Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / GÜMRÜK MÜŞAVİR ÜCRETLERİNİN VAHİM SONUÇLARI

GÜMRÜK MÜŞAVİR ÜCRETLERİNİN VAHİM SONUÇLARI

GÜMRÜK MÜŞAVİR ÜCRETLERİNİN VAHİM SONUÇLARI27.01.2010

Perşembe günü Gümrük Müsteşarlığı'nın bir ilk olarak yılbaşında uygulamaya koyduğu gümrük müşavirleri asgari ücret tarifesi üzerindeki yanlışlara değinmiş ve uygulamanın, ihracatçı ve ithalatçı kesim üzerinde yaratacağı rekabet kırıcı özelliklerini yazmış ve "bu uygulama rejim açısından da ticaretin serbestliği ilkesi açısından da yanlıştır ve vahim sonuçlara gebedir" şeklinde bitirmiştim.

Konu sadece basit bir ücret sorunu değildir.

Konuyu vahamet derecesine getiren ana sorun, devletin bir kurumunun üzerine vazife değilken durumdan vazife çıkararak serbest piyasada hizmet satan gümrük müşavirlerinin ücretlerinden yana taraf olması ve bu taraflığı metazori bir uygulamaya sokarak faşizan, totoliter bir baskı ile ve o hizmeti satın alanın hakkını görmezden gelerek demokratik olmayan bir davranış içerisine girmesidir.

Bir ihracat veya ithalat işleminde ücret ve o ücretlerin oluşturduğu kaldırılamaz yükler sadece gümrük müşavirlerinin ücretleri ile mi sınırlıdır?

Elbette hayır.

Uygulamada o işlemin gerektireceği yan işlerin her biri ayrı ayrı ücretlendirilmiş. Örneğin antrepodaki ürün ek beyannamesi için 50 TL daha, serbest bölge işlem formu için 75 TL daha, ATA karneli işlem için 200 TL, beher TIR/konteyner/araç/vagon ve benzeri vasıtalar için ihracatta ekstra 50, ithalatta ekstra 100 TL daha ödeme söz konusu ve tabii ek masraf yükleyen bu liste oldukça uzun. 

Hatta, gümrük müşavirine selam vermek dahi ücret ile!

Büroda sözlü danışma 1 saate kadar 100 TL, takip eden her saat için 50 TL, çağrı üzerine gidilen yerde danışma 250 TL, takip eden saat için 100 TL, yazılı görüş bildirme için 250 TL daha ödemeniz söz konusu, yıllık bazda danışma alacaksanız 500 TL ödeyeceksiniz. 

Bitmedi, her ürün için numune başına alınan ama hiçbir tahlil yapılmadan rapor düzenlenen laboratuvar tahlil ücretleri, laboratuvara götürme, getirme ücretleri, limanlarda depolama, indirme, boşaltma ve tekrar yükleme ücretleri, şehir içi transit, şehir dışı transit, refakat taşıma, vinç kira bedelleri, boş beyanname, diğer boş belgelere ödenen ücretler, ordino ve manifesto bedelleri, saha kirası, insafa kalmış demuraj ücretleri, ara taşıma, o taşımalar için gümrük teşkilatına yatırılan bedeller, teminatlar, fazla mesai ücretleri, ihracatçı birliklerine ödenen harçlar, ATR bedelleri, menşe belgesi ücretleri, forklift kiraları veeeee her yılbaşı adı yeniden konulan ve adı konuldukça artan "Benim memurum işini bilir ücretleri" ve daha niceleri...

Beyannamelerin rakamlarının büyük meblağlar içermediğini düşünürsek, her beyanname için alınacak bu ödemeler üst üste konulduğunda ithalata veya ihracata konu olan fatura bedelinden daha fazla meblağda masraflar toplamına ulaşabilmeniz çok mümkündür ve bu tam anlamıyla bir komedidir.

Düşünün, elinizde 1000 TL'lik bir ithalat veya ihracat faturası var ama müşavirlik ücreti ve diğer ek masrafların toplamı 1200 TL!

Olur mu derseniz bu tarife ile olur ve komedi dediğim de budur.

Uygulamayı daha da garip hale getiren yanı, mevcut durumdan sadece ihracatçılar ve ithalatçıların şikâyetçi olmamalarıdır.

Uygulamadan gümrük müşavirleri de şikâyetçidirler.

Bazıları ücretlerin yüksekliği düşüncesine katılırlarken bazıları da büyük riskler altında olduklarını ve aldıkları çok az ücretlerle çalışanlarının maaşlarını ödeyemediklerini söylemektedirler.

İçinde bulundukları bu anlaşılmaz durumda iki arada bir derede kararsız bir durumda kalmışlardır ve belki düzelir düşüncesiyle 25 gündür fatura kesemez haldedirler.

Uygulamada ısrar edilir de bir değişiklik yapılmazsa birçoğu müşteri kaybedecekler. Çünkü bazı müşteriler o işi artık kendi personelleriyle yapacaklar ve elektronik ortamın verdiği imkân da bu düşüncelerini kolaylaştıracak.

Olur da uygulama hilafında hareket ederlerse o zaman da cezalarla karşı karşıya kalacaklar ve yanlışlara yanlış katan bir başka cephe de bu noktada açılacak.

Yasayı çıkaran Gümrük Müsteşarlığı'ndan pası alan Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) bu noktada devreye girerek asgari ücret tarifesine uymayanlara VUK gereği özel usulsüzlük cezası kesme hazırlığında. Hatta, GİB imzalı uyarı mektupları gümrük müşavirlerine gönderildi bile.  

Bu durumda önlerinde tek yol kalıyor ve mecburen o yolda yürüyecekler.

O yolda da "Asgari ücret tarifesine göre fatura kesmek ama müşterileri ile anlaştıkları düşük fiyatlı ücretlerini alacak yazarak ileride bir şekilde geri ödemek" var.

Bir şekilde dediğim o yol ise "açıktan geri ödeme" yani, kayıtdışı yolu.

Arada oluşacak yüksek kâr da masrafları yükseltmek amacıyla dışarıdan alınacak faturalarla kapatılmaya çalışılacak ve hiç gizlisi saklısı yok, bu faturaların bir kısmı naylon, bir kısmı gerçek olacak.

Bunun en açık ifadesi, daha çok kârdan daha çok vergi almayı bekleyen Maliye'nin kayıtdışılığı önlemesi yerine, kayıtdışılığı azdırması ve içinden çıkılmaz hale getirmesi demek.

İthalatçının, ihracatçının, gümrük müşavirinin fikrini sormadan, AB'deki uygulamalarına bakmadan, DTÖ'nün kurallarını incelemeden, serbest ticaret ilkesini dikkate almadan bu uygulamayı kim akıl edip ortadaki vahim sonuçları hazırladıysa bilmeli ki "atılan taş ürkütülen kurbağaya değmeyecek."

Uygulama durdurulmazsa bu vahim sonuçların yaşanması maalesef kaçınılmaz olacak. 

İhracatçılar, ithalatçılar ve dahi gümrük müşavirleri Bakan Yazıcı'nın devreye girerek makul bir indirim yapılmasına aracı olmasını bekliyorlar. Konu ile ilgili Sayın Bakan'ın 1 yıl erteleme yetkisi var ama taraflarının rızası olmadan "ücretleri indirme" yetkisi yok.

Ücret indirimi, ithalatçı ve ihracatçılara maliyet açısından bir nebze çare olsa da devletin serbest ticaret ilkesine müdahalesi yanlışını ortadan kaldırmaz ve faşist ve totaliter rejimlerde görülebilecek bu tutum ortada durduğu müddetçe bu sorun da asla halledilmiş olamaz.

Fiyat indirimine kanarak, sulh olmayı, demokrasi rejiminin ruhunun satış bedeli olarak görürüm.

Esas olan konunun hizmeti alan ile satan arasında ve serbest ticaret kurallarının vazgeçilmezi olan piyasa şartları ve rekabet ortamında oluşturulmasıdır. İndirim ise teferruattır.    

 
Kaynak: Şevket SÜREK/Referans