Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası’nın bünyesinde çalışan ABİGEM, Avrupa Birliği İş Geliştirme Merkezi yöneticilerinin isteği ile; Çorlu, Tekirdağ ve Edirne’de üç günlük bir seminer çalışması yaptık. Her biri günde 8 saat süren, tedarik zinciri ve lojistiği özetleyen, bölgede lojistiğin bilinmesini ve bölgeye yapacağı katkıyı gösteren bir çalışma oldu. Mersin, Samsun, Trabzon, İzmir gibi liman illerimizde yapılan bölgesel kalkınma çalışmalarında, lojistik sektörü gelişmenin en önemli faktörlerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Bu illerin tarımsal, endüstriyel, ekonomik, kentsel gelişmesinde lojistiğin kullanılması master planlarla ortaya konmaktadır. Mersin ve Samsun’da çalışmalar başlamış ve ilerlemektedir.
Tekirdağ’da adını belirttiğim şehirlerimiz gibi bir liman şehirdir. Doğru bir coğrafi konumda yer almaktadır. Dünyanın her yerinden Trakya’ya gelecek ve Trakya’dan dünyanın her yerine gidecek olan ürünler için bir giriş ve çıkış noktasıdır. TEM otoyoluna duble yolla kolayca bağlanmaktadır. TER demiryolu hattına bağlanma çalışmalarında sona yaklaşılmıştır. Liman geliştirme çalışmaları yapılmış ve kısa zaman içinde çalışmaya hazır hale gelecektir.
Liman gelişimi için gereken hinterland kapasite olarak uygundur. Her ne kadar bölge sanayicisi, organize sanayi bölgeleri kuruluşları, serbest bölge şirketleri henüz İstanbul Ambarlı alışkanlıklarından vazgeçememiş bile olsalar; Ambarlı limanının kısa zaman içinde yaşayacağı sıkışıklık, yeni liman projelerindeki gecikmeler, Tekirdağ limanının daha aktif olarak çalışması ile yük akımı başlayacaktır. Bu çalışmanın mevcut alt yapı ile sağlanması mümkün değildir. Bölgede lojistiğin gelişmesi için bir master plan yapılmadığı takdirde Tekirdağ bölgesi ve limanı bir transit yol olacak ve bölgenin gelişmesine bir katkı sağlamayacaktır.
Bölgede bir lojistik köy projesi hayal edilmiş ancak hayal adımından daha öteye geçilememiştir. Ne yapılacağı nasıl yapılacağı bir master planla, bir proje ile ortaya konmamıştır. Hepsinden daha önemli olarak bölge bürokratları, bölge sanayicileri, bölge kobi’leri, bölgedeki profesyoneller ve lojistik hizmet verenler lojistiğin ne olduğunu bilmeden hayal kurmaktadırlar. Trakya’da, bölgede bulunan üniversite ve yüksek okullarda lojistik eğitimi verilmekte ancak eğitmen, kaynak, staj, işbaşı çalışması, iş yeri eğitimleri, bölge lojistik şirketlerinin iş birliği gibi çalışmalardan yoksun olarak eğitim sürdürülmekte ve yeterli olamamaktadır.
Verdiğim seminerlere az sayıda sektör yetkilisi katılmıştır. Sanayicilerden, ilgi duyanlardan katılanlar olmuş ancak bölge potansiyeline göre çok azdır. Öğrencilerin ilgisi ise hepimizi mutlu etmiştir. Lojistik sektörünün bir bölgenin gelişmesine etkisi olması için yatırımın, sektörel bilginin ve insan kaynaklarının aynı anda hazır edilmesi gereklidir. Mersin projesinde bu sağlanmıştır. Bundan dolayı proje bir bölgesel seferberlik gibi yürütülmekte ve katılım sağlanmakta, hızla ilerlemektedir. Trakya bölgesinde de yapılması gereken budur. Tekirdağ’a yakın, liman destekli bir lojistik köy, Edirne’ye yakın demiryolu destekli, intermodal terminal ağırlıklı ikinci bir lojistik köy kapalı gözle bir görülen bir ihtiyaçtır.
Seminerlerimde öğrencilerin yüzlerinde gördüğüm ümidin, ancak onlara hayata atıldıklarında bir iş olanağı yaratılarak sürdürülebileceğini biliyorum. Onlara içinde yaşadıkları bölgeyi kalkındırarak teslim etmemiz gerekiyor. Bunun için yapılacak şey bir master plan çalışması, lojistiğin bölgede bilinirliğinin sağlanması ve gerekecek çalışanların yetiştirilmesidir. Ben üç gün boyunca ihtiyaçları olan aşıyı yaptım. Kanlarına lojistik mikrobunu bulaştırdım. Bundan sonra yayılmasını bekliyorum. Destekleyecekleri tanımak istiyorum.
Atilla YILDIZTEKİN