Avrupa Birliği Komisyon Yönetmeliği'ne göre kalıntı riski taşıyan taze biber, kabak, domates ve armut ürünlerinin AB'ye ihracatında gümrük kapılarındaki denetim oranı yüzde 10'a çıkarılırken, her 10 TIR'dan birisinden alınacak numunelerin laboratuvara gönderileceği ve sonuç çıkana kadar TIR'ların gümrük kapısında bekletileceği bildirildi.
Antalya Yaş Sebze ve Meyve İhracatçıları Birliği (AYMSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Satıcı, düzenlediği basın toplantısında, Avrupa Birliği'nin, 25 Ocak 2010 itibariyle yürürlüğe giren kararla Türkiye'den aldığı taze biber, kabak, domates ve armutta denetim amaçlı kontrol miktarını yüzde 10'a çıkardığını kaydetti. AB'nin bu ürünleri riskli gördüğüne değinen Satıcı, bu uygulamanın her 10 TIR'dan birinin AB'nin giriş kapısı olan Bulgaristan'da durdurulacağı anlamına geldiğine dikkati çekti. Bu ülkede alınacak numunelerin laboratuvara gönderileceğini anlatan Satıcı, şöyle konuştu:
''Burada çıkan rezidü sonucuna göre o mal imha edilecek. Bu uygulama sadece Almanya değil, Avusturya, Hollanda, Romanya, Macaristan, Baltık ülkelerine yapılan ihracat da AB ihracatından sayıldığı için, burada oluşacak yığılmalar, bu analiz sonuçlarının minimum 3 gün sürmesi ve TIR'ların gümrükte bekletilmesi, büyük bir sıkıntının habercisi olarak karşımıza çıkıyor. Bu uygulama ihracatımızı ciddi anlamda sekteye uğratacak. TIR'lardan numune alındıktan sonra üç gün bekletilmesi, özellikle sebze, meyve ihracatı açısından büyük sıkıntı. Hem ürünlerin raf ömrü kaybı yüzünden bozulmalar ortaya çıkacak, hem de ihracatımız son yıllarda ciddi anlamda süpermarketlere kaydı. Süpermarketlere de bırakın günlük, saatlik terminlerle anlaşmalar yapılıyor. Dolayısıyla TIR'ın üç gün kapıda bekletilecek olması, süpermarketlerin Türkiye'ye sipariş vermemesi sonucunu doğuracak. Araya giren üç günlük süre, Türkiye'nin süpermarketlere ihracat yapmasını imkansız kılıyor.''
Mustafa Satıcı, kontrol edilen ürünlerde ilaç kalıntısına rastlanması durumunda ürünün imha edileceğine de dikkati çekti. Bu uygulamanın özellikle ülke imajı açısından büyük sıkıntı doğuracağına işaret eden Satıcı, Dış Ticaret Müsteşarlığı kanalıyla bir dizi çalışma yaptıklarını, bu konudaki sorunu aşmak istediklerini vurguladı.
Satıcı, küresel krizin yaşandığı bu dönemde ihracat oranının sadece yaş sebze, meyvede arttığına değindi. Bu alanda ciddi fedakarlıklar yapıldığını vurgulayan Satıcı, ürün fiyatları açısından üretici açısından sıkıntı olmadığını ancak ürünlerde kalıntı çıkması halinde ihracatçıların zor durumda kalacağını kaydetti.
Bulgaristan'daki Ticaret Müşavirliği, hem de Dış Ticaret Müsteşarlığı kanalıyla Bulgaristan ve Brüksel ile irtibat halinde olduklarını anlatan Satıcı, şöyle konuştu:
''Buradaki önerimiz de daha önce olduğu gibi denetim analizlerinin devam etmesi ama hiçbir şekilde TIR'ların bekletilmeden ihracata devam edilmesi şeklinde. Bunun sonuçları görüldükten sonra AB ile bunun değerlendirmesini yapmak istiyoruz. Gerçekten bu ürünlerin risk boyutu nedir, ürünlerin analiz sonuçları çıkana kadar bekletilmesini gerektirecek boyutta mıdır, bunu ancak yapılacak analizlerle hep beraber görebiliriz. Son on yılda ihracatını 10 kat artıran bir sektör ve bölge olarak bunun da üstesinden gelebiliriz. Üreticilerimiz ve komisyoncularımızla elele verip, rezidü konusunda riskleri ortadan kaldırarak başarı şansını yakalamamız yüksek. Bunu geçmişte yaptık. Bundan sonra da başarıyı yakalamak için bahanemiz olmasın istiyoruz. Burada üreticilerimize de ciddi görevler düşüyor. Eğer bu süreçten de alnımızın akıyla çıkabilirsek, artık ihracatı her sene dolar bazında yüzde 15-20 artıyor, aynı oranda artmaya devam edecektir.''
Satıcı, Türkiye gibi arasında Dominik Cumhuriyeti'nin de bulunduğu birkaç ülkenin denetim oranının yüzde 10'a çıkarıldığına dikkati çekerek, bu ülkeler arasında hiçbir AB üyesi ülkenin bulunmadığına işaret etti.
Uygulamanın sonuçlarının henüz ortaya çıkmadığını vurgulayan Satıcı, ''Bizim açımızdan bu ürününün satışının aynı kalması bile problem. Çünkü artışlara alıştık. Eğer bu uygulama düşündüğümüz şekilde gerçekleşirse, o zaman ihracatçılarda oluşan demoralizasyonun daha büyük bir sorun olacağını düşünüyorum'' diye konuştu.
-''İHRACAT ATEŞTEN GÖMLEK''-
AYMSİB Yönetim Kurulu Başkan Vekili Cahit Özer de, ihracat yapmayı, ''ateşten gömleğe'' benzetti. Gerek içeride, gerek dışarıda ihracatçılarla üreticilerin mutlaka işbirliği yapmaları gerektiğini belirten Özer, artık hale gelen malın tesadüfi olarak ihraç edilme devrinin kapandığına dikkati çekti.
Özer, AB'nin Türkiye getirdiği müeyyidelerle Batı Avrupa'ya ihracatın yok denecek noktaya geleceğini savunarak, şöyle konuştu:
''Fas devreye girdi. Bizden daha ucuza çalışıyorlar. Biz ihraç sorununu çözsek, fiyat sorununu çözemiyoruz. Afrikalı işçileri çalıştırıyorlar, köle emeğini kullanıyorlar. Aylık 50 dolara işçi çalıştırıyorlar. Batı Avrupalılar köleciliğe karşı çıksalar da, Afrika'da çok ucuza sebze üretiyorlar. Bununla rekabet edemiyoruz. Şimdi de yüzde 10 analiz zorunluluğu getirildiği zaman bu ciddi bir engel olacaktır. Dönüp dolaşıp bu iş iç piyasadaki üretimi vuracaktır diye düşünüyorum.''
Kaynak: Lojiport