Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Ekonomi / İş Dünyası / İHRACATIMIZ 97 MİLYAR MI, 101,6 MİLYAR DOLAR MI?

İHRACATIMIZ 97 MİLYAR MI, 101,6 MİLYAR DOLAR MI?

İHRACATIMIZ 97 MİLYAR MI, 101,6 MİLYAR DOLAR MI?07.01.2010

2009 yılı bitti ve ihracat verileri açıklandı.

59 ihracatçı birliği kayıtlarını tutan ve her ayın ilk günü açıklayan TİM, 2009 yılı ihracatını 97 milyar 074 milyon dolar olarak açıkladı.

4 Ocak günü yıllık ihracatımızı yorumlarken ben de bu rakama yakın bir tahminde bulunmuştum. Ama yazımın hemen devamında "Bakalım TÜİK bu yıl ne tür bir süsleme bulacak ve ihracatımızı daha yüksek göstermek için nasıl bir rol üstlenecek?" şeklinde sormuştum.

Fakat heyhat!

Beklediğim bu süsleme bu kez TÜİK'ten değil, bu süslemeleri önlemesi gereken Dış Ticaretten Sorumlu Bakan Zafer Çağlayan'dan geldi.

Sayın Bakan, Türkiye ihracatını günbegün takip eden TİM'in aksine TÜİK ağzıyla konuşarak ihracatımızı 97 milyar dolar değil, 101 milyar 629 milyon dolar olarak açıkladı.

Gerekçe olarak da işlenmemiş kıymetli maden (külçe altın), transit geçen veya limanlarımıza uğrayan gemilere ve havalimanlarımıza gelen uçaklara verdiğimiz yakıt ve kumanyaların dahil edilmesiyle ulaşıldığını ifade etti ve aradaki fark kayıtlara "Birlik Kaydı Zorunlu Olmayan Ürünler" adı altında geçti.

Bu bir ilkti, her türlü şaibeye açıktı ve beraberinde birçok soruyu getirecek yeni bir durumdu.

Bir süre sonra TÜİK de verilerini açıklayacak. O cepheden de üçüncü bir veri çıkacak ve kafalar iyiden iyiye karışacak.

Peki kafa karıştıran bu açıklamalardaki hangi rakam doğru?

Bana göre hepsi yanlış!

Hayır doğru okudunuz, "hepsi yanlış" yazdım.

TİM her ayın ilk günü bir önceki ayın "kayıt" rakamlarını açıklar.

Yani ihracatçı, ihracatçı birliklerine gider, yapmayı planladığı ihracatını ihracat beyannamesi ile "kayıt" altına aldırır. Yapılan o işlem sadece bir kayıt işlemidir ve o ihracatın o an fiilen yapıldığı anlamına gelmez. Anlayacağınız, önceki aylarda da aralık ayı ihracatı olarak gösterilen 9.5 milyar dolarlık ihracat da kayıt altına alınan beyannamelerdeki rakamlardır ve ihracatları da daha sonra gerçekleştirilecektir veya gerçekleştirilmeyecektir.

Bu noktada, "Gerçekleştirilmeyecektir" ifadem dikkatinizi çekmiş olmalı.

Çok haklısınız, ihracatçı birliklerinin kayıt altına aldığı ihracatlar için "belli bir sürede ihraç edilir" diye bir mecburiyet olmadığı gibi, eğer bir hukuki ihtiyaç duyulmaz ise takip mecburiyeti de ihracatın gerçekleşmemesi halinde hukuki bir yaptırımı da yoktur. İhracatçılar, ihracatçı birliklerine giderler, ihracatını dilediği rakamda kayıt altına aldırırlar ve bu rakamlar TİM tarafından "Falan ay veya falan yıl bu kadar ihracat yaptık" şeklinde açıklanır.

Bu arada ihracatçı birliklerinin ve TİM'in de hakkını yemeyelim. Onlar ellerindeki verileri "kayıt rakamları" olarak açıklarlar. Açıkladıkları veriler, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Gümrük Müsteşarlığı ve TÜİK verileriyle örtüşüyorsa mesele yoktur. Yıllardır yapılan budur ve bu konuda çok küçük ve normal görülebilecek farklar dışında şüphe gösterecek bir durum yaşanmamıştır.

Bu gerçekleri bildiğimizden bizler de yıllardır TİM ihracat verilerini referans kabul eder, üzerinde yorumlar yaparız. Kısaca ihracatçı birlikleri ve TİM rakamları fiili ihracat değil kayda alınmış ihracat verileridir. Yanılma ve yanıltma payı her zaman vardır.

Gelin görün ki, 2008 ve 2009 ihracat verileri düşmeye başlayınca, piyasa ağzı ile "zor oyunu bozunca" özellikle hükümet kanadından verileri süsleme ihtiyacı duyulmuştur. Bu süsleme geçen yıl TÜİK'in, TİM verileri olan 127.7 milyar dolarlık ihracatına karşın 132 milyar dolar açıklaması ve bu farkın "işlenmemiş kıymetli maden" ihracatından kaynaklandığını söylemesi ciddi bir kavram karmaşası yaratmıştı.

Ben de bu anlaşılmaz duruma değinerek geçen yıl bu konuda 3 yazı yazmış ve sormuştum.

"Her türlü karanlık işe, kaçakçılığa, kayıtdışılığa, ilgililerini zan altında bırakmaya müsait bu durumun neden normal ihraç yoluyla ve ilgili kurumlarınca değil de gizli-kapaklı, hiçbir yerde kaydı görülmeyen, bilgi verilmeyen bir zeminde yapılmaktadır" diye defalarca sormama rağmen karşımda bir muhatap bulamamıştım.

Bana aradaki 4.5 milyar dolar gibi hiç küçümsenemeyecek farka ait ihracatın neden, "Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçı Birlikleri" ve TİM gibi ihracattan sorumlu kurumların kontrolü ve bilgisi dahilinde değil de "Gümrük Müsteşarlığı'nın" üzerinden yapıldığını kimse izah edemedi.

Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçı Birlikleri'ndeki resmi rakamlar yıllık bazda 978.5 milyon dolar görülüyorken Sayın Bakan ve TÜİK bu rakamı 4.5 milyar dolar olarak açıklıyorlarsa bu açıklamaların güvenilir kaynaklar ve inandırıcı bilgiler içermesi gerektirmez mi?

İşe bakın ki, Sayın Bakan'ın 2009 yılı ihracatı olarak açıkladığı veri ile geçen yıl TÜİK'in açıkladığı ihracat verileri ile TİM'in geçen yıl ve bu yıl açıkladığı veriler arasındaki fark aynı ve 4.5 milyar dolar. Üstelik "Birlik kaydı zorunluluğu olmayan ürünler" adı altında süslenmiş bir şekilde.

Ne demek, "Birlik Kaydı Zorunlu Olmayan Ürünler?"

Kaydı, kuydu zorunlu değilse ihracatçı birlikleri neden vardır, TİM ne iş yapar, DTM ne manadır o zaman?Dahası, diğer 23 sektör bu kurumlara neden ihracat harcı öder?

Ayrıca, iki yıl üst üste denk gelen 4.5 milyar dolarlık bu devasa fark eğer belli bir merkezden ayarlanmıyorsa, "Bu ne büyük ve ilginç bir tesadüftür?

Dikkatli okurlarım hatırlayacaklardır. Kasım ve aralık ayı ihracat yorumlarımı yaparken bu konuya dikkati çekmiş "Bakalım 11 aydır hiçbir şekilde bilgi verilmeyen bu konuda son dakikada nasıl bir süsleme yapılacak? diye sormuştum.

Yazımın başında da dediğim gibi ihracat verilerinde beklediğim süslemeyi bu kez TÜİK değil, bu gizi, bu karmaşık işi, içinde her türlü şaibeyi barındıran süslemeyi önleyecek tek kişi olan Sayın Bakan yaptı.

TÜİK gümrüklerden fiilen çıkan ürünlerin ihracatına göre verilerini değerlendirirken özellikle son 2 yılda krizle beraber ihracatın düşmeye başlamasıyla beraber verileri içerisine kaynağı şaibeli 4.5 milyar dolar gibi bir döviz yığını yüklüyorsa ve bu yığın ihracattan sorumlu kurumlardan ve kamuoyundan özellikle gizleniyorsa ben TÜİK'in ihracat verilerini güvenilir bulamadığım gibi siyasi ihtiyaçtan süslenmiş veriler olarak değerlendirir ve "İhracat rakamları gerçeği ifade etmiyorlar" derim.

Sizlerle çok açık bir şekilde Sayın Çağlayan'ın, TİM'in ve TÜİK'in ihracat verilerine bakışlarını anlattım.

Şimdi tekrar soruyorum:

2009 yılı ihracatımız 97 milyar dolar mı, 101 milyar 629 milyon dolar mı, yoksa yakında TÜİK'in açıklayacağı bir başka rakam mıdır?

Varın siz karar verin...

 

Kaynak: Referans