Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / GELECEĞİN TAŞIMA MODU: KOMBİNE TAŞIMACILIK

GELECEĞİN TAŞIMA MODU: KOMBİNE TAŞIMACILIK

GELECEĞİN TAŞIMA MODU: KOMBİNE TAŞIMACILIK28.12.2009

10. Ulaştırma Şurası’nda ortaya çıktığı şekilde, Türkiye kombine taşımacılığa hem uluslararası taşımacılık hem de ulusal taşımacılık açısından çok daha fazla önem vermelidir. Ve ülkemiz kendisini 2023 yılına doğru bu hedef doğrultusunda hazırlamalıdır.

Bu ne anlama geliyor? Kombine taşımacılık asgari 2 hatta 3 taşıma modunun birlikte kullanılmakta olduğu bir sistemdir.

 

Tabiî ki karayolu vazgeçilmez bir taşıma modu olmaya devam edecektir. Ama karayolunun kısa mesafeler için tercih edilmesinde aşırı fayda vardır.

Zaten anlatmakta olduğumuz sistem bugün kara Avrupası’nda ve Amerika’da fiilen uygulanmakta olan sistemdir. Yani yeniden Amerika’yı keşfetmeye gerek yoktur. Oralardan esinlenerek, örnek alarak kombine taşımacılık sistemimizi hem ulusal hem de uluslararası manada geliştirmemiz şarttır.

 

Öncelik verilmesi gereken kesinlikle ulusal manada Türkiye’nin çıkarına olacak bir sistem üzerinde durulmasıdır. Tabiî ki Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrili olması sebebiyle deniz taşımacılığına imkanlar dahilinde önem verilmelidir. Karadeniz’de Filyos Limanı’nın dışında özellikle Trabzon, Samsun ve Zonguldak limanlarının genişletilme ve yenilenme çalışmalarının hızlandırılması gerekmektedir. Keza ayı şekilde Çandarlı Limanı’ndan bahsediyoruz. Çandarlı’nın da biran önce devreye girmesi hususunda gerekli altyapının ve hinterland çalışmalarının hızlandırılması gerekmektedir.Akdeniz’e baktığımızda bugün Mersin’in yanında Antalya’nın ve yine Mersin’in yanında İskenderun’un liman olarak modernize edilmeleri şarttır.

 

Denizi bir tarafa bırakarak demiryoluna bakarsak eğer; bir aks şeklinde ülkemizi kuzeyden güneye kesen ve batıdan doğuya kat eden bir yeni demiryolu altyapı yatırımının yapılması, geliştirilmesi ve modernize edilmesi zorunluluktur. Daha sonra paralel ve enlemlere bakarak ikinci bir aks, ya da enlem olarak iki-üç enlem daha katılmasıyla, mevcut hatların modernize edilmesiyle demiryolu ağımızın Türkiye’nin bütün bölgelerine tam ve eksiksiz  bir şekilde ulaşabileceğini varsayabiliriz. Öyleki uzun mesafelerde demiryolu nakliyesinin öne çıkması, yakın mesafelerde ise tabiî ki vazgeçilmez taşıma modu olan karayoluna başvurulması şarttır.

 

Yukarıda çizdiğim tablo hiçbir şekilde hayal değildir. Bir bakıma bunları Türkiye’de başardığımızda o zaman ülkemizde modern bir taşıma sisteminin oturmuş olabileceğini söyleyebiliriz.

Dolayısıyla ulusaldan uluslararasına geçtiğimizde Türkiye muhakkak surette en azından transit taşımacılık için bir hakiki köprü vazifesini hem kuzeyden güneye yani Avrupa’dan güneye doğru, hem de batıdan doğuya doğru köprü görevini üstlenebilecektir. Bunları başardığımızda ben şu anda demiryolu taşımacılığında epey ileride sayılabilecek olan komşumuz İran’ı da geçebileceğimizi düşünüyorum. Böylece daha fazla transit yükü elleçleyip Türkiye üzerinden taşıma fırsatı bulabileceğiz.

 

Yurtiçinin dışında yurtdışındaki taşıma şeklimizi de Avrupa’ya doğru değiştirmemizde fayda var. Şu anda Cream Projesi ile birkaç deneme sevkiyatı gerçekleştirmiştir. “Bunlar gerektiği kadar başarılımıdır?” sorusuna ise ‘maalesef’ yanıtı verebiliyoruz şu anda… Ama eminim ki bizdeki gelişmeler doğrultusunda komşu ülkelerimizde meydana gelebilecek yatırımlarla, Avrupa Birliği’ne katılmış bir Bulgaristan ve Romanya’dan bahsediyorum, uzak mesafeyi demiryolu ile kat edip yakın mesafeyi karayoluyla yapmakta fayda olacaktır.

Ben şimdi bir rüya ya da bir hayal anlatmadım… Bunlar gerçekleştiğinde gözlerimin önüne bir haritayı getirerek bu satırları yazdım.

Gönlümüzden geçen hep birlikte 2023’te Türkiye’yi bu yolda ilerleyen bir ülke olarak görmektir.

 

Kaynak: UTA Lojistik