Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Denizyolu / BOĞAZLARDAN GÜVENLİ GEÇİŞ FORMÜLÜ

BOĞAZLARDAN GÜVENLİ GEÇİŞ FORMÜLÜ

BOĞAZLARDAN GÜVENLİ GEÇİŞ FORMÜLÜ02.02.2010

Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Salih Orakçı, katıldığı Türk Boğazları’nda Durumsal Farkındalık Sempozyumu'nda minimum riskin formülünü açıkladı.

 
Bir geminin limandan tüm olasılıkları tamamlayarak kalkması ile Türk boğazlarına göndereceği bilgiyi de doğru ve zamanında göndermesi halinde risk oranının 10 binde 1"e kadar düşebileceği açıklandı.
 
Deniz Trafik Operatörleri Derneği ve Bahçeşehir Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Denizcilik Programları işbirliği ile ilk kez düzenlenen Türk Boğazları"nda Durumsal Farkındalık Sempozyumu büyük bir katılımla gerçekleştirildi.

Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Salih Orakçı, Kıyı Emniyeti"nin kısa tanıtımından sonra, boğazlarda yapılması gerekenleri  3 ana başlık altında sıraladı. Emniyetin geminin kızağa konulmasıyla başladığını ve aynı bayrak altında kaldığı sürece devam ettiğini ifade eden Orakçı, Novorosisk"ten yola çıkan ve Karadeniz"den boğaza giren bir gemi örneği verdi. Karadeniz"deki bir limandan kalkan geminin, Boğaz girişine 40 mil kala yakıtının bittiğine tanık olduklarını söyleyen Orakçı; “Bu yakıtın bitmesi değil, bir anlamda mesleğin bitmesidir”  şeklinde konuştu. 

Orakçı, şöyle devam etti: “Risklerin azaltılması konusunda başlıca önlemler nedir dediğimizde, bana göre bunun başındaki isim gemi ve gemi kaptanı olmalıdır. Dolayısıyla gemiye baktığımız zamanda da geminin kondisyonu bence başta gelen birinci unsurdur. Gemi limanda batar.  O nedenle gemi kaptanı seyrüsefere çıkarken tüm hazırlıklarını tamamlamalıdır. Ortalama 1.6 günde bir Türk boğazlarında ya bir makine arızası ya da dümen arızası görüyoruz. Bu kadar riskin büyük olduğu bir ortamda gemi kaptanı ve personelin tecrübesi de son derece önemlidir. Bizler Türk boğazlarında alınması gereken her türlü önlemi aldık ancak bu yeterli değil. İşte o yüzden bu gemiler Türk boğazları bölgesine yaklaştığında, Gemi Trafik Hizmetleri Merkezi ile irtibata geçtiğinde de Gemi Trafik Hizmetleri Merkezi tarafından onlara sunulan her türlü tavsiyeyi dikkate almalıdırlar. Gemi Trafik Hizmetleri Merkezi onlardan aldıkları bilgileri değerlendirmek suretiyle gemi trafik organizasyonu yaparken aynı zamanda yaşanabilecek herhangi bir risk durumunda o geminin ihtiyaç duyduğu bilgiyi ona en kısa zamanda verir. Bu noktadan sonrakiler bizim işimiz. Yani kılavuz kaptanımızın ve römorkörümüzün işi. Riskin azaltılmasındaki en önemli pay kıyı devleti olarak kılavuz kaptanın kullanılması ve römorkör alınmasıdır. Türk boğazları bölgesinde saydığımız tüm unsurların gereği gibi yerine getirilmesi durumunda risk oranı 10 binde 1"ler seviyesine düşecektir.”

Naiboğlu: Müsteşarlıktaki denizci oranı yüzde 27"ye çıktı


Denizciliğin Hz. Nuh"a kadar dayanan, çok eski, onurlu ve evrensel bir meslek olduğunu ifade eden Denizcilik Müsteşarı Hasan Naiboğlu da, IMO Genel Sekreteri Mitropoulos"un sözüne gönderme yaparak, “Denizciler olmasa dünyanın yarısı açlıktan, yarısı da soğuktan donarak ölür” diye başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bakanımız denizci, benden önceki müsteşarımız da denizci, ben de içinizden biriyim ve kadromuz da öyle. Bakanımız devraldığında Denizcilik Müsteşarlığı"ndaki denizci oranı yüzde 4 iken, bugün yüzde 27"lerdedir. Bu bir takım oyunudur. Takım oyununda kaleciye de gerek var, forvete de, teknik elemana da. Başarı hepsiyle beraber geliyor. Denizcilik Müsteşarlığı merkez haricinde taşradaki 7 Bölge Müdürlüğü ve 1"i Van"da olmak üzere 71 Liman Başkanlığı ile yönetiliyor. Önemli VTS sistemleri kuruyoruz.”

Aka: Boğazlar için büyük mücadeleler verildi


Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka da, Boğazların çok önemli olduğunu İstanbul"un Fethi'yle Türklerin kontrolüne geçtiğinden bu yana uğruna çok büyük savaşlar verildiğini, hiçbir anlaşmada can, mal ve çevre güvenliğiyle ilgili bir madde olmadığına dikkat çekerek, "Belki de farkında olmalarını gerektirecek şartlar yoktu. 1940"larda 1950"lerde boğazlarımızdan yılda 4-5 bin gemi ancak geçiyordu bugün ise 55 bini aşkın gemi geçiyor. Gemi boyutları, şartlar değişti. Burada bu konunun farkında olanlar konuşacak. Onlar tartışsınlar. Devletin üst düzey yöneticileri olarak bize düşen onlara sadece yol gösterip imkan sağlamak” diye konuştu.

 

Yücel: Genç nüfusu kullanamıyoruz


Bahçeşehir Üniversitesi Mütevvelli Heyeti Başkanı ve IGUL Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel, Bahçeşehir Üniversitesi"nin 11 yıl önce kurulduğunu ve hala genç bir üniversite sıfatını taşıdığını belirterek, üniversitede 10 bini aşkın öğrenciye eğitim verildiğini söyledi. Bir eğitimci olduğunu belirten Yücel, Türkiye"de ilk kez 2 yıl önce mesleki ve teknik eğitimi geliştirme merkezi kurduklarını ifade ederek, “Türkiye mesleki eğitimini halletmediği sürece Türkiye"de mesleki eğitim arzulanan yerde olamayacaktır. Genç nüfusumuz olduğunu söylüyoruz. Ama bu genç nüfusu kullanamıyoruz. Bundan sonra adım atalım. Ne olacaksa ona başlayalım” dedi.

 

“Boğazdan geçebilmek, hareme girme izni istemek gibiydi”


Sempozyumun panel bölümünün moderatörlüğünü ise Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürü Cemalettin Şevli yaptı. Şevli"nin kontrolünde oldukça renkli geçen panelde konuşmacılar ilginç değerlendirmelerde bulundular.  

Oturumda ilk konuşmayı gerçekleştiren İTÜ Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezer Ilgın, “Tarihsel Gelişimi İçerisinde Türk Boğazları"nın Hukuki Statüsü” konulu bir sunum yaptı. Ilgın"ın sunumunda verdiği örnek, Montrö Anlaşması ile egemenlik hakkımızı biraz olsun kurtardığımız boğazların önemini çok iyi ortaya koyuyordu. İşte o anekdot: “16. Yüzyılda İngiliz elçisi dönemin sadrazamına gelerek, "gemilerimizin geçişine izin verin"  der. Sadrazam da, "ben bunu padişaha nasıl söylerim. Bu hareme girmek için izin istemek anlamını taşır. Kellemin gitmesini mi istiyorsunuz" diye yanıtlar.”

 

Türk boğazları bir hayat koridoru


Denizcilik Müsteşarlığı Deniz Ulaştırması Genel Müdür Yardımcısı Kaptan Hakan Fikircioğlu ise, Türk boğazlarının adeta bir hayat koridoru olduğunu belirterek, “Milyonlarca insan yoğun bir şekilde deniz ulaşımını kullanmaktadır. Ülkemiz diğer ulaşım sektörlerinde olduğu gibi denizcilikte de önemli atılımlar gerçekleştirmiştir. Bu atılımlar deniz emniyetinin sağlanması yönünde büyük boyutlara ulaşmıştır. Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri, Türk boğazlarında güvenliğin sağlanması için kurulmuştur” diye konuştu.


Bir gemi evinde oturan kadını öldürdü


KEGM/TBGTH Daire Başkanı Olcay Özgürce ise “Türk Boğazları"nın Dinamik Değişenleri ve Rakamlarla İstatistik Analizi” konulu bir sunum yaptı. Boğaz akıntıları konusuna değinen Özgürce, ayrıca meydana gelen gemi kazalarına da değindi. Özgürce"nin anlattığı, 1963 yılında meydana gelen Arhangelsk adlı geminin yaptığı kaza, "dünyada ilk kez bir geminin evinde oturan kadını öldürdüğü kaza olarak tarihe geçti" sözleri durumun trajikomikliğini ortaya koyar gibiydi.

 

Leiv Eirikson"u Üsküdar"a demirlemişlerdi


Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği Başkanı Şükrü Arık ise “Türk Boğazları"nda Kılavuzluk Hizmetleri ve Gelişen Teknolojinin Hizmetlere Yansıması” adlı bir sunum gerçekleştirdi.

Sunumunda kılavuz kaptan hizmetlerinin yanı sıra kılavuz kaptanların yaşadığı tehlikelerden de söz eden Arık, “Kılavuz kaptanlık teknolojik gelişmeler ile gelişen bir meslek değildir. Ne gelişme olursa olsun kılavuz kaptanın tecrübesi önemlidir. Geçtiğimiz günlerde boğazdan Leiv Eiriksson adlı bir platform geçti. Geçişinde Üsküdar önünde demirlemişti. Bunun yanlış olduğunu düşünen kılavuz kaptanımız Leiv Eiriksson"u ileriye alarak tecrübesini ve deneyimini ortaya koymuştur” dedi.

 
Boğazı, yaşlı gemiler bloke ediyor


Türk Boğazları"ndaki Trafik Rejimine Uluslararası Bir Bakış” başlığı altında sunumunu gerçekleştiren IALA VTS Komite Başkanı Kaptan Tuncay Çehreli, “Deniz trafiğine yönelik bir durumsal farkındalık oluşturacağım. Durumsal farkındalık öncelikle algılamayla başlar. İkinci aşamada kavramalı, sonrasında ise iyi analiz etmeliyiz. Bu aşamalardan sonra uygulamaya geçmemiz gerekiyor. Durumsal farkındalık oluşturulduktan sonra devamlılığı sağlanmalı. Böylece tam olarak durumu fark edebiliriz" dedi. Çehreli, boğazı yaşlı gemilerin bloke ettiğini de sözlerine ekledi.

 
DTO, tek yönlü geçişin devamında ısrarlı


İlk oturumun son konuşmacısı olan Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Kaptan Alev Tunç ise, Marmaray çalışması sebebiyle 2005 Ağustos ayından bu zamana devam eden tek yönlü trafik uygulamasıyla birlikte İstanbul Boğazı'nda meydana gelen kazaların yüzde 70 oranında azaldığını öne sürdü. Gemi sahipleri, armatörler ve acentelerin gemilerinin geldiği gibi geri gitmesini istediklerine dikkat çeken Tunç, “Ancak bu riskleri ve kazaları artırır. Biz DTO olarak mevcut tek yönlü trafiğin çatışma riskini azalttığından hareketle Marmaray çalışmasından sonra da devam etmesini istiyoruz. Ayrıca gemilerde kılavuz kaptan alma konusu da teşvik edilmelidir” dedi. Oturumun sonunda konuşmacılara teşekkür belgeleri ve plaketleri takdim edildi.

Kaynak: Lojiport

Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr