Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / E-KAPİTALİZM ÇAĞINDA ANKARAYA BAĞLI E-DEVLET

E-KAPİTALİZM ÇAĞINDA ANKARAYA BAĞLI E-DEVLET

E-KAPİTALİZM ÇAĞINDA ANKARAYA BAĞLI E-DEVLET17.03.2010Bir süre önce, dünya ekonomisine yön veren sanal şirketlerden yola çıkarak ortaya atılan "siber kapitalizm" tartışmasına değinmiştim. Tartışma özetle şöyleydi: Eğer kapitalizm, çağın üretim koşullarına göre şekilleniyorsa, önümüzde "siber kapitalist" bir dönem bulunuyordu. Nasıl ki "tarımsal kapitalizm" yerini "ticari kapitalizme", o da "sanayi kapitalizmine" devrettiyse günümüzde krizle müsemma "finansal kapitalizm" de yerini "siber kapitalizme" devrediyordu. Yeni dönemin öncülüğünü de ABD'nin çoğu garajda kurulan bilişim devleri (Apple, Microsoft, Google) ve sanal şirketleri oluşturuyordu.
Bu ayki CNBC-e Business dergisi de Türkiye'deki benzer değişimi işaret eden bir iş yapmış. Dergi, Türkiye'nin en başarılı 12 genç girişimcisinin seçildiği bir dosya hazırlamış. Yeni ekonominin temsilcisi sayılabilecek 12 girişimcinin çoğunluğunu yerli bilişim şirketleri ve e-alışveriş sitesi sahipleri oluşturuyor. Ayrıca belirtmek gerekir ki eğer "siber kapitalizmin" kerameti garajdaysa, derginin seçtiği 12 girişimci arasında temelleri garajda atılan bir Türk şirketi de bulunuyor.
 
Bürokrasinin dönüşümü
İnternet üzerinden ticareti esas alarak da olsa Türkiye'de iş dünyasının "siber kapitalizm" çağına ayak uydurmaya başladığı söylenebilir. Tabii bunun bir de bürokrasi ayağı var. İşte orada işler biraz karışık.
Geçenlerde bir iş için yolum "tapu"ya düştü. Her ortalama Türk vatandaşı gibi devlet daireleriyle "Siz aramadıkça görüşmeyelim" düsturunu benimseyen biri olmamdan kaynaklansa gerek, "devletin" bürokrasideki e-dönüşümünü ıskalamışım. Fakat iki gün süren tapu macerası sırasında e-dönüşümü ıskalama konusunda yalnız olmadığımı fark ettim. Bizzat devletin kendisi de bu dönüşümü tam idrak etmişe benzemiyor.
Malum, devlet daireleri genellikle devletin o pek de sevimli olmayan yüzünü temsil eden memurlar ile dertlerini anlatmak için yüzlerine sahte bir gülümseme yerleştiren ancak en ufak bir sorun çıkınca kavga etmekten çekinmeyen vatandaşların buluşma noktalarıdır. Sorunların kaynağını ise çoğunlukla "bugün git, yarın gel" yaklaşımı oluşturur.
İşte bürokrasinin bu can sıkan derdine derman olmak ve tapuda işlem süresini kısaltarak, kırtasiye masraflarını azaltmak için bir sistem devreye konulmuş.
Otomasyon sistemi, sanal ortamda bütün devlet dairelerini birbirine bağlarken, aynı zamanda Ankara'ya maddi bağımlılığı da sanal boyuta indirgeyip, işlem hızını artırma hedefinde. Aslında bu iddialı hedefe "e-devlet" değil, "Devlet 2.0" da denebilir. Fakat sadece teoride. Çünkü bir kez daha gördük ki teori her zaman pratiğe uymuyor.
Tapudan anladığım kadarıyla eskiden bir "memurun keyfini" ya da "müdür beyin imzasını" bekleyen işlemler artık "sistemin keyfini" de bekliyor. Hakkını yememek lazım, bana yardımcı olmaya çalışan görevli hiç de devletin soğuk yüzünü temsil etmiyordu. Fakat işlemlerin tamamlanması için hesaba katılmayan bir gerçek daha vardı: "Sistemin keyfi."
 
‘Sistemler geldi'
Otomasyon sistemi bozulduğu ve bir saat sonra düzelmediği için işlemler bir sonraki güne kaldı. Bir sonraki günse manzara 1990'ların su sıkıntısı yaşayan İstanbulu'nu hatırlatıyordu. Bir memur "Sistem kesik, ara sıra geliyor, işlem yapmaya çalışıyoruz" diyordu. O an aklıma, Türkiye'deki yayını yılan hikâyesine dönen, mahkeme kararıyla bir açılıp tekrar kapanan bilişim devi YouTube geldi. Anlaşılan Türkiye'nin "e-devlet"i bürokraside de aynı şekilde yayın yapıyordu.
"Sistem" sorununun geçici olmadığını, uzun süredir sürdüğünü söyleyen bir memur, "Sorun epeydir sürüyor. Pazartesi günü sistem hiç çalışmadı. İki gündür kesik kesik de olsa işlem yapabiliyoruz. Sorun Ankara'dan kaynaklanıyor" dedi. Sınırları ortadan kaldırdığı için "sanal" denilen sistem, anlaşılan Ankara'nın başkentliğine sanal ortamda bile boyun eğmişti. 2005 yılında bakanlar kurulu, birçok bürokratik işlemin tek bir internet adresinden yürütülmesine dair bir karar kabul etti. Projenin resmi adı belki de yıllarca devlet kapısında bekleyenlere gönderme yapılarak "e-devlet Kapısı" kondu. Proje kapsamında bürokratik işlemler www.turkiye.gov.tr adresine taşınmaya başlandı. Bugün birçok resmi başvurunun yapılmasına olanak sağlasa da sistemin, hedeflenen katılımdan çok uzakta olduğunu söylemek mümkün. Tabii bürokrasiyi kolaylaştırmak için yürürlüğe konan e-devlet şifrelerinin PTT şubelerinden alınması gibi bürokratik işlemlerin de bunda etkisi olduğu söylenebilir.
Siber kapitalizm dönemi kaçınılmaz olarak devletleri de sanal işlemlere zorluyor. Ama e-devlet, mevcut haliyle Türkiye'de ne iş dünyasını ne de vatandaşları tatmin edecek şekilde çalışıyor. Bugün Tayvan ve Kuzey Avrupa ülkeleri bürokratik işlemlerinin yüzde 70'ini internetten gerçekleştiriyor. Türkiye'nin, vatandaşların cep telefonuna "Vergilendirilmiş gelir kutsaldır" mesajı gönderen e-devletten fazlasına ihtiyacı olduğu ortada.
 
Kaynak: Referans