Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / TÜRKİYE-AB ENTEGRASYONU GERİ DÖNÜLEMEZ BİR NOKTADA

TÜRKİYE-AB ENTEGRASYONU GERİ DÖNÜLEMEZ BİR NOKTADA

TÜRKİYE-AB ENTEGRASYONU GERİ DÖNÜLEMEZ BİR NOKTADA24.02.2010Bağış, Türkiye ile AB arasındaki entegrasyonun geri dönülemeyecek bir noktaya geldiğini söyledi.

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye ile AB arasındaki entegrasyonun geri dönülemeyecek bir noktaya geldiğini söyledi.

Bağış, Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünün "MBG-BRIDGE" olarak adlandırdığı, Avrupa Birliği 7. Çerçeve Programlarından "REGPOT" projesinin açılış toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin enteresan bir ülke olduğunu, bu toplantıya gelmeden önce televizyonlara, haberlere bakarken bir yandan insanın içini karartan gelişmeler gördüğünü, öte yandan böyle bir toplantının yapılmasının, Türkiye'nin AB fonlarıyla böyle bilimsel bir çalışmada öncülük yapılmasının, bütün o karamsarlık havasını dağıttığını kaydetti.

Türkiye'nin kabuk değiştirdiğini, çok farklı bir sürecin yaşandığını ifade eden Bağış, "50 yıl evvel darbeler sonrası başbakanların idam edildiği, 30 yıl evvel Kafka'nın, Dostoyevski'nin kitaplarının 'komünizm propagandası yapılıyor' iddialarıyla yakıldığı, 10 yıl evvel belediye başkanlarının şiir okuduğu için hapsedildiği bir ülkede bugün çok farklı bir boyutu yaşıyoruz" diye konuştu.

Geçen hafta Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ile Mersin'e gittiklerini anlatan Bağış, AB fonları desteğiyle çok sayıda projeyi hayata geçirdiklerini söyledi.

AB'nin Türkiye'yi potansiyel üye olarak görmemesi durumunda bu tür projelere yüz milyonlarca avro para aktarmayacağını kaydeden Bağış, "AB, Türkiye'nin sınırlarında hayvan sağlığını kontrol ediyorsa Türkiye'nin sınırlarını kendi sınırı olarak görmeye başladığından dolayı bunları yapıyor. Gerçekten de bugün Türkiye ile AB arasındaki entegrasyon geri dönülemeyecek bir noktaya geldi" şeklinde konuştu.

"Keşke AB süreci daha önce tamamlanmış olsaydı"

Bağış, AB süreci için "Keşke daha önce tamamlanmış olsaydı" ifadesini kullanarak, "Keşke Menderes'in ilk başvurusundan sonra dar vizyonlu siyasetçilerimiz bu süreci 50 yıl geciktirmemiş olsaydı. Keşke 'Onlar ortak, biz pazar oluruz' endişesiyle hareket etmeselerdi. Bu süreç bu kadar gecikmemiş olsaydı. Keşke ülkemizde darbe yapıp bu süreci öteleyenler bunu gerçekleştirmemiş olsaydı" dedi.

"Eğer Türkiye zamanında AB üyesi olmuş olsaydı, bugün yaşadığımız, içimizi karartan o haberlerin hiçbirinin yaşanmayacağını da bilirdik" diyen Bağış, "AB süreci öyle bir süreç ki Türkiye'deki farklı grupların farklı endişelerini ortadan kaldırabilecek ortak bir payda. Bugün Türkiye'de aşırı liberalleşmeden endişe edenlerin de buluşabileceği platform yine AB sürecidir" şeklinde konuştu. 

Bağış, "AB'yi Türkiye'nin diyetisyeni olarak görüyorum" diyerek, "27 AB üyesi, sağlıklı üyeler haline gelmişlerdir. Demokrasileri de yargıları da insan hakları da ifade özgürlükleri de hava kirliliğine karşı attıkları adımlar da AB süreci içinde hayatın her alanını etkileyen bir süreç olmuştur" ifadesini kullandı.

Diğer konuşmalar

TÜBİTAK Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ademoğlu da Türkiye'nin bu yıl arkeolojiden gıdaya, ormancılığa kadar 11 projeyle 12 milyon avro yardım aldığını belirtti.

BÜ Rektörü Prof. Dr. Kadri Özçaldıran da BÜ Moleküler Biyoloji Bölümünün, Türkiye'nin bu alanda kurulan ilk bölümü olduğunu, lisans, doktora ve araştırma projeleri bağlamında da lider konumda bulunduğunu söyledi.

"MBG-BRIDGE" projesine desteğin, bilimsel köprü oluşturulmasını sağlamak amacıyla verilen bir katkı olduğunu vurgulayan Özçaldıran, "Bu, değerin takdir edilmesi konusunda bir aşamadır. Proje çalışmasının 3 yıl sürmesi hedefleniyor. Bu destek, üniversitemizin yaşam bilimleri alanındaki araştırmacı kimliğini ve altyapısını güçlendirecek, bu alanda ileri olan üniversitelerle bizim araştırmalarımızın bir araya gelmesi sağlanacak" diye konuştu.

Özçaldıran, üniversitelerin Avrupa Birliği Genel Sekreterliğinden yardım konusundaki beklentilerinin yüksek olduğunu sözlerine ekledi.

BÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Kuyaş Buğra Bilge de bu projenin ileri işlevsel araştırma projelerine ivme kazandırmak üzere bir kapasite artırma projesi olduğunu ve bölümün tüm çalışanlarını kapsadığını anlattı.

MBG Bridge projesi

7. Çerçeve Programları kapsamında, konusunda şimdiye kadar verilen en içerikli ve önemli projelerden biri olarak kabul edilen "MBG-BRIDGE" projesi, 1.1 milyon avro destek almaya hak kazandı.

Proje kapsamında MBG-BRIDGE kısaltmasını oluşturan beyin araştırmaları, bağışıklık bilimi ve hastalık genetiği öncelikli alanlar olarak belirlendi. Bu konularda bölümün Avrupa araştırma alanına entegrasyonunun ivme kazanması amaçlanıyor.

Proje, BÜ'nün yaşam bilimleri kapsamındaki araştırmacı kimliğini güçlendirirken yeni araştırmacıların istihdamına ve teknolojik altyapının güçlendirilerek yeniden yapılandırılmasına olanak sağlayacak.

Kaynak: Dünya