Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / GÜMRÜK MÜŞAVİRLERİYLE SOHBET

GÜMRÜK MÜŞAVİRLERİYLE SOHBET

GÜMRÜK MÜŞAVİRLERİYLE SOHBET10.02.2010

21 Ocak günü "Gümrük Müşavirleri Ücret Tarifelerine Karşı Bir Yazı" başlığında, 25 Ocak Pazartesi günü ise "Gümrük Müşavirleri Asgari Ücretlerinin Vahim Sonuçları" başlığında 2 yazı yazdım.

Gümrük müşavirleri alındılar.

Bazıları burada yazamayacağım terbiyesizlikte, bazıları ise son derece nazik bir lisan ile elektronik posta, gazetemiz internet servisi, faks ve telefonla bana ulaşarak sektörleri üzerindeki görüşlerini bildirdiler.

Bugün sorumlu bir yazar olarak hakaret içeren, terbiye sınırlarını aşan tavırdakileri bir kenara koyarak, görüşlerini belli bir terbiye içinde ve oldukça kibar ifadelerle anlatarak sektörlerine sahip çıkan gümrük müşavirleriyle sohbet etmeyi uygun gördüm.

Kendilerinden izin alamadığımdan isimlerini açık yazmayacağım.

A.Y. isimli gümrük müşaviri, "Öyle bir meslek icra ediyoruz ki yapılan bu düzenleme ile ipte yürüyen cambazlar gibiyiz. Yükümlüler adına beyanda bulunduğumuzda, bu beyana herhangi bir dahlimiz olmamasına rağmen, bazı idarecilerin çoğunlukla yanlış yorumlamaları sonucunda kendimizi firmanın ortağı gibi mahkeme kapılarında buluyoruz; bu, adalet mi?" şeklinde sorarak yüklendikleri riskler karşısında asgari ücret tarifesinin yüksek olmadığını anlatıyor.

B.K. isimli bir başka müşavir özetle, "Ücretlerin serbest ticaret kuralları dahilinde oluşturulması düşünceme katılmadığı söyleyerek doktorlar, avukatlar, yeminli mali müşavirler, mühendisler için asgari tarife belirlenirken ses çıkarmıyorsunuz da bize gelince neden tepkili oluyorsunuz" diye soruyor ve asgari ücret tarifesi için "yıllardır hakkı yenmiş bir meslek, eli sürekli taşın altında olan, davulu sırtında, tokmağı başkalarının elinde olan bu mesleğin var olma çabasıdır" yorumunu getiriyor.

N.E. adındaki gümrük müşaviri, "Yıllardır tabiri caizse aradaki figüran olan gümrük müşavirliği mesleği, disiplin altına alınmış bulunmaktadır" derken, "Kimse bizlerle çalışmak zorunda değildir, kendisine güveniyorsa ithalat, ihracat işlemlerini kendileri de yapabilirler" diyerek yol gösteriyor. 

Ş.T. bir başka gümrük müşaviri. Bir yazar olarak konuya taraf olmak yerine, her iki tarafı da dinlememi önerirken, "Gümrük müşaviri olabilmek için 4 yıllık işletme, iktisat, hukuk gibi üniversitelerden mezun olmak, 3 yıl süreyle bir gümrük müşavirliği şirketinde çalışarak staj yapmak, bu sürede açılan sınava girerek başarılı olmak, sonrasında 3 yıl süreyle gümrük müşaviri yardımcısı olarak çalışıp açılan yazılı, sözlü sınavlarda da başarılı olduktan sonra müşavir olmak toplamda 11 yıl eğitim ve imtihanlar silsilesi sonrasında 30 TL ücretle beyanname açmayı takdirlerinize bırakıyorum" demekte.

N.Ş., konuya sadece özel sektör açısından yanaştığımı, gümrük müşavirlerine uzak kaldığımı, bir basın mensubu olarak eşit davranmadığımı söyleyerek, "Bize ödenen ücretin adı sadece beyanname parası olarak görülürse, aldığımız ücret çok gelebilir. Oysa imza sorumluluğumuzun, aldığımız risklerin, müteselsil sorumluluğumuzun, ithalat ve ihracatın her safhasında yapılacak bir yanlışın bizleri birinci derecede sorumlu yaparak kaçakçılık kanunu ile yargılanacağımızı neden kimse anlatmıyor" diye soruyor.

Bir başka gümrük müşaviri ve adı M.M.G. "yazdıklarıma katılmadığını" bildiriyor. "Konu dışarıdan görüldüğü gibi değildir, bu düzenlemenin yapılmaması halinde hizmet verebilecek şirket maalesef kalmayacaktı. İnanın 3 aydır maaş veremeyen gümrük müşavirleri var" diyor.

B.K., çok ilginç bir yaklaşımla bana ulaşmış. "Annem size çok kırıldı Şevket Bey" diyerek başlamış yazısına. "Hukuk, işletme, maliye, iktisat gibi 4 yıl tahsil yap, sonra 3 yıl staja gir, 4. yılda açılacak imtihanlarla boğuşsaydınız bunları yazar mıydınız, annemin çocuğu bunları yaptı ve şu anda gümrük müşaviri. Annem bu yüzden size çok kırıldı" şeklinde çok hoş bir ifade ile sektörüne sahip çıkmış.

B.A. isimli müşavir doğrudan beni hedef almış ve "Tekstil ihracatçısı Sayın Sürek, 50 TL'ye, çay parasına iş yaptırmaya alışmış. Gümrük mevzuatı kendisinin beyan yapmasına izin veriyor ama risk almak işine gelmiyor" demiş ve "Kimse kimseyi zorlamıyor" ifadesiyle "Sıkıyorsa kendiniz yapın" demeye getirmiş.

M.Ö. isimli müşavir, asgari ücret tarifesinde indirimin yapılmasından şikâyetle, "Bu indirimin sektörlerine ciddi şekilde sekte vuracağını, düşük ücretle düşük kalite uygulayan şirketlerin ekmeğine yağ sürüldüğünü, kaliteyi hedefleyen müşavir şirketlerin sekteye uğratıldığını" belirtmiş.

K.T. isimli müşavir sormuş: "Bu yorumları yaparken gümrük müşavirliği sektörü hakkında ne kadar bilgiye sahipsiniz?" Masrafların dağılımından, risklerinden, sorumluluklarından bahsederek, "Gümrük müsteşarlığı uzmanlık isteyen bir iştir" şeklinde bitirmiş.

Benimle temas eden tüm müşavirler, özetle, uzun eğitim süreci ve uzun stajlar, yoğun imtihanlar, sorumluluklar, mali ve hukuki riskler sonucunda verilen emek karşılığındaki asgari ücret tarifesinin ilk haliyle hakları olduğunu söylüyorlar. İndirilen ücretlerin bu yükümlülüklerinin karşılığı olamayacağını savunuyorlar. İndirimden sonra her müşterisinin asgarinin asgarisini uygulaması yönünde baskı yaptıklarını, bazı müşavirlerin müşteri kaybetme korkusuyla bu taleplere boyun eğdiklerini, danışma ücretleri konusunda hiçbir müşavirin müşterisine fatura çıkaramayacağını ifade ediyorlar.

Yaklaşık 40 yıldır iş hayatının içinde ithalat ve ihracat fiillerinin hemen her safhasında yer almış bir işadamı ve bir dış ticaret yazarı olarak, dış ticaret konularındaki önemlerini, o konularda da neler yaptıklarını çok iyi biliyorum ve asgari ücret tarifesi tartışmalarının göbeğinde kaldıkları için üzülüyorum.

Yazdığım 2 yazıda takıldığım tek nokta, ücret konusunun "Gümrük müsteşarlığının işi olmadığı, konunun yıllardır yapıldığı gibi demokratik bir ortamda, serbest ticaret ilkeleri çerçevesinde, rekabet kurallarında, hizmeti satan ile hizmeti alan arasında neden halledilemediği" konusudur.

Görüldüğü gibi gümrük müşavirleri bu yanlış uygulamadan fayda sağlayacakları yerde kayba uğramışlar ve bir de Gelirler Genel Müdürlüğü'nün baskısı altına girmişlerdir.

 
Kaynak: Referans