Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, Türkiye'nin 2010 yılı büyümesi için resmi projeksiyonun yüzde 3,5 olduğunu ancak kendi tahminlerinin yüzde 4-4,5 arasında bir büyüme öngörüsü olduğunu söyledi. 2010 yılında geçen seneye göre daha pozitif bir tablo olacağını ifade eden Zachau, bazı risklerin ise varlığını koruduğunu belirtti.
Dünya Bankası'nın (DB) bir süre önce açıkladığı "Küresel Ekonomik Beklentiler 2010-kriz, finans ve büyüme" başlıklı raporla ilgili olarak dün DB ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ortaklaşa bir basın toplantısı düzenledi. Zachau, Türkiye'nin, birçok kişinin geçen yıl düşünemeyeceği kadar iyi durumda olduğunu ifade etti. Türkiye ve küresel ekonomi açısından risklerin bulunduğunu da kaydeden Zachau, ancak en güncel senaryoya göre 2010 yılının 2009'dan çok daha pozitif olacağını belirtti. Zachau, işsizlik sorununun uzun dönemli yapısal bir problem olduğuna dikkat çekerek, Türkiye nüfusunun genç olduğunu ve yeni iş sahaları yaratılması gerektiğini ifade etti. Zachau, Türkiye'nin mali kural sürecini devam ettirmesi gerektiğini ifade ederek, tahminin üzerinde büyüme olması durumunda bunun tasarruf ve yatırımlar için kullanılması gerektiğini kaydetti.
Koordinasyona ihtiyaç var
TEPAV İcra Direktörü Güven Sak, Türkiye'nin yeni bir büyüme hikayesine ihtiyaç duyduğunu belirterek, yeniliklere açık bir ekonomi olsun demenin yeterli olmadığını ifade etti. Sak, bu nedenle politika koordinasyonu ile ilgili idarelerin hep beraber uygulayabilecekleri bir mekanizmaya ihtiyaç olduğunu belirterek, YÖK, TÜBİTAK ve SPK gibi kurumların da bunun içinde yer alması gerektiğine dikkat çekti.
Sak, büyüme yüzde 4,3-4,5'ten daha fazla olmadığı sürece işsizlik oranının düşürülemeyeceğini de ifade ederek, bu nedenle bu oranların yeterli olmadığını vurguladı. Sak, Türkiye'nin bir önceki yıla göre daha iyimser bir tablo gösterdiğini ifade ederek, gelişmekte olan ülkelere bakıldığında ekonominin bir an önce düzelebileceği bir ortamda olmadığını aksine ülkelerin ayrışma döneminde olunduğunu kaydetti. Türkiye'nin gelişmekte olan bir ülke olmasının geçişi yavaşlatan bir faktör olduğunu belirten Sak, "Türkiye'nin büyük bir ekonomi olması, ihtiyaçlarının yayılmış olması Türkiye'nin teknolojik gelişmelere sıçramasını engellemekte" dedi.
Kaynak: Referans