Krizin olumsuz etkilerine rağmen yatırım yapmaktan çekinmeyen Türk firmaları 2010'dan ümitli. Gerçekleştirdikleri yatırımlarla krizin olumsuz etkilerini fırsata çeviren birçok firma 2010'da bunun meyvesini toplamak istiyor. Türkiye, küresel ekonomik krizin etkilerini üretimden ihracata, istihdamdan yatırıma kadar her alanda hissetti. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından açıklanan İhracatçı Birlikleri kayıt rakamlarına göre kasım ayı ihracatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1.5'lik artışla 8 milyar 825 milyon dolar olarak gerçekleşti. Ocak-kasım 2009 dönemindeki ihracat yüzde 27.31 azalarak 120 milyar 520 milyon dolardan 87 milyar 608 milyon dolara geriledi. Kasım ayı sonunda 2008 Kasım'ına göre yüzde 27.3'lük gerileme gösteren 11 aylık ihracat, TL bazında ise yüzde 11.3 geriledi. Sanayi ihracatı dolar bazında kasım ayında geçen yıla oranla yüzde 1.48 artarak 7 milyar 288 milyon dolara ulaşsa da TL bazında yüzde 5.42 azalarak 10 milyar 838 milyon TL'ye geriledi. Ocak-kasım dönemi sanayi ihracatı geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 29.90'lık düşüşle 73 milyar 606.5 milyon dolar olarak gerçekleşti. TL bazındaki ocak-kasım dönemi performansı ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 14.49 düşüşle 114 milyar 443 milyon TL olarak kayıtlara geçti. Sanayi mamulleri ihracatı dolar bazında kasımda 2008 Kasım ayına oranla yüzde 2.57 artışla 5 milyar 690 milyon dolara yükselirken TL bazında karşılığı 2008 Kasım ayına oranla yüzde 4.40 düşüşle 8 milyar 460 milyon TL oldu. Ocak-Kasım 2009 dönemi sanayi mamulleri ihracatı ise dolar bazında 2008 Kasım'ına göre yüzde 30.39'luk düşüş yaşayarak 57 milyon 921 bin dolarda kalırken TL bazında rakamlar 2008 Kasım'a oranla yüzde 15.09 düşüşle 90 milyon 55 milyon TL olarak gerçekleşti.
İHRACATTAKİ DÜŞÜŞÜN SEFER SAYISINA YANSIMASI
Türk ihracatındaki düşüş uluslararası nakliyecilere de yansıdı. Neredeyse tüm sınırlarıyla sorun yaşayan Türkiye, yaşanan ekonomik krizin de etkisiyle uluslararası nakliye alanında da düşüşlere sahne oldu. İhracatının büyük bir oranını Avrupa Birliği (AB) ülkelerine gerçekleştiren Türkiye, Ekim 2009 sonu itibariyle geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 27'lik düşüşle AB ülkelerine karayoluyla 169 bin 115 Ro-Ro ile 59 bin 505 sefer olmak üzere toplam 228 bin 620 seferlik ihraç taşıması gerçekleştirdi. Rusya, BDT ve Asya ülkelerine ihraç taşımaları geçen yıla oranla yüzde 13 düşerek 119 bin 2 sefer olurken, Ortadoğu ülkelerine ihraç taşımaları ise yüzde 10 artış gösterip 326 bin 580 seferlik ihraç taşıması gerçekleştirildi.
OTOMOTİV SEKTÖRÜ AĞIR YARALI
Türkiye'nin ihracatında ve üretiminde önemli bir konumda bulunan otomotiv sektörü de 2009'un olumsuz havasından nasibini aldı. Ocak-Kasım 2009 döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 38 düşüşle 313 bin 820 ticari araç üretilirken, bu araçların ihracatı yine geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 44 düşüş göstererek 209 bin 938 oldu. Dünyanın önemli otobüs üreticisi ülkelerinden Türkiye; Ocak-Kasım 2009 aralığında 685 milyon 905 bin 265 dolarlık otobüs ihracatı gerçekleştirirken bu rakam geçen yıla oranla yüzde 41'lik düşüşü ifade ediyor. Diğer tüm ticari araçların ihracat toplamı ise 2 milyar 359 milyon 851bin 277 dolar gerçekleşti. Bu rakam da geçen yıla oranla yüzde 60'lık bir düşüş anlamına geliyor.
HAVAYOLLARI MORALLERİ DÜZELTTİ
Türkiye'de krizden en az etkilenen sektör belki de havayolları oldu. Devlet Hava Meydanları
İşletmesi'nin istatistiklerine göre 2009 Kasım sonu itibariyle Türkiye'deki tüm havalimanları toplamında 337 bin 359 iç hat, 325 bin 11 dış hat olmak üzere toplam 662 bin 370 adetlik uçak trafiği yaşandı. Ticari uçak trafiği iç hatta 273 bin 881, dış hatta 310 bin 384 olmak üzere toplam 584 bin 265 oldu. Yolcu trafiğinde geçen yıla oranla dış hatta 0.1'lik bir düşüş yaşanırken iç hatta yüzde 9.8'lik artış oldu. İç hatta 33 milyon 330 bin 616 olan yolcu sayısı dış hatta 40 milyon 219 bin 334 olarak gerçekleşti. Havalimanlarında yük trafiğinde (bagaj kargo posta) de az da olsa artan seyirde hareketlilik vardı. İç hatta 410 bin 352 ton yük taşınırken dış hatta 1 milyon 76 bin 314 ton yük taşındı. Tüm bu gelişmelere rağmen yeni yatırımlar gerçekleştiren, iş sahalarını büyüten ve istihdam gerçekleştiren firmalarla 2009'un nasıl geçtiğine ve 2010'dan neler beklediğine dair bilgiler aldık.
Karsan CEO’su Murat SELEK
Karsan’ın büyüme yılında krizle karşılaşması, beklediğimiz büyüme oranının düşmesine sebep oldu. Temmuz 2007’de Renault Trucks ve Şubat 2008’de Peugeot ile gerçekleşen atılım krizle beraber olumsuz etkilendi. Partner’in %90’lık kısmı, Renault Trucks’ın %50’den fazlası ihracat yönelik projeler. Hem iç, hem dış pazardaki daralmalar doğal olarak üretim adetlerine olumsuz yansıdı. Ana lisansörlerin kendi fabrikalarında istihdamı korumaya yönelmeleri de bizi olumsuz etkiledi. Kontratımıza göre Renault Trucks’a yılda 5 bin kamyon üreterek Türkiye’nin en iddialı kamyon üreticilerinden biri olmayı hedefliyoruz. Peugeot Partner Origin Ve Citroen Berlingo First modelleriyle de yılda 30 bin araç üretmeyi hedefledik. Ancak bu üretim hedeflerimizde 2009 yılında %75’e varan oranlarda gerileme yaşıyoruz. Hyundai Truck ve Karsan J9’da da iç pazardaki daralma sebebiyle yıla yüksek stokla girdik. Bu da üretimi ertelememize neden oldu. 2009 yılı ciro hedefimiz 293 milyon TL ve satış öngörümüz ise, 11 bin 190 adet. Bu da ciroda %58, satış adetlerinde %52’lik bir artışı işaret etmektedir. Sektörün eski iyi dönemlerini yakalaması içim iç Pazarı canlandırıcı kalıcı çözümlere odaklanılması gerekiyor. Türkiye’nin ihracat lideri olmuş otomotiv sanayi için yapısal tedbirlerin uygulanmaya başlanması lazım. Örneğin, hurda indirimi sektörü ayakta tutabilecek en önemli tedbirlerden biri. Eğer bu tedbirler alınmazsa 2010 beklenen canlanmanın gerçekleşmeyeceği bir yıl olur. Otomotiv sektörünün 15 yıl içindeki beklentilerini karşılamak için mevcut işlerimize ek olara daha uzun vadeli ve hacimli işlere yönelmeyi planlıyoruz. Özgün Türk ürünlerini ortaya çıkarmak, ürün tasarımı, pazarlama, satış ve satış sonrasına ağırlık vermek istiyoruz. Sadece Türkiye için değil, bölgesel bir şirket olarak çevre pazarların da ihtiyaçlarını gidermek istiyoruz. Hedefimiz en az yarısı ihracata dayalı bir şirket konumuna gelmek ve 5 yıl içinde 3 kat büyüyerek milyar dolarlık bir şirket olmak.
Saga Havayolları Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Musa Alioğlu
Saga Airlines 2009 yılına 6 uçak ile girdi. 2009 yılında da filomuza bir adet Airbus 330 ve 2 adet Boeing 737-800 tipi uçak dahil ederek yılı 9 uçakla bitirdik. Bu uçaklar ile filomuz 2 adet Boeing 737-400, 4adet Boeing 737-800, 2 adet Airbus A310 ve bir adette Airbus A330 tipi uçak olarak şekillendi. Gezair Havayolları ve Afgan Havayolları en büyük iki müşterimiz oldu. Bunun yanı sıra THY’na ve Anadolu Jet’e de uçak verdik. 2009 yılını hedeflerimize ulaşarak bitirdik diyebiliriz. Personel sayımız 400’ü aştı. Marka olarak Türk Sivil Havacılık sektöründe iyi bir marka olduk. 2010 yılı içinde filomuza 1adet A-330 daha katacağız. Şayet erken teslim edilebilirse 2 adet daha 737-800 Boeing tipi uçak almayı düşünüyoruz. Filomuzu genişletirken teknik anlamda önemli bir değer olan IOSA Belgesi’ni de almayı hedefliyoruz. Ayrıca geçen yıl bir uçakla yaptığımız full charter taşımacılık işini bu yıl 4 uçakla yapmayı planladık. Yani bir konsept değişikliğine gidiyoruz diyebiliriz. Kendi markamızla yapacağımız bu uçuşları Dalaman, Bodrum ve Antalya’dan İngiliz Tur operatörleri ile gerçekleştireceğiz. 2010 yılında personel sayımızı 500’e çıkartacağız. Bu arada sosyal sorumluluk olarak yapmamız gerekenleri bir kalem altında topluyor ve böyle gerçekleştiriyoruz.
Pegasus Havayolları Genel Müdürü Sertaç Haybat
Biz ekonomik krizin yoğun olarak yaşandığı 2009 yılında hem koltuk sayımızı hem de misafir sayımızı ciddi şekilde arttırdık. 2009 yılının ilk 9 ayında, 2008’e oranla iç hatlarda yüzde 41, dış hatlarda ise, yüzde 41 büyüme sağladık. 2009 yılı içersinde iç hatlarda Elazığ ve Konya’yı; dış hatlarda ise, Atina, Basel, Berlin, Brüksel, Frankfurt ve Krasnodar’ı uçuş ağımıza kattık. İstanbul Sabiha Gökçen’de 18’i iç, 15’i de dış hat olmak üzere toplam 33 uçuş noktasına seferler gerçekleştiriyoruz. 2010 yılında yeni uçuş noktaları açmayı ve özellikle yurtdışında var olan uçuş noktalarımızda frekans artışı yapmayı planlıyoruz. 2010 yılında ekonomik krizin hafifleyeceği bir dünyada, bu artışların devam edeceğini öngörüyoruz. Biz Türkiye’ye low cost konseptini getiren ve tarifeli uçan en büyük özel havayolu şirketiyiz. 2010 yılında filomuza 2 uçak daha ekleyerek büyütmeyi ve yurt dışında yeni noktalara uçmayı planlıyoruz. Yurtdışı hatların da yurtiçi hatlarda olduğu gibi rekabete açık olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda uçuş başlatmak istediğimiz, yeni hatlar için taleplerimizi Sivil Havacılık Kurumu’na ilettik. Bu şekilde hem yurtiçinde hem de yurtdışında ekonomik bilet avantajını Türk halkına tüm uçuş noktalarında sunmayı istiyoruz. Ucuz bilet avantajımız sayesinde ekonominin canlanmasına büyük katkımız olacaktır.
Ceva Lojistik Türkiye ve Balkanlar Genel Müdürü Aslan Uzun
Küresel ekonomik kriz nedeniyle Türkiye’nin ihracat ve ithalatının yüzde 25’lerin üzerinde daralması, sanayi üretiminin yüzde 27’ler seviyesinde düşmesi, ürün hareketlerinin de bu şekilde düşmesi sektörümüzde de aynı paralelde yansımış ve bu daralmaların izdüşümü olarak yüzde 17-20 arasında daralmaya sebep olmuştur. Krize rağmen yine de 2009 yılında her hafta yeni bir şube/acente hedefini uygulamaya aldık. Yaklaşık 500 kişiye iş imkanı sağladık, 40 olan ofis sayımızı Varan Kargo’yu aldıktan sonra 250’ye çıkardık. Depolama alanında yüzde 20 büyüdük. Bu uygulama 2010 yılında da devam edecek. Şirketimizde global krizin etkilerinin azaltılmasına yönelik olarak öncelikle çalışanlarımız ile krizin potansiyel etkilerini paylaşarak ve katılımlarını sağlayarak bilinç uyandırmayı amaçladık. Bu çerçevede “Farkı birlikte yaratalım” projesini geliştirdik. 2009 yılı içerisinde Ceva çalışanlar Kızılay’ın başlattığı “Birbirimize ihtiyacımız var” isimli kampanyaya gönüllü destek verdi. Ayrıca Ceva olarak, Türk Eğitim Derneği’nin “10bin genç meşale daha aydınlık Türkiye” kampanyasına destek verip proje kapsamında ünlü tiyatrocu Ali Poyrazoğlu’nun TED için özel olarak sahneye koyduğu “2 ileri 1 geri” adlı güldürünün dekorlarını taşıdık. Sosyal sorumluluk kulübümüzün öncülüğü ile Ağrı’da bulunan bir köy okulunu kardeş okul seçerek ihtiyaçlarını karşıladık.
Mars Lojistik Kurumsal İletişim ve Pazarlama Müdürü Ali Tulgar
Türkiye lojistik pazarının önemli kısmını oluşturan uluslar arası taşımacılık pastasının ortalama yüzde 35 küçüldüğünü göstermektedir. Birçok lojistik firması bu Pazar daralmasından iş hacimlerini küçülterek, eleman çıkartarak veya araçlarını parkta yatırarak etkilenmişlerdir. Beklentiler lojistik sektöründe 2009’da birçok firmanın kapanacağı yönünde olmasına rağmen 9 ayda firmalar bu durumu küçülerek atlatmaya çalıştılar., işten çekilme oranı beklenilenin çok altında oldu. Mars Logistics olarak hizmet verdiğimiz sektör çeşitliliği ve dengeli dağılım sayesinde özellikle otomotivde olan düşüş bizi minimum düzeyde etkiledi. Avrupa’da ki Pazar daralmasına 2008 son çeyreğinden hızlı reaksiyon gösterdik. Avrupa’da ve Kuzey Afrika’da yeni hatları çabuk devreye sokarak iş hacmimizin düşmesini engelledik. Mevcut Pazar daralmasında müşteri memnuniyetini yüksek tutarak, müşterilerimizin ihtiyaç duyduğu araç ve hizmet beklentisini en imkansız zamanlarda bile gerçekleştirerek ve en önemlisi tüm iş süreçlerimizi krize göre yeniden tasarlayarak iş hacmi düşüşü olmadan 2009’u tamamladık. 2010 senesi için Türkiye’nin büyüme tahminleri yüzde 3 olarak açıklandı. Genel olarak dış ticaret verileri değerlendirildiğinde 2010 yılı Temmuz ayından itibaren 2008 senesi aynı dönem başarılı dış ticaret verilerine ulaşacağımızı öngörmekteyiz. Lojistik sektörünün de yüzde 10’un üzerinde büyümesi beklenmektedir. Mars Logistics olarak stratejik planlarımızı yaparken dış ticaret verilerinin ve lojistik sektörü büyümesinin iddialı bir şekilde üzerinde hedefler koyduk. Filo ve depo yatırımlarına 2010 senesinde ve özellikle 3. Çeyreğinden itibaren kaldığımız yerden hızla devam edeceğiz. Mars Logistics olarak, 2010 yılında sosyal projelere devam edeceğiz. Lojistik Derneği(LODER) ile birlikte yürüttüğümüz Lojistik Vaka yarışmasının bu yıl 7. düzenlenecek. Bu yarışma ile üniversite öğrencilerine, potansiyeli yüksek stratejik bir sektörü yakından tanıma fırsatı sunuyoruz.
TNT Express Türkiye Genel Müdürü Turgut Yıldız
Lojistik sektörü, global krizden etkilenen sektörlerle paralel olarak etkilenmiştir. Ancak özellikle uluslararası taşımacılıkta krizi az yaşayan ülkelere yapılan ihracatlar bu etkiyi lojistik sektöründe azaltmıştır. Hizmet verdiğimiz alan birçok sektörün faaliyetlerinden ve dinamiklerinden etkilendiği için yaşanan gelişmeler direkt olarak bizleri etkilemektedir. Otomotiv ve otomotiv yan sanayinde çarpıcı daralma yaşanıyor. 2009’un 3.çeyreğinde yaşanacak toparlanmalarla birlikte 2010’da kriz öncesi büyüme rakamlarının tüm sektörde gerçekleşeceğini düşünüyoruz. TNT Türkiye olarak, 2009 büyüme kaydettiğimiz bir yıl oldu. 2010 yılı içinde aynı ivme ile ilerlemeyi düşünüyoruz. 2009 yılında yurtiçi taşımacılık alanında yatırımlarımıza devam ettik. Bu anlamda şube ve acente sayılarımız arttı. Ayrıca biz krize rağmen İstanbul merkez binamızı daha büyük bir binaya taşıma kararı aldık ve taşındık. Ağırlık bazında bir önceki yıla göre yüzde 14’lük bir artış yaşadık. Bunun en önemli sebebi hacimli fakat ekonomik gönderilerin artması. 2009 yılı içinde yaklaşık 50 işe alım gerçekleştirdik. Kriz döneminde uçak+karayolu gerçekleştirdiğimiz ekonomik servisimiz müşterilerimiz tarafından en çok kullanılan servisimiz oldu. Ek olarak yeni pazarlara açılacak ve iş anlaşmalarının olacağı alanlarda aktif faaliyet göstermeye başladık. Bu noktada özellikle fuarlara yeni Pazar arayışı için girmek isteyen müşterilerimize önemli bir hizmet sunuyoruz. TNT, yine aynı hızla sosyal sorumluluk hem globalde hem de yerel de devam etti. Dünya Gıda Programı ile yaptığımız anlaşmanın ilk 5. Yılını 2008 yılı sonundan tamamladık ve krize rağmen ikinci 5 yıl için anlaşma imzaladık. Gezegen benim projesi çerçevesinde uçuşlarımızı azaltmaya, çalışanlarımızı bilinçlendirmeye ve araçlarımızın karbondioksit salınımızı azaltmaya çalışıyoruz.
Balnak Genel Müdürü Kosta Sandalcı
Türkiye’nin 10-15 sene içerisinde taşımacılıkta kabul değiştireceğini belirten Balnak Genel Müdürü Kosta Sandalcı, “Karayolu yine vazgeçilmez durumda olacaktır ama onun yanında demiryolu fevkalade ön plana çıkacaktır” dedi.
“Türkiye şuan da Avrupa’nın en güçlü karayolu filosuna sahip. Ama Avrupa artık ‘Dur’ diyor. Vizeleri, kotaları, sürücü yasaklarını koyuyor. AB de Cream Projesi’nde Türkiye’yi bu konuda teşvik ediyor. Ama biz hala uyanmadık. Diyor ki, ‘yenile hatlarını yeni hatlar yap. Halkalı’yı lojistik köy şekline getir. Oraya kombine taşımacılığı mümkün kılabilecek tesisatı kur. Ana yük taşıma kısmını demiryolu kat etsin. Ondan sonra da kısa mesafelerini karayolu yapsın’.ama biz bunu hala görmüyoruz. Cream Projesi’nde TCDD aşağı, yuları 1 milyon avroya yakın bir proje sundu. Bunun da 300 bin kısmını aldı. Bu proje devam edecektir” diyen Sandalcı, şirketlerinin operasyonlarına ilişkin ise, ekonomik krizden Balnak olarak etkilendiklerini ancak krizi çok iyi bir şekilde yönettiklerini ve sonuçlarını 2008’e nazaran iyileştirdiklerini anlattı. Sektörde kriz sebebiyle ciroların azaldığından bahseden Sandalcı, Balnak’ta da satışların aşağı yukarı yüzde 10 seviyelerinde düştüğünü belirtti. Sandalcı satışlardaki düşüşe rağmen 2008’e nazaran, sonuçlarında yüzde 30’a varan artış yaşadıklarını dile getirdi.
Sandalcı, 2011 yada en geç 2012 yılında halka açılmayı düşündüklerini belirterek, 2011’de şirketin 25. Kuruluş yıldönümünü kutlayacaklarını, bu sebeple 2011’i halka açılma yılı olarak seçtiklerini söyledi. Sandalcı, 2010 yılı yatırımlarına ilişkin olarak da, Hong Kong ve Şanghay’da ve Libya’da kendi ofislerini açmak istediklerini belirterek, “2010 senesinde 100 tırdan 150 tıra çıkmayı düşünüyoruz” dedi. Sandalcı, 2010 yılı içerisinde bilgi işlem teknolojilerine de yatırım yapacaklarının altını çizerek, 2010 yılında toplamda 7-8 milyon avroluk yatırım yapmayı düşündüklerini belirtti.
Kaynak: Transport