu'na girdim. Geldiğimde lojistik kulübümüz yoktu. Diğer üniversitelerdeki okulların lojistik kulüplerinin olduğunu gördüm ve üniversitemizde böyle bir kulübün kurulması için çalışma yaptım. Yani kulübün kurucusuyum. Kulüp sayesinde diğer üniversitelerden birçok arkadaşlarla tanışma imkanı buldum.
Ben proje lojistiğinde uzmanlaşmak istiyorum. Zaten şu anda da Schenker Arkas'ın proje bölümünde stajyerlik yapıyorum. İş kaygım yok. Edindiğim çevre sayesinde iş kaygımın olacağını sanmıyorum. 15-20 yıl sonra proje üzerine faaliyet gösteren bir firma kurmak istiyorum. Türkiye'nin lojistik üs olup olamayacağı ile ilgili bir tartışma var. Eğer Türkiye bölgesinin bir lojistik üssü olacaksa bu konuda önemli bir yatırım yapılmalı. Mesela demiryolumuz çok kötü durumda.

TANIMLAR ÜZERİNE EĞİTİM
Okulumuzda eğitim 2 yıllık. İlk yıl temel dersleri gördük. Okulda bizim ağırlıklı olarak tanım tarzı eğitim görüyoruz gibi geliyor bana. Tanımlar üzerine eğitim görüyoruz. Ama pratik olarak ortada bir şey yok. Pratik olarak haftanın üç günü okul iki günü staj yapıyorsun. Bu şekilde mezun olduktan sonra sektöre hazır hale gelmeye çalışıyoruz.

AVRUPA'YA TAŞIMALIYIZ
Uluslararası Endüstri Mühendisliği Topluluğu'nun içinde Türkiye'den de birkaç üniversitenin olduğu bir topluluk. Bu topluluk birçok uluslararası kongre, seminer, vaka yarışmaları ve toplantılar düzenliyor. Türkiye'deki lojistik kulüpleri olarak UND'nin öncülüğünde toplantılar yapıyoruz. Biz bunu Avrupa'ya taşımalıyız diye düşünüyorum. Avrupa'daki lojistik bölümleri ile bir işbirliği içine girmeliyiz. Bu üniversiteler arası öğrenci değişimini de beraberinde getirir ve eğitimimize çok faydası olur. Avrupa'da staj yapma olanağımız olur."
İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksek Okulu 4'üncü Sınıf Öğrencisi ve Lojistik Kulübü Mali İşler Sorumlusu Aytaç Akgül (23):
Türkiye'de lojistiğe karayolu olarak bakılıyor
"Benim sınav puanım gelinceye kadar lojistik ile ilgili pek bir bilgim yoktu. Ben daha çok hukuk okumak istiyordum. Rehberlik öğretmenlerim sayesinde bu bölümü tercih ettim. Gayette memnunum, iyi ki de seçmişim. Bizim okulumuz lojistik alanında ilk olmasından dolayı eğitim konusunda bir eksiği yok. Ama uygulama konusunda eksiklikler olabiliyor. Sektördeki en iyilerden eğitim alıyoruz. Sektörle ilgili her türlü dersi alıyoruz.

LOJİSTİĞİN HER DALINDA UZMANLAŞMAK İSTİYORUM
Benim iş kaygım hiç olmadı. Öncelikle işin bana katacağı vizyon önemli. Benim gözüm Ulaştırma Bakanlığı'nda. Ben lojistiğin her alının da uzmanlaşmak istiyorum. Kendi şirketimi kurmayı planlıyorum.
Türkiye'de serbest bölgeler gümrüklere tabiyken Avrupa'da dahil değil. Avrupa'da konşimento gümrük bölgesinde verilirken bizde şirketlerin ordino bölümlerinde veriliyor. Avrupa'da sistem oturmuş. Türkiye'de lojistiğe karayolu olarak bakılıyor. Türkiye karayolunda mevzuat olarak Avrupa'nın gerisinde.

35 KONVANSİYONDAN SADECE 7'SİNE TARAFIZ
Türkiye konum olarak dünyanın en iyi yerlerinden birine sahip. Ama Asya-Avrupa bölgesinde 35 tane konvansiyondan sadece 7 tanesine tarafız. Geri kalanlara taraf değiliz. Romanya bile 13 tane konvansiyona tarafken Türkiye sadece 7 tanesine taraf."

Kaynak: Transport